Haberler

Dha Yurt Bülteni-15

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Bursa'da 1855 depremine yol açan fay hattının Nilüfer'den geçen kolları tespit edildiBURSA Nilüfer Belediyesi ve Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü iş birliği ile yapılan çalışma sonucu, Bursa'da 1855 yılında depreme yol açan fay hattının, Nilüfer'den geçen kolları tespit edildi.

Bursa'da 1855 depremine yol açan fay hattının Nilüfer'den geçen kolları tespit edildi

BURSA Nilüfer Belediyesi ve Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü iş birliği ile yapılan çalışma sonucu, Bursa'da 1855 yılında depreme yol açan fay hattının, Nilüfer'den geçen kolları tespit edildi. Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, çalışmanın ilk aşamada 4 kilometrelik alanda yapıldığını belirterek, "Bu çalışmanın Bursa çapında da yapılması gerekiyor" dedi.

Bursa'da, Nilüfer'in de aralarında bulunduğu 7 ilçeden geçtiği varsayılan fay hattının Nilüfer'deki kolu, Nilüfer Belediyesi ve Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü işbirliğiyle yapılan çalışmalar sonunda bulundu. 1855 yılında yaşanan depremde kırılarak Manyas Gölü'nden başlayıp, Mustafakemalpaşa, Nilüfer, Osmangazi, Yıldırım, Gürsu, Kestel ve İnegöl'e kadar uzandığı varsayılan fay hattının Nilüfer'deki kolu, özel bir çalışmayla gözlemlendi. Nilüfer Belediyesi'nin desteği ve Prof.Dr. Berkan Ecevitoğlu öncülüğünde oluşturulan 10 kişilik ekip, Nilüfer'in Alaaddinbey ve Ürünlü Mahalleleri arasındaki 4 kilometrelik hat üzerinde çalışma yaptı. Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Yard.Doç.Dr. Emrah Pekkan'ın da yer aldığı ekibin, 1-21 Ağustos tarihleri arasında ileri teknoloji kullanarak yaptığı çalışmanın sonuçları, düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

Fay hattının geçtiği alanda gerçekleştirilen basın toplantısına Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Prof.Dr. Berkan Ecevitoğlu, Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Yard.Doç.Dr. Emrah Pekkan'ın yanı sıra Nilüfer Belediyesi'nin danışman hocalarından Yard.Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu da katıldı.

BOZBEY: ÇALIŞMALAR DEVAM EDECEK

Yapılan çalışmanın aletsel yöntemler kullanılarak gerçekleştirilen ilk bilimsel çalışma olduğunu vurgulayan Başkan Mustafa Bozbey, şöyle dedi:

"Sadece olağan koşullarda değil, olağanüstü koşullarda ve afet durumlarında da Nilüferlilere doğru, hızlı ve etkin hizmet sunmak için projeler üretiyoruz. Bursa'da, Nilüfer'in de aralarında bulunduğu 7 ilçeden geçtiği varsayılan fay hattının izinin belirlenmesi konusundaki çalışmamız da bunlarda biri. Bu fay hattının Nilüfer'deki kolu, Nilüfer Belediyesi ile Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü iş birliğiyle yapılan çalışmalar sonunda bulundu. Geçen ay gerçekleştirdiğimiz bu çalışmanın, ileri teknoloji kullanılarak gerçekleştirildiğinin altını çizmek istiyorum."

Fay hattı belirleme çalışmalarının Nilüfer'de devam edeceğini kaydeden Başkan Bozbey, "Böylece Nilüfer'de bu hattın nerelerden geçtiğini net olarak ortaya koymuş olacağız. Sonrasında da eğer bu fay hattı üzerinde yapılaşma var ise, ilgili meslek odalarımızı da işin içine katıp, kamuoyuyla bir tartışma ortamı oluşturarak hep birlikte bu hat üzerindeki imar planlarına müdahale ederek o alanları boşaltma gibi bir durum ortaya çıkacağını düşünüyorum" diye konuştu.

'BU ÇALIŞMA BURSA ÇAPINDA YAPILMALI'

Gazetecilerin büyük ilgi gösterdiği basın toplantısında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, şöyle dedi:

"Benim vurgulamak istediğim en önemli konu, bu çalışmanın Bursa çapında yapılmasının zorunlu olmasıdır. Bursa Büyükşehir Belediyesi dahil ilgili diğer belediyeleri hem yazılı hem basın aracılığıyla bu çalışmaya davet ettik. Ancak bir ay geçmesine rağmen ne yazık ki hiçbir belediyeden bir geri dönüş alamadık. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Bu kentte yaşayan biri olarak gerçekten üzüldüm. Ben, Bursalılar adına bir kez daha ilgili belediyeleri bu projeye katkı koymalarını arzu ediyorum. Eğer böyle bir şeye inanmıyorlarsa bunu da açık açık belirtmelerini istiyorum. İlgili belediyelerden olumlu ya da olumsuz bir yanıt bekliyoruz. Biz gereğini yapalım. Biz, Nilüfer Belediyesi olarak gelirlerimiz düşmesine rağmen bu projenin İnegöl'e kadar yaptırmak istiyoruz. Bizim için insan hayatı önemlidir. Eğer biz, belirlenecek olan fay hattı üzerinde bulunan insanları başka bir yere aktarırsak, onların yaşamlarını kurtarırsak, gerçekten çok büyük bir iş yapmış oluruz."

Deprem önlemleri konusunda Nilüfer'de gereken çalışmaları yaptıklarını söyleyen Başkan Bozbey şöyle devam etti:

"Olası bir depremde kayıpları en aza indirmek hedefiyle Nilüfer'de gerekli tüm önlemleri alma çabasındayız. Bu hedef doğrultusunda pek çok çalışma yapıyoruz. Örneğin, şu anda sayısı 22 adet olan 'Deprem Öncü İşaretleri İzleme ve Tahmin İstasyonları'ndan aldığımız veriler uzmanlarımız tarafından titizlikle değerlendiriliyor. Geçen ay Nilüfer Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi'nin açılışını gerçekleştirdik. Burada son teknoloji kullanarak gerçekleştirdiğimiz eğitimlerin afet bilincinin yaygınlaşmasında önemli bir katkı sunacağına inanıyorum. Örnek çalışmalarımız arasında 26 mahallemizde bulunan afet konteynerlerimiz de yer alıyor. Ayrıca Afet Bilgi Sistemi ABİS'i, Türkiye'de ilk kez yaşama geçirdik. Bu sistemde, akıllı harita üzerinde afet sonrası toplanma alanları, geçici iskan/çadır alanları, alternatif yollar, sivil tahliye yolları, sahra hastanesi yapılacak alanlar, trafik kontrol noktaları, afet istasyonlarının yerleri gibi pek çok alan işaretlenmiş durumda. ENABİS Projemiz kapsamında da olası bir afet durumunda, Nilüfer'de yaşayan engelli bireylere adres ve kişisel bilgilerinden oluşan verilerimiz sayesinde rahatlıkla ulaşabilmeyi planlıyoruz."

ECEVİTOĞLU: 1855 FAYI AKTİF DURUMDA

Toplantıda Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu da 1-21 Ağustos tarihleri arasında ileri teknoloji kullanarak yapılan fay arama çalışmalarında elde edilen sonuçlar hakkında bilgi verdi. 1985 yılında yapılan bir çalışmayla 1855 olası fay hattının belirlendiğini kaydeden Prof.Dr. Berkan Ecevitoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Belirlenen bu hattın Hasanağa da çatallaştığı görülüyor. Görünmeyen kısmı kuzeye doğru giden olası 1855 fayı. Görünen kısmı güneye doğru gidiyor ve Soğukpınar fayı altında Uludağ'ın altına gidiyor. Fakat bunların hiç biri ovanın altındaki fayı göstermiyor. Çünkü ovanın altına girince, üzerindeki alüvyonlar onu örterek gizliyor. Yağışlar, şehirleşme ve tarım gibi olaylar, yer yüzündeki bütün bu fay izlerini siliyor. Yaptığımız çalışma sonucu belirlediğimiz fay hattı, şu an üzerinde bulunduğumuz bölgeden geçiyor. Fayın geçtiğini tahmin ettiğimiz yere sismik hattı atarak fay hattını belirledik. 1855 fay hattı hala aktif durumda. Bir hafta içinde Marmara'da 23 deprem olmuş. Bu depremlerin 3'ü 1855 fayı üzerinde olmuş."

GÜNDOĞDU: DAHA ÇOK DEPREM OLACAK

Toplantıya katılan Nilüfer Belediyesi'nin danışmanlarından Yard.Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu da, Nilüfer Belediyesi işbirliğiyle yapılan çalışma sonucunda fayın varlığının belirlendiğini söyledi. Yard.Doç.Dr. Gündoğdu, şöyle koünuştu: "Biz, artık fayın varlığını bildiğimiz için buradaki değişkenlerin daha iyi olması için çalışmalarımızı yürütmeyi düşünüyoruz. 1855 yılında Bursa'da iki deprem olmuş. Bunlardan biri Bursa'ya yakın bir tanesi de uzak. Yakın olan deprem tahmini 7 büyüklüğünde bir deprem oluşturmuş. Belirlenen bu diri faylar, 7 büyüklüğünde depremi yapacak güçte değiller. 'Muhakkak alüvyon altında olan bir fay olması gerekir' düşüncemizle hareket ettik. Nitekim bu da doğrulandı. Yapacağımız çalışmalara daha ciddi bakma noktasına geldik. Türkiye'deki depremlerin hareketlerini Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fayını unutarak değerlendiremezsiniz. Bu yanlış olur. Kuzey Anadolu fayı çok güçlü bir fay." Yrd.Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu daha çok depremler olacağını belirterek "Kuzey Anadolu fayı hareket ediyor. Bir de Afrika levhası geliyor alttan bizi itmeye çalışıyor. Bunların kombinasyonları sonucunda deprem sayısı arttı. Daha çok deprem olacak, daha da büyüyecek büyük bir ihtimalle" diyerek deprem gerçeğini de bir kez daha hatırlattı. Toplantı sonrasında fay arama çalışmalarının yapıldığı sismik enerji kaynağı donanımlı araç ile arazide uygulama da gerçekleştirildi.

Görüntü Dökümü:

---------------------------

-Açıklamalar

-Çalışmalardan detaylar

-Görsel ve grafik verilerin sunumu

-Detaylar

Süre   5.53 dk     boyut   658 mb

Haber: BURSA,

=============================================

Karacabey Canbalı deresinde yine balık ölümleri

BALIKESİR  sınırlarından gelerek Bursa Karacabey'den geçen Canbalı Deresi'ndeki balık ölümleri, çevredekileri tedirgin etti. Yaklaşık bir ay önce de yaşanan balık ölümlerinin yeniden başlamasına tepki gösteren balıkçıklar, kıyıya vurmuş balıkların ölüm sebebinin araştırılması istiyor.

Canbalı Deresi'nde yüzlerce balık telef oldu. Geçimini balıkçılıkla sağlayanlar, yetkilileri ilgisiz olmakla suçladı. Daha önce de benzer ölümlerle karşılaştıklarını söyleyen balıkçı Yusuf Kenar, "Geçimimi balıkçılıktan sağlıyorum. Buradan tuttuğum balıklarla 2 çocuk okuttum. Fakat şimdi derenin ve balıkların halini gördüğüm zaman üzülüyorum. Çok rica ediyorum yetkililerden bu konuya bir çare bulsunlar. Sesimizi duysunlar artık. Yetkilileri yanımızda göremiyoruz. Birkaç gün içerisinde dereden 1 tonu aşkın balık ölüsü çıkardık. Bunlar yok edilen balıklar. Geleceğimiz için bu katliama çözüm bulunması gerekiyor. Yetkilileri göreve davet ediyoruz. Balıkçılığı bırakacağım. Yetkililerden iş isteyeceğim. Bittik biz. Daha ne yapacağızö dedi. Son 3 gündür Canbalı Deresi'nde tonlarca balığın telef olduğunu söyleyen başka bir balıkçı,  "Bu memleket bizim. Çocuklarımıza ne bırakacağız. Derede akan bu suda bırakın balığı kurbağa bile yaşamaz. Yetkililer biz balık tutarken ceza yazmak için bahane arıyorlardı. Suya attığımız oltayı çıkarttırıp kaç iğne attığımıza, nasıl balık tuttuğumuza bakıyorlardı. Nerede bu yetkililer? Bu resmen bir katliam. Buna çözüm bulunmalıdır" diye konuştu. Karacabey İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürü Cemer Erken ise, "Müdürlüğümüze bağlı Su Ürünleri Mühendisleri derede incelemelerini yaptı. Sudan ve balıklardan numuneler alındı. Yaklaşık bir ay önce gönderdiğimiz numunelerin sonuçları henüz çıkmış değil. Araştırmalarımız sürüyor. Alınan numunelerden çıkan sonuçlara göre gerekli çalışmaları yapacağız" dedi.

Görüntü Dökümü:

---------------------------

-dereden genel görüntü

-ölü balıklar

-4 kişiyle röp.

-detaylar

süre  8  dk    boyut  407  mb

Haber: Yasin KESKİN/KARACABEY (Bursa),

=============================================

Kanserli hücrelerin düşmanı Aronya meyvesi Türk tarımına kazandırıldı

YALOVA Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, anavatanı Kuzey Amerika olan ve antioksidan içeriği nedeniyle 'süper meyve' olarak anılan Aronya için hasat etkinliği düzenledi. Türkiye'de ilk defa Yalova'da üretimi başarıyla gerçekleştirilen meyvenin ilk hasadını ise Yalova Valisi Tuğba Yılmaz yaptı.

Zengin içeriği ile insan sağlığına ve beslenmesine katkısı nedeniyle 'süper meyve' olarak adlandırılan Aronya hakkında Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü'nde hasat etkinliği düzenledi. Etkinliğe, Yalova Valisi Tuğba Yılmaz, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Suat Parıldar, Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Yıldırım Özgür, AK Parti İl Başkanı Yusuf Ziya Öztabak ile hasatta görev yapacak kadın işçiler katıldı. 2012 yılında enstitüde araştırılmasına başlanan ve bu yıl ilk hasadı yapılan meyvenin 'Viking' çeşidi tescillendi. Türkiye'de dört ayrı lokasyonda denemeler yapıldığını söyleyen Atatürk Bahçe Kültürleri Merkezi Araştırma Enstitüsü Müdürü Yılmaz Boz, meyvenin kanserli hücreleri yok etme kapasitesine sahip olduğunu belirtti. Aronya meyvesi ile ilgili 2012 yılında çalışmalara başladıklarını söyleyen Boz, "İnsan sağlığına oldukça katkısı olan Aronya meyvesi için girişimlerde bulunduk. 2012 yılında ise bu meyve için proje başlattık. Bu proje kivi üretiminden daha kısa vadede sonuca götürdü. Üretim projesinden yaygınlaştırma projesine geçtik. Ülkemizde Yalova merkez olmak üzere Malatya, Tokat ve Edirne olmak üzere dört ayrı lokasyonda denemeler yaptık. Yalova'da faydalı bir meyveyi Türk tarımına kazandırmış olduk. İnsan sağlığı açısından ne kadar önemli bir meyve olduğu geri dönüşlerle anlıyoruz. Kanserli hücreleri yok etme kapasitesine sahip olan meyve sebebiyle gelecek nesiller bizi hayırla yad edecek" dedi. İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Suat Parıldar ise meyvenin yaygınlaştırılması için çalışma başlattıklarını söyledi Yapılan konuşmaların ardından meyveyle ilgili ilk hasadı ise Yalova Valisi Tuğba Yılmaz yaptı.

Görüntü Dökümü:

---------------------------

-Meyveden detay görüntüler

-Enstitü müdür açıklama

-İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü konuşma

-Aronyalı pasta kesimi

-Aronya hasat

(boyut: 130 mb) (süre: 4.04 dk)

Haber: Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA,

===============================================

Gemiyle 2 bin 158 angus getirildi

BALIKESİR'in Bandırma İlçesi'ne Hırvatistan'ın Rasa Limanı'ndan gemiyle 2 bin 158 angus getirildi. Büyükbaş hayvanlar daha sonra kamyonlarla çevre il ve ilçelere gönderildi.

Bu yıl ithalatı planlanan 500 bin baş anguslar peryodik olarak getirilmeye başlandı. Hırvatistan'ın Rasa Limanı'ndan yüklenen ve gece ışıklarıyla 5 yıldızlı otel görünümündeki 2 bin 158 angusu taşıyan 'Sarah' adlı gemi dün gece Bandırma Çelebi Limanı'na yanaştı. Sağlık kontrolleri yapılan hayvanların tahiyesi sabaha kadar sürdü. Kesimlik olarak ithal edilen bu hayvanların bir kısmı Bandırma'da kalırken, büyük bölümü ise çevre il ve ilçelerdeki besicilere gönderildi.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Geminin gece görüntüsü

-Hayvanların kamyonlara yüklenmesi

-Detaylar

(Süre: 0.40 dk),(Boyut: 44mb)

Haber: Erdem ÖZCAN- Tufan DALGIÇ/BANDIRMA (Balıkesir),

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title
Close