Haberler
Rusya bir kez daha ABD füzeleriyle vuruldu, Savunma Bakanlığı 'Yanıt verilecek' dedi

ABD füzeleriyle bir kez daha vurulan Rusya'dan dünyayı korkutan açıklama

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte cani anne için istenen ceza

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte anne için istenen ceza

Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç'ı örnek gösterip 'Karabiber gibi yanarsın' dediler

Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç'ı örnek gösterip "Karabiber gibi yanarsın" dediler

Erdoğan: Kadınla Erkeği Eşit Tutamazsınız, Fıtrata Ters

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Kadın ve Adalet Zirvesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kadın ile erkeği eşit tutamazsınız. O fıtrata terstir." dedi.

KADEM I. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nde önemli mesajlar veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kadın kadına eşitlik doğru olandır, erkek erkeğe eşitlik doğru olandır ancak kadının özellikle adalet karşısındaki eşitliği asıl olandır. Kadın ile erkeği eşit tutamazsınız. O fıtrata terstir. Çünkü fıtratları farklıdır." açıklamasında bulundu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

"KADEM, yaklaşık 1,5 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen ses getiren, uyaran ve uyandıran çok sayıda faaliyete başarıyla imza attı. KADEM mevcut diğer STK'lara nazaran alternatif fikirleri ile duruşu ile farkını net bir şekilde ortaya koydu. Bir fikri masada ortaya koymak başka bir şey, hizmetle ortaya koymak başka bir şey, bir de toplum içerisinde gerilimler meydana getirmek suretiyle sesimi duyurabilir miyim demek başka bir şey. Aslolan önce dinlemek sonra da dinletebilmek. KADEM çok yeni bir dernek olmasına rağmen kısa zamanda iyi bir konuma yükseldi. Kadın sorunlarının hem ulusal hem uluslararası düzeyde altını çiziyorum adalet kavramı ile birlikte ele almasını şahsen çok önemsediğimi ifade etmekte fayda var. Modern dünyada insana ve insanlığa ilişkin her meselenin ele alındığını biliyoruz ama sorunlara karşı bütüncül acil bir yaklaşım ortaya konamadığını üzülerek müşahade ediyoruz.

"DÜNYANIN TEK HASSASİYETİ PETROL"

Şu anda dünyada özellikle çevre konusunda atılan adımlar ve demokraside çok ileriyiz diyen ülkelerde aynı hassasiyetin olmadığını görüyoruz. Demokrasi ihlali veya insan hakları ihlalini çok büyük mesele haline getirenlerin başka ülkedeki demokrasi katliamına insan katliamlarını gözlerini kapattıklarını görüyoruz. Yine fok balıklarının avlanmasını küresel konu haline getirenlerin Filistin'de Gazze'de binlerce kadının çocuğğun katledilmesine en küçük bir tepki göstermediğini görüyoruz.

Bakınız şu anda Suriye'de 300 bini aşkın insan öldürüldü. Hala dünyanın sesi yok. Kendileri ile hep görüşüyorum ama söylediklerimle kalıyorum. En ufak bir hassasiyetleri yok, tek hassasiyetleri var; petrol!

"BATSIN BU DÜNYA"

Kucağında yavrusu ile ölen dün bir misafirim vardı çocuğunun sniperlarla nasıl öldürüldüğünü anlatıyor. O anne yanımızda orada eşimle birlikte dinledik evimde o tabloyu bize sergiledi. 'Ben şimdi uluslararası bir mahkemeye gidebilecek miyim' diyor ülkemde dava açamıyorum diyor çünkü durum daha kötü olabilir diyorlar. Böyle bir dünyada yaşıyoruz. Onlarca yüzlerce binlerce örneği var bunun. Bütün bu çifte standartlar aslında karşı karşıya kaldığımız sorunların çözümünde en büyük eksiğin adalet duygusunun olduğunu gösteriyor. Hani bizim Gencebay'ımız varya diyor ya 'Batsın bu dünya' evet batsın bu dünya. Çünkü adalet yok. Eğer sorunlarda bile ayrımcılık yapılıyorsa orada adalet duygusundan söz edilemez. Adaletin devreye girmediği hiç bir mesele hakkaniyetli olarak çözüme kavuşturulamaz.

Afrika ziyaretimde 'X ülkenin başkanıyla barışsanız' dediler, 'barışamam' dedim. Zalimin zulmüne rıza zulümdür. Zalimlerden olmak istemiyorum, o yüzden kendisini kabul etmem. Bu makamdan bulunduğum sürece asla yapmam.

Bir günde 3 bin insanın öldürüldüğü yakın siyasi tarihte görülmüş hiçbir ülke yok. İşte Mısır bunu yaşadı. Mısır'da bunu hiçbir lider kendinden önce böyle bir uygulama yapmadı, bir günde bu kadar insan öldürüldü. Oyları ile iktidara gelmiş bir insanı devirdiler. 'Demokratız' diyen ülkeler ne dedi? Bir ses çıkardılar mı? Olumlu bir yaklaşımları oldu mu? Ne yapıyorsun dediler mi? Ve hala bakıyorsunuz başgöz ediyorlar, hala meşruiyet kavgasını sürdürüyorlar. Siz meşru görseniz de biz meşru görmeyeceğiz.

"HUKUK ARIYORUM, YASA ÖNEMLİ DEĞİL"

Küresel sorunlarımızın her birinde asıl olan adalettir. Mülkün temeli adalettir. Irkçılığın çözümü adalettir. Antisemitizmin, İslamafobinin de çözümü adalettir. Adalet bambaşka bir şeydir. Hukuk ve yasalar bambaşkadır. Hukuk başka, yasalar başkadır. Ben hukuk arıyorum, yasa benim için önemli değil. Adil yöneticiler, yargıçlar arıyorum. Bunlar olduğu sürece o ülkede huzuru bulursunuz. Adil yargıç yoksa durumunuz felakettir. Elbette eşitlik olacak, haklar hukukla korunacak. Yasa hukuka uygunsa değerlidir.

Hukuk yoksa haklar gerçek sahiplerine teslim edilemez. İnsanın yaşaması adaletle mümkün olur. Devlet yasaları dayatırsa oradan zulüm doğar.

GALATAPORT İHALESİNE SERT SÖZLER

Başbakanlığım döneminde Tophane'deki Galataport'un ihalesini yaptık. Kazanan belli, hepsi belli. İhaleden sonra neredeyse iki yıl geçti. Şimdi yargı karar veriyor, yürütmeyi durdurma. Böyle bir anlayış olabilir mi? İhale bitmiş, herşey bitmiş. Siz iki yıl sonra karar veriyorsunuz. Bu yatırımcı, projelerini yapmış, milyonlarca dolar harcamış. Bu yatırımcı bu ülkenin yönetimlerine güvenip de bundan sonra yatırım yapabilir mi? Ben ülkemde bu yargıya nasıl güveneceğim, nasıl inanacağım? Cumhurbaşkanı ihanet-i vataniye içersinde olursa suçludur. Yargıç ihanet-i vataniye içinde olursa necidir? İki yıl sonra böyle bir karar veriyorsunuz. Bu vatanperverlik midir? Bunu konuşmak zorundayız, bunu dertleşmek zorundayız. Böyle sürdüğü zaman biz ülkemizi ayağa kaldıramayız, uçuramayız. Neredeyse 1 milyar dolarlık, dev projeyi ne kadar rahat engelleyebiliyorsun? Birçok proje var, hep böyle engelleniyor.

"BAZILARI KONFÜÇYÜS'ÜN DER, BAZILARI HZ. ÖMER'İN SÖZÜ DER"

Güzel bir söz var. Bazıları rivayeten Konfüçyüs'ün olduğunu söylerler, bazıları Hz Ömer'e ait olduğunu da söylerler. Yasalar ne kadar kötü olursa olsun adil bir sultanın elindeyse oradan güzel neticeler doğar. Yasalar ne kadar güzel olursa olsun, eğer zalim bir sultanın elindeyse oradan zulüm doğar.

Bir zamanlar bir yargıç söylemişti. Vicdanıyla cüzdanı arasında demişti. Herhalde böyle bir şey var. Birileri cüzdanı unutmuş, vicdan da olmayınca netice belli de oluyor.

"KADIN KADINA EŞİTLİK, ERKEK ERKEĞE EŞİTLİK DOĞRU OLANDIR"

İnsana adalet nazarı ile bakabildiğimizde kadın ve erkek arasındaki ayrımcılığın da çok daha adil, insani ve vicdani şekilde ortadan kalkması mümkün olur. Kadınların ihtiyacı olan şey nedir? Burada bazen 'erkek ve kadın eşitliği' diyorlar. Kadın kadına eşitlik doğru olandır, erkek erkeğe eşitlik doğru olandır ancak kadının özellikle adalet karşısındaki eşitliği asıl olandır. Mağdur olanın zorla mağdur eden seviyesine çıkartılmasıdır eşitlik ya da tam tersidir. Kadınların ihtiyacı olan, eşitlikten ziyade eş değer olabilmektir

"KADINLA ERKEĞİ EŞİT TUTAMAZSINIZ, BU FITRATA TERS"

Kadın ile erkeği eşit tutamazsınız. O fıtrata terstir. Çünkü fıtratları farklıdır. Tabiatları, bünyeleri farklıdır. Örneğin; iş hayatında hamile bir kadını erkek ile aynı şartlara tabi tutamazsınız. Bir anneyi, örneğin çocuğu emzirmek zorunda olan bir anneyi bu tür yükümlülükleri olmayan bir erkek ile eşit konuma getiremezsiniz. Kadınları, erkeklerin yaptığı her işte çalıştıramazsınız, komünist rejimlerde geçmişte olduğu gibi. Eline ver kazmayı küreği, çalışsın. Olmaz böyle bir şey. Onun narin yapısına ters düşer.

"BUNU FEMİNİSTLERE ANLATAMAZSINIZ"

Bizim dinimiz kadına bir makam vermiş, annelik makamı. Anneye bir makam daha vermiş. Cenneti ayakları altına sermiş. Babanın değil annenin ayakları altına koymuş. Annenin ayağının altı öpülür. Ben anacığımın ayağının altını öperdim. Anam nazlanırdı, anacığım çekme ayağını derdim, çünkü burada cennetin kokusu var. Bazen ağlardı. Anne başka bir şey. Ve makamların o ulaşılamazdır. Ama bunu anlayanlar olur anlamayanlar olur. Bunu feministlere anlatamazsın mesela, onlar anneliği kabul etmiyor. Ama anlayanlar yeter bize diyoruz, onlarla yola devam ederiz.

"İNANÇLI BİR İNSAN KADINA ŞİDDET YAPABİLİR Mİ?"

Kadın cinayetleri oluyor değil mi? Gerçek olarak düşüneceğiz işi. İnançlı bir insan, böyle sapıklardan bahsetmiyorum. Gerçekten bu işin değerini bilenden bahsediyorum. Bir kadın cinayeti kadına şiddet böyle bir şeye girebilir mi? Mümkün mü? Giremez. Niye? Çünkü bir Müslüman olarak konuşuyorum, dinimiz İslam. Biz bir barış dininin mensuplarıyız. Bunun mensupları olarak bizim dinimizde kadına bu şekilde bir zulmü asla yapamazsın. Şiddet uygulayamazsın. Hatta evlatları için kesin hüküm nedir? Yanınızda yaşlanırlarsa annenize babanıza öf bile demeyiniz diyor. Çekeceksin nazını. Ana bu. Ona öf bile dedirtmeyeceksin. Bizim değer ölçülerimiz bu kadar hassas.

"KADINLAR HAK MÜCADELESİNDE EŞİTLİK KAVRAMINA TAKILIYOR"

Değerli dostlarım kardeşlerim, Türkiye son yıllarda hem bölgesel sorunlara hem küresel sorunlara farklı bakış açılarını yansıtmaya, bunu da çok cesur şekilde savunmaya başladı.

Kadınların hak mücadelesinde de Türkiye'nin yeni açılımlar yapması hayati derecede önem arz ediyor. KADEM'e bu alanda çok farklı bir görev düşüyor. Yılmayacaksınız usanmayacaksınız sonunda maksuda ulaşacaksınız. Bugün birçok gelişmiş ülkede kadınların hak mücadelesinin belli kalıplara söylemlere hapsolduğunu görüyoruz. Kadınların hak mücadelesinin eşitlik kavramına takıldığını adalet duygusunu ıskaladığını gözlemliyoruz.

KADEM'in tüm yöneticilerinden ricam var. Bu tavır asla geri adım atmamalıdır. Yapılan eleştiriler KADEM'in duruşunu hiç bozmamladır. Sizler cesur olacaksınız, adam ol diyorsunuz ya. Sizler özgüven sahibi olacaksınız. Sizler bu konuda dünyaya söyleyecek sözünüz olduğunu, bölge ülkelerin kadınları adına söyleyecek sözünüz olduğunu hiç unutmayacaksınız.

Aynı anda bir meta olarak istismar malzemesi olarak kullanılan kadının da, Suriye'de Filistin'de zulüm gören kadını dile getirecek olan sizlersiniz. Sizler sadece Türkiye'nin kadınları değil, bölgenin tüm mazlum mağdur kadınları için umut ışığısınız. KADEM'in, KADEM gibi sivil toplum örgütlerinin yapacağı her çalışma siyasetin ve idarenin de mutlaka ilgi alanına girecektir.

"KADINLAR İÇİN MÜCADELE VERDİM"

1994 yılında belediye başkanlığı seçimlerine hazırlanırken, hanım kardeşlerimizi siyasete teşvik edici oldum. O seçimlerde beni de gerçekten hiç yalnız bırakmadılar. Kapı kapı dolaştılar. 13 yıllık genel başkanlık sürecinde, başbakanlık sürecinde kadınların siyasete girmesi siyaset yapması siyasi alanda da varlık göstermesi için mücadele verdim. Hanım kardeşlerimizle birlikte verdiğimiz mücadelenin Türkiye'yi 1994 yılına göre çok farklı bir yere taşıdığını bugün görüyorum. Anayasada değişiklik yaptık. Cumhuriyet tarihinde, bizim anayasada yapmış olduğumuz kadınlar lehine değişikliği hiçbir iktidar yapmamıştır. Bunu referanduma getirdik. Halkımız yüzde 58 destek verdi. Lehte yasal düzenlemeleri böylece çıkardık."

Erdoğan: Kadınla Erkeği Eşit Tutamazsınız, Fıtrata Ters
Kaynak: Haberler.Com / Güncel
title