Dha İstanbul Haber Takip Gündemi
15.00Cumhurbaşkanı RecepTayyip Erdoğan, HAK-İŞ: 6. Uluslararası Kadın Buluşmasına katılacakHaliç Kongre Merkezi////////////////////////////////DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 1(AKTÜEL GÖRÜNTÜLERLE GENİŞ HABER)1- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN ALMANYA'YA TEPKİ*Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,"Benim...
15.00
Cumhurbaşkanı RecepTayyip Erdoğan, HAK-İŞ: 6. Uluslararası Kadın Buluşmasına katılacak
Haliç Kongre Merkezi
////////////////////////////////
DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 1
(AKTÜEL GÖRÜNTÜLERLE GENİŞ HABER)
1- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN ALMANYA'YA TEPKİ
*Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
"Benim Adalet Bakanım, hem resmi görüşmesini yapacak, hem oradaki vatandaşlarımıza şu kampanyayı anlatacak. 'Orası otomobil parkına uygun değildir, onun için müsade edemeyiz' diyerek Adalet Bakanımızı konuşturtmuyorlar."
"Anında, dünyada görülmemiş; 2 saatte Anayasa Mahkemesi karar alıyor. ve benim orada konuşma yapmam; video konferansla, engelliyor. Fakat Cemil Bayık'ı Kandil'den oraya bağlıyorlar ve Cemil Bayık orada konuşmasını yapıyor. Bunların teröre yardım ve yataklık yapmaktan yargılanması gerekir"
"Şimdi bir de niye bu olayı bu kadar köpürtüyoruz gibi laflar konuşmaya başladılar. Durun bakalım daha işin başındayız. Daha çok uluslararası toplantılarda sizin bütün bu yaptıklarınızı meydana tek tek dökeceğiz"
"Die Welt'in buradaki bir temsilcisi içeri alınmış, bundan dolayı değil. Bir ay bu kişi, PKK'nın bir temsilcisi olarak, bir Alman ajanı olarak, bu kişi Alman Konsolosluğunda saklanmıştır"
" Türkiye'nin kredi notunu düşürmüş. Ne yaparsanız yapın. Avucunuzu yalarsınız. Hiçbir şey tutturamayacaksınız"
"Gezi olaylarında olduğu gibi fırsat bulduklarında yine gençlerimize bedava alkol dağıtmaktan geri durmuyorlar. Oyun aynı oyun"
Haber : Hakime TORUN - Mehmet İlkay ÖZER / İSTANBUL
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni'nde konuştu. Yeşilay'ın önemine değinen Erdoğan, "Bütün tehdit ve tehlikelere karşı onlar dik durdular. Zor şartlarda mücadelelerini sürdürdüler. Savaşlar sadece cephede olmaz, asıl savaş manevi ve toplumsal alanda verilendir. Zira milleti çözen, devleti çökerten asıl saha burasıdır. Maneviyat, medeniyet, kültür alanıdır. Bu değerleri kaybedersiniz çökersiniz. İşgal güçleri, 1920 yılında İstanbul Limanı'na demirledikleri gemilerden gençlerimize kasa kasa bedava alkollü içki dağıtıyorlardı. Bu boşuna değildi. Böylece milletimizin direniş azmini törpülemek, onurunu, benliğini söküp almak istiyorlardı. Bu mücadele çok daha sinsi bir şekilde günümüzde de devam ediyor" diye konuştu.
"GEZİ OLAYLARINDA OLDUĞU GİBİ YİNE GENÇLERİMİZE BEDAVA ALKOL DAĞITMAKTAN GERİ DURMUYORLAR"
Erdoğan, "Bedava içki üzerinden kimliksiz hale getirilen nesiller, bugün terör örgütleri ideolojiler üzerinden kişiliksiz hale getiriliyor. Gezi olaylarında olduğu gibi fırsat bulduklarında yine gençlerimize bedava alkol dağıtmaktan geri durmuyorlar. Oyun aynı oyun" dedi.
"SÜREKLİ HAZ PEŞİNDE KOŞAN HEDONİST BİR NESİL İÇİN ELLERİNDEKİ TÜM ARAÇLARI KULLANIYORLAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece kendi çıkarını düşünen, sürekli haz peşinde koşan hedonist bir nesil için ellerindeki tüm araçları kullanıyorlar. Bu sorunun sadece ülkemize münhasır bir mesele olmadığını özellikle belirtmek istiyorum. Küresel düzeyde uyuşturucu kültürü özendirilerek, farklı düzenlemelerle meşrulaştırılarak, toplumu ayakta tutan sütunlar dinamitleniyor. Türkiye mevcudiyetini hala koruyan güçlü aile yapısı, sosyal ve kültürel bağları sayesinde hamdolsun bu dalganın etkisini nispeten azaltabiliyor ancak bu sorunun bizim için de giderek büyüyen bir tehdit haline geldiğinin farkındayız. Bununla birlikte mücadeleyi, kendimizle birlikte tüm kardeşlerimiz, tüm insanlık için yürütmemiz gerektiğine inanıyorum. Yeşilay'ın bu kapsamda yaptığı çalışmamalar son derece önemli" ifadelerini kullandı.
"EYYAMCI DEĞİL MİLLİ VE YERLİ BİR GENÇLİK İÇİN HERKESİN DAHA FAZLA GAYRET GÖSTERMESİ ŞARTTIR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyyip Erdoğan, "Eyyamcı değil milli ve yerli bir gençlik için herkesin daha fazla gayret göstermesi şarttır. 14 yılda birçok düzenlemeyi hayata geçirdik ancak bu sürecin hiç de kolay olmadığını, sizler de çok iyi biliyorsunuz. Sigarayla, alkolle, uyuşturucuyla mücadele gibi vatandaşın sağlığını bire bir ilgilendiren meselelerde dahi çok büyük engellerle karşılaştık. Başta muhalefet partileri olmak üzere Türkiye'deki belli kesimler, sürekli sorunu başka taraflara çekmeye gayret ettiler. Alkol düzenlemesi gibi son derece masum, son derece basit bir meselede iftiralarla yalanlarla ortalığı ayağa kaldırdılar. Hiç ilgisi olmadığı halde konuyu hayat tarzı tartışmalarına çekerek, kendilerince yeni cepheler açmak istediler" ifadelerini kullandı.
"ATTIKLARI ÇAMURLARIN HEPSİ DE KENDİ PAÇALARINA, KENDİ SURATLARINA YAPIŞMIŞTIR"
Erdoğan, "Önümüzdeki haziran ayında, alkol düzenlemesi yürürlüğe gireli dört yıl olacak. Bu dört yılda hangi vatandaşımız bu düzenleme dolayısıyla sıkıntı yaşadı? Kimin hayat tarzına müdahale edildi? Muhalefetin iddialarının hangisi doğru çıktı? Elbette hiçbiri. Söylediklerinin bir tanesi dahi gerçekleşmedi. Esasen bunlar 'çamur at tutmasa da izi kalır' mantığıyla hareket ediyorlar. Ama şundan emin olun, attıkları çamurların hepsi de kendi paçalarına, kendi suratlarına yapışmıştır" açıklamasında bulundu.
"BU HASTALIKLI YAKLAŞIMIN TEKRAR NÜKSETTİĞİNİ GÖRÜYORUZ"
Anayasa değişikliğine değinen Erdoğan, "Anayasa değişikliği paketi tartışmalarında bu hastalıklı yaklaşımın tekrar nüksettiğini görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı sistemine niçin karşı çıktıklarını açıklayamadıkları için yine eski usullere başvuruyorlar. Alkol düzenlemesini 'nasıl hayat biçimimize karışılıyor' diye çarpıttıysalar, yönetim sistemi değişikliğini de 'rejim değişikliği' olarak göstermeye çalışıyorlar. Ne alakası var? İlk bunun karşısında ben olurum" dedi.
"BUGÜNÜN İŞİ DEĞİL, 200 YILIN İŞİDİR VE ŞİMDİ BİZ YÖNETİM SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRMEK SURETİYLE ADIM ATIYORUZ"
Erdoğan, "1923'te bu iş bitti. Şimdi yapılan bir yönetim sisteminin değiştirilmesidir ve bu da bugünün işi değil, 200 yılın işidir ve şimdi biz yönetim sistemini değiştirmek suretiyle geleceğe farklı bir adım atıyoruz. Parlamentoda sürekli tıkanan, sürekli patinaj yapan bir sistemi değiştirmek suretiyle, diyoruz ki biz adeta 'uçmamız lazım.' Bunun önünü açmamız lazım. Biz damdan düştük fakat bunu engellemek isteyenlerin bu ülkede sorumluluk diye bir şeyleri olmadı, olacağı da yok ve dikili ağaçları yok bu ülkede" diye konuştu.
"DEVLETİN REJİMİ OLAN CUMHURİYET KONUSUNDA HİÇBİR GERİ ADIM YOKTUR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah şu anda terör ile mücadelede başarılı operasyonlar neticesini verecek. Biz bu ülkeyi terörizme ve teröristlere teslim etmeyeceğiz bundan hiç endişeniz olmasın. Devletin rejimi olan cumhuriyet konusunda hiçbir geri adım yoktur. Tam tersine yürütmeyi doğrudan milletin emrine vererek, demokrasiyi güçlendiriyoruz. 18 yaş seçilme yaşı diyoruz. Çocuklara mı parlamentoyu bırakacağız deniyor. Kendi gençliğine güvenmeyen bir zihniyet. Ama o gençleri, 14, 15 yaşındaki genci Kandil'e götürürken ona güveniyorsun. Onlar ile işbirliği tutanlara da sesleniyorum; siz de bu günaha ortaksınız. Kim olursa olsun. Diyarbakır Belediyesi'nin önünde günlerce hüngür hüngür ağlayan o annelerin ahı hepsini tutacaktır. Yürütmedeki çift başlılığın sonlandırılmasından istikrar ve güven ortamının garantiye alınmasından niçin rahatsız oluyorlar? Geçeninin hükmü sabaha kadardır. Rahatsızlıkları sistemden değil milletten" ifadelerini kullandı.
"BİR ALMAN AJANI OLARAK, BU KİŞİ ALMAN KONSOLOSLUĞUNDA SAKLANMIŞTIR"
Almanya ile olan toplantı gerilimine ilişkin Erdoğan şu ifadeleri kullandı: " Almanya'daki son gelişmeleri görüyorsunuz değil mi? Bunlar niye oluyor? Bunlar dikkat edin, yok bilmem, Die Welt'in buradaki bir temsilcisi içeri alınmış, bundan dolayı değil, bir ay bu kişi, PKK'nın bir temsilcisi olarak, bir Alman ajanı olarak, bu kişi Alman Konsolosluğunda saklanmıştır, bir ay ve 'bunu bize teslim edin, yargılansın' dediğimizde de vermemişlerdir. Bunu bana Şansölye Merkel söylediğinde ben kendisine şunu söyledim. 'Sizdeki teröristler tarafımızdan isteniyor, bize ne diyorsunuz 'yargı bağımsızdır, tarafsızdır' diyorsunuz. Biz şu anda bağımsız ve tarafsız yargımıza güveniyoruz, verin yargılansın.' Önce vermediler, sonra nasıl olduysa verdiler ve yargı görevini yaptı, tutukladı. Şu anda yüzlerce, binlerce terörist Almanya'da terör estiriyorö dedi.
BUNLAR TERÖRE YARDIM VE YATAKLIK YAPMAKTAN BUNLARIN YARGILANMASI GEREKİR
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin Almanya'daki programlarının iptali ile ilgili olarak Erdoğan, "Düşünebiliyor musunuz benim Adalet Bakanım, hem resmi görüşmesini yapacak, hem de oradaki vatandaşlarımıza şu kampanyayı anlatacak, orası diyor 'otomobil parkına uygun değildir onun için müsaade edemeyiz' ve Adalet Bakanımızı konuşturtmuyorlar, Ekonomi Bakanımızı konuşturtmuyorlar. Ben video konferansla oradaki bir meydan mitingine katılacağım, anında dünyada görülmemiş ya, iki saatte Anayasa Mahkemesi karar alıyor ve benim orada konuşma yapmamı, video konferansla, engelliyor. Fakat Cemil Bayık'ı Kandil'den oraya bağlıyorlar ve Cemil Bayık orada konuşmasını yapıyor. Bunlar teröre yardım ve yataklık yapmaktan bunların yargılanması gerekir. Olay bu kadar açık ortadadır. Şimdi bir de niye bu olayı bu kadar köpürtüyoruz gibi laflar konuşmaya başladılar. Durun bakalım daha işin başındayız. Daha çok uluslararası toplantılarda sizin bütün bu yaptıklarınızı meydana tek tek dökeceğiz. Artık o eski Türkiye yok. Ayaklarının üzerinde dimdik duran bir Türkiye var. Çıkıyorlar bir kampanya. Neymiş 'kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin kredi notunu düşürmüş.' Ne yaparsanız yapın, avucunuzu yalarsınız. Hiçbir şey tutturamayacaksınız."
"İSTEDİĞİN KADAR RAPOR YAZ, SENİN RAPORLARINI BİZ TANIMIYORUZ, TANIMAYACAĞIZ DA BUNU BİL"
Erdoğan, "Türkiye, sıradan bir ülke değil, bunların böyle yazılı, sözlü, şu, bu. Şimdi de bir Venedik Komisyonu raporundan bahsediyorlar. Bu Venedik Komisyonu raporu dediğiniz ne biliyor musunuz? Sadece Avrupa Konseyinin bir teknik heyeti bu, grubu, oradan verdiği bilgiyi alıyor o kadar. Yani bunların bir kıymeti harbiyesi yok. İstediğin kadar rapor yaz, senin raporlarını biz tanımıyoruz, tanımayacağız da bunu bil. Bu raporlar karşısında el pençe divan duran bir iktidar var sanıyorlar yok böyle bir şey" diye konuştu.
"GÖNÜLDAŞIM, YOL ARKADAŞIM, BAŞBAKANIMIZ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım'a Yeşilay ödülü verirken yaptığı konuşmada, "Gönüldaşım, yol arkadaşım, başbakanımıza bu özel ödüle kayık gören Yeşilay yönetimini şahsım adına tebrik ediyorum" dedi.
"BABAM DA BİZİ SEVERDİ AMA HİÇ SEVDİĞİNİ BELLİ ETMEZDİ"
Ödülü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden almaktan onur olduğunu ifade eden Yıldırım, "Sayın Cumhurbaşkanımız her şeyi takdir eder ama onu belli etmez. Babam da bizi severdi ama hiç sevdiğini belli etmezdi" dedi.
Görüntü dökümü:
---------------------
-Erdoğan'ın konuşması
-Erdoğan'ın Yıldırım'a ödülünü vermesi
-Detaylar
03.03.2017 - 21.45 - Haber Kodu : 170303280
03.03.2017 - 22.02 - Haber Kodu : 170303284
03.03.2017 - 22.03 - Haber Kodu : 170303285
03.03.2017 - 22.05 - Haber Kodu : 170303286
03.03.2017 - 22.06 - Haber Kodu : 170303287
04.03.2017 - 00.09 - Haber Kodu : 170304002
04.03.2017 - 00.10 - Haber Kodu : 170304003
04.03.2017 - 00.11 - Haber Kodu : 170304004
04.03.2017 - 00.12 - Haber Kodu : 170304005
===================================
2- KILIÇDAROĞLU: ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE ARAMIZI BÖLMEK İSTİYORLAR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu :
"Anayasa değişikliği ile aramızı bölmek istiyorlar. Onlar ayırıyor, biz ayırmıyoruz. Onlar bölmeye, parçalamaya çalışıyor biz birlikteyiz bölünmüyoruz. Bizi bölmek istiyorlar, kutuplaştırmak istiyorlar. O tuzağa düşmeyeceğiz"
"İşte bunun için milli iradeye saygı duyduğumuz için hayır diyoruz. Hayır olursa, Sayın Cumhurbaşkanı görevinin başında olacak. Sayın Binali Yıldırım biz hayır dediğimiz koltuğunu korumuş oluyor. Bir anlamda onun için de çalışıyoruz" dedi.
"Evet diyen de hayır diyen de bu ülkenin düzgün, namuslu vatandaşlarıdır. Benim başımın üstünde yerleri vardır"
Haber: Hakime TORUN - Uğur AYAZSIN / İSTANBUL
Bostancı Gösteri Merkezi'nde düzenlenen CHP İstanbul Genişletilmiş 1. Bölge Toplantısına katıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandum çalışmalarının nasıl yapılacağına değinerek, "Kutuplaştırıcı söylemlerden uzak duracağız. CHP'nin propagandasını yapmayacağız. Neyi hangi gerekçe ile amaçladığımızı neden hayır dediğimizi halka sakin bilgili bir şekilde anlatacağız. Kavga etmeden neden hayır diyoruz; çocuklarımızı, bayrağımızı düşündüğümüz için, milli iradeye saygı duyduğumuz için, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir onun için hayır diyoruz. Bir kişi TBMM'yi feshetmesin diye istiyoruz. Yargı bağımsız olsun diye istiyoruz. Çocuklarımızın geleceği için hayır diyoruz. Bu bir siyasi partinin tercihi değil 80 milyonun tercihi olsun diye hayır diyoruz" diye konuştu.
"1919'DAN 2017'YE KADAR TEK ADAM REJİMİ HİÇ OLMADI"
Kılıçdaroğlu, "1919'dan 2017'ye kadar tek adam rejimi hiç olmadı. 80 milyonun hayır demesini istiyoruz. Eğer bu bir partinin sorunu olarak algılanacaksa en büyük hataya düşmüş oluruz. Anayasa bir partinin, şahsın anayasası değildir. Adı üstünde herkesin, 80 milyonun anayasası. Bir partinin mutfağında hazırlanan anayasa değişikliğine hayır diyoruz. Sağcısı, solcusu, ortacısı, dindarı, ateisti kim olursa olsun herkesin haklarını güvence altına alan bir anayasaya ihtiyacımız var. Hayırlı bir iş yapacağız. Güzel bir iş yapacağayız. Bunları her yerde söyleyeceksiniz" ifadelerini kullandı.
"15 YILDIR TERÖRÜ BİTİRDİNİZ DE BİRİSİ ELİNİZDEN Mİ TUTTU"
Kılıçdaroğlu, "Diyecekler ki 'evet olursa terör' bitecek. Şunu söyleyeceksiniz, 15 yıldır terörü bitirdiniz de birisi elinizden mi tuttu? Yok. Öyle bir tablo çiziliyor ki halka neden evet demesi gerektiğini anlatamıyorlar" dedi.
"EVET DİYEN DE HAYIR DİYEN DE BU ÜLKENİN DÜZGÜN, NAMUSLU VATANDAŞLARIDIR"
Kılıçdaroğlu, "Evet diyen de hayır diyen de bu ülkenin düzgün, namuslu vatandaşlarıdır. Benim başımın üstünde yerleri vardır" dedi.
"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE ARAMIZI BÖLMEK, KUTUPLAŞTIRMAK İSTİYORLAR TUZAĞA DÜŞMEYECEĞİZ"
"Anayasa değişikliği ile aramızı bölmek istiyorlar" diyen Kılıçdaroğlu, "Onlar ayırıyor biz ayırmıyoruz. Onlar bölmeye, parçalamaya çalışıyor biz birlikteyiz bölünmüyoruz. Anayasa değişikliği ile aramızı bölmek istiyorlar. Düşünce özgürlüğümü elimizden almak istiyorlar. Değişiklik olursa bir kararname ile 'horonu kaldırıyoruz. Bütün muhtarlıkları kaldırıyoruz' denebilir. Bizi bölmek istiyorlar, kutuplaştırmak istiyorlar. O tuzağa düşmeyeceğiz. Hayır dediğimiz için 'terörist' diyorlar. Onlara saldıracağımızı düşünüyorlar. Saldırmayacağız. Onları da seveceğiz. Ülkemizi, ülkemizin insanını seviyoruz diyeceğiz. İnadına inadına" ifadelerini kullandı.
"ŞİMDİ BİR ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE BİR DARBE DÖNEMİNİ ANAYASAL KURUM HALİNE GETİRİYORUZ"
Kılıçdaroğlu, "Yeni anayasa değişikliği yürürlüğe girerse, diyelim ki sayın Cumhurbaşkanı yurt dışına gitti. Yerine birisi vekalet edecek. Mevcut durumda vekalet TBMM'de. Bir demokrasiye en fazla bu kadar ihanet edilir. Seçilmemiş bir kişi devasa bir Türkiye'yi temsil etsin. Bu ancak Türkiye'de darbe dönemlerinde olmuştur. Kenan Evren darbeyi yapmıştır. Seçilmemiştir ama Türkiye'yi yönetmiştir. Şimdi bir anayasa değişikliği ile bir darbe dönemini anayasal kurum haline getiriyoruz. İşte bunun için milli iradeye saygı duyduğumuz için hayır diyoruz. Barış bildirisini imzaladıkları için kapının önüne konan akademisyenler, tutuklu gazeteciler için hayır diyoruz" açıklamasında bulundu.
"BİNALİ YILDIRIM, BİZ HAYIR DEDİĞİMİZ KOLTUĞUNU KORUMUŞ OLUYOR BİR ANLAMDA ONUN İÇİN DE ÇALIŞIYORUZ"
Kılıçdaroğlu, "Hayır olursa, Sayın Cumhurbaşkanı görevinin başında olacak. Sayın Binali Yıldırım biz hayır dediğimiz koltuğunu korumuş oluyor. Bir anlamda onun için de çalışıyoruz. Bakanlar yerinde olacak. TBMM'nin yetkileri elinden alınmamış olacak" dedi.
"HAYIR İLE HALK ÇOK ÖNEMLİ BİR DERSİ SİYASET KURUMUNA VERECEK"
Kılıçdaroğlu, "Hayır ile halk çok önemli bir dersi siyaset kurumuna verecek. Bu mesajı verecek. Adaletli bir Türkiye işitiyor bizim halkımız. Parlamenter sistemde eksiklik var bir araya gelip çözün diyecek. Evet demek, sonu belli olamayan dipsiz bir kuyuyu sürüklemek. Bir kişi savaş ilan edebilecek" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından önce "Binbir Çiçek Kadın Korosu" türkü söyledi.
Görüntü dökümü:
-------------------
-Kılıçdaroğlu'nun konuşması
-Salondan genel ve detay görüntüler
03.03.2017 - 20.53 - Haber Kodu : 170303274
03.03.2017 - 20.54 - Haber Kodu : 170303275
03.03.2017 - 21.00 - Haber Kodu : 170303276
03.03.2017 - 22.27 - Haber Kodu : 170303290
03.03.2017 - 23.54 - Haber Kodu : 170303300
====================================
3- GÜNLÜK KİRALIK EVDE YANGIN: 1 KİŞİ DUMANDAN ZEHİRLENDİ
Yaman bebek ve ailesi böyle kurtarıldı
Haber-Kamera: Ramazan EĞRİ / İSTANBUL DHA)
Kadıköy'de 6 katlı bir binanın 5. katında çıkan yangında üst katta mahsur kalan 5 kişi itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı. Dumandan etkilenen 1 kişi ise hastaneye kaldırıldı.
Olay, saat 03.00 sıralarında Kadıköy Rasimpaşa Mahallesi Karakolhane Caddesi'nde meydana geldi. 6 katlı bir binanın 5. katında yangın çıktı. Yangını fark eden apartman sakinleri durumu hemen itfaiye ekiplerine bildirdi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale ederek üst katta mahsur kalan apartman sakinlerini merdiven yardımıyla tahliye etti. Tahliye sırasında önce 2 yaşındaki Yaman Yıldırım'ı kurtarılırken daha sonra da Birsen, Ömer, Ramazan, Melike Yıldırım'ı kurtarıldı. Dumandan etkilenen Birsen Yıldırım olay yerine gelen ambulansla Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Birsen Yıldırım'ın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
İtfaiye ekiplerince kurtarılan Melike Yıldırım, "Çok korktuk, evimizin içi bir anda duman doldu. Bizim altımızdaki kat ne yazık ki günlük kiraya verilen bir ev çok şikayet ettik, çok dile getirdik ama kimse ilgilenmedi ve sonunda da kötü bir şey... ya birisi ölecekti, birini camdan atacaklardı ya katil olacaklardı ya da yangın çıkacaktı. Zaten yangın çıktı" dedi.
Yangının çıktığı dairede büyük çaplı maddi hasar meydana gelirken evin günlük olarak kiraya verildiği öğrenildi.
İtfaiye yangını çıkış sebebini araştırırken, polis ise olayla ilgili inceleme başlattı.
Görüntü Dökümü:
---------------
(KURTARMA GÖRÜNTÜLERİ ÖZEL)
-Yaman Bebeğin itfaiye sepetinden indirilmesi
-Mahsur kalan insanların itfaiye sepetine binmesi
-Dumandan etkilenen kadının ambulansa taşınması
-Yaman bebeğin annesine kavuşması
-Yaman bebeğin annesi Melike ile röp.
-İtfaiye ekiplerinin yangına müdahalesi
-Genel ve detaylar
04.03.2017 - 05.57 Haber Kodu : 170304019_
============================
4- BAHÇELİEVLER'DE YANMIŞ ERKEK CESEDİ BULUNDU
Haber-Kamera: Soner HASIRCIOĞLU / İSTANBUL,
Bahçelievler'de yıkılmak için boşaltılan bir binada yanmış erkek cesedi bulundu. Tanınmaz hale gelen ceset otopsi için Adli Tıp Morguna kaldırıldı.
Olay, Bahçelievler Şirinevler Mahallesi'nde meydana geldi. Elde edilen bilgilere göre, gece saat 00.30 sıralarında Mahmutbey 17'inci Sokak üzerinde yıkılmak üzere boşaltılan 5 katlı metruk bir binanın zemin katından duman çıktığını gören mahalle sakinleri durumu itfaiye, polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Mahalle sakinleri bu sırada bir yandan da dumanların çıktığı yere giderek yangına müdahale etmek istedi. Bina içerisine giren mahalle sakinleri koltukta oturur şekilde yanan kişiyi gördü. Ellerindeki bidonlarla yanan kişiyi söndürmeye çalışan mahalleli olay yerine gelen itfaiye ve polis ekiplerine bilgi verdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri de yanan kişinin hayatını kaybettiğini belirledi.
10 GÜN ÖNCE BOŞALTILMIŞ
Polis ekipleri olayın meydana geldiği metruk binanın çevresini güvenlik şeridi ile kapatarak geniş çaplı önlem aldı. Ekipler bir yandan da mahalle sakinlerinden bilgi aldı. Olaya ilişkin ilk bilgilere göre, mahalle sakinlerinin metruk binadan dumanlar çıktığını görünce itfaiye ekiplerine haber verdiği ve yangına müdahale etmek için binaya girdiklerinde yanan kişiyi gördükleri belirtildi. Ayrıca, alınan bilgilere göre olayın meydana geldiği apartmanın yaklaşık 10 gün önce yıkılmak için boşaltıldığı öğrenildi.
KİMLİK ÇIKMADI
Polisin bina çevresindeki güvenlik kameralarını tek tek tespit ederek incelemeye alacağı öğrenilirken, yanarak hayatını kaybeden kişinin üzerinden kimlik çıkmadı. Yapılan incelemelerin ardından polisin cinayet şüphesi üzerinde de çalıştığı öğrenildi. Ölen kişinin cesedi ise olay yerine gelen cenaze aracı ile Yenibosna Adli Tıp Morguna kaldırıldı.
Olay yeri inceleme ekipleri yaklaşık 4 saat boyunca çalışma yaparken, soruşturma devam ediyor.
Görüntü Dökümü:
----------------------
Olayın meydana geldiği metruk bina
İtfaiye ekiplerinin çalışması
Polis ekiplerinin olay yeri çalışması
Cenazenin kaldırılması
Genel ve detaylar
04.03.2017 -05.58 Haber Kodu : 170304020
===============================
5- GÜLEN'İN AVUKATLARINDAN ORHAN ERDEMLİ TUTUKLANDI
Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA
FETÖ/PDY'nin elebaşı Fethullah Gülen'in uzun yıllar avukatlığını yapan Orhan Erdemli, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınan avukat Orhan Erdemli İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Savcılığı'nca ifadesi alınan Orhan Erdemli, tutuklanması talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Erdemli, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ndeki sorgusu ardından 'silahlı terör örgütü yöneticisi olma' suçundan tutuklandı.
==================================
(ÖZEL)
6-PROF. DR. İBRAHİM KABOĞLU "AKADEMİSYENLER BİLDİRİSİ SORUŞTURMASI" NDA İFADE VERDİ...
Haber: Özden ATİK / İstanbulDHA
Olağanüstü Hal Kapsamında yayınlanan 686 sayılı Kanun Hükümünde Kararname (KHK) ile Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanlığı görevinden ihraç edilen Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı Akademisyenler Bildirisi'ne imza attığı gerekçesiyle dün savcılığa ifade verdi. Kaboğlu'nun ifadesinde, kararnameden sonra ifadeye çağrılmasını manidar bulduğunu belirttiği öğrenildi.
Adliye kaynaklarından edinilen bilgiye göre "PKK / KCK Terör Örgütü'nün propagandasını yapmak" suçundan ifade veren Kaboğlu, bildirinin kimler tarafından hazırlandığını bilmediğini belirterek "Barış talepli ve barış başlıklı bir bildirinin kim tarafından hazırlandığı benim için önemli değildi. Akademisyenler grubu tarafından gönderildiği için akademisyenlerce hazırlanmış bir bildiridir" dedi. 11 Ocak 2016'da kamuoyuna duyurulmadan önce bildiriden haberdar olmadığını söylediği belirtilen Kaboğlu, "Tüm yazılarımda şiddete karşı olduğumu söyledim. Bu örgütler şiddet uyguladıkları için terör örgütüdürler. Bütün terör örgütlerine karşı çıktım" dedi.
"SORUŞTURMANIN CANLANDIRILMASINI MANİDAR BULUYORUM"
İbrahim Kaboğlu'nun, bildirinin yayınlanmasının hemen ardından soruşturmanın kısa sürede başlatıldığını, ancak savcılık makamı tarafından suçlamaya ilişkin bugüne dek bilgi verilmediğini vurguladığı, devamında da "Bugüne kadar hakkımdaki suçlamayı dahi öğrenemedim. Soruşturmayla ilgili tebligat yapılmadı. 7 Şubat'ta 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ek listede adımın bulunmasından sonra ifadeye çağrılmamı, bu tarihe kadar bekletilmiş olan soruşturmanın tekrar canlandırılmasını manidar buluyorum. Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmeye aykırı bir kararnamenin bu soruşturmaya etki ettiğinden endişe ediyoruz" dediği öğrenildi.
"TÜRKİYE'NİN BARIŞA İHTİYACI VAR"
Kaboğlu'nun, bildiriye imza atmaktan pişman olup olmadığına yönelik soruya da, "Türkiye'nin barışa ve barışın tesis edilmesine ihtiyacı var. Bu yönde ifade özgürlüğü sınırları içinde kalmak kaydıyla her türlü çabanın gösterilmesi gerektiği inancındayım. Ben bir öğretim görevlisiyim. Bu konuda sorumluluk taşıyorum. Barışa katkı vermek sorumluluğundayım. Barış talebi ve yaşam hakkını düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde savunmak Anayasa'nın mutlak bir biçimde güvence altına aldığı hakların başında yer almaktadır" diye cevap verdiği belirtildi. Kaboğlu'nun avukatları müvekkilleri hakkında takipsizlik kararı verilmesini talep etti. Kaboğlu ifadesinin ardından adliyeden ayrıldı.
Görüntü Dökümü (arşiv)
------------------------
İbrahim kaboğlu'yla yapılan röp
03.03.2017 - 18.15 - Haber Kodu : 170303233
==========================
7- ADLİYEDEKİ RÜŞVET SORUŞTURMASINDA 4 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI
Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA
Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın İcra Daireleri'ndeki rüşvete yönelik soruşturma kapsamında mahkemeye sevk edilen 19 şüpheliden 4'ü tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu'nca ifadeleri alınan 19 şüpheli tutuklanması talebiyle akşam saatlerinde mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi 1. Sulh Ceza Hakimliği'nde yaklaşık 4 saat sorgulanan 19 şüpheliden Sinan G., Mustafa Fazıl Ş. Gökhan B. ve Gökhan K. tutuklandı. Diğer şüpheliler ise haklarında yurtdışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı.