Haberler

Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Şeb-i Arus 2015'te Konuştu

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Height: 1.8em;">Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen 'Şeb-i Arus İstanbul 2015' programına katıldı.

Height: 1.8em;"> Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen 'Şeb-i Arus İstanbul 2015' programına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şeb-i Arus İstanbul2015" programında yaptığı konuşmada, vuslatının 742'nci senei devriyesinde Hazreti Mevlana'yı rahmetle yad ettiğini söyledi.

ERDOĞAN, SEGAH TEKBİR VE SALAT-I ÜMMİYE'NİN İLKBÖLÜMÜNÜ SESLENDİRDİ

Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin "düğün gecesi" olarak nitelendirdiği ölümünün 742. yılı dolayısıyla Sinan Erdem Spor Salonu'nda bu yıl dördüncüsü düzenlenen Şeb-i Arus İstanbul etkinliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla gerçekleştirildi. Etkinliğin sunuculuğunu Ertem Şener ile Necip Karakaya yaptı.Taşkın Sabah Orkestrası eşliğinde sanatçılar Serkan Kaya, Yusuf Güney,Alişan, Kutsi, Erkam Aydar ve Sami Özer ilahi seslendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın salona gelişinde büyük coşkuyaşandı. Sanatçılardan Sami Özer, bir eser seslendirmesi için mikrofonu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bıraktı. Erdoğan, Segah Tekbir ve Salat-ı Ümmiye'nin ilkbölümünü seslendirdi.

"DAEŞ GİBİ ÖRGÜTLER BAHANE EDİLEREK, MÜSLÜMANLARA DARBE ÜSTÜNE DARBE VURULUYOR"

"Bölgemizde tüm Müslümanlarla birlikte milletimiz bakımından da çok önemli, çok hayati gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz" diyen Erdoğan,asırlık sorunların, yeni ve daha karmaşık bir şekil alarak Müslümanlar aleyhine büyüdüğünü belirtti. İslam dünyasının bir büyük imtihanla daha karşı karşıya olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Bir yandan mezhepçilik fitnesinin güçlendiğini görüyoruz, diğeryandan ise küçük çıkarlarını tarihi sorumlulukların önünde tutma anlayışından vazgeçemeyenlere üzüntüyle şahit oluyoruz. Bu emareler, içinden geçtiğimiz imtihanın başarılı bir yönde ilerlemediğine işaret ediyor. Mevlana Hazretleridiyor ki 'Koyunun kurttan kaçmasına şaşılmaz, şaşılacak şey koyunun kurda gönül vermesidir'. Maalesef hem ülkemizde hem de tüm İslam dünyasında kendi inancına,kendi medeniyetine, kendi varlığına düşmanlık edenlere gönüllü hizmet edenler bulunduğunu görmenin üzüntüsü içindeyiz. Suriye'de 400 bin masum insan katlediliyor, 12 milyon masum insan evinden, yurdundan ediliyor, 'Müslümanım'diyen birileri hala zalimin yanında yer almayı, zulmü teşvik etmeyi sürdürüyor .İslam'a ait söylemlerle, sembollerle Müslümanlara karşı tarihin en büyük savaşlarından birini yürüten DAEŞ gibi örgütler bahane edilerek, Müslümanlaradarbe üstüne darbe vuruluyor. Hemen yanı başımızda Suriye'yi bombalayan bir ülkenin operasyonlarına bakıyoruz. Yüzde 10 oranında DAEŞ'i, yüzde 90 oranında içinde Türkmen kardeşlerimizin de olduğu ülkedeki rejim muhalifi diğer gruplarıyani Müslümanları hedef aldığını görüyoruz. Lütfen artık kimse kimseyi kandırmasın. Suriye'de DAEŞ bahanesiyle yürütülen güç mücadelesi, at izinin it izine karıştığı trajik bir oyuna, bir tiyatroya dönüştü. Herkes rol yapıyor,herkes rol çalmanın peşinde koşuyor ama ölen insanlar gerçek, ölen bebekler, çocuklar, ölen kadınlar, ölen ak sakallı ihtiyarlar gerçek. Yıkılan evler,okullar, ibadethaneler, tarihi eserler gerçek. Bombalar bambaşka hesaplar için atılıyor. Ama bunların patladığı yerde dökülen kanlar, kararan hayatlar var."

"BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜ, EN KÜÇÜK BİR MÜSAMAHAYA İZİN VERMEDEN DEVREDEN ÇIKARMAK ZORUNDAYIZ"

Erdoğan, Doğu'da, Güneydoğu'da Fatih Sultan Camisi'nin ateşe verildiğini ifade ederek, Kurşunlu Camisi'nin kurşunlandığını belirtti. Okulların yakıldığını, ibadethanelerin aynı şekilde, öğretmenlerin terki diyar ettiğini kaydeden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Bütün kardeşlerimiz oraları terk ediyor. Acaba bu teröristler bunu kim adına, niçin, hangi gayeyle yapıyor ve bunlar yeri geldiğinde de şunu söylüyor; 'Devlet yukarıdan helikopterle bombaladı' diyor Fatih Sultan Camisi'ni. Bu nasıl iş ki yukarıdan helikopterle bombalayacaksın, minare yıkılmayacak, kubbeler yıkılmayacak, alttan, yan taraftan kapılar ateş alacak. Kimi aldatıyorsunuz. Artık evet, bize uyanmak zamanı. Nasıl İslam adına hareket ettiği iddiasıyla ortaya çıkan DAEŞ, en büyük zulmü Müslümanlara uyguluyorsa, ülkemizde PKK, güneyimizde PYD ve YPG, bütün bunlar birbiriyle aynıdır, farkları yoktur. Terörün dini, milleti, ırkı, vatanı yoktur. Terör terördür, hepsi kötüdür. Irak'ta, Suriye'deve diğer ülkelerde DAEŞ denilen istismar aracının süratle ortadan kaldırılması gerekiyor. Aynı şekilde ülkemizin içinde de benim Kürt kardeşlerimeen büyük eziyeti yapan, ülkemizin istikrarını tehdit eden bölücü terör örgütünü, en küçük bir müsamahaya izin vermeden devreden çıkarmak zorundayız. Bunu devreden çıkarıncaya kadar silahlı kuvvetlerimiz, emniyet güçlerimiz, gönüllü köy korucularımız hep birlikte bu mücadeleyi sürdüreceğiz"

"78 MİLYON İNSANIMIZIN REFAHINA, HUZURUNA KASTEDENLERE BU ÜLKEDE YER OLMAYACAKTIR"

Erdoğan, şunları kaydetti: "78 milyon insanımızın refahına, huzuruna kastedenlere bu ülkede yer olmayacaktır. İşte o zaman yaşanan kötü gidişi tersine çevirme, yeniden huzuru, güveni, hakkı, adaleti tesis etme imkanına kavuşacağımıza inanıyorum. Bunu bölgemizdeki mezhep fitnecilerine rağmen yapacağız. Bunu ülkemizdeki terörist sevicilere rağmen gerçekleştireceğiz. Burada afaki bir projeden, ham bir hayalden bahsetmiyorum. Ecdadımızın bin yıl boyunca çok büyük mücadeleler sonucunda elde ettiği bu başarıyı bugün bizim yeniden tekrarlamamamız için hiçbir sebep, mani yoktur. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikteTürkiye olalım."

"HASMIMIZA KORKU VEREN BİR KONUMA GELMEK MECBURİYETİNDEYİZ"

Kimsenin bu vatan toprakları üzerinde operasyon yapamayacağını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Aksi takdirde dar ederiz. İşte şu anda Mehmetçiğimizin tüm o Cudi dağlarında yaptığı budur. Polisimizin tüm Doğu ve Güneydoğu'da yaptığı budur. Sonuna kadar köy korucularıyla beraber bu mücadele devam ediyor, edecektir. Türkiye bu yolu aştığında bölgemizde tüm kardeşlerimizin arkamızdan geleceğini biliyoruz. ve tek devlet. Devlet içinde devlet olmaz. Öyle paralel devletmiş, paralel olmayan devletmiş asla. Tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Bu kadar. Bizim kimsenin toprağında, ülkesinde, egemenlik haklarında gözümüz yoktur. Bugün Irak, Suriye, Libya'nın toprak bütünlüğünü Türkiye kadar samimiyetle isteyen, bu yolda gayret gösteren başka hiçbir ülke mevcut değildir. Biz sadecebu ülkelerle, kardeşlerimizle sahip olduğumuz müştereklerimiz çerçevesinde yol arkadaşlığı, iş birliği, güç birliği, kader birliği yapmak istiyoruz."

Erdoağn sözlerini şöyle tamamladı: "Peygamberimiz, Hazreti Ebubekir Sıddık ile o mağarada oldukları,örümcek o mağaranın ağzını ördüğü anda müşrikler mağaranın kapısına gelmişlerdi. ve Hazreti Ebubekir Sıddık o esnada telaşlanmıştı. Sevgili Peygamberimiz, o andaşu ayeti okuyor; 'La tahzen innallahe meana'. 'Korkma ya Ebubekir, Allah bizimle beraberdir'. Yine Mevlana Hazretleri diyor ki 'Allah sana bir el vermişse bir işyap. Kazan da dostlarına yardımın dokunsun'. Bize düşen Allah'ın bize verdiği eli, ayağı aklı, fikri kullanıp, dostlarımıza yardımımızın dokunacağı güce,kuvvete, imkana erişmektir. Bunun için hep birlikte çok çalışacağız" Günün anısına Erdoğan'a, Ad Station Yönetim Kurulu Başkanı Muhittin Palazoğlu, Arapça besmele yazılı hat levha hediye etti. Programın son bölümünde Mehmet Fatih Çıtlak idaresinde mevlevi ayini yapıldı.Etkinliği, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı SelimTemurci de izledi. - İstanbul

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title
Close