TÜM KATEGORİLER
Basın Konseyi Üyeleri Silivri Cezaevi'nde
Basın Konseyi üyeleri, Silivri Cezaevi'ndeki tutuklu gazetecileri ziyaret etti.
Basın Konseyi üyeleri, Silivri Cezaevi'ndeki tutuklu gazetecileri ziyaret etti.
Adalet Bakanı'nın gazetecilerle birlikte yaptığı ziyaretin öncesi ve sonrasında neler yaşandığını konsey üyeleri, tutuklu gazetecilerin sözleriyle aktardı.
Haber: Özgür ALTUNCU - Kamera: Yaşar KAÇMAZ - İSTANBUL DHA
Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit ve Konseyin 3 kadın üyesi Pınar Türenç, Necef Uğurlu ve Prof. Dr. Nurşen Mazıcı ile avukat Turgut Kazan, Silivri Cezaevi'ndeki tutuklu gazetecileri ziyaret etti. Sabah 09: 00'da Silivri Cezaevi'ne gelen konsey üyeleri tutuklu gazeteciler Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve Müesser Yıldız'la ayrı ayrı görüştü. Yaklaşık 5 buçuk saat süren ziyaretin ardından açıklama yapan Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, görüştükleri gazetecilerin tamamının tecritten şikayetçi olduklarını söyledi. Tecritin bilinçli olarak işkenceye dönüştürüldüğünü öne süren Birgit, " Arkadaşlarıyla görüşemiyorlar. Kimseyle görüşemiyorlar. Yalnızlığa terk edilmenin ne olduğunu, bir onlar bir de Allah biliyor" diye konuştu.
DUVARLAR BAKAN İÇİN HAZIRLANDI
Adalet Bakanının bir grup gazeteciyle birlikte Silivri Cezaevi'ne gerçekleştirdiği ziyaretin tutuklu gazeteciler tarafından sert bir şekilde eleştirildiğini aktaran Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, "Sayın bakanla birlikte gelen gazeteci meslektaşlarımız maalesef kendilerine uğramadan, geçip gitmişler. Binalar sayın bakanın görmesi için hazırlanmış, yeşil, mor, kahverengi çiçekli tablolar konmuş. Gelen insanlar orada kalanların doğayı resim yoluyla görebileceğini zannetmiş" şeklinde konuştu.
İstanbul Barosu Eski Başkanı Turgut Kazan, Basın Konseyi adına ve avukat kimliğiyle ziyareti gerçekleştirdiklerini aktararak," Kolay olsun diye avukat sıfatımızı kullandık. Ben 50 yıllık bu meslekteyim. Bu kadar zor avukat görüşü yapılan bir cezaevini görmediğimi söyleyeyim" diye konuştu.
JOLLY TURU PARLATMA GEZİSİ
Görüştüğü gazetecilerden birinin Bakanlıkça, cezaevine düzenlenen basın turunu Jolly turu bir parlatma gezisine benzettiğini söyleyen Avukat Turgut Kazan, "Bakanlıkça yapılan gezinin cezaevinin şartlarını görme bakımından hiç bir önemi yoktur.Tutuklu gazeteciler, bunun bir gizleme projesi olduğu görüşündedirler" dedi.
ZULMÜN SEMBOLÜ
Türkiye'de bir cezaevi sorunu olduğunu söyleyen Kazan, Silivri'nin zulmün sembolü olduğunu iddia etti. Kazan, Türkiye'de ilk kez Cezaevi yerleşkesinde yargılama yapıldığını belirterek, "Cezaevi yerleşkesinde yargılama Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırıdır. Her vatandaşın kolayca girebileceği bir yer olmalı. Ama Silivri'ye asla giremez. Burası dağın başıdır. Böyle yerde yargılama, hukuka aykırıdır" şeklinde konuştu.
TECRİTİ GİZLEMEYİ AMAÇLIYOR
Cezaevine gerçekleştirilen basın turuna katılan gazetecileri de eleştiren Turgut Kazan sözlerini şu şekilde sürdürdü: Gönül isterdi ki gazeteci arkadaşlar, gazeteci arkadaşlarına bunu sorabilsin. Bir gazetecilik düşünün ki içerideki gazeteci arkadaşlarına bunu soramadan, duvarlar ne kadar iyiymiş, revir mükemmelmiş, Kantin enfes. Sular akıyor. Türkiye'nin en acımasız tecriti uygulanıyor. Müesser Yıldız hiç kimseyi görmüyor. Bu ayrı zulümdür. Müesser hanım ancak avukatı gelirse onu görüyor. Onu da göremiyor. Çünkü Müesser hanım, bu haksızlığa isyan ettiği için avukatıyla ilişkisine kesmiştir. 'Bu devletin yemeğini yemiyorum' diye, yemeği de kesmiştir. Gazetece arkadaşlar, bu gazeteci arkadaşlarını nasıl bir yerde yatıyor. O hücre nasıl bir yerdir. Bu cezaevinde disiplin uygulaması için kullanılan yerdir. Bunların nerede yattığını merak etmeden,yattıkları yeri görmeden. Onlara soru sormadan, Revir mevir hak getire. Burada kalp krizi geçirirse bir insan, şak diye ölür. Adalet Bakanlığının Parlatma turu, cilalama turudur. Temel haksızlığı gizlemeyi amaçlamaktadır. Sonra da bu tecrit uygulamasını gizlemeyi amaçlamaktadır. Bunlara karşı çıkılmalıdır.
BASIN TURU ÖNCESİ HAZIRLIKLAR
Adalet Bakanının gazetecilerle birlikte cezaevini ziyaret etmeden Silivri'de bir takı hazırlıklar yapıldığını ve bu durumun tutuklu gazetecilerin gözlemlerine yansıdığını aktaran Kazan, " Hani vesayetini kırdığımızı söylediğimiz, silahlı kuvvetlerde yapılan teftiş gibi bir teftiş yapılacağını hissetmişler. Çünkü bir telaştır başlamış. Hızlı bir temizlik, boya başlamış. Koridor duvarlarına çiçek resmi yapma. Durup dururken bu olayla karşı karşıya kaldıklarında bir şey olacak herhalde demişler. Hatta cezaevi idaresi çok telaşlandığı için oraya da gidilirse, onların koridorlarını da temizlemişler" şeklinde konuştu.
BASIN TURU TUTUKLU GAZETECİLERİ ÜZDÜ
Basın turunun ardından çıkan haberlerin tutuklu gazetecileri üzdüğünü aktaran Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, " Onlar damdan düşmüş, damdan düşmeyenler onların halini anlamadı diye. Meslek arkadaşlarına kırgınlar. İsim isim de söylediler" dedi.
Turgut Kazan da tutuklu gazetecilerin hissiyatını paylaşarak, isim vermeden yapılan eleştirileri de, "Arkadaşlarımızın bizi görmeden gülerek poz vermesi bizi çok üzmüştür. Bütün bunları yaptılar, bari balmumundan tutukla koysalardı da gazeteciler bir tutuklu mankeni görselerdi" sözleriyle aktardı.
"ÖZKAN'A UYGULANAN TECRİT SÜRÜYOR"
Basın Konseyin üç kadın üyesi olarak tutuklu gazeteci Müesser Yıldız'ı kadın dayanışmasını göstermek adına ziyaret ettiklerini söyleyen Pınar Türenç, Necef Uğurlu ve Prof. Dr. Nurşen Mazıcı da gözlemlerini aktardılar. Prof. Dr. Mazıcı, Cezaevindeki yemeklerin aşırı kötü olduğunu söyleyerek, " Ekmeklerin küflü olduğu söyleniyor. Bir de bazı gazetecilerin tecritten kurtulduğu söylendi. Biz görüştük, tecritten hala kurtulmadılar. Tuncay Özkan hala tecritte. Hala yanına getirildi denilen kişi, yanındaki hücredeymiş, bağlantı kuramıyorlar. Biz basından buradaki koşullar hakkında edindiğimiz bilgiyle burada duyduklarımız hakkında bağlantı yok" diye konuştu.
"CEZAEVİNE GEZİ OLMAZ ZİYARET OLUR"
Necef Uğurlu da bir cezaevinin içinde tutuklu insanların bulunması halinde oraya bir gezi yapılamayacağını, yapılanın bir ziyaret olabileceğini söyledi. Uğurlu," Turistik gezi olmaz, onların sorunlarıyla ilgili ziyaret olur. Çok acıklı bir durumdur" diye konuştu.
?
