Diyarbakır'daki İzinsiz Yürüyüşe Stk'lardan Tepki
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın, terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonların sürdüğü Sur ilçesine "yürüyüş" çağrısına sivil toplum kuruluş temsilcileri tepki gösterdi.
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın, terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonların sürdüğü Sur ilçesine "yürüyüş" çağrısına sivil toplum kuruluş temsilcileri tepki gösterdi.
Yeni İhya Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Yeni İhya-Der) Başkanı Muzaffer Beber, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halkın yürüyüş çağrısına karşılık vermemesinin beklenen bir durum olduğunu, terör örgütü PKK ve HDP'nin halka yaptığı zulümlerin göz önünde bulunduğunu söyledi.
Sözde özgürlük ve öz yönetim adına evleri yıkan, aileleri parçalayan, malları darmadağın eden, çocukları ve gencecik fidanları toprağa gönderen bir zihniyetin yarattığı sonucun halkın nezdinde ortaya çıktığını kaydeden Beber, "Halk kendi düşmanı değildir ve kendine de zulmetmez. Halk kendi zararına olan bir şeye tenezzül etmez. Halk PKK'nın bu zihniyetini gördüğü için katılım sağlamamıştır" diye konuştu.
Demirtaş'ın 6-8 Ekim olayına benzer çağrısıyla halkı sokağa itmek istediğini, çevre il ve ilçelerden ne kadar terör örgütü üyesi ve sempatizanları varsa Diyarbakır'a getirdiklerini savunan Beber, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Rabbime binlerce kez şükürler olsun amaçlarına yine de ulaşamadılar. Diyarbakır halkı bu insanlara prim vermedi. Diyarbakır halkı bu insanları rezil etti. Bir an önce HDP'nin yaptığı yanlış politikaların farkına varması gerekiyor. Halkına zarar vermeyecek ve gencecik fidanları toprağı gömmeyecek bir politika izlemeleri lazım. Son dönem içerisinde HDP tarihinin en büyük yenilgisini yaşadı. HDP halk nezdinde bütün itibarını kaybetti. Halkı sokağa itme potansiyelini tamamen kaybetti. İnşallah halk bundan sonra da prim vermeyecektir."
Mardin
Mardin Dostluk, Eğitim, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Dost-Der) Genel Sekreteri Muhammed Arasan da terör örgütü PKK'nın çukur ve barikat siyasetinin ardından kan kaybettiğini bildirdi.
Arasan, "Tabanına biz daha varız mesajını vermek için Demirtaş bir çağrı yaptı. Bu çağrı provokasyon amaçlı bir çağrıydı. Halk bu çağrısına gerçekten kulak vermedi, rağbet etmedi. Sosyal medyada eski ve farklı görüntüler kullanılarak, halk büyük bir rağbet göstermiş gibi göstermeye çalıştılar. Ama objektif basından gördüğümüz kadarıyla çok az sayıda kişi, bu kişiler de daha çok belediye çalışanları ve zorla getirmeye çalıştıkları kişilerdi. Onlarda gönüllü bir şekilde oraya gitmemişlerdir. Bu şekilde halk ne Demirtaş'ın ne Figen Yüksekdağ'ın çağrısına kulak vermiyor" dedi.
Özellikle Diyarbakır halkının terör örgütü PKK ve HDP'ye destek vermediğini aktaran Arasan, ilerleyen günlerde daha kötü bir sürece girileceğini, halkın daha büyük bir şiddetle onlara tepki vereceğini kaydetti.
Arasan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Dün yaşanan olaylar gösteriyor ki artık Kürt halkı çatışmalardan uzak kalmak istiyor. Çatışma ortamı istemiyor, kardeşlik, barış ve huzur istiyor. Vatandaşlar evlerine ekmek götüremez durumda. Bundan dolayı halk HDP'nin çağrılarına kesinlikle prim vermiyor. Kesinlikle savaştan, kandan beslenen insanlara prim vermiyor. Bölge halkı huzur istiyor. Bir an önce bu ortamın oradan kalkmasını temenni ediyor."
Batman
Müstakil Sanayici İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Batman Şube Başkanı Suad Özdemir ise Demirtaş'ın yürüyüş çağrısına halkın destek vermemesinin, insanların artık bu tür oyunlara gelmeyeceği ve insanların huzur istediğinin açık bir kanıtı olduğunu söyledi.
Sorunun sokakta değil, parlamentoda çözülmesi gerektiğini, insanların HDP'nin çağrısına destek vermemesinin asıl nedeninin huzur olduğunu anlatan Özdemir, halkın huzur istediğini vurguladı.
Eğitim-Bir-Sen Batman Şube Başkanı Mehmet Ergin ise bölgede artık halkın yıkmadan, yakmadan yana olmadığını, insanları kamplara ayrıştırmadan birlik ve beraberlik içerisinde sorunların çözümünden yana tavır koyduğunu belirtti.
Ergin, "Halk, daha önce HDP'ye oy vererek çözüm yollarının meclis çatısı altında aranmasını istedi. Fakat HDP çözüm süreci içerisinde çatışmadan yana tavır koyunca, halk bunun bir barış dili olmadığını yanında yer almayarak tepkisini göstermiş oldu" ifadelerini kullandı.
Kürt Demokrasi Platformu Başkanı Sertaç Bucak da Türkiye'de Kürt sorununun silahla ve şiddetle çözülemeyeceğini, Sur'da, Cizre'de ve diğer yerlerde yapılan çukur siyasetinin yanlış olduğunu söyledi.
Kürt sorununun çözülebilmesi için siyasal demokratik ve barışçıl yolların doğru olduğuna inandıklarına işaret eden Bucak, çukur siyasetiyle ülkenin, tarihi yerlerin yıkıldığını, yıkıma uğradığını belirtti.
Bu siyasetin tuzak olduğunu ifade eden Bucak, "Çünkü şehirlerde yapılan şey ölüme davet çıkartmaktır. Kürt halkının hak ve özgürlük taleplerinin bu yollarda elde edilebileceğine inanmıyoruz. Bizim hak ve özgürlük taleplerimiz vardır ve bunlar haklıdır. Bunlar için mücadele etmenin yol ve yöntemi farklıdır diye düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
Elazığ
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı İdris Alan, Diyarbakır halkının Demirtaş'ın, terör operasyonlarının devam ettiği Sur ilçesine yürüyüş çağrısına karşılık vermemesi ile terörün bitmesini istediğini ortaya koyduğunu vurguladı.
Demirtaş'ın yürüyüş çağrısına rağmen vatandaşın günlük yaşantısına devam ettiğini ve provokasyonlara gelmediğini anımsatan Alan, bu çağrıyı kınadıklarını ve doğru bulmadıklarına dikkati çekti.
Tüm Türkiye halkının terör örgütlerinin ve terör yandaşlarının gerçek niyetlerini anladığını bildiren Alan, her ne niyetle olursa olsun terörün insanlığa zarardan başka bir şey vermediğinin görüldüğünü anlattı.
Alan, "Yaşanan onca acıdan ve yıkımdan sonra herkes bunun farkına varmıştır. Bu yüzden tüm Türkiye'de olduğu gibi Diyarbakır'da da halk terörün son bulmasını, barış, huzur ve kardeşlik istiyor" dedi.
Eğitim Bir-Sen Elazığ Şube Başkanı İbrahim Bahşi ise vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamak, terör tehdidini ortadan kaldırmak ve terör yandaşlarının bölge halkı üzerindeki baskıları ortadan kaldırmak için güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği operasyonları desteklediklerini belirtti.
Güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği operasyonlarda teröristlerin sivil halkı kendilerine siper olarak kullanmasına rağmen sivil halka zarar gelmemesi için hayatlarını riske atacak kadar hassasiyet gösterdiklerini hatta bu uğurda şehit düştüklerini vurgulayan Bahşi, güvenlik güçlerinin bu davranışlarıyla dünyaya örnek olduklarını belirtti.
Bahşi, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dün insanların Sur'a yürümesi için çağrıda bulunanları nefretle kınıyoruz. Geçmişte Kobani için benzer açıklamalar yapılmış ve 47 insanın hayatını kaybetmesine sebep olan bu tür açıklamaların bugün karşılık bulmadığı, bölge halkının bu açıklamalara prim vermediğini görüyoruz. Bölgede yapılan operasyonların devam etmesini aynı zamanda bölgedeki masum halka merhametle kucak açılarak hain örgütün eline bırakılmamasını devletimizden ve tüm sivil toplum kuruluşlarından bekliyoruz. Bölgede İslam kardeşliğinin tekrar canlandırılmasını ve kardeşliğimizi bozmaya çalışanlara fırsat verilmemesini diliyoruz."
Şırnak
Şırnak Nuh Eğitim Der Başkanı Nurettin Tatar da halkın artık bilinçlendiğini aktararak, çukur siyasetinin bittiğine dikkati çekti.
Halkın kendi yararına olmayan durumları kabul gördüğünde sonuçların ne hale geleceğini gördüğünü ifade eden Tatar, özellikle bu çukur siyasetinin halkta ciddi bir tahribata yol açtığını, bu konuda halkın mağdur olduğunu aktardı. Tatar, şöyle devam etti:
"Çukur siyasetini yapan malum parti yöneticileri bu halkın mağduriyetini gidereceğine halkı daha çok çıkmaza sürüklemiş, Sur ilçesine sahip çıkma adına mağdur olan halkı daha çok mağdur etme yoluna gitmiştir. Halk uygulamalardan ve hala yarası kapanmayan, yaraları sarılmayan devam eden durumundan mütevellit, bu çağrının yararlarına olmadığını gördü ve rağbet göstermedi. Bu da çukur siyasetinin bittiğinin resmidir."
Çağrıların sonuç vermemesinin halkın yararına olduğunu vurgulayan Tatar, halkın artık dostunu ve düşmanının iyi tanıması ve buna göre hareket etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.