DHA YURT BÜLTENİ-3
1)BAYRAMDA CİĞERCİLERİN ÖNÜNDE KUYRUKLAR OLUŞTURAN TATİLCİLER 3 TON CİĞER TÜKETTİEDİRNE Ramazan Bayramı'nda yerli ve yabancı turistlerin akınına uğradı.
1)BAYRAMDA CİĞERCİLERİN ÖNÜNDE KUYRUKLAR OLUŞTURAN TATİLCİLER 3 TON CİĞER TÜKETTİ
EDİRNE Ramazan Bayramı'nda yerli ve yabancı turistlerin akınına uğradı. Kente gelenler meşhur tarihi yaprak tava ciğerini yemek için uzun kuyruklar oluştururken, 3 günlük bayram tatilinde 3 ton ciğer satıldı. Ramazan Bayramı tatilinde yerli ve yabancı turistin akınına uğrayan Edirne'de tarihi ve turistik yerler ziyaret edilirken, gastronomi turizminin önemli öğelerinden tava ciğeri ve Edirne köftesine tatilciler yoğun ilgi gösterdi. Ünü ülke sınırlarını aşan meşhur tava ciğer yemek için başta İstanbul olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinden Edirne'ye gelen misafirler uzun kuyruklar oluşturdu. Tatil boyunca ciğerci esnafı müşterilere yetişmek için yoğun mesai harcadı.
'3 TONA YAKIN CİĞER TÜKETİLDİ'
Edirne'yi Tanıtma ve Tava Ciğer Kalite Koruma Derneği Başkanı Bahri Dinar, Edirne'nin Ramazan Bayramı'nda tatilcilerin en çok uğradığı yerlerden birisi olduğunu söyledi. Kültür ve turizm kenti Edirne'de misafirlerin ciğer yemeden gitmediğini ifade eden Dinar, "Akın akın insanlar geliyor, belki yüzbinler geliyor, sayamıyoruz. Otoparklarda, otellerde yer yok, caddelerde gezecek yer kalmadı, herkes Edirne'ye akın etmiş durumda. Biz de ciğerlerimizi pişiriyoruz. Herhalde bugüne kadar Edirne'de bayram boyunca 3 tona yakın ciğeri insanların midesine indirdik. Buna ciğer turizmi diyebiliriz çünkü artık gastronomi günümüzde çok önemli" dedi.
Edirne'nin en eski ciğerci esnaflarından Kemal İmrak, bayram boyunca işlerinin çok iyi gittiğini belirterek, "Bayramda Edirne'ye İstanbul ve çevre illerden bayramda çok sayıda misafir geldi. Elimizden geldiği kadar hepsini ağırlamaya çalıştık. Gerçekten çok sayıda ciğer satıldı, işlerimiz iyiydi" diye konuştu.
UZUN KUYRUKLAR OLUŞTU
Şehrin ciğerci esnaflarının yoğun olduğu trafiğe kapalı Tahmis Meydanı'nda da uzun ciğer kuyrukları oluştu. Vatandaşlar yaklaşık 30 dakika boyunca kuyrukta ciğer yiyebilmek için bekledi. Bekleyenlerin çoğunluğunu ise Edirne dışından gelen vatandaşlar oluşturdu.
Ciğer yemek için İstanbul'dan gelen ve kuyrukta bekleyen Metin Gülyüzen, "İstanbul'dan geldik ciğer yemek için. Edirne'nin halkı da sıcak insanlar. Ciğer kuyruğunda bekliyoruz. Yaklaşık 20 dakikadır bekliyoruz. Ama sonunda buna değecek diye düşünüyorum" dedi.
İstanbul'dan gelen Ahmet Güler de özellikle ciğer yemek için Edirne'ye geldiklerini belirtti. Güler, "Ciğeri meşhur dediler geldik. Bayağı bir kuyruk var. Aşağı yukarı 25 dakikadır kuyrukta bekliyoruz. Özellikle ciğer yemek için bugün Edirne'ye geldik" şeklinde konuştu.
Bulgaristan'dan ciğer yemeye gelen Aysel Murat ise Edirne'ye her gelişinde ciğer yemeden dönmediğini söyledi. Murat, "Bulgaristan'dan ciğer yemek için geldik. Hep buraya gelip ciğer yemeden gitmiyoruz. Herkese tavsiye ederim" dedi.
Edirne'de dananın ciğerinden yapılan tava ciğeri, ince ince kesilerek unlanıp kızgın yağ dolu tavada pişirilerek yanında kurutulmuş acı biber ile servis ediliyor. Bu lezetti tatman için İstanbul ve çevre illerdeki tur şirketleri Edirne'ye ciğer yemek için gezi turu düzenliyor. Kentte her geçen gün ciğerci sayısı artıyor.
Görüntü Dökümü:
---------------------
Ciğer pişirme
Ciğer yiyenlerle röp.
Ciğer bekleyenler kuyruk detayı
Bahri Dinar ile röp.
Kuyrukta bekleyen vatandaşla röportaj
Selimiye Camii detay
Haber-Kamera: Ali Can ZERAY-Olgay GÜLER/EDİRNE,
============================================
2)2 BİN 600 YILLIK GÖLYAZI KÖYÜNDE BAYRAM YOĞUNLUĞU
Avrupa'nın en güzel kasabaları arasında gösterilen Bursa Uluabat Gölü kıyısındaki Gölyazı köyü, bayram tatilinde ziyaretçi akınına uğradı. 'Küçük Venedik' olarak da bilinen 2 bin 600 yıllık Gölyazı köyünü bayram tatilinin 7 gününde yaklaşık 150 bin yerli ve yabancı misafir ziyaret etti. Ziyaretçiler, balıkçı tekneleriyle gezip gölün keyfini çıkartırken, köyün maskotu haline gelen leylekleri fotoğrafladı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Nilüfer Belediyesi öncülüğünde devam eden arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan buluntulara göre, yaklaşık 2 bin 600 yıl önce yaşamın başladığı Bursa Uluabat Gölü'nün kıyısında yer alan Gölyazı, eşsiz doğal güzelliğiyle bayram tatilinde de ilgi odağı oldu. Japon Seyahat Acentaları Birliği (JATA) tarafından 'Avrupa'nın en güzel 30 kasabası' arasında gösterilen, yağışların fazla olduğu dönemlerde göl suyunun yükselip evlerin önüne kadar gelmesi dolayısıyla 'Küçük Venedik' olarak nitelendirilen yarımada üzerine kurulu köy, bayram tatilinin 7 gününde yaklaşık 150 bin ziyaretçiye ev sahipliği yaptı.
Yerli ve yabancı ziyaretçiler, balıkçı tekneleriyle gölde gezintiye çıkarak Uluabat Gölü'nün keyfini çıkardı. Bazı ziyaretçilerin köydeki yöresel lezzetleri tattığı görüldü. Evlerin çatılarındaki leylekleri gören ziyaretçilerde bu anları fotoğraflayarak ölümsüzleştirdi.
"TATİL BİTENE KADAR 200 BİN ZİYARETÇİ BEKLİYORUZ'
Bayram tatiliyle yoğunluktan memnun olduklarını belirten Gölyazı Turizm Kalkınma Kooperatifi Başkanı Atilla Yılmaz, "Bayram tatiliyle yoğun şekilde misafirlerimizi ağırlıyoruz. Yerli ve yabancı turistler halen daha gelmeye devam ediyor. Sadece dün 40 bin kişi köyümüze giriş yaptı. Buraya gelen misafirlerimizi Uluabat Gölü'ne balıkçı kayıklarıyla gezintiye çıkartıyoruz. Tüm misafirlerimizi memnun bir şekilde uğurluyoruz. Ağırlıklı olarak yerli turistleri görüyoruz, daha sonra yerli turistleri Ortadoğulu turistler takip ediyor" dedi.
Uzun süredir böyle bir yoğunlukla karşılaşmadıklarını söyleyen restoran işletmecisi Batuhan Ünlü, "Beklediğimizden daha fazla bir kalabalıkla karşı karşıyayız. Köyümüz sosyal medyada yaygınlaşmasıyla ünlendi. İnsanlar tatile giderken mutlaka buraya uğruyorlar. Şu ana kadar 150 binin üzerinde misafir buraya geldi. Bayram tatili bitene kadar 200 bin ziyaretçi olmasını bekliyoruz" diye konuştu.
Bayram tatilini fırsat bilerek soluğu Gölyazı'da alan vatandaşlar da eşsiz doğal güzelliğine hayran kaldıklarını, ancak bu kadar kalabalık beklemediklerini söyledi.
Görüntü Dökümü:
----------------------------
-Gölyazı'dan drone görüntüler
-Gölde kayıklardan aktüel ve drone görüntüleri
-Gölyazı'yı ziyaret eden kalabalıktan görüntüler
-Gölyazı Turzim Kalkınma Kooperatifi Atilla Yılmaz Rölportaj
-Restoran İşletmecisi Batuhan Ünlü röportaj
-Vatandaşlardan röportaj
-Detaylar
Süre: 05.38 Boyut: 631 MB
Haber-Drone: Berktuğ ÖNCÜ-Kamera: Mehmet İNAN/BURSA,
==================================================
3)TATİLE GİDEMEYENLERİN ALTERNATİFİ PİKNİK ALANLARI OLDU
EDİRNE'nin Keşan ilçesinde Ramazan Bayramı nedeniyle tatile gidemeyenlerin alternatifi, mesire alanları ve parklar oldu.
Ramazan Bayramı tatili nedeniyle birçok kişi memleketlerine veya tatil beldelerine giderken, Keşan'da kalmayı tercih edenlerin alternatif adresi mesire alanları ve parklar oldu. 9 günlük tatili fırsat olarak değerlendirenler, piknik alanlarını doldurdu.
Mehmet Gemici Cennet Bahçesi Parkı ile Keşan-Gelibolu karayolu üzerindeki Dokuz Dere Barajı mevkiinde piknik yapan aileler mangal yakmakla uğraşırken, top oynayan ve salıncaklara binen çocuklar gönüllerince eğlendi. Hava sıcaklığı gündüz 30 dereceye kadar ulaşırken, parklar, akşam serinlemek isteyenlerin de uğrak yeri haline geldi. Parklar ayrıca düğün fotoğrafı çektirmek isteyenler içinde açık hava stüdyosu oldu.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Süs havuzunun çevresinde oturanlar
-Bebeğini gezdirenler
-Piknik yapan vatandaşlar
-Top oynayan çocuklar
-Akülü araçlarla gezen çocuklar
-Fotoğraf çektiren çiftler
-Gölet çevresi
-Yürüyüş yapanlar
-Çocuk parkında oynayan çocuklar
-Detaylar
Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),-
==============================================
4)KÜÇÜK AKTAR DÜKKANINDAN ABD'YE UZANAN YOL
ANTALYA'da açtığı aktar dükkanıyla iş hayatına atılan Halis Ertaş'ın (39) yolu, tıbbi bitkiler ve aromatik yağlar üreten küçük bir atölyeden fabrikaya kadar uzandı. Antalya'nın zengin bitki çeşidinden faydalanan Ertaş, tıbbi aromatik bitki ve yağ sektöründe ABD'de açılan ilk Türk firması oldu.
Akdeniz Üniversitesi, Beden Eğitim ve Spor Yüksekokulu'ndan 2001 yılında mezun olan Halis Ertaş, şifalı bitkilerle uğraşan kayınpederiyle bir süre çalıştı. Daha sonra kendine bir aktar dükkanı açan Ertaş, yaptığı işi bilimle bağdaştırmak için Anadolu Üniversitesi'nde Sağlık Bilimleri Enstitüsü'nde yüksek lisans yaparak fitoterapist (bitkilerle tedavi yapan kişi) unvanını aldı. Bitkilerle bağlantılı olduğu için 'Doğanın uyanışı, baharın müjdesi' anlamına gelen 'Talya' adıyla şirket kuran Halis Ertaş, daha büyük bir atölyeye taşındı. Antalya'nın zengin floristik yapısındaki bitkileri değerlendirmek isteyen Ertaş, organize sanayi bölgesinde bir fabrika kurmak istedi ancak o dönemin yöneticilerinden yeterli destek bulamadı. İşleri yoluna girdikten sonra Döşemealtı'nda bir fabrika açan Ertaş, bu işin daha katma değerli olduğunu düşünerek kendi yolunu çizdi.
ALANINDA ABD'DE AÇILAN İLK TÜRK ŞİRKETİ OLDU
Tıbbi bitkiler ve aromatik yağlar için insanların ilk zamanlar talebinin aktarlara yönelik olduğunu dile getiren Ertaş, bölgenin etnobotanik yapısını görüp önce uçucu yağlarla üretime başladıklarını söyledi. Yurt dışına fuarlarla açılan Ertaş, "Zamanla yurt dışından talep oluşmaya başladı. Özellikle ABD'den istekler geldi. 2013'te ABD serüvenimiz başladı. Üç yıllık pazarlamanın sonunda ABD'de depo açmamız gerektiğini gördüm. ABD'nin yetkili kurullarından izinleri aldık. Belgelerimizi aldıktan sonra depomuzu oluşturduk. Dağıtımlarımızdan sonra ABD'nin yaygın internet sitelerinde yer bulduk. Market ve eczanelerinde Türk malı olarak satılıyor. Sonrasında bir mağaza açtık. Türkiye'nin tıbbi aromatik bitkiler sektöründe, yağlar, gıda takviyeleri grubunda ABD'de açılan ilk Türk firması olduk" diye konuştu.
ANTALYA'NIN BİTKİLERİNİN MOLEKÜLLERİ İLE İLAÇ YAPMA HAZIRLIĞI
Ülkede işsizliği önlemek ve cari açığı azaltmaya yönelik bu sektörde çok ciddi bir pazar olduğunu kaydeden Halis Ertaş, "Büyüklerimiz bize güvensin ve önümüzü açsınlar. İlaç ruhsatı alma yönünde de ilerliyoruz. Yürüttüğümüz birçok proje var. Bölge bitkilerimizden moleküller bularak bunları ilaca dönüştüreceğiz. Şu anda direkt bize bağlı 56 çalışanımız var. Yakın zamanda 100'ü aşacağız. Bize özgü bitkilerden molekül üretip ilaca dönüştürme süreci içinde olacağız" dedi.
HAM MADDE KATMA DEĞERE DÖNÜŞTÜRÜLMELİ
Anlaşmalı oldukları çiftçilerle ortak bitkisel üretim yaptıklarını dile getiren Ertaş, bitki ve tohumları ham haliyle aldıklarını, işledikten sonra doluma hazır hale getirip sattıklarını söyledi. Çörekotu, lavanta, ada çayı, kekik, bademi yoğun şekilde kullandıklarını belirten Halis Ertaş, "Antalya ve çevresi tıbbi ve aromatik bitkiler açısından çok zengin. Fabrikamızda 150'ye yakın ürün işleyebiliyoruz. Ürünleri katma değerli hale getirebilirsek kazançlı hale geliyor. Üreticiden tohum halinde alıp tohum olarak sattığınızda ürünün kilosu 10 lira, yağını çıkartıp paketlediğinizde 20 lira. Bunu vitamine dönüştürdüğünde 50 lira, ilaca dönüştürdüğünüzde ise 150 lira. Ancak ülke olarak ham madde kaynağını üretip ham madde olarak satıyoruz. Daha sonra o ürünü katma değerli ürün olarak ithal ediyoruz. Bu da cari açığa neden oluyor" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------------
Aktarda kullanılan bitkilerin detay görüntüsü
Bitkilerin işlenme görüntüleri
Bitkilerin yağının çıkarılış görüntüsü
Şişelenme ve paketleme görüntüleri
-Röp1: Halis Ertaş
Detaylar
675 MB /// 6.13 "HD
Haber: Hasan DEMİRBAŞ - Kamera: Emrah GÜL / ANTALYA,
==================================================
5)BURSA HAYVANAT BAHÇESİ'NDE YAVRU İGUANA HEYECANI
Bursa Hayvanat Bahçesi'nde bir çift iguana, 29 yavru dünyaya getirdi.
206 bin metrekarelik alan üzerine kurulu olan Bursa Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi'nde bir çift iguana, 2019 yılının ilk yavrularını dünyaya getirdi. 90 günlük yumurtlama döneminin ardından 29 yavru dünyaya geldi. Yavru iguanalara yetkililer tarafından özenle bakılıyor. Mavi ve yeşil renkte olan yavrular taze yaprak, çiçek ve meyve ile besleniyor.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Ziyaretçilerden detaylar
-Yavru iguanalardan detaylar
-Hayvanaat bahçesi Drone görüntüleri
Süre: 02.50 Boyut: 317 MB
Haber: Semih ŞAHİN- Kamera: Mehmet İNAN/BURSA,
==============================================
6)İŞSİZ ŞAMPİYONUN ENGELSİZ DAYANIŞMASI
DÜNYA ve Avrupa şampiyonu bedensel engelli milli halterci Faruk Öztürk (21), 2020 Tokyo Paralimpik Olimpiyat Oyunları'nda madalya kazanmayı hedefliyor. Antrenmana giderken elektrikli motosikletiyle kendisi gibi bedensel engelli arkadaşlarını çekerek salona götüren Faruk Öztürk, "Dünya şampiyonuyum, Avrupa şampiyonuyum ama tek başaramadığım iş bulmak" dedi.
Antalya'nın Kepez ilçesinde Elazığlı bir ailenin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Faruk Öztürk, belindeki sorun nedeniyle geçirdiği ameliyatın ardından felç kaldı. Yaşamına bedensel engelli olarak devam eden Öztürk, ilkokulun ilk üç yılında annesinin sırtında okula gitti. Daha sonra alınan tekerlekli sandalye ile okul yaşamını sürdüren Faruk Öztürk, sağlıklı yaşamak için spor yapmaya ve bedenini güçlendirmeye karar verdi. Öztürk, 4 yıl süren tekerlekli basketbolun ardından, antrenör Ekrem Celil'in yönlendirmesiyle 5 yıl önce haltere başladı.
180 KİLO KALDIRDI
Halterdeki ilk yılında Türkiye şampiyonluğu kazanan Faruk Öztürk, daha sonra Bedensel Engelliler Avrupa Şampiyonası'nda 88 kiloda 130 kilo kaldırarak altın madalya kazandı. Macaristan'daki Avrupa şampiyonasında başarısıyla rekor kıran Faruk Öztürk, 2017 yılında Meksika City'deki Bedensel Engelliler Dünya Şampiyonası'nda 180 kilo kaldırarak hem dünya rekoru kırdı hem de şampiyonluk elde etti. Faruk Öztürk, 4 yıldır katıldığı Türkiye şampiyonasında da üst üste birincilik kazandı.
ELEKTRİKLİ ARACIYLA ARKADAŞLARINI ÇEKİYOR
Antalya Spor Salonu'nda her gün antrenman yapan Faruk Öztürk, 2020 Tokyo Paralimpik Olimpiyat Oyunları'na hazırlanıyor. Elektrikli motosikletiyle salona gelen Faruk Öztürk, yolculuğu sırasında kendisi gibi bedensel engelli arkadaşlarına da yardımcı oluyor. Salona giden arkadaşlarıyla yolda buluşan Faruk Öztürk, 5-6 sporcuyu elektrikli motosikletiyle yolda çekerek, salona götürüyor. Faruk Öztürk'ün sürdüğü elektrikli motosikleti tutarak tekerlekli sandalyeyle yolda ilerleyen sporcular, salona girdikten sonra her biri kendi branşında antrenmanını yapıp, daha sonra yeniden yola çıkıyor.
HEDEFİ İKİNCİ KEZ ALTIN MADALYA
Çocukken annesinin sırtında okula gitmesinden dolayı onlarca kilo ağırlığındaki halteri kaldırmanın kendisi için özel anlamı olduğunu anlatan Faruk Öztürk, başarılarıyla dünyada adından söz ettirmek istediğini söyledi. Olimpiyatta madalya kazanmayı hayal eden Faruk Öztürk, "Annem beni yıllarca sırtında okula taşıdı ben de halter sporunda başarılarımla engelleri kaldıracağım. Hayalim Avrupa ve dünya şampiyonasında ikinci defa altın madalya kazanmak" dedi.
İŞ ARIYOR
Şirket ya da kurumların sponsorluk desteğine ihtiyacı olduğunu dile getiren Faruk Öztürk, "Dünya şampiyonuyum, Avrupa şampiyonuyum ama tek başaramadığım iş bulmak. İş arıyorum. Başarılarımı daha üst seviyeye taşımak istiyorum. Hayatımı sürdürebilmek için çalışmam gerekir. İş bulup, çalışmalıyım" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
---------------------
Şampiyonun engelleri arkadaşlarını motoruna bağlayarak spor salonuna getirme DRONE görüntüsü
Şampiyonun halter salonuna girişi
Antrenmandan detay görüntüler
Spor hocasıyla çalışma görüntüleri
Röp1: Halterci Faruk
Detaylar
531 MB /// 4.53"HD
Haber: Tolga YILDIRIM - Kamera: Emrah GÜL / ANTALYA,
======================================================
7)KAYDIRAK OTEL
ANTALYA'da bir parkı mesken edinen evsizler, gece olunca çocukların kullandığı kaydıraklara halı, yorgan, döşek, yastık koyarak konaklıyor. Muratpaşa ilçesi Kızılsaray Mahallesi'ndeki bir parkı otele çeviren evsizlere polis ve zabıta ekipleri müdahale etti. Uzun zamandır parkı işgal eden evsizler, çocukların kullandığı kaydıraklara halı, yorgan, döşek ve yastık koyarak konaklıyor. Parkın içerisine ise dolap, ev eşyalarından oluşan yaşam malzemeleri koyan evsizlerden rahatsız olan çevrede oturanlar ile esnaf, polise ve zabıtaya haber verdi. Belirtilen adrese gelen polis ve zabıta ekipleri, gündüz vakti çocuk parkında alkol alan evsizleri eşyalarını alıp ayrılmaları konusunda önce uyardı. Tüm uyarılara rağmen eşyalarını parktan toplamayan evsizlerin eşyaları, polisin gözetiminde zabıtanın çağırdığı kamyonete konularak götürüldü.
Çocuklarının gece gündüz parka gitmeye çekindiğini söyleyen bir çevre sakini, "Burada sürekli kavga ediyorlar. Kaydıraklara koydukları yataklarda geceleri uyuyorlar. Zabıta ve polise defalarca haber verdik. Onlar gelip topluyor, bir süre sonra bu kişiler tekrar gelerek yaşantılarına devam ediyor" dedi.
Görüntü Dökümü
---------------------
- Zabıtanın parktaki evsizlerle konuşması
- Parktaki kaydıraktan görüntü
- Kaydıraktan kayan bir çocuğun görüntüsü
- Kaydıraktaki yataktan görüntü
- Kaydıraktaki yatağın sahibi yatağını zabıta nezaretinde alması
- Zabıtanın kaydıraktaki yastığı alması
- Parktaki dolabı zabıtanın kamyonete koyması
- Parktaki ev eşyası ve yaşam malzemelerinin kamyonete taşınması
- Zabıtanın eşya taşımasından detay görüntüler
-
389 MB - 3.30'
Haber-Kamera: Süleyman EKİN/ANTALYA,