Canlıdan Karaciğer Naklini Dünyaya "Uçan Doktorlar" Öğretiyor
KEMAL KARADAĞ - Dünya Karaciğer Nakli Derneğinin çatısı altında oluşturulan, aralarında Türkiye'den Prof. Dr. Yaman Tokat'ın da bulunduğu, 40 kişilik "uçan doktorlar" adı verilen ekip, canlıdan karaciğer naklini öğretmek üzere farklı ülkelerde eğitim veriyor.
YEŞİM SERT KARAASLAN - KEMAL KARADAĞ - Dünya Karaciğer Nakli Derneğinin çatısı altında oluşturulan, aralarında Türkiye'den Prof. Dr. Yaman Tokat'ın da bulunduğu, 40 kişilik "uçan doktorlar" adı verilen ekip, canlıdan karaciğer naklini öğretmek üzere farklı ülkelerde eğitim veriyor.
Uluslararası Karaciğer Nakli Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tokat, İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen Dünya Organ Nakli Kongresi'nde AA muhabirine yaptığı açıklamada, organ bağışı ve nakil oranlarının tüm dünyada hala istenen düzeyde olmadığını söyledi.
Nakil yapılabilmesi için öncelikle organ bağışının olması gerektiğinin altını çizen Tokat, hala tüm dünyada çok sayıda kişinin bekleme listesindeyken yaşamını yitirdiğine dikkati çekti. Tokat, "Dünyanın yıllık karaciğer nakli ihtiyacı yaklaşık 250 bin civarında. Buna karşın yapılan ise ancak 20 bin civarında. Onun için daha çok eğitim verilmeli." dedi.
Türkiye'nin nakillerde başarı oranının yüksek olduğunu bildiren Tokat, "Ülkemiz, son yıllarda dünya genelinde organ nakillerinde özellikle karaciğer ve böbrek konusunda yükselen yıldızlardan bir tanesi. Türkiye dünyada en çok canlıdan karaciğer nakli yapan ilk üç ülkeden biri. Hindistan, Güney Kore ve Türkiye arasında yarış, bir yıl birincilik, bir yıl ikincilik, bir yıl üçüncülük şeklinde devam ediyor." açıklamasında bulundu.
Tokat, nakil başarısının teknik, tecrübe ve bilgiyle doğru orantılı olduğunu ifade ederek, Türk bilim insanlarının bu alandaki başarılarıyla birçok ülkeye örnek olduğunu vurguladı.
Canlıdan nakillerde başarı oranının artmasında, uygulama sayısının fazlalığının önemine işaret eden Tokat, Türk aile yapısının kuvvetli olması ve yardımlaşma gibi değerlerin korunmasının da önemli bir faktör olduğunu bildirdi.
Tokat, Türkiye'deki en büyük sorunun canlıdan değil kadavradan bağışlarda yaşandığını belirterek, "Bunun çözümlenebilmesi için çok çalışıyoruz. Hem toplumsal farkındalığı artırmak istiyoruz hem de beyin ölümü bildirimlerinin daha fazla yapılabilmesi için uğraşıyoruz. Kadavradan nakil yapılabilmesi çok ciddi bir organizasyon da gerektiriyor." diye konuştu.
Türkiye'nin, organ bağışı ve nakillerde teknik, uygulama başarısı, bilgi ve hukuki düzenlemeler açısından çok iyi seviyede olduğunu dile getiren Tokat, artık bu alanda "nakilleri öğretici" konumuna gelindiğini söyledi.
"Bugüne kadar yaklaşık 600 hekime eğitim verildi"
Dünyada da canlıdan karaciğer nakillerinin, en fazla uygulanan nakiller olduğunu anımsatan Tokat, şunları kaydetti:
"Az gelişmiş ülkelere, bu alanda yardım edebilmek amacıyla dünyada bir organizasyon başlatıldı. Dünya Karaciğer Nakli Derneği çatısı altında Canlı Karaciğer Nakli Çalışma Grubu (Living Donor Liver Transplantation Study Group - LDLT study group) isimli, bu alanda uzmanlaşmış bilim insanlarından oluşan ekip oluşturuldu. Bu ekipler, ihtiyaç duyulan ülkelere giderek eğitim veriyor. Biz bu oluşuma 'uçan doktorlar' diyoruz ve ülkelerde canlıdan karaciğer nakline ilişkin bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunuyoruz.
Özellikle Türkiye, Hindistan, Güney Kore, Japonya, Çin, Tayland, Belçika, Fransa ve ABD gibi canlıdan karaciğer naklini çok yapan ülkelerden bu alanda uzman bilim insanları, daha az eğitimli ülkelere giderek, hem teknik olarak karaciğer naklinin nasıl yapıldığını anlatıyor hem de nakilde nelere dikkat edilmesi gerektiği gibi konularda eğitim veriyor."
Karaciğer naklinde donörün önemine değinen Tokat, "Çünkü karaciğerden parça alınan kişiye hiçbir zarar gelmemesi lazım. Bu zararı minimuma indirebilmek ve operasyonu zararsız hale getirebilmek için ülkelere giderek eğitim veriliyor." dedi.
Dünya Karaciğer Nakli Kongresi ABD'de
Prof. Dr. Tokat, bu kapsamda geçen yıl Vietnam'a gittiklerini aktararak, bu ülkede 120-130 milyon nüfusa karşılık yılda 5-6 karaciğer nakli yapılabildiğini belirtti.
Vietnam'da organ yetmezliğine bağlı çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiğinin altını çizen Tokat, "Hepatit-B'nin görülme sıklığı çok yüksek. Hala gelişmekte olan bir ülke olduğu için yeterli alt yapıya sahip değil, eğitimleri yeterli değil." diye konuştu.
Tokat, bu yıl ilk kez Dünya Karaciğer Nakli Kongresi'nin ekim ayında ABD'de Dallas'ta yapılacağını ve burada tecrübe ve bilgi paylaşımında bulunulacağını dile getirerek, daha sonra da Kazakistan'a gidileceğini aktardı.
"Uçan doktorlar" bünyesinde görevli her bilim insanının, en iyi bildiği tekniği anlattığını belirten Tokat, "Çünkü hepimizin usta olduğu teknikler var. Örneğin Türkiye, sağ lob nakillerinde çok iyi düzeyde. Dünyada sağ lob naklini kendi tekniğiyle yapan ve bunu anlatan tek ülke Türkiye. Bazı ülkeler küçük yaş grubundaki hastalara yapılan operasyonlanda çok iyi seviyede. Her ülkenin kendine özgü yapı taşları var." şeklinde konuştu.
Tokat, bu alanda yardım ve iş birliği talebinde bulunan ülkeye, oluşumda yer alan heyetteki doktorların gönderildiğini anlattı.
Koşullar uygun olduğunda söz konusu ülkelerde operasyonlara da katılınabildiğini dile getiren Prof. Dr. Tokat, "Oralardaki operasyonlara bazen katılıyoruz, bazen video üzerinden yapıyoruz. Hazır hastaları varsa canlı ameliyata giriyoruz, hastaları yoksa videolar üzerinden canlı bağlantılarla eski ve yeni teknikleri anlatarak karşılaştırma olanağı sunuyoruz." dedi.
Bugüne kadar "uçan doktorlar"ın Romanya, Hindistan, Ürdün, İngiltere, Azerbaycan, Pakistan ve Gürcistan'dan cerrahlarla bir araya geldiğini aktaran Tokat, bu kapsamda 40 bilim insanının dünya genelinde yaklaşık 600 hekime eğitim verdiğini kaydetti.
"Her yıl 2 bin 500 kişinin nakil olması gerekli"
Prof. Dr. Tokat, Türkiye'de 1 milyon nüfus başına 30-35 kişinin organ beklediğini ifade ederek, "Türkiye'nin nüfusunun 80 milyon olduğu göz önüne alındığında, her yıl yaklaşık 2 bin 500 kişinin karaciğer nakli olması gerekiyor. Olamadığı takdirde bu kişilerin yaklaşık yüzde 60'ı ölüyor. Türkiye'de karaciğer nakli çok yapılmasına karşın, yılda bin 200 civarında. Bu haliyle bile Türkiye'deki ihtiyacın yarısını karşılayabiliyoruz." vurgusu yaptı.