Danimarka Dışişleri Bakanı PKK Kürt Davasına Zarar Veriyor
Dha DIŞ HABER – "Terörle mücadele tüm ülkelerin görevidir" "Kürtler kimin silahlı mücadeleyi, kimin politik mücadeleyi yürüteceği konusunda aralarında anlaşamıyor" "IŞİD Türkiye'ye karşı yanlış bir şey yaparsa çok büyük dayak yer" "Biz PKK'ya doğrudan silah vermiyoruz.
Dha DIŞ HABER –
"Terörle mücadele tüm ülkelerin görevidir"
"Kürtler kimin silahlı mücadeleyi, kimin politik mücadeleyi yürüteceği konusunda aralarında anlaşamıyor"
"IŞİD Türkiye'ye karşı yanlış bir şey yaparsa çok büyük dayak yer"
"Biz PKK'ya doğrudan silah vermiyoruz. Biz Irak'taki Kürtlere veriyoruz. Ama kimin eline geçiyor bilmiyoruz"
"PKK'yı terör listesine alan ilk ülkelerdeniz"
"IŞİD sadece bölge ülkeleri için değil, bizim ülkemiz için de tehlike oluşturuyor."
Danimarka Dışişleri Bakanı Kristian Jensen, partisinin Kopenhag teşkilatı tarafından hazırlanan "IŞİD ve Radikalizm" konulu panel sırasında, DHA'nın sorularını yanıtladı. Türkiye ve PKK konusunda açık konuşan Jensen, "PKK Kürtlere ve barış sürecine zarar veriyor, Erdoğan'a fırsat yaratıyor" dedi. IŞİD hakkında yazdığı kitapla dikkat çeken Deniz Serinci'nin IŞİD'in var oluşu, finansman kaynakları, IŞİD'e katılımlar konusunda bilgi sunduğu panelde, Danimarka'nın PKK'yı terör listesine ilk kabul eden ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Kristian Jensen, "Bölgedeki Kürtler barışçıl oldukları sürece onlarla işbirliği yaparız. Ama silahlı terör eylemleri yaparlarsa onlara karşı oluruz. Terörle mücadele tüm ülkelerin görevidir" dedi ve ekledi
"PKK kendisi için büyük sorun yarattı"
"Türkiye'nin bölgede güvenli bölge oluşturmak istemesinin iki nedeni var. Birincisi Türkiye'deki 2 milyon mülteciyi geri göndermek, diğeri Kürtleri kendi sınırlarından uzak tutmak. Türkiye'nin iki rolü var. Bir taraftan Kürt devletinin kurulmasına karşı olurken diğer taraftan bölgedeki Kürtlerle iyi işbirliği yapıyorlar. Danimarka bölgedeki Kürtlere yardımcı oldu. Ama iş paylaşımımız gereği şimdi başka bölgedeyiz. Uluslararası yasalara göre Irak bizi davet ettiği için orada olma hakkımız var. Ama BM olarak, Suriye'ye girme hakkımız yok. Suriye, Irak özgürlüğünü tehdit ediyor. BM sorumluluğu alsaydı, IŞİD ile mücadele edebilirdik ama Suriye'nin dostu Rusya veto kartı kullanabilir. PKK kendisi için büyük sorun yarattı. 11 Temmuz'da 'Türkiye'deki terör saldırılarından biz sorumluyuz' şeklinde açıklama yapmakla Kürt halkına ve açılım sürecine zarar verdi. Belki provoke edilmiş olabilirler, PKK böyle bir itirafta bulununca biz dünya toplumu olarak kilitlenip kaldık. Çünkü bütün ülkeler terörle mücadele etmek zorundadır ve her ülkenin kendi topraklarında terörle mücadele hakkı vardır. PKK 'biz terör saldırılarında bulunuyoruz' diyor ve Erdoğan'a karşı atakta bulunması için yeşil ışık yakıyor."
"IŞİD Türkiye'den dayak yer"
IŞİD saflarında savaşanların Türkiye sınırından içeri girdiklerini ve Türkiye'nin bu konuda bir şey yapmadığını ileri süren Jensen, şöyle konuştu
"Çünkü, Suriye'deki olanlar onları ilgilendirmiyor ve aksine, Esad'ın Türkiye'ye yakın bölgede güçlü olmaması işlerine geliyor. Kürtler kimin silahlı mücadeleyi, kimin politik mücadeleyi yürüteceği konusunda aralarında anlaşamıyor. Şayet terör saldırılarında bulunurlarsa onlarla bir olamayız. Bizim görevimiz nerede olursa olsun teröristlerle savaşmaktır. Onun için 11 Temmuz'dan sonra barış süreci durmuştur. Erdoğan son seçimlerde partisinin çoğunluğu alacağını sanıyordu. Ama alamayınca o da barış yolu yerine savaş yolunu tercih etti. Şimdi yapmak istediği 1 Kasım'da çoğunluğu yeniden kazanmaya çalışmak olacaktır."
Sözlerini, "IŞİD'in petrolü kimlere sattığını bilsek engel olmak için mücadele ederiz" diye sürdüren Jensen, "Türkiye IŞİD'i tehdit olarak görmüyor. Türk askerine karşı askeri gücü olmadığını biliyor. IŞİD Türkiye'ye karşı yanlış bir şey yaparsa çok büyük dayak yer; bunu biliyor" dedi ve ekledi
"Türkiye için tehdit unsuru, IŞİD değil, bağımsız Kürt devleti. Çünkü o zaman diğer bölgelerdeki Kürtler 'onlar devlet kurdu ise biz niye kurmayalım' diyecekler. Türkiye'nin IŞİD'i bombalamasının nedeni, bazıları, Kobani'ye inşaat malzemesi taşıdılar. IŞİD bunun için Türkiye içinde bombalı saldırıda bulundu. Stratejik olarak çok aptalcaydı. Türkleri uyardılar. Türk ordusu çok güçlü ve IŞİD Türkiye'ye karşı bir eylemde bulunma cesareti gösteremez. Biz PKK'ya doğrudan silah vermiyoruz. Biz Irak'taki Kürtlere veriyoruz. Ama kimin eline geçiyor bilmiyoruz. Ama işbirliği yaptığımız Kürtlerle silahlı militanlar arasında gri bölge varsa biz oradayız."
"PKK'yı terör listesine alan ilk ülkelerdeniz"
Jensen, "PKK Kürt davasına zarar veriyor. Onlar Erdoğan'ın terör saldırılarına sert cevap vermesine olanak tanıdılar. Kürt partisi çok iyi başarı gösterdi ve parlamentoya girdi ama tabi ki çeşitli şekillerde rahatsız ediliyorlar. Biz Danimarka olarak PKK'yı terör listesine alan ilk ülkelerdeniz. Örneğin TV istasyonlarını kapattık. Biz sadece bölgedeki barışçıl Kürt grupları destekledik çünkü onlar IŞİD'e karşı karada savaşta etkili oldular. Kürt grupları birbirinden ayırt etmek o kadar zor ki. Kimin ne olduğu belli değil" diye ekledi.
"Erdoğan 1 Kasım'da kimseyi dinlemez"
Danimarka Dışişleri Bakanı olarak, hem şimdiki hem de önceki Türk Dışişleri Bakanı ile telefon görüşmesi yaptığını da vurgulayan Jensen, "AB nezdinde Erdoğan'a baskı uygulamak için girişimde bulundum, John Kerry ile görüştüm. Türkiye'nin Kürtler'e yönelik tutumu kabul edilemez. Müttefikimiz olarak sorun yaşandığını ve tutumunu değiştirmesini istedik. Ama Erdoğan 1 Kasıma kadar kimseyi dinleyecek görünmüyor. Biz tüm düğmelere basıyoruz. Bölgede sınırlar değişecek" diye ekledi.
"Kürtler kendilerine çeki düzen versinler"
Sözlerini, "Bizim Türkiye ile ilişkilerimiz çok iyiydi ama (Danimarka Özgür Yayıncılar Derneği Başkanı) Lars Hedegaard'a saldıran kişinin Türkiye'de serbest bırakılması, İnsan hakları ve demokrasi ihlalleri aramızı gerdi" diye sürdüren Jensen, "Türkiye'nin çevresinde hiç dostu kalmadı. Veto hakkı kullanma şansı da yok. Erdoğan ve hükümetinin Kuzey Irak Kürtleri ile çok iyi ilişkileri vardı. Benim mesajım, Kürtler kendilerine çeki düzen versinler, Erdoğan'a Kürtleri vurması için fırsat ve bahane yaratmasınlar, Terör saldırılarında bulunmazlarsa biz Türkiye'ye görüşme masasına oturması için baskı yaparız, bölgedeki Kürtlere yardımcı oluruz ama terörün her türlüsüne karşıyız ve teröre karşı mücadele ederiz" diye konuştu ve ekledi
"Arap Baharı bir cehennemdi"
"Erdoğan'ın Suriye'deki muhalefeti veya savaşı desteklediği konusunda bir şey söylemem zor. Bana göre muhalefet Arap baharından esinlenerek ayaklandı ve şansı denedi. Arap baharı bir cehennemdi. Esad'ın gitmesi gerekiyor. Rusya ve İran'ın da bunu kabul etmesi gerekiyor; ama çok zor. Onun için John Kerry ülke, ülke gezerek çözüm yolu arıyor. İran, Rusya çözümde yer alacak ama Esad almayacak. 1 Kasımda Erdoğan çoğunluğu ele geçirir partisi hükümeti kurarsa bundan memnun kalır. Ama anayasayı değiştirmeyi denemez sanıyorum. Ama çoğunluğu alamazsa ne yapar bilemem. Çünkü diğer partilerle işbirliği yapmak istemiyor."
"Demirtaş'a da söyleyeceğim"
Kristian Jensen Cuma günü Selahattin Demirtaş ile yapacağı görüşmeyle ilgili olarak da, "Görüşme alebi ondan geldi. Demirtaş'a kimin siyasi temsilci olduğu konusunda kesin karar vermelerini isteyeceğim. PKK silah bırakmalı ve müzakere masasına oturulmalı. Bunu Türk meslektaşlarıma söyledim Demirtaş'a da söyleyeceğim" dedi ve bölge ile ilgili olarak şunları söyledi
"Batının bölgedeki askeri varlığı önemli. Biz orada çok karışık bir ortamın içindeyiz. Suriye, özgür Suriye ordusu, muhalefet, Kürtler, Hizbullah, İran ulusal birliği, Rusya gibi çok karışık bir yapı var. Ruslar tank ve uçaklarla bölgeye yerleştiler, 'Esad'ı iktidardan indirmeye çalışırsanız Esad ile değil, Suriye, İran ile de savaşacaksanız' diyor. IŞİD ile mücadelede zamanında hareket edemedik. Ancak bölgesel faktörler de etkili oluyor. IŞİD sadece bölge ülkeleri için değil, bizim ülkemiz için de tehlike oluşturuyor. IŞİD üyeleri ve organizasyonu ortaya çıkarmak, seks köleleri, tecavüzler, tarihi yok etmeleri gösteriyor ki onların yürüttüğü savaş özgürlük savaşı değil. Suriye'de Esad, Irak'ta Saddam rejiminde baskı altında oldular şimdi kendilerini toplamaya çalışıyorlar. Haraç, ve ülkeden geçenlerden para alıyorlar, petrolü kara borsada satıyorlar. Prensip olarak ülkeler arasında anlaşmamız gereği IŞİD petrolünü satamaması gerekir. Şayet Türkiye sınırını tam kontrol altına alırsa o zaman IŞİD'i çok kısa sürede boğabiliriz. Ama IŞİD, kamyon üzerine, kamyonla petrolünü satarsa bu mümkün değil. Dünya piyasasında petrolün fiyatı 40 dolara düşse bile, onlar 15 dolara satıyor. IŞİD ile mücadelede Türkiye sınırının kapatılması çok önemli. IŞİD gençleri, özgürlük savaşı diye kandırıyor. Oraya gidip savaştıktan sonra buraya geri dönenler, bomba yapmasını, silah kullanmasını öğrenmiş, saldırı yapmaya hazır olarak geliyorlar."
Panelden sonra DHA'ya konuşan Deniz Serinci de, bölgenin huzur ve Kürtlerin bazı demokratik hakları elde edebilmesi için PKK'nın silah bırakması, Türkiye'nin açılım sürecini yeniden başlatması gerektiğini söyledi. Deniz Serinci, Türkiye'deki Kürtlerin bağımsız bir ülke istemediklerini sadece bazı demokratik haklarının verilmesini istediklerini söyledi.
Görüntü dökümü
-Kristian Jensen kürsüye geliyor konuşma yapıyor
-Kristian Jensen DHA'ın sorularını yanıtlıyor
-Kristian Jensen DHA'ya konuşuyor
-Deniz Serinci DHA'ya konuşuyor
-Bakan ve Deniz'e Hediye veriliyor - Cadeleyi