Denizli'de Fetö'nün Adliye Yapılanması Davası
Denizli'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında 22'si tutuklu 31 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi.
Denizli'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında 22'si tutuklu 31 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi.
Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesince Denizli Kongre ve Kültür Merkezindeki salonda dün görülmeye başlanan davanın bugünkü duruşmasında örgütün "Denizli Adliyesi imamı" olduğu iddiasıyla tutuklu bulunan sanık Erhan Aydın ve diğer bazı sanıklar savunma yaptı.
Avukatlar ve sanık yakınlarının da katıldığı duruşmada tutuklu sanıklardan Aydın, 16 yıldır öğretmenlik yaptığını, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kaldığını, bu doğrultuda binlerce öğrenci yetiştirdiğini ileri sürdü.
Denizli Adliyesi ile bağlantısının meslekten atılmış tutuklu yargılanan eşinin zabit katibi olması nedeniyle olduğunu, adliyeden kimseyi tanımadığını iddia eden Aydın, "Eşim Zekiye Aydın, UYAP uzman kullanıcı olarak görevlendirilmişti. Tutuklu bulunduğum sekiz aydır örgüt hakkında birçok bilgi sahibi oldum, örgüt sorumlularının kod adı kullandığı iddiaları var. Ben hiçbir zaman kod adı kullanmadım. Gizli tanıkların benim adliye imamı olduğumu beyan etmişler. Neden bu şekilde beyan ettiklerini onlara sormak lazım." ifadelerini kullandı.
"Apartman yöneticisiyim, çok yoğun birisiyim"
Okulda çok yoğun çalışan öğretmenlerden birisi olduğunu iddia eden Aydın, "2004 yılından beri Denizli'de öğretmenlik yapmaktayım, öğrenci velileriyle sık görüşürüm, öğrenciler için gezi programları düzenliyorum, kurslar veriyorum, akrabalarımla altın günü yaparız. Apartmanda yöneticiyim, apartmanın bahçe bakım işlerini yapıyorum. Bunlar apartmanın karar defterinde kayıtlıdır, görüldüğü gibi çok yoğun birisiyim. Adliye imamlığı yapmam hayatın akışına terstir." şeklinde savunma yaptı.
Anayasal hakkını kullanarak Aktif-Sen'e üye olduğunu, örgütün yayın organı kapatılan Zaman gazetesine "fakir bir öğrenciye deneme sınavı almak için" abone olduğunu ifade eden Aydın, örgütün kontrolünde iken Bank Asya'ya para yatırmasının gerekçesi olarak da 'kredi kartı aidatı almadığı için" olduğunu ileri sürdü.
Aydın, "1 Ocak 2014'ten sonra toplu para yatırmış olabilirim, ancak önce de yatırmış olabilirim. Ben anayasal mülkiyet hakkımı kullanarak istediğim bankaya hesap açtırabilirim. Cemaatin bankası olduğunu düşünseydim TMSF'ye geçtikten sonra bu bankadaki hesaplarımı kullanmaya devam etmezdim." dedi.
Bank Asya'daki hesap hareketliliğine ilişkin olarak da Aydın, "Eve mobilya almak ve tadilat yaptırmak için İş Bankası'ndan 30 bin lira kredi çektim, ustalarla aramızda anlaşmazlık çıktı, tadilat işi ertelendi, parayı bekletmemek için o dönemde en fazla kar payı veren Bank Asya'ya yatırdım." diye konuştu.
Eşiyle 2002'de internetten chat programı vasıtasıyla tanıştığını anlatan Aydın, üç çocuğunun olduğunu, birisinin KHK ile kapatılan Servergazi Eğitim Kurumlarına bağlı Sabiha Süt Ortaokulunda okuduğunu belirtti.
Tutuklu sanıklardan Mustafa Özay, 2006 KPSS sınavı ile 2008'de Çivril'de zabit katibi olarak göreve yaptığını, 2010'da İstanbul Silivri'de, 2015'te de Deniz Adliyesi'nde görev yapmaya başladığını kaydetti.
Özay, ByLock kullandığı ile ilgili iddiaları kabul etmeyerek, "Böyle bir şey olsa iki hattıma da birden ByLock yüklemem, hayatın olağan akışına aykırıdır. Gizli tanık iddiaları somut değildir. Yapılan aramada ele geçirilen 1 dolar eşimin çantasından çıkmıştır. Bir akrabamın düğününde atılan ve çocuğumun aldığı doları eşim çantasına koymuştur." şeklinde savunma yaptı.
Aralarında hakim adayı, zabıt katibi, mübaşir, emekli yazı işleri müdürü ve icra müdür yardımcısının olduğu sanıkların yargılandığı davada duruşmaya yarın sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam edilecek. Zanlılar için "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.