Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışında konuştu: (3)
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyeliği konusuna ilişkin, "Muhataplarımıza deklare ettiğimiz beklentilerimiz karşılanmadan tutum değişikliğine gitmeyeceğiz.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyeliği konusuna ilişkin, "Muhataplarımıza deklare ettiğimiz beklentilerimiz karşılanmadan tutum değişikliğine gitmeyeceğiz." dedi.
Erdoğan, Ankara'nın Kızılcahamam ilçesindeki bir otelde düzenlenen AK Parti 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bölgesel ve küresel gelişmeler konusunda sergilediği ilkeli tutumun dışarıda birilerini rahatsız etmesini anladıklarını söyledi.
Kendilerini asıl düşündüren konunun içeride aynı tezleri dillendirenlerin kimin nam ve hesabına çalıştığı olduğunu belirten Erdoğan, "Halbuki Türkiye'nin 99 yıllık cumhuriyet tarihi de bizim 20 yıllık iktidarımız da ülkemize verilip tutulmayan sözlerin çetelesini tutmakla geçmiştir. Bu konuda ülkemize haksız ithamlar yöneltenler, verdikleri sözleri yerine getirmemenin ötesinde hukuksuzluğu ve bozgunculuğu adet edinenleri de hep baş tacı yapmışlardır." diye konuştu.
Erdoğan, Misakımilli sınırlarından Ege'deki adalara, Yunanistan ve Fransa'nın NATO'ya yeniden dönüşünden Kıbrıs Rum kesiminin Avrupa Birliği üyeliğine kadar bunun sayısız örneği bulunduğunu belirterek, "Bunların hiçbiri verilen sözlerin tutulması değildir. Son dönemde bize NATO'nun genişlemesi konusunda esnek olmayı telkin edenlerin terör örgütleriyle ilişkilerini sorgulamaktan ısrarla kaçması kararlı duruşumuzun haklılığını ispatlamaktadır. Bu konuda muhataplarımıza deklare ettiğimiz beklentilerimiz karşılanmadan tutum değişikliğine gitmeyeceğiz." dedi.
"Dediğimize gelecekler"
Batı'nın kendi güvenlik ve refahını koruma üzerine kurduğu küresel yönetim sisteminin siyasi ve ekonomik boyutuyla çatırdadığını vurgulayan Erdoğan, "Birleşmiş Milletler'in ve Güvenlik Konseyi'nin reforme edilmesi konusunda yıllardır dile getirdiğimiz teklifin isabeti de yaşanan her gelişmeyle beraber tekrar tekrar görülüyor. Evet, 'Dünya 5'ten büyüktür' ve şimdi kendileri bunu söylemeye başladılar. 'Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni reforme edelim' diyorlar. 'Daimi üye, geçici üye' artık bunun olmayacağını, olamayacağını konuşmaya başladılar. Allah ömür verirse onu da göreceğiz ve dediğimize gelecekler." değerlendirmesinde bulundu.
Küresel ekonominin üretim ve tedarik zincirlerindeki bozulmayla başlayıp finansal dengesizliklerle giderek genişleyen yıkıcı etkilerini yakından takip ettiklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"İşte Rusya-Ukrayna savaşında olduğu gibi buyurun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi herhangi bir şeyi başarabiliyor mu, herhangi bir kararı alabiliyor mu ve şu anda bütün bu olaylar karşısında Ukrayna ile ilgili verebildikleri bir karar var mı? Yok. Rusya ile ilgili var mı? Yok. Zaten olmaz ki. Niye? Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin şu anda bir üyesi. İki dudağının arasından ne çıkarsa o Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin alacağı kararı ne yapıyor, tamamıyla tersine çeviriyor. Olay bu kadar basit. Öyleyse şimdi biz her zaman söylediğimiz adımı atıyoruz, yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme esasına dayalı Türkiye ekonomi modeliyle bu sıkıntılı süreci ülkemiz için avantaja çevirecek adımları atıyoruz."
"Avrupa'nın yaşadığı paniği ibretle takip ediyoruz"
Erdoğan, gelişmiş ülkeler bile küresel buhran karşısında kendi içlerine kapanmaya yönelirken, kendilerinin dünyaya daha çok açıldıklarını ve hedeflerinin çıtasını daha yükseğe taşıdıklarını dile getirerek, "Ülkemiz, Suriye kaynaklı düzensiz göçü 11 yıldır başarıyla yönetirken, Ukrayna savaşının ardından Avrupa'nın yaşadığı paniği ibretle takip ediyoruz. Şeytanın bile aklına gelmeyecek nice siyasi, sosyal ve ekonomik oyunla ülkemizi karıştırmaya çalışanların kendi canlarının derdine düşerken sergilediği çaresizliği istihza ile izliyoruz. Duamız, dünyanın içinden geçtiği bu kritik dönemi bir an önce geride bırakarak tüm insanlık için hayırlı dersler çıkarmış bir şekilde yoluna devam etmesidir." dedi.
Tüm bunları söylerken, insanların günlük hayatlarında yaşadıkları sıkıntıları asla hafife almadıklarını, görmezden gelmediklerini ve kulak arkası etmediklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tam tersine bir yandan küresel denklemler içinde ülkemize yol açmaya çalışırken diğer yandan da insanlarımızın üzerindeki hayat pahalılığı yükünü azaltmanın çarelerini arıyoruz. Kur ve enflasyondan kaynaklanan maliyet artışlarıyla izah edilemeyecek düzeyde fiyat artışı yaşanan her kalemi mercek altına aldık. Önümüzde konuttan otomobile, gıdadan elektroniğe, inşaat malzemelerinden tekstile uzanan bir liste var. TÜİK'in açıkladığı mayıs ayı verileri enflasyonun artık aşağı yönlü bir eğilime girdiğini göstermektedir. Petrol fiyatlarının 2-3 katına, doğal gaz fiyatlarının 7-8 katına, kömür fiyatlarının 10 katına yükselmesinin müsebbibi biz olmadığımız gibi bu ürünleri çoğunlukla dışarıdan ithal ettiğimiz için fiyat dalgalanmalarına karşı duyarlılığımız fazladır. Sadece biz değil, bu ürünleri dışarıdan alan herkes aynı durumdadır. Piyasaların fiyatlandırma alışkanlığını değiştirmesini sağlayarak hayat pahalılığına bir sınır çekmek için çalışıyoruz. Ücretliler başta olmak üzere her kesimden vatandaşımızın gelirlerini artırarak aradaki farkı kapatacak programlar hazırlıyoruz."
"Hiçbir başarımız bize altın tepside sunulmadı"
Dünyanın, 2. Dünya Savaşı sonrasında yaşadığı en büyük sarsıntıdan Türkiye'yi en az kayıpla çıkarmanın güçlüğünü bildiklerine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bununla birlikte vatandaşlarımıza ülkemizde bunu yapabilecek birikime, hazırlığa, iradeye sahip tek kadronun biz olduğumuzu söylüyoruz. Elini vicdanına koyan, aklını kiraya vermeyen, hırsı gözünü kör etmeyen, nefsine esir düşmemiş herkes bu hakikati kabul edecektir. Seçimlere bir yıl kala böyle bir tabloyla karşı karşıya bulunmamız işimizi elbette biraz daha zorlaştırıyor olabilir ama 20 yıllık tarihimizde bizim hiçbir işimiz kolay olmadı, hiçbir zaferimiz, hiçbir başarımız bize altın tepside sunulmadı. Biz bugünlere akrebin kıskacında yoğurularak geldik. Çalıştık, didindik, sabrettik, azmettik, Allah'a hamdolsun girdiğimiz tüm mücadelelerin hepsinden alnımızın akıyla çıktık. Bugün de aynı başarıyı göstereceğimizden şüpheniz olmasın."
(Sürecek)