Bayburt'un "çivisiz cami"si ahşap işçiliğiyle göze çarpıyor
Bayburt'un Konursu köyünde çivi kullanılmadan inşa edilen Konursu Ulu Camisi, ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinden biri olarak göze çarpıyor.
Bayburt'un Konursu köyünde çivi kullanılmadan inşa edilen Konursu Ulu Camisi, ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinden biri olarak göze çarpıyor.
Kent merkezine 15 kilometre uzaklıktaki Konursu köyünde bulunan ve iç mekanı çivi kullanılmadan yapılan cami, ahşap işçiliğinin bölgesel özelliklerini de barındıran kırlangıç tavana sahip.
Caminin, ceviz ağacından yapılmış mahfil, minber ve vaaz kürsüsündeki el işçiliği, Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya taşıdıkları binlerce yıllık geleneği günümüze ulaştırıyor.
Köyde 1812 yılında eğimli arazide dört ahşap destek üzerine kurulan caminin tavanı da ahşaptan inşa edilmiş. Kare şeklindeki camide bulunan ahşap malzemenin tamamı, çivi ve tutkal kullanılmaksızın büyük bir ustalıkla birbirine geçirilerek yapılmış.
Birçok kez tadilat geçiren ve son olarak 2015 yılında Erzurum Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restore edilen camiyi kente gelen yerli ve yabancı turistler de ziyaret ediyor.
"Türk geleneğinin bu camiye yansıtıldığını görüyoruz"
Bayburt Müftüsü Hasan Başoğlu, AA muhabirine, Konursu Ulu Camisi'nin Orta Asya Türk çadır geleneğinin binalara yansıması şeklinde ortaya çıktığını söyledi.
Caminin yapımında herhangi bir yapıştırıcı ve çivi kullanılmadığını belirten Başoğlu, "Cami dört ahşap direk üzerine kurulmuş. Bu ahşap ağaçlar birbirine geçme usulü yapıştırılmış. Bunu izlediğimizde, Orta Asya'dan geldiği ve Türk geleneğinin bu camiye yansıtıldığını görüyoruz. Caminin minberi, kürsüsü yine Orta Asya'dan gelen ahşap oymacılığı ile yapılmış. özellikle mahfil katında ceviz ağaçları kullanılmış. Yine aynı şekilde oymacılık, ahşap sanatı ortaya çıkıyor." dedi.
Başoğlu, caminin yapıldığı dönemlerde bitişiğine sübyan mektebi de inşa edildiğini, o yıllarda tefsir, fıkıh, hadis gibi İslami ilimlerin de bu camide okutulduğunu hatırlattı.
Caminin zaman zaman tadilat geçirdiğini dile getiren Başoğlu, "Bütün vatandaşlarımızı bu camimizi, atalarımızın bize emanet olarak bıraktığı bu emaneti görmeye davet ediyorum. Atalarımız yaklaşık 210 yıl önce bu camiyi yapmışlar. İnşallah ilelebet, kıyamete kadar camimizin bu özelliklerini koruyarak, bunları yıpratmadan, zarar vermeden aslına uygun yaşatmaya çalışacağız." diye konuştu.
"Camimizde mukabele geleneği devam ediyor"
Başoğlu, vatandaşların ata yadigarı camide huşu içerisinde ibadet ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bayburt'taki bazı cemaatimizle konuştuğumuzda, burayı dile getirdiğimizde, bu camide ibadet ederken huşu duyduklarını söylüyorlar. Bu cami yeteri kadar aydınlık alıyor, içeri girdiğimizde gözü bunaltan, yoran ışık yok. İnsanlar ibadet ederken genelde dikkatlerinin dağılmaması için bir ortam oluşmasını ister. Gündüz bile burada loş ışık var. Güzel bir atmosfer var, ahşabın o güzelliği var."
Caminin kare biçiminde yapılmış olmasından dolayı da kendine has güzel özellikleri olduğuna dikkati çeken Başoğlu, "Camimizde mukabele geleneği devam ediyor. Teravih namazlarımız coşkulu geçiyor. Köyümüzde iki camimiz daha var ama imkanı olanlar bu camimizi kullanıyor." dedi.
Caminin aynı zamanda kentin turizmine katkı sağladığını vurgulayan Başoğlu, yerli ve yabancı turistlerin camiyi görmek için Konursu köyüne geldiğini sözlerine ekledi.