Haberler

Beyazıt'ta "Türban Yasağı" Protestosu

Beyazıt'ta
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Beyazıt'ta Toplanan Çeşitli Sivil Toplum Örgütlerine Mensup Yaklaşık 100 Kişi, Okullarda ve Kamu Kuruluşlarında Uygulanan Türban Yasağını Protesto Etti.

Beyazıt'ta toplanan çeşitli sivil toplum örgütlerine mensup yaklaşık 100 kişi, okullarda ve kamu kuruluşlarında uygulanan türban yasağını protesto etti. Gösteride konuşan türbanlı üniversite öğrencisi Kevser Beyazyüz, "Bu sorun köklü bir şekilde çözülünceye kadar meydanlarda olmaya hakkımızı talep etmeye devam edeceğiz. Başörtüsüne şartsız, sınırsız ve her yerde özgürlük istiyoruz" dedi.

Anadolu Gençlik Derneği, Özgür-Der Üniversite Gençliği, Akabe Vakfı üyelerinden oluşan grup, saat 13.00 sıralarında, İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt Kampüsü önünde toplandı. Grup, "Başörtüsüne kayıtsız şartsız özgürlük" yazılı pankart ve "Asıl provakatör yasakçılardır", "Zafer Üskül özür dile", "Yaşasın başörtüsü direnişimiz", "Kamuda, üniversitede, ilköğretimde başörtüye özgürlük" yazılı döviz taşıdı. Tekbir getiren grup, "Başörtüsü heryerde, hemen şimdi özgürlük", "Başörtüye özgürlük" diye slogan attı.

"BİZ NESİLLERDİR BİR ADALETSİZLİKLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

Gösteride ilk olarak Kevser Beyazyüz konuştu. Türban yasağının kangrenleşmiş sorunlardan biri olduğunu dikkat belirten Kevser Beyazyüz şunları söyledi: "Önceki günlerde annelerimiz, dün ablalarımız bugün bizlerin muhatap olduğu bir yasak bu. Biz nesillerdir bir adaletsizlikle karşı karşıyayız ve bu adaletsizlik hala düzgün bir şekilde çözülebilmiş değil. Bu yıl eğitim-öğretim yılı başında YÖK'ün gönderdiği bir bildiriyle birlikte bir rahatlama yaşandı ve bizler üniversitelere daha rahat girmeye başladık. Ancak YÖK'ün gönderdiği bu bildiriden sonra da sorun farklı bir boyutta devam etmeye başladı.

Öncelikle sorunun bir başka yansıması olarak keyfi uygulamalarla karşı karşıya kalmaya başladık. Bir üniversiteye çok rahat bir şekilde girebilirken başka bir üniversitede kampüse bile alınmadık. Bir üniversitede dersten çıkartılırken bir başka üniversitede hiçbir sorun yaşamadık. Adalet zemininde sorunun kökten çözümünü sağlayan bir uygulama pratiğe geçirilmedi. Hizmet alan, hizmet veren ilköğretim ya da yüksek öğretim ayrımı yapılmaksızın, kamusal alan ya da özel alan ayrımı yapılmaksızın şartsız, sınırsız bir şekilde başörtüsüne özgürlük istediğimizin bir kere daha altını çiziyorum. Kimliğimizin, inancımızın bir yansıması olan giyim tarzımızın hiçbir yerde, hiçbir şekilde engellenmeyeceğini, tamamen adalet eksenli bir çözüm istediğimizi tekrar vurguluyoruz. Bu sorun köklü bir şekilde çözülünceye kadar meydanlarda olmaya hakkımızı talep etmeye devam edeceğiz. Başörtüsüne şartsız, sınırsız ve her yerde özgürlük istiyoruz."

"HAYATIN TÜM ALANLARINDA ÖZGÜRLEŞENE KADAR MÜCADELE"

Daha sonra Anadolu Gençlik Derneği adına Halil İbrahim Akpınar basın açıklamasını okudu. Açıklama şöyle:

"Referandum sürecinde çeşitli siyasi odakların başörtüsü sorununun çözümü noktasında yaptığı açıklamalar ve sonrasında YÖK'ün İstanbul Üniversitesi'ne gönderdiği yazı ile olumlu bir sürece girildiği havası yaratıldı. Öğretim üyelerinin öğrencileri sınıftan çıkaramayacakları hükmünün ardından yasakçı üniversitelerin bir kısmının başörtüsünü serbestlik getirdi. Yaşanan kutuplaşma sonucu bir kısım üniversitede yasağı uygulamamaya başladı. Son günlerde üniversitelerde başörtüsünü aşağılayan, İslami değerlerimize alenen saldıran gruplar İslam düşmanı yüzlerini bir kez daha gösterdiler.

Buradan şunu açık bir şekilde haykırıyoruz, inancımızın ayrılmaz bir parçası olan başörtüsü sadece üniversitelerde değil, hayatın tüm alanlarında özgürleşene kadar mücadele etmeye devam edecek ve bunun pazarlık konusu yapılmasını asla kabul etmeyeceğiz. 8 yıldır sürekli olarak 'İktidar olduk ama muktedir olamadık' bahanelerinin arkasına sığınan AK Parti, sürece hükümet endeksli yaklaşan yazarlar ve bir takım muhafazakar basın organları ilköğretim okullarına başörtülü giren öğrencilere ve onlara sahip çıkan ailelere' 'provakatörlük', 'ahmaklık', 'gericilik' yaftalarını rahatlıkla vurabildiler. İnançları gereği başörtüsü takmayı tercih eden öğrencileri ve ailelerine 'çözüme giden çocuklarını ellerinden almakla' tehdit eden iktidar partisi milletvekillerini şiddetle kınıyor bu çirkin sözlerinden dolayı derhal özür dilemelerini istiyoruz.

Kendi ıslahevlerinde ve çocuk yetiştirme yurtlarında yaşanan rezaletlerin hesabını veremeyen devlet hangi hakla ve samimiyetle çocukların velayetlerini talep ediyor? Bizler üniversite gençliği olarak, faşist bir zihniyetin ürünü olan Milli Güvenlik derslerinden 'Andımız' uygulamalarına ve başörtüsü yasağına, insanların kimliklerini, değerlerini yok sayan dayatmalara tamamen son verilmesini istiyoruz."

Gösteri, Grup Yürüyüş'ün türküleri eşliğinde sona erdi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title
Close