DHA YURT BÜLTENİ - 1
Uludağ'da kaybolan dağcılara uçurum ve vadi kenarlarında zorlu arama (ek)KAYIP DAĞCILARDAN MERT ALPASLAN'IN EŞİ, DHA'YA KONUŞTU11 gündür kayıp olan ikisi de mühendis ve amatör dağcı Efe Sarp ile Mert Alpaslan'ı arama çalışmaları sürerken, eşinin geçen hafta cumartesiyi pazara bağlayan...
Uludağ'da kaybolan dağcılara uçurum ve vadi kenarlarında zorlu arama (ek)
KAYIP DAĞCILARDAN MERT ALPASLAN'IN EŞİ, DHA'YA KONUŞTU
11 gündür kayıp olan ikisi de mühendis ve amatör dağcı Efe Sarp ile Mert Alpaslan'ı arama çalışmaları sürerken, eşinin geçen hafta cumartesiyi pazara bağlayan gece, çantasını hazırladığını belirten Burcu Alpaslan, "Çantasına, kamp çadırı, ocak, çaydanlık, tabak, yedek çorap, yedek polar ve ufak tefek gıdalar aldı. Uludağ'a ulaştıklarında ise sucuk ve kömür gibi malzemeler satın almak için markete gireceklerini söyledi. Eşim daha önce de Efe ile birlikte kamp yaptı. Sabaha karşı beni öperek evden çıktı ve pazar saat 08.00'de aradığımda Uludağ'a ulaştığını, araçlarını park ettiklerini söyledi. Kahvaltı da ne yediklerini sorduğumda Efe'nin yanında çorba olduğunu, yürüyüş sırasında mola verip içeceklerini söyledi. Zaten Uludağ'a ulaştıklarında da bir markete uğramışlar çünkü kredi kartında hareket gördük" dedi.
'UZUN SÜRE HAYATTA KALACAK KADAR DAYANIKLI EKİPMANLARI VAR'
Mert Alpaslan'ın üzerinde ve çantasında, arama-kurtarma ekiplerinin giydiği, kaliteli mont, bot ve polar olduğunu belirten Burcu Alpaslan,"Bir sıkıntı yaşadıklarında, uzun süre hayatta kalabilecek dayanıklıkta ekipmanları var. Yine güvenlik kamarası görüntülerinde Efe Sarp'ın sırtında çok büyük ve dolu bir çanta olduğunu görüyoruz. Bu çantada, yedek mont, yedek çorap, yedek polar ve gıda maddelerinin olduğunu düşünüyoruz. Hal böyleyken, onların yetersiz ekipmanlara sahip olduğunu söylemek mümkün değil. Mert'i ikinci kez arayarak havanın bozacağını ve endişelendiğimi söyledim. Bana, 'Beni merak etme, yanımda en iyi kampçılardan biri olan Efe var' diye cevap verdi. Ben Efe Sarp'ın babasıyla görüştüğümde, çok profesyonel olduğunu, avlanmayı, barınmayı, ateş yakmayı, yakacak toplamayı çok iyi bildiğini söyledi. Efe'nin de ailesi, Efe'nin tecrübesiyle ortaya çıkacaklarına inanıyor" dedi.'BULUNAN MONT VE BATONLAR, KESİNLİKLE İŞARET'
Arama-kurtarma ekiplerinin titizlikte çalıştığının altını çizen Alpaslan, "Ekipler, göllerde, mağaralarda, kuyularda, uçurumlarda arama yapıyor. Ancak çok şükür ki, olumsuz bir ize rastlanmadı. Bu zamana kadar bulunan izlerde halen daha birlikte olduklarına işaret ediyor. Ben bulunan montun ve batonların bir işaret olduğuna eminim. Bir işaret bırakmak için bunu yaptılar. Yanında yedek montların da olduğunu biliyoruz. Montta, yırtık, diş izi, kan gibi olumsuz bir emare yok, tertemiz. Ayrıca montun cebinde yarım kalmış bir poğaça var. Demek ki karınları çok acıkmamış ki o poğaçayı yememişler" dedi.'MERT'İME BİR AN ÖNCE KAVUŞMAK İSTİYORUM'
Umutlarını bir an olsun tüketmediğini söyleyen Alpaslan, "Efe Sarp, bir arkadaşına mesaj atmış ve daha önce hiç keşfedilmemiş mağaralara gideceğini söylemiş. Belki ekiplerin de bilmediği mağarada olabilirler. Biz Mert ve Efe'nin bir yere sığındıklarını düşünüyoruz. Gerçekten herkes elinden geleni yapıyor. Ekipler, canla başla çalışıyor. Ancak daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Hava koşulları kötüye gidiyor. Çalışmalara ara verileceğini duyduk. Bu bizi çok üzdü. Ama aramayı yapacak olan kişiler, eşimden, arkadaşından ve bizden daha güçlü. Hiç kimsenin canının yanmasını istemiyoruz. İkisi de yetişkin ve tecrübeli insanlar, dağcılığa gönül vermiş, ekipmanları da gayet iyi. Geç kalmamamız gerekiyor. Biz asla umudumuzu kesmedik, kesmeyeceğiz. Bunun bir yolu, çözümü olmalı. Ben Mert'ime bir an önce kavuşmak istiyorum. Elimde olsa çıkarım Uludağ'a, tırnaklarımda ellerimde o karları kazır, eşimi ararım. Herkesin desteğine ihtiyacımız var, onlar yaşıyor" diye konuştu.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------Mert Alpaslan ve eşi Burcu Alpaslan'ın fotoğrafları-Kayıp dağcıların güvenlik kamerası görüntüleriFotoğraflar ve görüntüler üzerine Burcu Alpaslan'ın röportajdaki sesiHaber-Kamera: Berktuğ ÖNCÜ - Muammer İRTEM - Semih ŞAHİN / BURSA,
====================================================ALKOLLÜ SÜRÜCÜ, OTOMOBİLLE DURAĞA DALDI 3 ÖLÜ
UŞAK'ta, sürücüsünün kontrolünden çıkan otomobil, yolcuların minibüs beklediği durağa daldı. Kazada otomobilin çarptığı 3 kişi, yaşamını yitirdi. Gözaltına alınan sürücü İsmail Utku Yazgılı'nın (18), yapılan kontrolde, 0.60 promil alkollü olduğu belirlendi.
Kaza, dün sabah saatlerinde, Uşak Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü'nün karşısındaki Ankara yolunda meydana geldi. Uşak Üniversitesi öğrencisi olduğu belirtilen İsmail Utku Yazgılı yönetimindeki 59 HD 971 plakalı otomobil, kontrolden çıkıp, minibüs durağına daldı. Kırsal Kızılcasöğüt Mahallesi'ne gitmek için durakta minibüs bekleyen yolculardan, Uşak Belediyesi'nde özel güvenlik görevlisi Zafer Karakaya (30) ile Ramazan Tokuş ve Halil Doğan yaşamını yitirdi. İhbarla olay yerine gelen polis ekipleri, otomobil sürücüsü Yazgılı'yı gözaltına aldı. Yapılan testte, Yazgılı'nın 0.60 promil alkollü olduğu belirlendi. 3 kişinin cansız bedenleri, polis ve savcının incelemelerinin ardından otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------Yaşamını yitiren Zafer Karakaya, Ramazan Tokuş ve Halil Doğan'ın opakları-Kaza yerinden görüntü-Cesetlerin yerde görüntüsüHaber-Kamera: UŞAK,
======================MÜHENDİSİN ÖLDÜĞÜ CAMİ İNŞAATI İLE İLGİLİ SUÇ DUYURUSU
GAZİANTEP Akademik Meslek Odaları Birliği (GAMOB), inşaat mühendisi Korkut Küçükcan'ın cami inşaatına beton dökmek için kurulan iskelenin çökmesi sonucu enkaz altında kalarak hayatını kaybetmesiyle ilgili suç duyurusunda bulundu.Akkent Mahallesi'nde 14 Kasım perşembe günü Türkiye'nin en büyük 2'nci camisi olması planlanan cami inşaatında kubbeye beton dökmek için kurulan iskele çöktü. Güçlendirme projesi kapsamında ölçü almak için inşaatta bulunan mühendis Korkut Küçükcan, enkaz altında kaldı. Kurtarma ekiplerinin 33 saat süren çalışması sonucu, Küçükcan'ın cansız bedenine ulaşıldı.Olay ile ilgili soruşturma devam ederken GAMOB üyeleri dün Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Bir açıklama yapan GAMOB dönem sözcüsü Dr. Ramazan Sürücü, olayın iş güvenliği tedbirinin alınmaması nedeniyle oluşan ihmaller zinciri sonucu meydana geldiğini söyledi.'SORUMLULARIN GEREKLİ CEZAYI ALMASINI İSTİYORUZ'
Bir daha iş kazalarının yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini kaydeden Sürücü, şöyle konuştu: 'Bütün bu ihmaller zinciri, meydana gelen vahim olayın göz göre göre geldiğini ortaya koymaktadır. Adeta, 'Kaza geliyorum' demiştir. Gaziantep Akademik Meslek Odaları Birliği olarak, tüm bu nedenlerden dolayı, en verimli çağında aramızdan ayrılan İnşaat Mühendisi Korkut Küçükcan'ın ölümünü bir iş kazası olmaktan çok, bir iş cinayeti olarak değerlendiriliyoruz ve bu olayda sorumluluğu bulunanların gerekli cezaya çarptırılması için de Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunuyoruz. Ortada ihmaller zinciri var. İhmaller zinciri sonucu hayatını kaybeden bir canımız, Korkut Küçükcan var. Bu olayda, sorumluluğu bulunan herkesin yüce Türk adaleti önünde hesap vermesini istiyoruz. Yapılan yanlışların kimsenin yanına kar kalmaması, suçluların cezasını çekmesi kamu vicdanını rahatlatacaktır."GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Basın açıklamasıRamazan Sürücü'nün konuşmasıGenel ve detay görüntülerHaber-Kamera: Kadir GÜNEŞ / GAZİANTEP,
=======================================KAYMAKAMA SUİKAST HAZIRLIĞINDAKİ TERÖRİSTLE İRTİBATLI 6 KİŞİYE GÖZALTI
ŞANLIURFA'da, Suruç Belediyesi Başkan Vekili olarak atanan Kaymakam Kemal Aktaş'a 10 bin dolar karşılığında suikast düzenlemeye hazırlandığı sırada yakalanan terörist Mazlum Muhammed Ali ile irtibatlı olduğu belirlenen 6 kişi gözaltına alındı.İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince Suriye'de PKK/KCK/PYD/YPG terör örgütü içinde faaliyet gösteren, Suriye uyruklu terörist Mazlum Muhammed Ali'nin Ayn el Arab'dan yasa dışı yollarla Türkiye'ye geçtiği belirlendi. Polis ekipleri, İçişleri Bakanlığı'nca Suruç Belediyesi Başkan Vekilliği'ne görevlendirilen Kaymakam Kemal Aktaş'a 10 bin dolar karşılığında suikast düzenleyeceği tespit edilen terörist ile ona yardım eden 3 kişiyi yakalayarak, gözaltına aldı.Terörle Mücadele Müdürlüğü'nde sorgusu devam eden Mazlum Muhammed Ali ile irtibatlı olduğu belirlenen 6 kişi de polisin kent merkezinde düzenlediği operasyonla dün gözaltına alındı. Terörist Mazlum Muhammed Ali'nin de aralarında bulunduğu 10 kişinin emniyetteki işlemleri sürüyor.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Şubeden çıkarılan şüphelilerPolis ekipleri evlere yaptığı baskınGenel ve detay görüntülerHaber-Kamera: Ali LEYLAK / ŞANLIURFA,
=====================================İZMİR'DE DENİZDEN KADIN CESEDİ ÇIKTI
İZMİR'in Karşıyaka ilçesinde, iddiaya göre önceki gün gece saatlerinde denize düştüğü ileri sürülen Solmaz Demirer'in (61) cansız bedeni balıkçılar tarafından bulundu. Mavişehir Balıkçı Barınağı'ndaki balıkçılar, dün saat 17.00 sıralarında denizde hareketsiz şekilde duran bir kişinin olduğunu gördü. Durumdan şüphelenen balıkçılar, durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine gelen deniz polisi, bir kadına ait olduğu belirlenen kişiyi karaya çıkarttı. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde, çıkartılan kişinin öldüğü belirlendi. Yapılan ilk incelemede, cesedin barınak çevresinde sıkça görülen ve emekli olan 'Rambo' lakaplı Solmaz Demirer'e ait olduğu tespit edildi. Konuyla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, Demirer'in önceki gün gece saatlerinde denize düşmüş olabileceği ileri sürüldü. İlk belirlemelere göre, vücudunda herhangi bir darp veya yara izi bulunmayan Demirer'in boğularak öldüğü tahmin ediliyor. Kadının cansız bedeni, savcının incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------Olay yerinden genel ve detay görüntü-Ceset taşınırken görüntü-Cesedin tabuta konma görüntüsü-Cenaze aracından görüntüHaber-Kamera: Tolga TAHÇI - Melis KARAKUZULU / İZMİR,
=========================================14 KATLI APARTMANIN TERASINDAN DÜŞEN HAKİM, ÖLDÜ
SİVAS'ta, ailesinin oturduğu 14 katlı apartmanın terasından düşen Bursa İdari Mahkemesi Üyesi Hakim Mustafa Nuri K. (27), hayatını kaybetti. Acı haberi alan Mustafa Nuri K.'nin yakınları, olay yerinde uzun süre gözyaşı döktü.
Olay, dün saat 14.00 sıralarında Şeyh Şamil Mahallesi Emirpaşa Caddesi'ndeki 14 katlı apartmanda meydana geldi. İzinli olarak geldiği Sivas'ta ailesinin oturduğu apartmanın terasına çıkan Bursa İdare Mahkemesi Üyesi hakim Mustafa Nur K., yaklaşık 30 metre yükseklikten bilinmeyen nedenle düştü. Mustafa Nuri K.'yi yerde hareketsiz kanlar içinde gören çevredekiler, durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine bölgeye gelen sağlık görevlilerince ambulansa alınan ağır yaralı Mustafa Nuri K., yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Ekiplerin yaptığı incelemenin ardından Mustafa Nuri K.'nin cesedi otopsi yapılmak üzere Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna kaldırıldı. Mustafa Nuri K.'nin yakınları olay yerinde gözyaşı dökerken, olayda intihar şüphesi araştırılıyor.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------Olay yerinden görüntüler-Yakınlarının yaşadığı üzüntü-Binanın görüntüsüHaber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI / SİVAS,
=====================================ANKARA'DA APARTMAN DAİRESİNDE YANGIN: 1'İ AĞIR, 3 YARALI
ANKARA'nın Çankaya ilçesinde 4 katlı bir apartmanın giriş katındaki bekar evinde yangın çıktı. Yangın sırasında alevlerin arasında kalan 1'i ağır, 3 kişi yaralandı.
Çankaya ilçesi Seyranbağları Mahallesi Üzümcü Sokak'taki Coşkun ve Deniz Göksu kardeşler ile Hasan Gevşek'in yaşadığı dairede bu sabaha doğru saat 04.30 sıralarında yangın çıktı. Alevler, kısa sürede tüm evi sardı. Alevlerin arasında uyanan 3 kişi, bağırarak komşularından yardım çağırdı. Sesleri duyan apartman sakinleri bir taraftan itfaiyeye haber verdi, bir taraftan da evde mahsur kalan 3 kişiyi çıkardı. İhbar üzerine olay yerine itfaiye, UMKE, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar, sağlık görevlilerince olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından çevre hastanelere kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralılardan birinin hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. İtfaiyenin yaklaşık 1 saatlik müdahalesiyle söndürülen yangında daire kullanılamaz hale geldi. Yangının çıkış nedenini belirlemek için inceleme başlatıldı."CAMLARI KIRMAYA ÇALIŞIYORLARDI"
Bağrışma sesleriyle uyandığını belirten apartman sakinlerinden Selin Şener, ilk anda kavga çıktığını sandığını ancak pencereyi açtığında ise yükselen alevleri gördüğünü söyledi. Beraber yaşadığı kedisini de alarak dışarı çıktığını aktaran Şener, şöyle konuştu: "Binanın içi dumanla dolmuştu, bir üst katta oturuyor olsaydım aşağı inemeyebilirdim. Çok yoğun bir duman vardı. Yaralının durumu çok kötüydü. Sağlık durumu nasıl, şu an için bir fikrim yok. Tanıyorum, çok samimi olmasak da. Yeni taşınmışlardı çünkü. Şaşırdım, ilk anda yangın olduğunu düşünmedim. Kavga çıktı sandım. Camları kontrol edince anladım, yangın çıktığını. Bağırıyorlardı, camları kırmaya çalışıyorlardı. Alt kat komşumun bağırmasını duyunca, direkt dışarı çıktım bende. Arka camdan gördüm, camı açtığımda alevler bizim kata kadar çıkmıştı."GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Yaralıdan görüntüYanan evin içinden görüntüApartman sakini ile röportajGenel ve detaylarHaber-Kamera: Caner ÜNVER / ANKARA,
=====================================Kanser tarama merkezinde temizlikçiyi öldürüp, yüksekokul çalışanını yaraladı (ek)
ŞÜPHELİ BÖYLE YAKALANDIBayburt'ta, Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi'nde (KETEM) tartıştığı temizlik görevlisi Zehra Erdemir'i (40) bıçaklayarak öldüren, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu'nda çalışan Süleyman Alan'ı (47) bıçakla ağır yaralayan Recai Ç.'nin, üniversite kampüsü önünde yakalandığı anlara ilişkin görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde, polis tarafından yere yatırılarak etkisiz hale getirilen saldırgan polis aracına bindiriliyor. Recai Ç.'nin polisteki sorgusu sürüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Şüphelinin yakalanma anıHaber: Murat SÖYLEMEZ / BAYBURT,
==================================Yola fırlayan Ayşenur'a hafif ticari aracın çarptığı anlar kamerada (2)
MAHALLE SAKİNLERİNDEN KASİS TALEBİİzmir'in Bayraklı ilçesinde, marketten çıktıktan sonra aniden yola fırlayan Ayşenur A.'ya (5) hafif ticari aracın çarpmasından sonra mahalle sakinleri, önlem alınmasını istedi. Kazadan yara almadan kurtulan Ayşenur A.'nın alışveriş yaptığı marketin sahibi Cemal Çitrak (51), belediyenin yola kasis yaptırması gerektiğini söyledi. Çitrak, "Bir anda yola fırlayan Ayşenur, ezilmekten son anda kurtuldu. Otoyola bağlandığı için üzerinde bulunduğumuz caddede araç trafiği yoğun. Bu nedenle birçok kaza meydana geliyor. Neredeyse bir çocuğumuz, arabanın altında kalacaktı. Çocuklar, marketten alışveriş yaptıktan sonra bir anda yola fırlıyorlar. Mahalleli olarak buraya kasis yapılmasını istiyoruz. Geçmiş yıllarda kasis için imza toplamamıza rağmen bir sonuç alamadık. İllaki burada birinin ölmesi mi gerekiyor?" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Güvenlik kamera görüntüsüCemal Çitrak röportajCaddeden genel ve detay görüntüHaber-Kamera: Tolga TAHÇI - Melis KARAKUZULU / İZMİR,
=========================================KAYGAN ZEMİNDE OTOMOBİL KARŞI ŞERİDE GEÇTİ: 5 YARALI
KAYSERİ'de, yağışlı hava nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybeden otomobil sürücüsü karşı şeride geçerek, otomobil ile çarpıştı. Kazada her iki otomobil içinde bulunan 5 kişi yaralanarak, hastaneye kaldırıldı.
Kaza, dün gece saat 22.00 sıralarında merkez Kocasinan ilçesi Karayolları köprülü kavşağında meydana geldi. Mustafa Açık idaresindeki 38 ACM 460 plakalı otomobil, yağışlı hava nedeniyle kaygan zeminde sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu karşı şeride geçerek Burhanettin Sığırcı hakimiyetindeki 38 NN 830 plakalı otomobile çarptı. Kazada her iki otomobilin sürücüsü ve yolcular Hasan Coşkuner, Mehmet Mert ile ismi henüz öğrenilemeyen bir kişi yaralandı. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Otomobilde sıkışan Burhanettin Sığırcı itfaiyenin çalışması sonucu bulunduğu yerden çıkarıldı. Yaralılar sağlık ekiplerinin müdahalesi ile çeşitli hastanelere kaldırıldı. Kaza nedeniyle yaklaşık 45 dakika kapanan yol, araçların kaldırılması ile tekrar trafiğe açıldı. Kazayı gören bir sürücü, "Yolların yağış nedeniyle kaygan olması nedeniyle bir araç karşı şeride geçerek otomobile çarptı. Otomobil içinde bulunan sürücü itfaiyenin yaklaşık 20 dakika süren çalışmasının ardından bulunduğu yerden kurtarıldı. Her iki araçta bulunan yaralılar da hastaneye kaldırıldı. Yollar kaygan olduğu için sürücüler araç kullanırken lütfen dikkatli olsun" dedi.Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------Olay yeri-Kazaya karışan araçlardan görüntü-Kazayı gören bir sürücü ile röportaj-Genel detayHaber-Kamera: Olcay DÜZGÜN / KAYSERİ,
=======================================EŞİNİN 'BAKIMSIZSIN' DİYE DARBETTİĞİ FİLİZ, YAŞAM SAVAŞI VERİYOR
İZMİR'in Ödemiş ilçesinde, eşi İbrahim T., cinsel isteklerde bulunup, olumsuz cevap alınca 2 çocuk annesi eşi Filiz T.'yi (38), iddiaya göre "Sen bakımsızsın, seni beğenmiyorum" diyerek, dövdü. Başına aldığı darbe sonucu menenjit geçiren ve omuriliğinde kırık olan Filiz T.'yi, oğlunun ihbarı üzerine 3 kız kardeşi kurtardı. Filiz T., hastanede yaşam savaşı verirken, İbrahim T. tutuklandı. Kız kardeşlerden Sevgi Fatma Erol (45), " Lütfen yardım edin, Filizler ölmesin." dedi.Olay, geçen cuma günü Çaylı Mahallesi'nde bulunan evde meydana geldi. Eve alkollü gelen İbrahim T., 18 yıllık eşi Filiz T.'den iddiaya göre bir takım cinsel isteklerde bulundu. Olumsuz cevap alan İbrahim T., bunun üzerine eşine, "Seni artık beğenmiyorum. Neden bakımlı değilsin" diyerek, dövmeye başladı. İbrahim T., başını defalarca duvarlara vurduğu Filiz T.'yi, bayılınca, evin odasına yatırdı. Baygın haldeki Filiz T.'yi hastaneye götürmek yerine evde bırakan İbrahim T., bunun da üzerine eşinin ve çocuklarının, baldızlarıyla görüşmelerini yasakladı.OĞLU TEYZESİNE HABERİNCE OLAY ORTAYA ÇIKTI
Çiftin çocuklarından 16 yaşındaki Osman T., pazar gecesi arkadaşının telefonundan durumu teyzelerine bildirdi. Durumu öğrenen Sevgi Erol, Nesrin Geyranlı ve soyadı öğrenilemeyen Emine adlı kardeşler, sağlık ekiplerine haber verip, kız kardeşlerinin evine gitti. Burada 3 kardeş, Filiz T.'yi baygın halde buldu. 3 kardeş, sağlık görevlileriyle Filiz T.'yi alıp, Ödemiş Devlet Hastanesi'ne götürdü. Hastanede durumun 'psikolojik' olduğu söylenince Filiz T., Ege Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı.DARP NEDENİYLE MENENJİT VE OMURİLİKTE 3 SANTİMETRE KIRIK SAPTANDI
Burada kafa travması geçirdiği belirlenen Filiz T.'nin, yapılan tetkiklerde darp nedeniyle menenjit geçirdiği ayrıca omuriliğinde de 3 santimetre kırık olduğu ortaya çıktı. Filiz T. hemen ameliyata alınırken, hayati tehlikesinin devam ettiği bildirildi. Filiz T.'nin kardeşlerinin şikayeti üzerine İbrahim T., polis ekiplerince yakalanıp gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen İbrahim T., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.'BENİ BURADAN GÖTÜRÜN' VE 'JANDARMA' DİYE FISILDAMIŞ
Filiz T.'nin yanına gittiklerinde, kendilerine 'jandarma' diye fısıldadığını aktaran kardeşi Sevgi Erol, "Kardeşim, ahırdan bozma kötü bir odada tek başına yaşıyordu. Gittiğimizde yalnızca nefes alabiliyordu. Kardeşimize ne olduğunu sorduğumuzda kayınvalidesi bize hiçbir şeyinin olmadığını söyledi. Yanına yaklaşınca benim kulağıma 'Beni götürün', diğer kardeşimin kulağına 'jandarma' diye fısıldadı. Bunun üzerine Filiz'i Ödemiş Devlet Hastanesi'ne ardından da Ege Üniversitesi'ne kaldırdık. Ödemiş Devlet Hastanesi'nde 'psikolojik' tanısı koyulan kardeşimin darptan dolayı menenjitinin bulunduğu ve omuriliğinde 3 santimetre kırık olduğu ortaya çıktı. Allah kimsenin başına böyle bir şey vermesin. Hiçbir şey bizi teselli etmeyecek ama yapanın da yanına kar kalmayacak" dedi.KARDEŞİMDEN FARKLI ŞEYLER İSTEMİŞ
İbrahim T.'nin, eşi Filiz T.'ye yıllardır hem fiziksel hem de psikolojik şiddet uyguladığının iddia eden Sevgi Erol, "İbrahim T., yıllardır kardeşime fiziksel şiddet ve psikolojik şiddet uyguladı. 'Senden nefret ediyorum, senden iğreniyorum. Seni; anneme, çocuklara, ineklere bakmak için evde tutuyorum' diyordu. Filiz'den, bakımlı olmasını ve farklı şeyler istemiş. Lütfen yardım edin, Filizler ölmesin. Biz Filizimizi kaybetmek üzereyiz. Siz Filizlerinizi kaybetmeyin, kırmayın" diye konuştu. Erol ayrıca, Filiz T.'yi ilk olarak kaldırdıkları Ödemiş Devlet Hastanesi'nde 'psikolojik' tanısı koyulduğu iddiasıyla şikayetçi olacaklarını da sözlerine ekledi.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------Sevgi Erol röportaj görüntüsü-Ege Üniversitesi'nden genel ve detay görüntü-Filiz Tekin hastane görüntüsüHaber-Kamera: Tolga TAHÇI - Melis KARAKUZULU / İZMİR,
=========================================BEBEĞİNİ DÜŞÜRMESİ İÇİN GASP SÜS VERİLEREK DÖVÜLEN ANNE: EVLİLİĞE ZORLAMADIM
ADAPAZARI'nda, Taner Oktay K.'nin kendisinden olan bebeği düşürmesi için 35 bin TL verdiği mesai arkadaşına gasp süsü vererek dövdürdüğü yaklaşık 7 aylık hamile F.A., yaşadıklarını anlattı. F.A., hamileliğinin ilk ayında kürtaj olduğunu, ancak hamileliğinin devam ettiğini belirterek, "Evliliğe zorlamadım. Ben bir cinayet işlemeyeceğim konusunda nettim. Şimdi tek hedefim kürtaja rağmen dünyaya gelmek isteyen oğlumu dünyaya getirmek" dedi.
Adapazarı'ndaki Dr. Kamil Sokak'ta, 15 gün önce meydana gelen olayda, hamile F.A., kapkaççı zannettiği kişinin saldırısına uğradı. Çantayı kapan kişinin, kadına saldırmaya devam etmesi ve içinden bir şey almadan çöpe atması, polisi şüphelendirdi. Polis, dövülen kadının ve çevredekilerin ifadesine başvurdu. Polis, olayın kapkaç olmadığını tespit etti. Asayiş Şube Müdürlüğü'nce oluşturulan özel ekip, 100 güvenlik kamerası kaydını inceledi.F.A.'nın eski sevgilisini araştırmaya karar veren polis, Taner Oktay K.'nin çalıştığı fabrikanın kamera kayıtlarını da inceledi. Görüntülere göre, kendisini kapüşonla gizleyen kişinin, kadını döven, Taner Oktay K. ile aynı iş yerinde çalışan Ümit Ö. olduğu, saldırı gününde ve sonrasında aynı kıyafetle işe gittiği belirlendi. Polis, Taner Oktay K. ve Ümit Ö.'yü gözaltına aldı.Taner Oktay K. ifadesinde mesai arkadaşı Ümit Ö.'den, F.A.'yı gasp edecekmiş gibi yapıp saldırmasını, bu sayede F.A.'nın bebeği kaybetmesini amaçladıklarını söyledi. Ümit Ö. ise 35 bin TL karşılığında Taner Oktay K. ile olayı planladıklarını belirtti.KÜRTAJA RAĞMEN HAMİLELİĞİ DEVAM ETTİ
F.A. yaşadıklarını DHA'ya anlattı. F.A., Taner Oktay K. ile geçen Mayıs ayında ilişkilerinin başladığını, 1 Haziran da kürtaj için doktora gittiklerini, hamilelik durumunun sona erdiğini düşünerek ayrıldıklarını söyledi. F.A. hamileliğinin devam ettiğini belirterek, "Kürtaja rağmen dünyaya gelmek isteyen bir bebek vardı. Çocuğumu doğurmaya karar verdim. Kürtaj olduğumu bildiğinden Taner Oktay K.'ye durumu anlattım. Bana inanmadı. Kürtaj için gittiğim doktora gidip durumu sormuş. Doktor M.M. de hamileliğin kürtaja rağmen devam ettiğini söylemiş. Taner Oktay K. hayatında başka birisinin olduğunu ve onunla evleneceğini söyledi. Bu arada hamileliğimin 21'inci haftası dolmuştu. Taner Oktay K. İstanbul'da çocuğu alacak bir merkezin olduğunu ve bu işi sonlandırmam gerektiğini söyledi. Ben ise kendisinden bir beklentimin olmadığını, çocuğu olacağını bilmesinin hakkı olduğunu söyledim." dedi.BEBEĞİ ALDIRMASINI İSTEDİ
Taner Oktay K.'nin bebeği aldırmasını istediğini ifade eden F.A., "Süreç ilerlerken hamileliğimde 6 ay oldu. Israrla çocuğu aldırmamı istiyordu. Evliliğe zorlamadım. Ben ise bir cinayet işlemeyeceğim konusunda nettim. Taner Oktay K. beni yemeğe götürüyor ve ilgileniyordu. Ama ben kendisine güvenmiyordum. Hatta ayrılık sonrası ilk görüşmemizde arkadaşlarıma benden bir saate kadar haber alamazsanız, polise haber verin diye tembihledim. Beni babama söylemekle tehdit etti. Kadın olduğumu sorun yaşayacağımı, çocuktan kurtulmam gerektiğini söyledi. Para teklif etti. Ben bunları kabul etmedim. 'Çocuk doğar DNA testi yapılır. Çocuğun senden olduğuna ikna olursan, çocuğuna nafakamı verirsin, hiçbir şey vermezsin onu o dönemde görüşürüz' dedim." diye konuştu.SALDIRIYA UĞRAMA ANINI ANLATTI
Olay günü Taner Oktay K.'nin kendisini evinin bulunduğu yerde bırakmak yerine şehir merkezinde bıraktığını söyleyen F.A. şöyle konuştu: "Taner Oktay K. bana ilgi gösteriyor olmasına rağmen hiç çocuktan bahsetmiyordu. Son gün yine buluştuk. Karaman tarafında oturduğum halde beni çarşıda indirdi. Adapazarı şehir merkezinde araçtan indim. Taner Oktay K. beni çarşı merkezinde bıraktıktan hemen sonra bir kişi bana tekme tokat saldırdı. Kanım donmuştu. Bebeğimi korumaya odaklandım. Çevredekilerin yardımı ile polis geldi. Hastaneye kaldırıldım. İlk etapta Taner Oktay K.'den şüphelenmemiştim. Ama çantam teslim edildiğinde içinde değerli olan telefonum, kredi kartım alınmamıştı. Sadece az miktar param eksikti. O zaman durumdan şüphelendim. Benim ve görgü tanıklarının ifadeleri, kamera kayıtları şüphelerimi haklı çıkardı. Keşke haklı çıkmasaydım dedim. Çok istedim haklı çıkmamayı ama maalesef haklı çıktım.""TEK AMACIM OĞLUMU DÜNYAYA GETİRMEKö
Tek amacının oğlunu dünyaya getirmek olduğunu ifade eden F.A., "Şimdi tek hedefim kürtaja rağmen dünyaya gelmek isteyen oğlumu dünyaya getirmek. Ardından yeni bir düzen kuracağım. Ailem ilişkimi, hamile olduğumu yaşananlardan sonra öğrendi. Babam benimle görüşmüyor. Ben güçlü bir kadınım. İnanıyorum ki bütün yaşananlara rağmen dünyaya gelmek için direnen oğlumla her şey çok güzel olacak. Taner Oktay K.'nin ailesi bana ulaşmaya çalışıyor. Muhtemelen şikayetimi geri çekmemi isteyecekler. Bu saatten sonra bunu yapmam söz konusu olamaz." diye konuştu.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------(Güvenlik kamera görüntüleri)-Saldırı anı+++Şüphelilerin adliyeden çıkarılmasıHaber: Güven HASBAŞ / ADAPAZARI(Sakarya),
==========================================ADANA'DA MÜSTAKİL EV YANGINDA KÜLE DÖNDÜ
ADANA'nın Kozan ilçesinde tek katlı müstakil ev, çıkan yangında küle döndü.
Kozan ilçesinde Şevkiye Mahallesi Candan Sokak'ta İlhan Kurt'a (39) ait tek katlı müstakil evde bu sabaha karşı yangın çıktı. Evden alevlerin yükseldiğini gören komşuları, durumu hemen itfaiyeye bildirdi. Evde yalnız yaşayan Kurt ise komşularının yardımıyla evden çıkartıldı. İtfaiye erlerinin uzun uğraşları sonucu kontrol altına alınan yangında ev küle döndü. İtfaiye ekipleri soğutma çalışmalarının ardından yangının çıkış nedenini belirlemek için inceleme başlattı.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Evden yükselen dumanlarAlevlerden görüntülerYangın söndürme çalışmalarıGenel ve detaylarHaber-Kamera: Ali GÖKDAL / KOZAN(Adana),
=======================================PKK'DAN KURTARILAN CAFER'DEN, DAĞDAN KAÇMAK İSTEYENLERE MESAJ
DİYARBAKIR'da HDP il binası önünde oturma eylemi yapan annesi Hatice Ceylan'ın çağrısını duyarak terör örgütü PKK/YPG'den kaçıp güvenlik güçlerine teslim olduktan sonra ailesine kavuşan Cafer Ceylan, kendisi gibi çok kişinin dağdan kaçmak istediğini söyledi. Terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocukları için oturma eylemine katılan ailelerden Hatice Ceylan, oğlu Cafer'e kavuştu. Anne Hatice Ceylan 2015'te, 15 yaşındayken Kur'an kursunda hafızlık okurken kaybolan oğlu Cafer için 8 Ekim günü oturma eylemine katıldığı eyleminin 99'uncu gününde oğlunun kavuşma mutluluğunu evini ziyaret eden yakınlarıyla paylaştı.'BENİM GİBİ KAÇMAK İSTEYEN ÇOK KİŞİ VAR'
Kendisini evinde ziyaret eden yakınlarıyla görüşen Cafer Ceylan, terör örgütü PKK'dan kurtulmaktan mutluluk duyduğunu ifade ederek, kendisi gibi bir çok kişinin terör örgütünden kaçma isteklerinin olduğunu söyledi. Ceylan, dağda bulunanların kaçması için çağrıda bulunarak, şunları söyledi: "Kaçmaya çoktan karar vermiştim. Gelmek için sadece fırsat arıyordum. Geleceğimi ailemle de konuştum. Ailem buna fazla inanmadı. İlk fırsatı bulduğum gibi kaçıp geldim buraya. Ailemin HDP önünde yaptığı eylem etkiledi beni. Önceden de karar vermiştim. Annemi gördüğümde de daha çok etkilendim. Kararımı ısrar etmeye daha çok yardımcı oldu. İnsan her şeyi göze alırsa gelmesi zor olmaz. Ama korkarak gelirse çok zorlanır. Benim gibi orada kaçmak isteyen çok kişi var. Ama fırsat bulamıyorlar. Ailemi ilk olarak Emniyet Müdürlüğünde gördüm. Çok acayip bir durumdu. Çok fazla sevindim, heyecanlandım. Bunu çok fazla anlatamıyorum. İnsan ancak yaşayarak bunu anlayabilir. Gelmekle mutlu ve sevinçli oldum."'EN SON ÇAREYİ HDP İL BİNASI ÖNÜNDE GÖRDÜK'
Anne Hatice Ceylan ise oğluna kavuşmak için çok çaba sarf ettiğini belirterek, en son çareyi HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde sürdürülen oturma eylemine katılmakla bulduğunu söyledi. Anne Ceylan, HDP önünde eylemini sürdüren aileleri yalnız bırakmayacağını belirterek, "Oğluma kavuştum. Onu bulmak için, ulaşmak için çok uğraştık. Gitmediğimiz yer kalmadı. En son çareyi HDP il binası önünde gördük. Orada 2 ay 10 gün oturdum. Mutluyuz, inşallah oradaki diğer ailelerin çocuklarına kavuşmalarını tez zamanda görürüz. Onları yalnız bırakmayacağım. Unuttuklarımı sanmasınlar" dedi.'GÜN GEÇTİKÇE MUTLULUĞUMUZUN ARTMASINI DİLİYORUZ'
Baba Abdulkadir Ceylan, HDP önünde eylem yapan ailelerin çocuklarına kavuşmasıyla mutluluk duyacağını söyledi. Oğlu Cafer'e kavuşmasından dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı çabadan dolayı minnettar olduğunu aktaran Ceylan, "Oğlum kaybolduğu ilk günden itibaren onu bulmak için uğraştık. Başka şehirlere gittik fakat bir türlü bir haber alamadık. Yaklaşık 2 yıl önce bizi aradı onunla konuştuk. Görüştüğümüzde daha çok bizimle konuşmayı bekliyordu. Bir şeyler anlatmamızı istiyordu. İlk kez görüştüğümüz için onun zarar görememesi için bir şey diyemedik. Annesiyle HDP önünde oturma eylemi yapmaya karar verdik. Önemli olan insanın evladına ulaşması için gerekli adımları atmasıdır. Hayat bir yardımlaşmadır. Cumhurbaşkanımızın, İçişleri Bakanımızın, Diyarbakır ve Şanlıurfa emniyet müdürlerinin Cafer'in bize kavuşmasında çok büyük katkıları oldu. Onlara minnettarız. Gün geçtikçe mutluluğumuzun artmasını diliyoruz. Diğer kardeşlerimizin evlatları birer birer gelirse her gün inşallah ayrı bir bayram olacaktır. Oğlumun şu an yargı süreci devam ediyor. Oğlum bize teslim edildiğinde ne bir kelepçe takıldı, ne de bir psikolojik baskı yaşamadı" diye konuştu.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Muhabir Mehmet Mucahit CEYLAN'ın anonsuCeylan ailesinin eviZiyarete gelen komşu ve akrabalarAilenin sevinciCafer Ceylan'ın röportajıHatice Ceylan'ın röportajıAbdulkadir Ceylan'ın röportajıMuhabir Mehmet Mucahit CEYLAN'ın anonsuGenel ve detay görüntülerHaber-Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN - Selim KAYA / DİYARBAKIR,
============================================MALATYA MERKEZLİ DEAŞ OPERASYONU: 4 TUTUKLAMA
MALATYA merkezli 5 ilde sosyal medya hesaplarından terör örgütü DEAŞ propagandası yapıp, örgüte eleman kazandırdıkları belirlenerek gözaltına alınan 4 şüpheli, tutuklandı.
İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, sosyal medya hesaplarından terör örgütü DEAŞ propagandası yapan ve terör örgütüne eleman kazandırdığı belirlenen şüphelilere yönelik soruşturma başlattı. Ekipler soruşturma kapsamında Malatya, Bursa, İstanbul, Sakarya ve Elazığ'da belirlenen adreslere düzenlediği operasyonda 4 şüpheliyi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 4 şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandıGÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Baskınlardan görüntüŞüphelilerin gözaltına alınmasıAdreslerde yapılan aramalarŞüphelilerin karakoldan adliyeye sevkiGenel ve detay görüntülerHaber-Kamera: Taha AYHAN / MALATYA,
=====================================MERSİN'DE DEAŞ ŞÜPHELİSİ 2 KİŞİ TUTUKLANDI
MERSİN'in Silifke İlçesinde DEAŞ terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 2 şüpheli, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
İl Jandarma Komutanlığı'na bağlı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, illegal yollardan yurt içine giriş yaptığı belirlenen 1 kişiyi gözaltına aldı. DEAŞ adına Suriye'nin Rakka bölgesinde lojistik destek faaliyetlerinde bulunan ve sözde El Bab komutanı olan zanlının sorgusu ve devam eden çalışmalar neticesinde farklı adreslere eş zamanlı operasyon gerçekleştirdi. Operasyon neticesinde, şüpheliyle birlikte olan 1 kişi daha yakalandı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda ise çok sayıda dijital materyal ele geçirildi. Jandarmadaki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edilen 2 kişi, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------Sanıklar jandarma araçlarına bindirilirken-Adliyeye getirilirken-Araçtan indirilirken-Adliyeye girerken-Adliyeden çıkartılırken-Sanıklar jandarma araçlarına bindirilirken-Sanıklar götürülürkenHaber-Kamera: Mustafa ERCAN / MERSİN,
======================================DENİZ SU'NUN AMELİYATTA ÖLÜMÜNDE İHMAL İDDİASI
GAZİANTEP'te, atardamar darlığı nedeniyle gittiği Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Eğitim Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde ameliyat sırasında yaşamını yitiren 6,5 yaşındaki Deniz Su Yılmaz'ın ailesi, kızlarının ölümünde ihmal olduğunu öne sürdü. Acılı baba Mahmut Yılmaz, kızının ölümünden sorumlu tuttuğu doktor ve hastane hakkında şikayette bulundu.
Antalya'da yaşayan Edibe-Mahmut Yılmaz çifti, 3 çocuklarından en küçüğü olan ve doğuştan atardamar inceliği bulunan Deniz Su'yu ameliyat ettirmek için Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Eğitim Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne getirdi. Hastanede muayene edilen küçük kızın ailesine, damar darlığı nedeniyle stent takılması gerektiği söylendi, ameliyata alındı. Ancak küçük Deniz Su, 4 saat süren ameliyat sırasında yaşamını yitirdi.BABA YÜRÜYEREK GİRDİ, TABUTLA ÇIKTI
Antalya'da aşçılık yapan Mahmut Yılmaz, kızının yürüyerek girdiği hastaneden tabutla çıktığını ve ihmal nedeniyle öldüğünü öne sürerek doktor ve hastane hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Kızının doğuştan rahatsız olduğunu ve 1,5 yaşındayken anjiyo yapıldığını belirten Mahmut Yılmaz, şöyle konuştuKızımda damar inceliği, tıp dilinde 'aort koarktasyonu' denilen doğuştan bir rahatsızlığı vardı. Rahatsızlığı nedeniyle 1,5 yaşında anjiyo oldu. Bundan sonra Antalya Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde takipleri yapılarak, çocuğun büyüyüp 20 kiloya ulaştığı zaman stent takılabileceğini söylediler. Biz de 27 kilo ve 6,5 yaşına ulaşınca hastaneye başvurduk. O hastanede bu ameliyatı yapamayacaklarını söylediler. ya İstanbul ya da Gaziantep'e gitmemizi tavsiye ettiler. Biz de kalp ve damar uzmanı doktor Osman B.'den 1 ay sonrası için randevu aldık. Salı günü saat 09.30'da kızım ameliyata girdi. 45 dakika sürecek olan ameliyat 4 buçuk saat sürdü. Ancak, ameliyat sonunda kızım hayatını kaybetti. Ben de hastane ve doktorun sorumlu olduğu düşüncesiyle adliyede haklarında şikayette bulundum. Yürüyerek geldiği yerden tabutla çıktı kızım. Ölümünden sorumlu olanların cezalandırılmasını istiyorum.DOKTOR OLAY TIBBİ BİR HATA DEĞİL
Ailenin şikayetçi olduğu doktor ise küçük kızın ölümünde tıbbı bir hata olmadığını söyledi. Ailenin üzüntüsünü anladığını ve küçük kızın ölümüne çok üzüldüğünü ifade eden Kardiyolog Doç. Dr. Osman B., şunları söylediAilenin acısını tahmin edebiliyorum. Allah rahmet eylesin. Bu hastanın şah damarında darlık vardı ve daha önce balon yapılmış. Aslında tüm damarlarında problem vardı. Başka bir merkezden buraya yönlendirilmişti. Biz de stent takılması için hazırlık yaptık. Buraya kalın bir kılıf yerleştirmek gerekiyor. Biz de kılıf yerleştirdik. Bu esnada damarda darlık oldu. Buna bağlı bacak damarındaki darlıkla ilgili problemler oluştu. Oraya stent koyduk. Kalp damar cerrahi yardımı aldık. Onların desteği ile damarı temizledik, ama damar açıklığının devam ettiğini gördük. Ama diğer damarların kasılmaya çok meyilli olduğunu gördük. Medikal ilaç tedavisi ile izlemeye karar verdik. İlerleyen saatlere kadar durumu iyiydi. Ani kalp durması oluştu. Damarı tamir edilmişti. Çok üzgünüm. Aile de üzgün olmakta haklı. Bu işler bizi de yıpratıyor. Olay daha çok damar hasarıyla gelişen ani bir komplikasyon sonucu oldu. Aile şikayet edebilir, bu onların yasal hakları. Ama bu olay tıbbi bir hata değil. Ben görüntüleri aile fertlerine gösterdim.Ölümü ile yakınlarını yasa boğan küçük Deniz Su Yılmaz'ın cenazesi, Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin yakınları tarafından alınarak gözyaşları içinde toprağa verildi.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Deniz Su Yılmaz'ın fotoğrafıGaziantep AdliyesiMahmut Yılmaz ile Röp.Adli Tıp KurumuCenazenin araca konulmasıDoktor Osman Başpınar ile Röp.Deniz Su Yılmaz'ın videolarıGenel ve detay görüntülerHaberKamera: Mustafa KANLI / GAZİANTEP,
=======================================SİLAHLA VURULAN YILKI ATI TEDAVİYE ALINDI
AFYONKARAHİSAR'da, sol ayağından ateşli silahla vurulmuş halde bulunan yılkı atı, Afyon Kocatepe Üniversitesi Hayvan Hastanesi'nde tedaviye alındı.Afyonkarahisar 5. Doğa Koruma ve Milli Parklar Bölge Müdürlüğü ekipleri, Şuhut ilçesi Kumalar Dağı'nın Sandıklı ilçesi tarafında yaralı yılkı atı olduğu ihbarını aldı. Hemen bölgeye giden ekipler, aksayarak yürüyen yılkı atını uyuşturucu iğneyle sakinleştirilerek, yakaladı. Ardından da AKÜ Hayvan Hastanesi'ne götürdü. Veteriner hekimler tarafından muayene edilen ve röntgen filmi çekilen atın, silahla vurulduğu ve sol ön ayağında kırık olduğu belirlendi.'AYAĞINDA KURŞUN İZLERİ VAR'
AKÜ Yaban Hayatını Kurtarma Rehabilitasyon Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKÜREM) Müdürü Doç. Dr. Emine Hesna Kandır, röntgeni çekilen atın ayağında kırık tespit edildiğini söyledi. Kandır, "Aynı zamanda atın ateşli silahla da vurulduğu anlaşıldı. Kurşun izleri belirlendi. 8 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğimiz aygırın uzun zamandır bu şekilde dolaştığını düşünüyoruz. Fakültemizin cerrahi anabilim dalı öğretim görevlileri tarafından gerekli antibiyotik tedavisine başlandı. Tedavinin olumlu sonuçlanması ve atın güçlenmesiyle ayağına alçı yapılarak kırığın iyileştirilmesi sağlanacak" dedi.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Yılkı atı tedavi edilirken detayYılkı atından detayYılkı atının yara yeri temizlenirken detayGenel detaylarRöp: Emine Hesna KandırHaber-Kamera: Satılmış AKKAŞ / AFYONKARAHİSAR,
===============================================BAKIMEVİNDE KAFASINDA KURTÇUK OLUŞAN ADAMIN GÖRÜNTÜLERİ TEPKİ GÖRDÜ
KAHRAMANMARAŞ'ta özel bir bakımevinde çekildiği iddia edilen ve yaşlı bir adamın kafasında kurtçukların türediğini gösteren görüntüler sosyal medyada tepki gördü. Merkez Dulkadiroğlu ilçesinde 2 yıl önce açılan özel yaşlı bakım merkezinde geçen yıl çekildiği iddia edilen görüntüler sosyal medyada tepkiye neden oldu. Görüntülerde bakım evinde kalan Mehmet M.'nin (92) kafasında açık olan yarada kurtlar oluştuğu görülüyor. Mehmet M.'nin çekilen görüntülerden bir süre sonra yaşamını yitirdiği öğrenildi.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Başındaki yarada kurtçuk oluşan adamDiğer yaşlılardan fotoğraflarHaber: Ömer KOÇ / KAHRAMANMARAŞ,
====================================='DRAKULA'NIN TEHDİT ETTİĞİ FINDIK DALLARINI YAKIP, İMHA EDİYORLAR
TRABZON'da dadandığı bazı bahçelerde, fındık ağaçlarının dallarının kurumasına neden olan, 'Drakula' olarak bilinen 'Turunçgil Uzun Antenli Teke Böceği'nin hızla yayılmasının önüne geçemeyen üreticiler, iş makineleri eşliğinde söktükleri fındık bahçelerini yakarak önlem alıyor.?
Maçka ilçesinde bazı fındık bahçeleri ve ağaçlarda bölgede nadir rastlanılan bir böcek türüyle karşılaşıldı. Bunun üzerine Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi ekipleri inceleme başlattı. İstanbul'dan Trabzon'a süs bitkileri içerisinde geldiği düşünülen ve fındık dallarını kuruttuğu saptanan böceğin tespiti için uzman ekiplerden yardım istendi. Yapılan çalışmalarla böceğin "Drakula lakaplı 'Turunçgil Uzun Antenli Böcek' olduğu tespit edildi. Böceğin İtalya'dan İstanbul'a, buradan da Maçka ilçesine geldiği ihtimali üzerinde duruluyor. Karantinaya alınan bölgede ilaçlama çalışmaları da sürüyor.OYUKLAR AÇIP, DALLARI KURUTUYOR
2014 yılından beri musallat olduğu fındık bahçelerine zarar veren böcek, son günlerde ise Akçaabat ve Ortahisar ilçelerine yakın olan Mağmat boğazı mevkiinde bazı fındık bahçelerinin yanı sıra tarım arazilerinde görülmeye başlandı. Hızla yayılan ve biyolojik mücadelenin sürdüğü böcek türü, kök kısmına yakın noktalardan oyuklar açıp larvalarını bıraktığı fındık dallarının kısa sürede kurumasına yol açıyor.ÜRETİCİYE TAZMİNAT DESTEĞİ
'Turunçgil Uzun Antenli Böcek ile mücadelede Cumhurbaşkanlığı ise, yayınladığı kararname ile fındık üreticilerine tazminat verme kararı aldı. 24 Ekim 2019 tarihli Resmi gazetede yayımlanan kararda, Maçka ilçesinde 4 mahallede fındık üreticilerine tazminat ödenecek. Kararnamede, "Karantina zararlısı olan ve ilçemiz fındık bahçelerinde zarar veren Turunçgil uzun antenli böceği ile bulaşık alanlarda mücadele için eradikasyon (fındık bahçelerinin sökümü) yapan üreticilerimize 4 yıl ürün kaybını karşılamak amacıyla oluşturulacak komisyonun belirleyeceği rekolte üzerinden kilogram başına 15 TL tazminat ödemesi yapılacaktır? denildi. Kararnamede ayrıca, bölgede fındık bahçelerinde zararlı böcekle mücadele kapsamında, söküm işlemi yapacak üreticilere, ödenek verileceği belirtildi.FINDIK AĞAÇLARINI SÖKÜP YAKIYORLAR
Kararnamede de yer alan zararlı böcek türünün hızla yayılmasının önüne geçemeyen üreticiler, iş makineleri eşliğinde söktükleri fındık bahçelerini yakarak önlem almaya başladı. Üreticiler, ilçede birçok bahçede fındık söküm ve yakma işlemini sürdürüyor. Bahçelerinde söküm işlemi tamamlayan üreticiler, zararlı böceğin tespit edildiği fındık dallarını yakarak imha ediyor. Bu sayede üreticiler, böceğin bahçede diğer fındık kökleri ve dallarına dadanmasının önüne geçmeye çalışıyor.BÖCEKTEN UMARIM BU DEFA KURTULURUZ?
Fındık üreticisi Temel Aydın, zararlı böcekten kurtulmak için kendi imkanlarıyla sökme ve yakma çalışması başlattıklarını anlatarak, "Böcek bahçemdeki fındık ağaçlarını kuruttu. Uzmanlar, ilaçlamalar fayda etmeyince 'fındık ağaçları kökünden sökülüp yakılacak' önerisinde bulundular. Şimdi alınan kararla üreticiler destekleniyor. Bende iş makinesini arazime getirdim. 8 dönümlük arazimde fındık ağaçlarını kökünden söküp, ağaçları bahçeden çıkarmadan burada toplayıp yaktık. Ağaçlar yaş olduğu için tutuşmuyor. Onun için de çaba sarf ediyoruz. Böcekten umarım bu defa kurtuluruz. Verilen destekle iş makinesinin bedelini karşılarım belki ama 4 yıl sonra nasıl bir daha burada fındık bahçesi kuracağımı kara kara düşünür oldum" dedi."İLAÇLAMA DEVAM EDECEK"
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Orman Entomolojisi ve Koruma Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Eroğlu da, söküm ve yakma işlemi süren fındık bahçelerinde incelemelerde bulundu. İstilacı böceğin mutlaka yok edilmesi gerektiğini belirten Eroğlu, "Bu böcek, yabancı istilacı bir tür. Yabancı istilacı türlerin mutlaka üzerine gidilmesi ve kökünün toptan kazılması gerekiyor. Türkiye'deki bütün fındık üretimini tehdit ediyordu bu böcek türü. ve kimyasal ilaçlamaların hiç biri ne yazık ki fayda etmedi. Son çare olarak fındık sökülüp yakılarak imha edilmek zorundaydı. Çünkü bu böcek türü fındığın kök kısmına yerleşerek orada gelişimini tamamlıyordu. Böcek türü ile ilgili mücadele başlatıldı. Bizler de böceğin, bu alanda başka ağaçlara dadanıp dadanmadığı konusunda inceleme sürdürüyoruz" diye konuştu.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------Fındık bahçelerinden söküm yapılmadan önceki drone görüntüleri -Fındık bahçeleri söküm işlemi yapılmadan önce zarar görmüş fındık ağaçlarından detaylar -Drakula lakaplı böceğinin görüntüsü -Drone ile sökümü yapılmış olan fındık arazisinden görüntüler-Fındık bahçesinde iş makinesinden detaylar-Sökülen fındık ağaçlarının yakılmasından görüntüler-Prof. Dr Mahmut Eroğlu Röportaj-Fındık üreticisi Temel Aydın röportaj-Genel DetaylarHaber-Kamera: Aleyna KESKİN - Selçuk BAŞAR / TRABZON,
=======================================KAÇAK MOLOZ DÖKÜLEN ALANDA ASBESTE RASTLANDI
İZMİR'in Karabağlar ilçesi Uzundere Mahallesi'ndeki kaçak moloz ve hafriyat dökümü yapılan bölgede, 8 ayrı alandan alınan numunelerden 7'sinde asbeste rastlandı. Mahalle sakinleri, dökümlerin engellenerek önlem alınmasını istedi.
Karabağlar ilçesi Uzundere Mahallesi'nde 45 bin metrekarelik tarım alanına kaçak olarak dökülen hafriyat ve molozlarda, halk sağlığını tehlikeye atan asbeste (Beyaz toprak olarak da bilinen, ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere oldukça dayanıklı, yapısal özellikleri açısından esnek, lifli yapıda kanserojen özelliğe sahip mineral) rastlandı. İzmir İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), Asbest Çalışma Grubu, Uzundere Harmanyeri Kentsel Koruma Derneği'nin talebi üzerine 8 ayrı noktadan numune alarak, bunları Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nca akredite edilen laboratuvarlarda inceletti. 8 numuneden 7'sinde asbeste rastlandı. Çıkan sonuç, mahallede yaşayanların tepkisini çekti. Yıllardır buradaki moloz dökümlerinin engellenmesi için yerel yönetimlere başvurduklarını, ancak sonuç alamadıklarını söyleyen mahalle sakinleri, artık önlem alınmasını istedi. İSİG Asbest Çalışma Grubu Koordinatörü İş Güvenliği Uzmanı Ali Dinç (36), Kaçak moloz alanında numune alındı. 8 numune laboratuvarlara gönderildi. Bakanlıkça akredite edilen laboratuvarlarda inceleme yapıldı. Analizler sonucunda 8 numuneden 7'sinde asbest varlığı sabit olarak belirlendi dedi. Asbestin insan sağlığına ciddi anlamda olumsuz etkilerinin bulunduğunu aktaran Dinç, Asbest lifi tek bir lif bile olsa vücutta 10 ile 40 yıl içerisinde çeşitli hastalıklara neden oluyor. Asbest lifleri akciğer ve karın zarında birikerek kansere neden oluyor. Sadece asbestten kaynaklanan rahatsızlıklar da var" dedi.Mahalle sakinlerinden Avukat Naciye Gür (40), Uzundere Mahallesi buraya çok yakın. Buradaki dernek adına yasal bir başvuruda bulunduk. Mahalle sakinleri olarak yaptığımız başvurularda bize, 'Engel olamıyoruz. Bu durumun önüne geçemiyoruz' diye yanıt verildi. Bu alandan alınan numunelerde asbest tespit edildi. Bunun İzmir halkına zarar vereceğini biliyoruz. Bu durumun ciddiye alınması gerekiyor. Halk sağlığının tehdit altında olduğu gerçeğinin sorumlu idarelerce ciddiye alınması ve bu önlem alınmasını istiyoruz. Alanın kapatılmasını, atık dökümlerinin durdurulmasını, buradaki kaybolan ekolojik dengenin yeniden sağlanmasını, vatandaşlar olarak sağlıklı bir çevrede yaşayabilmeyi umut ediyoruz diye konuştu.'KANSER OLMAK İSTEMİYORUZ'
Uzundere Köyü Harmanyeri Kentsel Koruma Derneği Başkanı Süleyman Gür (44) de, şunları söylediYaklaşık 10 yıldır Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, belediyeler ve diğer ilgili kurumlara dilekçeler yazıldı. Dilekçelere bugüne kadar yanıt alamadık. Küçük arabalarla geceleri bu bölgeleye hafriyat ve moloz dökümü yapılıyor. Zeytinlikler var burada. Burası tarım alanı. Orman Kanunu'na, Zeytin Koruma Kanunu'na aykırı. Bütün kanunlara aykırı. Bütün aykırılıkların tamamı bu bölgede yaşanıyor. Bölgede, yasa ve yönetmeliklere uygun olarak atıkların bertarafını ve temizliğinin sağlanmasını istiyoruz.Mahalle sakinlerinden Göfher Konuk (57) ise, Bizim burada zeytinliğimiz var. Biz buradaki sağlıksız havayı solumak istemiyoruz. Kanser olmak istemiyoruz. Kanserojen içeren maddelerin buradan kaldırılmasını istiyoruz. Hala buraya hafriyat dökülüyor. Bize ellerini uzatsınlar. Kanser olma korkusu ile zeytinimizi toplayarak yiyemiyoruz dedi.Mahallede yaşayan Cemile Türkeli de molozların kaldırılmasını isteyerek, Bu kötü havayı solumak bizim için çok acı. Çocuklarımızın hiçbir geleceği yok. Tamamen asbestle dolu bir alan. Soluduğumuz tamamen kanser. Bize yardım eli uzanmasını bekliyoruz ifadelerini kullandı.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Moloz döküm sahasından görüntüMolozlardan görüntüZeytinliklerden görüntüVatandaşlar ile röp.Haber-Kamera: Umut KARAKOYUN - Mücahit BEKTAŞ / İZMİR,
===========================================Evde hint keneviri yetiştiren 2 kişi tutuklandı
KIRIKKALE'nin Delice ilçesinde, polisin düzenlediği operasyonda evde hint keneviri yetiştirdikleri iddiasıyla gözaltına alınan 2 kişi tutuklandı.Delice İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, ilçede bir evde hint keneviri yetiştirildiği bilgisine ulaştı. Bunun üzerine harekete geçen ekipler, belirlenen adrese operasyonda düzenlendi. Operasyonda, evin odasında saksılara ekilmiş 390 kök Hint keneviri ile 7,5 kilo kubar esrar ele geçirildi, 2 kişi gözaltına alındı. Emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edilen 2 kişi, 'uyuşturucu madde ticareti yapmak ve izinsiz hint keneviri yetiştirmek' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Evdeki hint kenevirlerinden görüntüHaber-Kamera: Hasan AKYILDIZ / KIRIKKALE,
===========================VALİ BEKTAŞ'TAN KAÇAK OCAKTA ÖLEN AFGAN GENÇLE İLGİLİ AÇIKLAMA
ZONGULDAK'ın Kilimli ilçesinde, ruhsatsız işletilen maden ocağında meydana gelen iş kazasında yaşamını yitiren Afgan gençle ilgili açıklama yapan Vali Erdoğan Bektaş, "Kapatılmış, patlatılmış ocak. Daha önce fark edilmiş işlem yapılmış ocağı yeniden faaliyete geçirmeye çalışıyorlar. Kaçak işçi yani göçmen işçilerle bu işi yapıyorlar" dedi.Bölüm Mahallesi'ndeki kaçak maden ocağında çalışan Afganistan uyruklu genç, geçen perşembe ocakta düşerek hayatını kaybetti. Gözaltına alınan ocak sahibi K.B., adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Düştüğü bölgedeki metan gazından zehirlenmiş olabileceği düşünülen ve üzerinden kimlik çıkmayan gencin kimlik bilgilerinin tespiti için çalışmaların sürdüğü öğrenildi. Kendini 'Abbas' olarak tanıtan Afgan gencin Türkiye'ye yasa dışı yollardan giriş yaptığı tespit edildi. Gencin cesedi, kimlik tespiti için Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi morgunda bekletiliyor. Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, Afgan gencin kimliğinin araştırıldığını söyledi. Kaçak ve göçmenlerin kaçak ocaklarda çalıştırıldığını söyleyen Vali Bektaş, şöyle dedi: "Kapatılmış, patlatılmış ocak. Daha önce fark edilmiş işlem yapılmış ocağı yeniden faaliyete geçirmeye çalışıyorlar. Kaçak işçi yani göçmen işçilerle bu işi yapıyorlar. Çalışıyorsak kayıtlı sigortalı ocaklarda çalışacağız. Çalışıyorsak, çalışma güvenliğinin gerekli tedbirlerinin alınmış olduğu ocaklarda çalışacağız. Devlet düşünmüş iki asgari ücret demiş, ruhsat demiş, güvenlik tedbirleri demiş. Bunlar olmadan efendim 'çalışacak yer bulamıyoruz.' Böyle bir şey yok. Ruhsatlı ocaklarda işçi bulma zorluğu yaşanıyor ama kaçak ocaklarda neyin kaçağı bu bir de ben söyleyeyim size kuralların kaçağı. Kurallar kim içindir devlet için değil bu kurallar. Devlet vatandaşı için bu kuralları koyuyor. Niye kaçak ocakları devlet önlemeye çalışıyor? 'Ben istediğim gibi kendimi öldürebilirim.' Hayır öyle bir şeyi kabul etmiyoruz biz. Senin istediğin gibi kendini öldürmene devlet müsaade etmek istemiyor. Biz de istemiyoruz. Kurallara uyalım istediğimiz gibi yaşayalım."Ölen Afganlı gencin üzerinden sahte kimlik çıktığı iddialarıyla ilgili olarak konunun araştırıldığını ifade eden Vali Bektaş, "Afganistan'dan çıkmış gelmiş adam. Sana 150-200 lira yevmiye verirsem şurada çalışırsın demiş. Kendiliğinden ocağa girmemiş. Birileri oraya sokmuş. Oda ona tamah etmiş canından olmuş. Yerli ve yabancı o ayrı bir tarafı. Türkiye'de kayıtlı ya da kayıtsız yabancı unsur olduğunu herkes biliyor. Biz mücadele etmeye çalışıyoruz, kayıt altına almaya çalışıyoruz." dedi.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------Vali açıklama-Ölen gencin hastane morguna getirilmesi -Hastaneden detay arşivHaber-Kamera: Aytaç ÖZTÜRK / ZONGULDAK,
=========================================EDİRNE EMNİYET MÜDÜRÜ: UYUŞTURUCU SATANLARA HESABINI SORACAĞIM
EDİRNE Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt, kentteki asayiş toplantıları kapsamında Roman vatandaşların yoğunlukta olduğu Menzilahir Mahallesi'ne gitti. Mahalleliyle konuşan Kurt, uyuşturucu konusunda uyarıda bulunup, "Ne pahasına olursa olsun bunları satanlara hesabını soracağım. İnsanın geleceğini zehirleyenlerin hesabını adalet önünde soracağız. Ama bu konuda sizlerden de yardım ve destek bekliyorum" dedi.
Edirne Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt, kentte her ay yaptığı asayiş toplantılarına bu ay Roman vatandaşların yoğunlukla oturduğu Menzilahir Mahallesi'nde devam etti. Emniyet Müdür Yardımcıları ve Aile ve Sosyal Politikalar yetkilileriyle mahalle kahvesinde gerçekleştirilen toplantıda Emniyet Müdürü Kurt'u Mahalle Muhtarı Ergin Karabayır karşıladı. Kurt, mahalleliyle yaptığı toplantıda özellikle uyuşturucu kullanımı, kadına şiddet ve silahlanma konusunda uyarılarda bulundu.'UYUŞTURUCU İNSANLIK DÜŞMANI, EN BÜYÜK TEHLİKE'
En büyük sorunlardan biri olan uyuşturucu kullanımı konusuna geniş yer ayıran ve mahalleliye çağrıda bulunan Emniyet Müdürü Kurt, "Çağımızın ve ülkemizin en büyük belası uyuşturucu madde. Benim şahsi kanaatim bu diğer ülkelerin aile yapısını, Türk gencini, Türk milletini tahrip etmek, yıkmak için bilinçli olarak gönderdiklerini düşünüyorum. Madde yakalıyoruz, 7- 8 ülke geçiyor ama hiçbirisi yakalamıyor. Sadece Türkiye bütün Avrupa'nın yakaladığından fazla uyuşturucu yakalıyor. Biz ne diyoruz Türkiye olarak? Evet bu insanlık düşmanı, çok büyük bir tehlike. Kime giderse gitsin önlememiz lazım. Türk gencine de, Alman gencine de gitse mutlaka bu insanlık düşmanı şeyi önleyelim diye canla başla çalışıyoruz" diye konuştu.'NE PAHASINA OLURSA OLSUN SATANLARA HESABINI SORACAĞIM'
Uyuşturucu konusunda anne, baba, kardeş veya akraba herkesin emniyete yardım etmesi gerektiğinin altını çizen Kurt; "Bunu aynı zamanda sizlerin de anne, baba, arkadaş, kanka olarak bizlere destek çıkmanız lazım. Bunlar yiyip bitiriyor insanları, hiç karşılaşmadığım olaylarla karşılaştım. Bunlarla ilgili çalışıyoruz ve bunun peşini hiç bırakmayacağım. Bunu şimdiden söylüyorum. Ne pahasına olursa olsun bunları satanlara hesabını soracağım. İnsanın geleceğini zehirleyenlerin hesabını adalet önünde soracağız. Ama bu konuda sizlerden de yardım ve destek bekliyorum. Amacımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Siz bana yol gösterin, nerede kötülük var bana gösterin ben de o kötülüğü yakalayayım" dedi.'ŞİDDET HİÇBİR ZAMAN ÇÖZÜM OLAMAZ'
Mahallelileri kadına şiddet konusunda da uyaran Kurt, "Burada pek karşılaşmıyorum ama kadına şiddet konusu çok yanlış. Edirne'de bu konuda iyi durumdayız. Edirne daha medeni bir şehir, insanlar daha görgülü. Kendini bilen, kendine güvenen bir insan, bir insanı döver mi? Yakışmaz. Bizim Türk milletinin kanında, genlerinde var. Biz yere düşmüş bir insana, savaşta bile yendiğimiz bir insan bizden aman diliyorsa öldürüyor muyuz? Yapmayız. Türk milletine bu yakışmaz. O nedenle kadına şiddet olayına dikkat edeceğiz. Kadın bütün bizi yetiştiren, toplumun temelidir. O bir annedir. Güçle, kuvvetle, dövmeyle, kırmayla insan sonuç alamaz. Şiddet hiçbir zaman çözüm olamaz" diye konuştu.BABANIN TALEBİ YÜREK BURKTU
Toplantıda Selahattin Bakır bir babanın madde bağımlısı oğluyla ilgili yardım talebiyse yürek burktu. Oğlunun madde bağımlısı olduğunu ve evlerini yaktığını belirten baba Bakır, "Oğlum evimi yaktı, dışarıda kaldım, yardım bekliyorum. Benim çocuğum madde bağımlısı ve şikayetçiyim. Bana yardım edin" dedi.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt'un mahallede karşılanmasıEmniyet Müdürünün kahvehanede gençlere ve mahalleliye konuşma yapmasıEmniyet Müdürünün uyuşturucuyla ilgili uyarılarıVatandaşlardan detaylarMahalleden detaylarHaber-Kamera: Ali Can ZERAY - Olgay GÜLER / EDİRNE,
=====================================YAŞI KÜÇÜK KIZLARA BEKARET TESTİ YAPMAYAN DOKTORA BERAAT
EDİRNE'de, 'cinsel istismara' uğrayan yaşları 18'den küçük 3 kız çocuğuna savcılık tarafından istenilen bekaret testini, kızların kabul etmemesi üzerine yapmayan Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürcan Altun, 'görevi ihmal' suçundan yargılandığı davada, 'suç unsuru oluşmadığı' gerekçesiyle beraat ettirildi.Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürcan Altun, 2013 yılında, savcılık tarafından Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinden gönderilen 'cinsel istismar' mağduru 18 yaşından küçük 3 kız çocuğuna, genital muayene (bekaret testi) yapmadı. Kızların istememesi nedeniyle muayeneleri gerçekleştirmeyen Altun hakkında 'görevi ihmal' suçundan dava açıldı. Yapılan yargılamada Prof. Dr. Gürcan Altun, beraat etti. Ancak kararı, Lüleburgaz Savcılığı itiraz etti. Dosyayı görüşen Yargıtay Ceza Dairesi, kararı bozdu.SUÇ UNSURU OLUŞMADIĞINDAN BERAAT
Edirne 5'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde yeniden yapılan yargılamanın duruşmasında, Prof. Dr. Gürcan Altun, hazır bulundu. Suçlamaları kabul etmediğini tekrarlayan Prof. Dr. Altun'u mahkeme, 'suç unsuru oluşmadığı' gerekçesiyle beraat ettirdi. Mahkemenin kararını sevinçle karşılayan Prof. Dr. Gürcan Altun kendisine destek için gelenlerle birlikte, Edirne Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.'HASTA ONAMASI GEREKİR'
Hasta kabul etmediği sürece hekim muayenesinin doğru olmadığını söyleyen Altun, "Bize gönderilen insanların muayeneleri, gerek adli gerekçelerle olsun gerek kendilerinin başvurduğu tıbbi nedenler olsun mutlaka kişinin iznine bağlıdır. Yargı yargı mekanizması içerisinde, gönderilen hastanın muayene edilmesi zorunlu gibi bir algı var. Öyle bir şey yok. Hekim olarak hasta muayeneyi kabul etmediği takdirde zorlamak, hastaya ruhsal yönden zarar vermektir. Sonuçta bu ilk yargılanmam değil, suçlu olmadığım bir kez daha ortaya çıktı ve bir kez daha beraat ettim. Yaptığım uygulama, iyi hekimlik uygulaması olarak bir kez daha ortaya çıkmış oldu" dedi.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Röp.Genel ve detaylarHaber-Kamera: Ali can ZERAY / EDİRNE,
=====================================SAHTE SANILARAK EL KONULAN İÇKİ VE SİGARALARINI 1 YIL SONRA GERİ ALDI
AYDIN'ın Nazilli ilçesinde, market işleten Serkan Alataş, jandarmanın ev ve işyerine düzenlediği operasyonla 'sahte' olduğu gerekçeyle el konulan ancak yapılan laboratuvar incelemesinde orijinal olduğu belirlenmesine rağmen iade edilmeyen toplam 200 bin lira değerindeki içki ve sigarasını 1 yıl sonra mahkeme kararıyla geri aldı. Yaşanan süreçte, büyük sıkıntı çektiğini iflasın eşiğine geldiğini belirten Alataş, en çok da adının temize çıkmasına sevindiğini söyledi.Bir ihbarı değerlendiren Nazilli İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, sahte içki ve sigara sattığı ileri sürülen Serkan Alataş'ın İsabeyli Mahallesi'ndeki evi ve marketine 28 Aralık 2018 tarihinde, operasyon düzenledi. Yapılan aramada çeşitli büyüklükteki şişelerde toplam 246 litre rakı, 462 litre votka ile 130 paket çeşitli markalarda sigaraya el konuldu. Alataş, hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na göre tutanak tutuldu. El konulan içki ve sigaralar imha edilmek üzere Nazilli İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü'ne teslim edildi. Tahlil için laboratuvara gönderilen içkilerin Tekel tarafından üretilen orijinal ürün olduğu belirlendi. Toplam 200 bin lira değerindeki içki ve sigarasına el konulması nedeniyle neredeyse iflasın eşiğine geldiğini belirten Serkan Alataş, yaşanan süreci şöyle aktardı:
"İki marketim var. Yapılan bir ihbar üzerine jandarmanın ev ve iş yerime düzenlediği operasyonda bulunan içkiler barkod cihazında kontrol edildi. Ancak içkiler barkod cihazından geçemedi. Cihazın arızalı olabileceğini söyleyip, içki ve sigaraların faturalarını gösterdim. Ancak, yine de incelenmek üzere el konuldu. Tahlil sonuçları 1 ay sonra geldi. İçki ve sigaraların sahte olmadığı anlaşıldı. Nazilli Cumhuriyet Savcılığı, konuyla ilgili 'kovuşturmaya yer olmadığı' kararını verdi. Ancak tüm bunlara rağmen Kaymakamlık, içkilerin kamuya geçirilmesine karar verdi. Tüm belgeleri toplayıp, geçen 15 Mart'ta Aydın Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurup, itirazda bulunup, dava açtım."
İş yerinde yeteri kadar yer olmaması ve hırsızlık olayına karşı fazla olan içki ve sigaraları evde depoladığını anlatan Alataş, "Ancak, evde depolamak yasakmış. Bunu bilmiyordum. Başkalarının da bildiğini zannetmiyorum. Bu işi yapan birçok kişi, fazlasını evinde saklar. Yapılan incelemelerin ardından mahkeme, geçen Kasım ayında, el konulan içki ve sigaraların iadesine karar verdi. Bir ay itiraz süresi beklendi. Bu sürenin ardından önceki gün el konulan içki ve sigaralarımı geri aldım. Ancak 1 yıl boyunca tüm sermayem depolarda kaldığı için mağdur edildim. Ekonomik sıkıntı yaşayıp, iflasın eşiğine kadar geldim. Tüm bu sıkıntılı sürece rağmen adımın temize çıkmasına sevindim. Sahte içki satan kişi olarak anılmak istemem" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------İçki ve sigara şişelerinden görüntüRöp.Haber-Kamera: Burhan CEYHAN / AYDIN,
=====================================BALIKESİR'DE YILBAŞI ÖNCESİ KAÇAK İÇKİ OPERASYONU
BALIKESİR'de, polis ekiplerince yılbaşı öncesi düzenlenen operasyonda, çok sayıda kaçak alkol, tütün, çay, kahve ve gıda konserveleri ele geçirildi, 3 kişi gözaltına alındı.
İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekiplerince Burhaniye ve Bandırma ilçelerinde, yılbaşı öncesi operasyon düzenlendi. Yapılan baskınlarda, bandrolsüz 16 şişe 750 mililitrelik şarap, 175 şişe bandrolsüz 1.5 litrelik şarap, 45 şarap şişe kapüşonu, 740 dolu makaron, 38 paket çay, 24 paket kahve, 122 kutu konserve gıda ürünü 20 kilogram zeytinyağı, 15 kilogram nargile kömürü, 6 poşet Molehiya bitkisi, 1340 dolu makaron ele geçirildi. Olayla ilgili 3 kişi gözaltına alındı.BARKOD OKUMA PROGRAMI
Balıkesir Valiliği'nden yapılan açıklamada polis ekiplerinin denetimlerini sürdüreceği, yılbaşı öncesinde artabilecek sahte ve kaçakçılık olaylarına karşı Tütün Alkol Piyasası Denetleme Kurulu'nca (TAPDK) hazırlanan mobil uygulama programı ile sahte ürünleri ayırt edebileceği belirtildi.TAPDK'nin hazırladığı program ile şişelerdeki barkod okutularak sahte ve kaçak ürünlerle ilgili olarak 'şüpheli ürün bilgisi' sağlanıyor.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------Emniyetin operasyonundan polis kamerası görüntüsü-Polis tarafından içkilerin bandrollerinin kontrol edilmesiHaber-Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN / BALIKESİR,
==============================================ANTİDEPRESAN İLAÇ İÇİN ECZANELERİN CAMLARINI KIRDI
MUĞLA'da madde bağımlısı olduğu ileri sürülen bir H.T., antidepresan ilaç almak için 3 eczanenin camlarını sopayla kırdı. H.T., çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen polis tarafından elindeki sopa ile birlikte yakalanarak gözaltına alındı. Olay, dün gece saat 23.00 sıralarında Muğla'nın merkez ilçesi Menteşe'de meydana geldi. Sakarya'dan iş aramak için Muğla'ya gelen ve madde bağımlısı olduğu öne sürülen H.T., Orhaniye Mahallesi 12 sokak üzerinde bulunan bir eczanenin camına elinde sopa ile vurarak kırmaya çalıştı. Saldırgan davranışları nedeniyle çevrede endişe yaratan kişi ile ilgili vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi'ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Sokağa gelen ekipler, bir kişinin sokak üzerindeki 3 eczanenin camlarını kırdığını belirledi. Bölgede araştırma yapan polis ekipleri H.T.'yi elinde sopayla sokakta yürürken yakaladı.Rahat tavırlarıyla dikkati çeken H.T.'nin çevrede 3 eczanenin camlarını kırdığı saptandı. Sakarya'dan iş aramak için Muğla'ya gelen H.T.'nin madde bağımlısı olduğu ve antidepresan ilaç almak için eczanelerinin camlarına zarar verdiği öğrenildi. Gözaltına alınan H.T., sorgulanmak üzere polis merkezine götürüldü. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------Polis ekiplerince gözaltına alınan H.T'nin görüntüsü-Camları kırılan eczanelerin görüntüsüHaber-Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA,
===================================BODRUM'DA SANDALI HAVALANDIRAN HORTUMUN DA GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI
MUĞLA'nın Bodrum ilçesinde, hayatı olumsuz etkileyen fırtına ve sağanak yağış, dün sabah saatlerinde etkisini yitirdi. Ayrıca, geçen çarşamba Turgutreis açıklarında çıkan ve denizden karaya gelirken bir sandalı yaklaşık 10 metre havalandıran hortumun görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde, denizde durduğu sırada hortuma kapılan sandalın, havalandıktan sonra kafeteryanın bahçe kısmına düştüğü görülüyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün, kıyı Ege'ye dair yaptığı yağış uyarısı önceki gün karşılık buldu. Akşam saatlerinde başlayan yağmur, Bodrum'da etkili oldu. Bazı caddelerde yağmur suları birikintileri oluşurken, araç trafiğinde de sıkışıklıklar meydana geldi. Bodrum Turgutreis Yolu'nda biriken sular nedeniyle hem vatandaşlar hem de araç sürücüleri zor anlar yaşadı. Trafik polisleri de, sıkışan araç trafiğini açmak için önlem aldı. Yağmurdan herhangi bir iş yeri ya da ev zarar görmedi. Fırtına ve sağanak yağış, dün sabah saatlerinden sonra etkisini yitirdi. Yollardaki yağmur suları tahliye edilirken, önceki gün sıkışıklıkların yaşandığı araç trafiği de normale döndü. Bodrum'da balıkçılık yapan Mehmet Özdoğru, "Dün uyarılar ve kötü hava koşulları nedeniyle denize açılamadık. Bugün de hava düzelmesine rağmen açılmayacağız" dedi.TURGUTREİS'TEKİ HORTUMUN DA GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI
Ayrıca, önceki gün Akyarlar ve Turgutreis mahallelerindeki iki farklı noktada hortum çıktı. Kısa sürede etkili olan hortum nedeniyle her iki kafede bulunan masa ve sandalyeler etrafa saçılırken, ölen ya da yaralanan olmadı. Ancak, Akyarlar Mahallesi'nde çıkan hortum sırasında orada bulunan bir kadın, iki aracın arasına gizlenerek yaralanmaktan kurtuldu. Öte yandan, Turgutreis Mahallesi'ndeki hortumun da görüntüleri ortaya çıktı. Bodrum Belediyesi'ne ait bir kafeteryanın güvenlik kameralarının kaydettiği görüntülerde, önce denizde başlayan hortumun karaya doğru geldiği, gelirken de bir sandalı içine alarak yaklaşık 10 metre havalandırdığı ve sandalın kafeteryanın bahçesine düştüğü görülüyor. Her iki hortum olayının ardından, iş yerlerindeki işleyiş normale döndü.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Turgutreis Mahallesi'ndeki hortumun görüntüleriBodrum'dan genel ve detay görüntüHortumun vurduğu kafeteryanın bahçesinden görüntüMuhabir Davut Can'ın anonslarıGenel ve detay görüntüHaber-Kamera: Davut CAN - Tekin GÜRBULAK / İZMİR,
======================================ÜNLÜ OYUNCU, DİYETE DEĞİL, YENİ BİR YAŞAM BİÇİMİNE ADIM ATTI
MUHTEŞEM Yüzyıl dizisinin Şeker Ağa'sı Yüksel Ünal (45), zararlı beslenme alışkanlığını değiştirip, bisiklete binerek 65 kilo verdi. Ünal, Benim yediğim her neyse, onun 'içindekiler' yazan bir ambalajı yok. Üretilmişten uzak, yaratılmışa yakın bir beslenme biçimini seçtim dedi.Kilolarından dolayı rol aldığı dizilerde 'şişman' karakterleri canlandıran, Muhteşem Yüzyıl'da Şeker Ağa, Çoban Yıldızı'nda Cabbar, Elimi Bırakma'da da Ferhat olarak seyircinin karşısına çıkan sinema ve dizi oyuncusu Yüksel Ünal, doğum günü olan 5 Temmuz'da hayatında yeni bir dönem başlattı. 1.87 boyundaki Ünal, 173 kiloya kadar çıkınca, kilo vermeye karar verdi. Diyet yerine yeme alışkanlığını değiştiren Ünal, taze sebze ve meyveyle beslenmaya başladı. Her gün bisiklete binip, 40 kilometre yol kat etti. Böylelikle, 5 ayda 108 kiloya kadar indi. İzmir'de yaşayan ve tek kişilik Çöp Tenekesi adlı gösterisi için her hafta sahne alan Ünal, bugüne kadar kilo aldırmayan bir diyet deneyimi yaşamadığını söyleyerek, 5 Temmuz 2019 sabahı uyandığımda çok heyecanlı ve hevesliydim. Benim bir kilo derdim yok çünkü sadece sağlıklı, dinç ve enerjik olmak istiyordum. Kendimce aldığım karar şuydu, artık hayvansal ürünler, ambalajlı gıdalar, şekerli, unlu, tuzlu şeyler tüketmeyecek, işlenmiş, üretilmiş ve içinde adını bilmediğim kimyasal bir sürü bileşenin olduğu endüstriyel gıdaları ağzıma sürmeyecektim. Benim yediğim her neyse, onun 'içindekiler' yazan bir ambalajı yok. Üretilmişten uzak, yaratılmışa yakın bir beslenme biçimini seçtim dedi.'MUTLULUKTAN AĞLADIM'
Daha önce denemediği yöntemin kalmadığını, zayıflama hapları bile içtiğini anlatan Ünal, şişmanlığın kötü beslenmenin komik ve en masum sonuçlarından biri olduğunu dile getirdi. Kolesterol, damar sertliği, diyabet gibi hastalıklara da sebep olan aşırı kilonun kendisini mutsuz ettiğini belirten Ünal, şöyle devam ettiBen aslında zayıflamayı bırakıp sağlıklı beslenmeye karar verdiğim anda kilo vermeye de başladım. Yeme bozukluğum vardı. Elime geçen şeyi ağzıma atıyordum. Doyma hissim yoktu. Şimdi öğün kavramını kaldırıp, iç sesimi dinliyor acıktığımda yiyorum, doyduğumu anladığım anda bırakıyorum. Kendimi bildim bileli şişmanım. Hiç normal bir bedene sahip olmadım. Şimdi de öyle aslında. Ama yakın zamandaki halimle kıyaslandığında arada oldukça fark var. Belki de bu yüzden, önceki halimi bilenlerin arasında çok mutlu oluyorum. Daha ilk haftadan itibaren hayatım öyle değişti ki, mutluluktan ağladığım zamanlar oldu. Bir mağazanın deneme kabininde ilk gençliğimden beri hayalini kurduğum markanın pantolonunu giyip, ağlamaktan bir süre dışarı çıkamadığımı bilin. Fakat kilo vermiş olmak, yaşadıklarımın yanında sadece bir hediye. Artık yorulmak bilmeyen, uykuları mükemmel, uyanışları hafif, enerjik bir insanım. Kan değerlerim güzel. Bunun bir süre değil hep böyle süreceğini bildiğim için çok mutluyum.GÜNE ELMA VE MUZLA BAŞLIYOR
Diyarbakır Sur'da 'Devran' adlı filmin çekimlerini tamamlayan Ünal, oyunculuk yaparken kilolu olmanın avantajlarını da yaşadığını ama bu durumun kendisini sınırladığını ifade etti. Şişman olduğu için oynayamadığı rollerin, şişman olduğu için oynadığı rollerden çok daha fazla olduğunu anlatan Ünal, Şişmanlamak da zayıflamak gibi bir sarmal. Birinde mutsuzluğa diğerinde mutluluğa doğru bir ivme kazanıyorsunuz. Şişmanken çok yediğiniz için moraliniz bozuluyor. Moraliniz bozuk olduğu için çok yiyorsunuz. Böylece 173 kiloya kadar çıkıyorsunuz. Biraz kilo verince kendinizi daha enerjik hissediyorsunuz. Günde 40 kilometre bisiklet sürüyorum. Bisiklet çok iyi arkadaşım oldu. Daha fazla yürüyorum dedi.Eşi Nesrin Ünal'ın kendisine çok destek olduğuna dikkat çeken Ünal, eskiye nazaran sahnede daha hareketli ve daha enerjik olduğunu ve kendisini daha komik hissettiğini anlattı. Sabahları iki elma ve bir muz yiyerek güne başlayan Ünal, Domates, dereotu, maydanoz, nane ve reyhan otu ile kurutulmuş meyvelere biraz zeytinyağı döküyor üzerine kekik serpiyorum. Bu beni çok zinde tutuyor diye konuştu.Nesrin Ünal da Ben Yüksel'in sadece verdiği karara destek oldum. Evde artık yemek yapmıyorum, bu benim için iyi oldu. Ben hayatım boyunca çok zayıftım. Ama şimdi bana gürbüz, diyor çok sinir oluyorum. Onun kilolarıyla ilgili sıkıntım yoktu. Ama o mutlu olunca ben de mutluyum dedi.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Yüksel Ünal, büyük beden ceketini giyerken görüntü,Yüksel Ünal manavda meyve sebze alırken görüntü,Taze biber yerken görüntü,Yüksel Ünal'ın dizilerinden arşiv görüntü,Yüksel Ünal ile röportajEşi Nesrin Ünal ile röportajHaber-Kamera: Nevra UÇKAÇ - Melis KARAKUZULU / İZMİR,
==========================================YUNUS PARKLARI TURİZMCİLERİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRDÜ
TÜRKİYE'nin alternatif turizminde önemli rol oynayan yunus parkları, yabancı turistin ülkeye gelmesine katkı sağlıyor. Her yıl 1 milyon turisti ağırlayarak ülkedeki pek çok kentin turist sayısını katlayan yunus parkları, aynı zamanda turizmcilerin de yüzünü güldürdü.
Avrupa'ya göre daha kaliteli ve daha uygun fiyatlarla hizmet veren yunus parkları, verdiği hizmetlerle dünyada dikkatleri çekerek, Türkiye'nin turizmine katkı sağlıyor. Deniz Memelileri ve Yunus Parkları Derneği Başkanı Cenk Gökalp, Türkiye'de yer alan yunus parklarının her yıl çoğu yabancı turist olmak üzere yılda yaklaşık 1 milyon turisti ağırladığını vurgulayarak, yunus parklarının büyük bir ticari hacim oluşturduğunu ve ülkeye azımsanmayacak miktarda döviz girdisi sağladığını belirtti. Ülkede deniz memelilerinin bulunduğu parkların, Avrupa ülkelerindeki havuzların yüzey alanı, derinlik ve hacimleri başta olmak üzere daha yüksek standartta ve modern tesislerde olduğunu anlatan Gökalp, "Tesislerimizde hayvan sağlığı ve refahı ayrıntılı olarak önceden düşünülmüş, planlanmış ve ona göre inşa edilmiştir. Hayvanların sağlıkları 24 saat üzerinden sürekli kontrol edilmekte ve veteriner denetiminde tutulmaktadır" diye konuştu.Yunus parklarının, hem deniz memelilerini insanların yakından görmesine fırsat verdiğini hem de onların yaşam ve ihtiyaçlarıyla ilgili detaylı bilgi aktardığını dile getiren Gökalp, bu parkların aynı zamanda otizmli çocukların tedavisinde destekleyici unsur olarak önemli bir görev üstlendiğini de kaydetti. Bu bağlamda Türkiye'de yer alan yunus parklarının dünyada ilgi çektiğine değinen Gökalp, yunus parklarının pek çok kentin turist sayısını katladığını söyledi.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------Yunus parkından drone görüntüsü Yunusların gösteri yapmasıMemelileri ve Yunus Parkları Derneği Başkanı Cenk Gökalp ile röp.Haber: Cavit AKGÜN - Kamera: Aykut KURT / MUĞLA,
====================================