Bu Yarışmanın Kaybedeni Yok"
TRT'de yayınlanan Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışmasının birincisi Üsküdar Mihrimah Sultan Camisi İmam Hatibi Mustafa Altın, yarışmaya katılma fikrini hocalarıyla istişare ettiğini belirterek, "Onlar da katılmamızı tavsiye ettiler.
TRT'de yayınlanan Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışmasının birincisi Üsküdar Mihrimah Sultan Camisi İmam Hatibi Mustafa Altın, yarışmaya katılma fikrini hocalarıyla istişare ettiğini belirterek, "Onlar da katılmamızı tavsiye ettiler. Çünkü bu yarışmanın kaybedeni yoktu. Neticesinde Cenabı Hak da nasip etti, biz de katıldık." dedi.
Altın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hafızlığını Nur-u Osmaniye Kur'an Kursu'nda tamamladığını, daha sonra önemli isimlerden ders aldığını ifade etti.
Mustafa Altın, Kur'an-ı Kerim ile çok küçük yaşlarda tanıştığını vurgulayarak, "Bir ses duymuştum ve o sese aşık olmuştum. Daha çok küçüktüm, ilkokula bile gitmiyordum. Daha sonra o sesin sahibini araştırmaya başladım. İsmail Biçer hocamızın olduğunu öğrendim." diye konuştu.
Altın, hafızlığını tamamlamasının 28 Şubat sürecine denk geldiğini ve bu dönemde özellikle Kur'an kurslarına, imam hatiplere baskı yapıldığını hatırlattı.
Sürecin tüm sıkıntılarına rağmen eğitimini tamamlamayı başardığını anlatan Altın, Samsun İlahiyat Fakültesinden mezun olarak mesleğini de yapmaya başladığını aktardı.
"İstanbul aynı zamanda ilmin merkezi"
Altın, yaklaşık 2 bin 500 başvurunun olduğu, 100'den fazla kişinin yarıştığı programa, katılma istediğini hocalarıyla istişare ettiğini dile getirerek, "Yarışmaya katılma fikrini hocalarımla istişare ettim, onlar da katılmamızı tavsiye ettiler. Çünkü bu yarışmanın kaybedeni yoktu. Neticesinde Cenab-ı Hak da nasip etti, biz de katıldık." ifadelerini kullandı.
İstanbul'da görev yapmaktan mutluluk duyduğunu, bu görevi kendisine nasip ettiği için Allah'a her zaman hamd ettiğini dile getiren Altın, sözlerini şöyle sürdürdü:
" İstanbul, Osmanlı'ya yıllarca başkentlik yapmış bir şehir. Bu şehir aynı zamanda ilmin merkezi olarak tarif edebileceğimiz bir mekan. Bundan dolayı Anadolu'nun muhtelif yerlerinde sesiyle, sedasıyla, edasıyla öne çıkmış kardeşlerimiz İstanbul'a gelirler. İstanbul, birbirinden kıymetli ve Türkiye'ye değil, dünyaya okuyuşlarıyla, kıraatlarıyla, ahlaklarıyla, edepleriyle mal olmuş çok kıymetli hocalarımız var. Ondan dolayı da İstanbul hafızlar tarafından, özellikle Kur'an-ı Kerim'i güzel okumak, İstanbul tavrıyla okumak isteyenler açısından tercih edilen güzel bir memlekettir."
Altın, Mihrimah Sultan Camisinin de ecdad yadigari bir cami olduğunu, Kanuni Sultan Süleyman'ın muhteşem eserlerinden biri olarak ortaya çıkan nadide eserler arasında yer aldığını belirterek, "Yaklaşık 500 yıllık cami burası, kimler geldi kimler geçti. Selahatin bir cami olması hasabiyle böyle bir camide çalışmaktan dolayı kendimi şanslı hissediyorum ve Cenabı Hakka her zaman hamd ediyorum." dedi.
Ömrü yettiğince mihrap hizmetine devam etmeyi istediğini dile getiren Altın, sözlerini, "Aynı zamanda hafız talebeler okutuyoruz burada. Talim okumak isteyenlere ders veriyoruz. Aynı zamanda bu camiyi bir medrese olarak da kullanmaya gayret ediyoruz." diyerek tamamladı.
"Rabbim dereceyi nasip etti"
Yarışmanın ikincisi Kadıköy Selami Çeşme Camisi Müezzini Şükrü Asıleren de 9 yıldır müezzinlik yaptığını ve Kuran-ı Kerim okuma yönündeki eğitiminin çocukluk çağlarında başladığını söyledi.
İlk öğretmeninin babası olduğunu belirten Asıleren, şöyle devam etti:
"Kendisi din görevlisiydi. Kur'an okumaya ilk babamla başladım. Kur'an okuma hayatımız Kastamonu İnebolu Evrenye Kur'an Kursu'nda hafızlığımızı ikmal etmekle devam eyledi. Okul hayatımızın ardından göreve başlayınca İstanbul'da Diyanet İşleri Başkanlığımızın kısa süreli, uzun süreli olmak üzere çeşitli hizmet içi eğitim kursları var, 2011 yılında Hafız Osman Şahin hocamızın başkanlığında İstanbul Müftülüğü ikinci dönem tashih-i Huruf kursunu kazandık ve bitirdik. Şu anda da Kur'an-ı Kerim okuma hayatıma Haseki Abdurrahman Gürses Eğitim Merkezi'nde devam ediyorum. Yani Kur'an talebeliğimiz çocukluk çağımızdan başladı, halen devam ediyor. Elhamdülillah Mevla'm ömrümüzün sonuna kadar Kur'an-ı Kerim'e talebe olabilmeyi, Kur'an-ı Kerim'e hizmet edebilmeyi inşallah bizlere nasip eylesin."
Şükrü Asıleren, yarışmaya katılma fikrinin hem kendi hem de hoca arkadaşları olsun, kendilerini yetiştiren hocalarının teşvikiyle olduğunu anlattı.
Yarışma süreci hakkında bilgiler veren Asıleren, "Mevla'm lutfeyledi bizler de büyük finale katılma şerefine nail olduk ve büyük finale Sayın Cumhurbaşkanımız da katıldı. Bundan da çok mutluyuz, gururluyuz. Devletimizin zirvesindeki kurumda böyle yarışmanın finalinin tertip edilmesi, bizleri bizleri ayrıca mutlu etmiştir. Ben bu vesileyle sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkürlerimi arz ediyorum. Bizlere ev sahipliği yaptı, finali orada tertip eyledik, çok mutluyuz. Mevla'm kendisinden razı olsun." şeklinde konuştu.
Böyle bir yarışmada finale kalmanın güzel bir duygu olduğunu ifade eden Asıleren, şunları aktardı:
"Osman Egin hocamızın tabiriyle "Kur'an-ı Kerim'i okuyan herkes bir incidir". Finale kalan ve yarışmaya katılan arkadaşlarımızın hepsi hocamızın tabiriyle bir incidir. Osman hocamız öyle söylüyor, birinci değil, bunların hepsi bir incidir. Yarışmaya katılan bütün arkadaşlarımız çok çok güzel okudular. Hepsinin ayrı ayrı güzel ses tonları var. Mevla'm onlara da sıhhat ve afiyet ihsan eylesin. Finalde derece alabilmek ayrı güzel bir başarı. Mevlama hamdolsun kendi kelamını okumakta bizlere yol açtı. Bu yolda devam ediyoruz elhamdülillah. Son nefesimize kadar Kur'an okuyup, okutup, başkalarına öğretmeyi ve inşallah hayatımızda hükümleriyle amel eden kullarından olabilmemizi Mevla'm cümlemize nasip eylesin. Bu dereceyi almak çok güzel, kelimelerle tarif edilemeyen bir duygu."
"Önemli olan Kur'an-ı Kerim'in gönüllere nakşedilmesi"
Yarışmanın 3'üncüsü Osman Bostancı ise küçük yaşlardan itibaren Kur'an-ı Kerim okuduğunu söyledi.
İlkokula giderken türkü yarışmasına katıldığını ve orada da derece aldığını dile getiren Bostancı, yeteneğini o zaman keşfettiğini ve imam hatip okumaya başladıktan sonra sadece Kur-an-ı Kerim'e yöneldiğini, şimdi de ilahiyat okuduğunu aktardı.
Bostancı, sosyal medyada Kur'an-ı Kerim okuma görüntülerini paylaştıkları aktif bir grupları olduğunu anlatarak, "Oradaki takipçi kardeşlerimiz TRT'deki yarışmanın reklamını görmüşler. Katılmamız için yorumlar yapmaya, istekte bulunmaya başladılar. Ben de inceledim. Katılmaya karar verdim. Başvuru yaptık. 120 yarışmacı bir ay boyunca yarıştık. Finale çıktık. Geç kalınmış ancak bir o kadar da güzel bir yarışma oldu." diye konuştu
Önemli olanın burada yarışmak olduğunu vurgulayan Bostancı, "Dereceye girmek çok önemli değil. Tüm arkadaşlarımız zaten birinci. Ancak oraya katılan tüm arkadaşlarımızın gönlünde birinci olmak vardır. Ama önemli olan Kur'an-ı Kerim'in gönüllere nakşedilebilmesi. Cumhurbaşkanımızın da finale gelmesi bizim için ayrı bir gurur, şeref. Kendisinin desteklerini görmek, ondan hediye almak benim için gurur verici bir olay." ifadelerini kullandı.