Bakırcı ve Kalaycılar Mesleğin Tarih Olmasından Yakınıyor
MALATYA'daki tarihi Bakırcılar Çarşısı'nda, bakırcılık, kalaycılık unutulmaya yüz tutan meslekler arasında yer almaya başladı.
MALATYA'daki tarihi Bakırcılar Çarşısı'nda, bakırcılık, kalaycılık unutulmaya yüz tutan meslekler arasında yer almaya başladı. 1000 yıllık geçmişe dayanan iki mesleği gelecek kuşağa aktaramayan ustalar isyan etti.
Geçmiş dönemlerde en iyi meslek dallarından bir olan bakırcılık şimdilerde unutulmaya yüz tuttu. Malatya tarihi Bakırcılar Çarşısı'nda bakırcı ustası giderek tükenmeye başladı. Babadan oğula geçen bakırcılıkta son noktaya gelen ustalar yeni nesil yetişmemesinden yakındı. Son kuşak bakırcı ve kalay ustaları eleman bulmakta zorlandığı gibi iş yapmakta da zorlandıklarını söyledi. Geçmiş dönemlerde yaklaşık 300 dükkanın bulunduğu tarihi Malatya Bakırcılar Çarşısı'nda günümüzde sadece 7 dükkan kaldı. Geçmişte kuyrukların oluştuğu, işlerin yetiştirilemediği bakırcı dükkanlarında en az 6 elaman çalıştıran bakırcı ustaları günümüzde müşteri bile bulamaz oldu. Yaptıkları işin tarihe karışmasından korkan ustalar mesleklerini yaşatmak için eleman arıyor. İş olmadığı için birçok ustanın dükkanlarına kilit vurduğunu söyleyen ustalar, tek korkularının Bakırcılık sanatının bitmesi olduğunu söyledi. Gelinlerin çeyizliklerine yere alan işlemeli bakır tabak, çanak ve fincan artık çeyizlerde yer almadığından yakınan bakırcı ustaları geleneklerin de bittiğini kimsenin gelin çeyizi için özel işleme yaptırmadığını söyledi.
300 USTADAN 7 USTAYA KALDI
Bakırcı ustası Zeynal Çelik bu meslekte son kuşak olduklarını ve alüminyum, krom, porselen, cam olmadığı zamanlar işlerinin çok güzel olduğunu anlatırken şöyle dedi:
"Geçmişte işimiz gözde bir meslekti. Ustalarımız vardı şurada 300 dükkan, usta vardı bakırcı olarak şuanda 7 dükkana düşmüş, 7 tane esnaf kalmışız git gide meslek bitiyor eleman kıtlığı var. Elaman yetişmiyor eskiden çırak getirirlerdi bize derlerdi ki, 'eti senin kemiği bizim olsun' öyle çalışırdık şuan biraz demode olduğu için kimse bu mesleğe gelmiyor."
Bakırcı Çelik, daha önce 18 metrekare büyüklüğündeki dükkanında 7 eleman çalıştırdıklarını anlatırken şöyle devam etti:
"O zaman iş boldu. Sadece mutfak eşyası olarak bakır vardı. Onun için eleman çalıştırmak mecburiyetindeydik. Bakırcılık gözde bir meslekti. Şimdi git gide demode oldu. Şu anda eleman gelmiyor. İşimiz biraz kirli olduğu için adam çalışmıyor."
Çelik, daha önce kullandıkları solama makinelerinin yerini presin aldığını, el sanatları azaldığını, eleman yetişmediğini, daha önce bütün mutfak eşyalarını çekiç ile elimizle yaptıklarını, gelişen sanayi ile rekabet edemediklerini ifade etti.
Çelik, devletin bu mesleğe biraz eğilmesi, her kentte eleman yetiştiren enaz 2 işyeri açılması gerektiğini aksi halde mesleğin tarih olacağını söyledi.
"BAKIR KABLAR SAĞLIKLIDIR"
Kalaycı Orhan Aşit da, köklü bir geçmişi bulunan mesleğine ilişkin şunları anlattı:
"Alüminyum, krom, çelik, porselen, camın hiçbiri bakırı geçemez. Bakır gerçekten çok sağlıklı. Geçmişi Hz. Davut'tan dayanıyor. Pirimiz; Hazreti Davut'tur. Oradan bugünümüze bin asırlık köklü bir meslek bugün alüminyumun, kromun, porselenin çıktığı tarihe baktığımız zaman 150-200 senelik bir mazisi vardır. Şimdiki nesilde genç kızlarımız, bacılarımız çeyizleri için bakıra talep gösteriyor. Bir alüminyum kazan aldığı zaman 2 teneke buğday kaynatabiliyor karararıyor. Bakır ise dededen toruna geliyor. Bakırdan daha sağlıklı bir madde, kap yoktur."
- Malatya