Eğitim Sendikaları, 20 Bin Öğretmen Atamasına Tepki Gösterdi
Eğitim sendikaları, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in 20 bin öğretmen ataması yapılacağı açıklamasına tepki gösterdi. Sendika başkanları, atamaların öğretmen ve eğitim öncelikleri olmadığını belirtti. Ayrıca, mülakat sistemiyle adayların siyasi görüş, inanç ve etnik yapı gibi sebeplerle eleneceği ve liyakatin önemsenmediği eleştirileri yapıldı.
HABER: MEHMET OFLAZ
(ANKARA) - Eğitim sendikaları, Milli Eğitim Bakanı (MEB) Yusuf Tekin'in 20 bin öğretmen ataması yapılacağı yönündeki açıklamasına tepki gösterdi. Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, "Cumhurbaşkanının, bir ülkenin geleceğinin mimarı öğretmenlerin atamalarıyla ilgili 'bir miktar' ifadesini kullanmasını, AKP iktidarının öğretmene verdiği değerin göstergesi olduğunu söylemiştik. 20 bin öğretmen ataması yapılacak olması önceliklerinin öğretmen ve eğitim olmadığını göstermiştir" dedi. Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ise Bakan Tekin'in öğretmen atamalarında mülakata ilişkin "Skorun yüzde 50'si KPSS, yüzde 50'si mülakatın olacak" açıklamasını hatırlatarak "Burada bir ayıklama yaparak liyakat esas alınmadan bazı adaylar siyasi görüş, inanç, etnik yapı vb. sebeplerden ötürü elenecekler" diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Bakan Yusuf Tekin, öğretmen atamalarına ilişkin yaptığı açıklamada, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile 20 bin öğretmen ataması konusunda uzlaştıklarını belirterek, "İhtiyaçlar doğrultusunda bir dağılım yaptık. Personel Genel Müdürlüğümüz ile toplantılar sonrası ihtiyaçlar doğrultusunda en çok atama yapılan ilk beş branş, 3 bin 263 Sınıf Öğretmenliği, 2 bin 499 Özel Eğitim Öğretmenliği, 1597 Rehber Öğretmenliği, 1594 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği ve 968 İngilizce Öğretmenliği olmuştur" demişti.
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ve Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Bakan Tekin'in açıklamasına tepki gösterdi.
"ÖNCELİKLERİNİN ÖĞRETMEN OLMADIĞINI GÖSTERMİŞTİR"
Kadem Özbay, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öğretmen atamalarıyla ilgili "Bir miktar atama yapacağız" açıklamasını hatırlatarak, "Cumhurbaşkanının, bir ülkenin geleceğinin mimarı öğretmenlerin atamalarıyla ilgili 'bir miktar' ifadesini kullanmasını, AKP iktidarının öğretmene verdiği değerin göstergesi olduğunu söylemiştik. 20 bin öğretmen ataması yapılacak olması önceliklerinin öğretmen ve eğitim olmadığını göstermiştir" dedi.
"CUMHURBAŞKANI BU SAYIYI KENDİ DE AZ BULMUŞ OLMALI Kİ, TOPU TEKİN'E ATTI"
"Her zaman atamaları müjde havasında törenle açıklayan Cumhurbaşkanı bu sayıyı kendi de az bulmuş olmalı ki topu Yusuf Tekin'e attı" diyen Özbay, şöyle konuştu:
"Hepimiz çok iyi biliyoruz ki gerçekten ihtiyacı karşılayacak şekilde bir atama yapılacak olsaydı, gür sesleriyle coşkulu bir şekilde atama sayısını açıklarlardı. Bir devletin geleceğe yönelik politikalarının en önemli göstergesi planlamadır. Eğitimde planlamayı yapmak da öncelikle MEB'in görevidir. Sayıştay'ın son raporlarında 138 binin üzerinde ihtiyaç tespit edilmişti, artık Sayıştay da öğretmen açığını tespit etmez hale geldi. Milli Eğitim Bakanı Ekim ayında 68 bin ihtiyaç tespitini ifade etmişti, ikinci dönem başında başlayacaklarını söylemişti. Bir kez daha AKP ve alışageldiğimiz vaatler ve gerçekler durumu. Bol miktar vaat, eser miktar hak, eser miktar adalet, eser miktar liyakat."
"İHTİYAÇ OLMADIĞI HALDE DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİNİN YER ALMASI..."
Özbay, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"İktidara geldiğinde 60 binin biraz üzerinde atama bekleyen öğretmen varken 'Atanmayan öğretmen kalmayacak' diyenler, bu sayıyı 1 milyona yaklaştırmış, eğitimle istihdam, meslekler ve refah arasındaki ilişkiyi koparmıştır.
En fazla kontenjan ayrılan beş branş arasında ihtiyaç olmadığı halde din kültürü ve ahlak bilgisinin yer alması, yine bunun bilimsel bir hamle olmadığını göstermektedir. Üstelik iktidarın her atamada bir ritüel haline getirdiği bu adaletsiz, mantıksız kontenjan dağılımı, birçok kritik branşta görev bekleyen eğitim emekçileri için bir mağduriyete dönüşmektedir.
Atanmayan her bir öğretmenin, farklı işte çalışırken yaşamını kaybeden, psikolojik sorunlar yaşayan her bir gencin, kamuda ücretli öğretmenlik, özelde düşük ücretlerle ve güvencesiz çalıştırılmanın, öğretmensiz bırakılan her bir çocuğun sorumlusu AKP iktidarıdır. Öğretmenliği değersizleştiren bu anlayış, ülkenin bugününe ve geleceğine en büyük kötülüğü yapmaktadır. Eğitim geleceğe uzanan köprüdür, öğretmenler geleceğin mimarıdır. Öğretmene saygı."
"158 BİN ÖĞRETMEN AÇIĞI VAR"
Kemal Irmak ise MEB'in verilerine göre çeşitli branşlarda toplam 90 bin ücretli öğretmen çalıştığını, 68 bin öğretmen açığı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Toplam 158 bin öğretmen açığı var. Ataması yapılacak öğretmen sayısı olarak açıklanan sayı ise sadece 20 bin. Yani neredeyse ihtiyacın 8 de 1'i kadar. Sayın Bakan yeni müfredat açıklıyor ve bir hafta 10 gün içinde de görüş istiyor. ve ne diyor 'çağın gerisinde kalamayız' diyor. Çağı yakalayacak nitelikli eğitimin ilk şartı, güvence içinde atanmış ve yıllar içerisinde tecrübesini ve niteliğini geliştirmiş ve ihtiyacı karşılayacak kadar öğretmenin atanması. Her yıl öğrencilerin karşısına ücretle çalışan öğretmen çıkarmakla olmuyor. Ne demişti Cumhurbaşkanı 'bir miktar atama yapacağız.' Evet sadece bir miktar atama yapılacağı duyurusu yapıldı. Oysa ihtiyacı karşılayacak sayı bir miktar değil en az 158 bin. Sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda eğitim ve eğitimde istihdam modeli benimseniyor. Eğitimin niteliğinin her geçen gün aşağı çekilmesinin en önemli sebeplerinden birisi de budur.
"BAZI ADAYLAR SİYASİ GÖRÜŞ, İNANÇ SEBEPLERİNDEN ÖTÜRÜ ELENECEK"
Bakan Tekin'in, öğretmen atamalarında mülakata ilişkin "Skorun yüzde 50'si KPSS, yüzde 50'si mülakatın olacak" açıklamasını hatırlatan Irmak, "Burada bir ayıklama yaparak liyakat esas alınmadan bazı adaylar siyasi görüş, inanç, etnik yapı vb. sebeplerden ötürü elenecekler. Diğer yandan atananlar eylül ayına kadar güvenlik soruşturmalarına takılacak ve bir miktar öğretmen adayı da orada ayıklanmış olacak. Aynı zamanda adil olmayan antidemokratik uygulamalarla da karşı karşıya kalacak birçok aday. Liyakati önemsemeyen, mülakat ve itaate bağlı bir atama modeli olması da ayrıca sıkıntılı ve utanç vericidir" ifadesini kullandı.