Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Stratejik Değeri" Paneli
Gazeteci İdris Kardaş, asker ve diğer vesayet güçlerinin koalisyon hükümetlerinden yana olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nde seçilmiş hükümet başka bir müdahale olmadan ertesi gün ülke yönetimine geliyor.
Gazeteci İdris Kardaş, asker ve diğer vesayet güçlerinin koalisyon hükümetlerinden yana olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nde seçilmiş hükümet başka bir müdahale olmadan ertesi gün ülke yönetimine geliyor. Buna artık herhangi bir müdahale olamaz. Çünkü artık belirsizlik yok, kimin başkan olacağı belli. Vesayet odakları burada herhangi bir koalisyon çıkaramaz." dedi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfınca (SETA) düzenlenen "Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Stratejik Değeri" isimli panelde konuşan Kardaş, halkın seçiminin yönetime yansıdığı durumların hep darbeler ve muhtıralarla engellenmeye çalışıldığını kaydetti. Aynı durumun AK Parti döneminde de devam ettiğini ifade eden Kardaş, "Küresel vesayetçi odakların yönetime müdahale edebildiği alanlar koalisyonlar olmuştur. Türkiye'de kurulan tüm koalisyonlarda askerin müdahalesi olmuştur. Özellikle koalisyon dönemlerinde Türkiye seçilmiş değil, atanmış başbakanlara mahkum edilmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Kardaş, 16 Nisan'da halk oylamasına sunulacak anayasa değişikliği ile bu sorunların ortadan kalkacağını vurgulayarak, "Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nde seçilmiş hükümet başka bir müdahale olmadan ertesi gün ülke yönetimine geliyor. Buna artık herhangi bir müdahale olamaz. Çünkü artık belirsizlik yok, kimin başkan olacağı belli. Vesayet odakları burada herhangi bir koalisyon çıkaramaz. Bu yeni sistem, gücünü sadece milletten almış olacakları için daha güçlü ve daha sorumlu liderler ortaya çıkacaktır. Bu vesileyle demokrasi doğrudan uygulanmış olacak. Halkın seçtiği kişi aracısız bir şekilde yönetime geçecek. Bu sistemde seçilen kişi başkalarına değil, sadece halka kaşı sorumlu olacak. Parlamenterin bugüne kadar getirdiği demokrasi krizi de bu şekilde ortadan kalkmış olacak." diye konuştu.
"Türkiye'deki müesses nizam kriz üzerine kuruludur"
Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail Ediz de Türkiye'nin 1950 sonrası ve öncesi ile iki farklı hikayeye sahip olduğunu söyleyerek, "Türkiye'deki müesses nizam kriz üzerine kuruludur ve sürekli kriz üretir. 60, 70, 80, 90 ve 2000'lerde bu sistem hep işlemiştir. Neredeyse 19 yılda bir darbe olmuş." dedi.
Kimi Avrupa ülkelerinin hükümetin 'evet' kampanyası çalışmasına engeller çıkarıp, 'hayır' kampanyası yürütenlere alan açması konusuna da değinen Ediz, "Almanya başta olmak üzere Avrupa'nın Türkiye karşıtlığı pek de yeni sayılmaz. Tanzimat döneminden beri süregelen bir karşıtlık söz konusu. Uluslararası düzen içinde hegemon güçlerin Türkiye'ye biçtiği rolün de bir yansımasıdır bu. Statükoya meydan okumaya başladığımız için böyle bir tepkiyle karşılaştık. Cumhurbaşkanlığı Sistemi Batı'nın müdahalesine ve sürekli sömürüye karşı sürekli istikrar talebinin yansımasıdır. Mevcut düzenin değişmesine en çok itiraz edenler mevcut düzenden en çok çıkarı bulunanlardır." şeklinde konuştu.
SETA Dış Politika Direktörlüğü'nden araştırmacı Ali Aslan ise Türkiye'nin şu an yaşadığı durumu Fransa'nın yıllar önce yaşadığını hatırlatarak, "Fransa sürekli istikrarsızlık içinde olduğu için yarı-başkanlık sistemine geçti. Siyasi parçalanma vesayetçi aktörlerin gücünü arttırırken halkın gücünü azalttı. İstikrarın sağlanabilmesi için halkın gücünün arttırılması gerekiyor. Yeni sistem bize bunu vadediyor." ifadelerini kullandı.