Cinselliği Olmayan Evlilikler

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Adana Şube Başkanı Uz. Dr. Taner Canatar, cinselliğin, kadın ve erkeği çift yapan en önemli unsur olduğunu ancak, günümüzde çok sayıda çiftin bu konuda sorun yaşadığını, bu sorunun halen özellikle kırsalda tabu olarak görüldüğü için tedavi yoluna gidilmediğini söyledi.

Uz. Taner Canatar, yaptığı açıklamada, cinsel yaşam sekteye uğradı diye, evliliği bitirmenin veya aldatmanın doğru olmadığını belirterek, "Önemli olan, cinsel ilginin neden azaldığını ortaya çıkarmak ve ortaya çıkan problemi çiftlerin birinden kaynaklanan bir sorun gibi değil de 'bizim sorunumuz' şeklinde algılamasıdır" dedi.

Çok sayıda evli çiftin cinsel sorun yaşadığına vurgu yapan Uz. Dr. Canatar, "Hatta ülkemizde cinsel hayatı aktif olan her 10 erkekten 7'si ve her 10 kadından 8'i hayatlarının bir döneminde cinsel işlev bozuklukları yaşıyor. Oysa sağlıklı ve mutlu bir evlilik için cinsellik vazgeçilmez bir unsurdur" diye konuştu.

Canatar, cinsellik üzerine yapılan araştırmalara da dikkati çekerek, "30-40 yaş aralığındaki insanların yüzde 15-20'si yılda yalnızca 10 defa, yüzde 20'si ayda 2 ya da 3 defa, yüzde 25'i ise ayda bir defa seks yaptığını belirtiyor. Ankete katılan deneklerin yüzde 24'ü cinselliğin çok önemli olmadığını, yüzde 3 ise tümüyle gereksiz olduğunu ifade ediyor. Oysa bazı bilim adamlarına göre cinsellikten uzak bir yaşam mümkün değil" diye konuştu.

Kadın ve erkeği çift yapan unsurun aradaki cinsellik olduğunu vurgulayan Uz. Dr. Canatar, "Yakın ilişkilerde aşk eninde sonunda biter ve yerini sevgi alır. Bu sevgi olgunlaştıkça seks anlamlı bir şekilde devam eder. Ama seksin yoğunluğu ve çeşitliliği zamanla farklılaşır" dedi.

CİNSEL ÇEKİM ZAMANLA NEDEN KAYBOLUYOR?

Çiftlerde cinsel isteğin ve seks yapma arzusunun azalmasının fiziksel, psikolojik ve ilişki kaynaklı birçok nedeni olabileceğini ifade eden Dr. Canatar, şöyle konuştu:

"Azalan cinsel isteğin tedavisi ortaya çıkaran nedenlere göre farklılık gösterebilir. İlişkinin başında hissedilen tutkunun zamanla azalması nedeniyle, ilişki sıklığı da azalmaya başlar. Çiftlerin cinsel hazları canlandırılmazsa birbirlerinden uzaklaşabilirler veya kopabilirler. Böyle bir durumla karşılaşmamak ya da karşılaşılan durumdan kurtulmak için eşlerin ilişkiyi ve arzuyu artırıcı davranışlarda bulunmalarında fayda vardır."

Uz. Dr. Canatar, cinselliği olumsuz yönde etkileyen faktörlerin ise, fiziksel ve psikolojik sebepler, ilişki memnuniyetsizliği, kontrol edilemeyen öfke, cinselliği ayıp ve günah sayan cinsel mitler, eğitim eksikliği, bağlanma ve yakınlık korkusu gibi başlıklar altında toplandığını kaydetti.

Bu olumsuz faktörlerden en önemlilerinden birisinin de "Ten uyuşmazlığı" olduğunu ifade eden Uz. Dr. Canatar, "Sosyal alanlarda birbirine uyum sağlayabilen ve ortak paylaşımları olan bazı çiftler cinsel anlamda uyumlu olmayabilirler. Bu çiftlerin ihtiyaçları, istekleri, beklenti ve fantezileri birbirinden çok farklıdır. Ten uyuşmazlığı yaşayan bu çiftler, bir türlü doyumlu bir cinsellik yaşayamazlar, zamanla birbirlerinden uzaklaşırlar" diye konuştu.

Cinsel yaşam sekteye uğradı diye, evliliği bitirmenin veya aldatmanın doğru olmadığını vurgulayan Canatar, "Önemli olan, cinsel ilginin neden azaldığını ortaya çıkarmak ve ortaya çıkan problemi çiftlerin birinden kaynaklanan bir sorun gibi değil de 'bizim sorunumuz' şeklinde algılamaktır" dedi.

Uz. Dr. Canatar, çiftlere, sorunlarına ortak çözüm bulmalarını önerisinde bulunarak, şöyle devam etti:

"Yapılan her şeye rağmen, çiftin arasına giren soğukluk giderilemiyor, bazı sorunlar çözülemiyorsa, kişiler kendi fikrini diretmekten vazgeçip ortak noktayı bulmalıdır. Cinselliğin yaşanmadığı bir evliliği normal gibi görmek doğru bir çözüm değildir. Bu durum, eşlerden yalnızca birinin sorunu değil, çiftin ortak sorunudur. Sağlıklı bir iletişim kurabilmek için çaba harcanmalı, gerekiyorsa bir uzmandan yardım alınmalıdır. Mutlu bir cinsel yaşamı istemek ve yaşamak herkesin hakkıdır."