Haberler
İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

İsrail-Lübnan ateşkesi için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Bakanlığın Müdahillik Talebi Reddedildi

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Mahkeme Heyeti de suçtan doğrudan zarar gören sıfatı bulunmayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın davaya katılma talebinin reddine karar verdi.

Bakırköy 5. Ağır Mahkemesi'nde görülen duruşmaya 'kasten adam öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık A.Ş. ve taraf avukatları hazır bulundu. Ayrıca hayatını kaybeden Pınar Şahin'in annesi Ayşe İkiz ve kız kardeşi Hediye İkiz duruşmaya izleyici olarak katıldı.

SANIK SAVUNMASINI MAHKEMEYE SUNDU

Duruşmada kimlik tespiti yapılan sanık Abbas Şahin evli, 2 çocuk sahibi olduğunu ve demir döküm işiyle uğraştığını beyan ederek, 4 sayfalık savunmasını mahkemeye sundu. Mağdurların avukatlarından Meriç Eyüboğlu, müvekkilinin okuma yazması olmadığını bu nedenle sanığın savunmasının okunmasını talep etti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Ömer Güvenç sanık Abbas Şahin'in savunmasını okudu.

Sanık Abbas Şahin savunması okunurken, "Dışarı çıkma hakkım var mı?" diye sordu. Mahkeme Başkanı Güvenç de "Senin savunman dinlemen gerekiyor, otur." diyerek cevap verdi.

"BEN SİLAHA, EŞİM DİREKSİYONA SARILDI"

Şahin özetle savunmasında şunları belirtti:

"Eşimle çok severek evlendik. Çoluğum çocuğum, gelirim giderim düzenliydi. Eşimle de bir geçimsizliğimiz yoktu. Olay tarihinden 3-4 ay önce geçinememeye başladık. Sanki büyü yapılmış gibiydi. Hiçbir konuda anlaşamaz olmuştuk. Ayrıldık. Ablasında kalıyordu. 22 Nisan Pazartesi günü buluşarak karşılıklı anlaşıp boşanma dilekçesi verdik. Daha sonra eşim benden yeni bir başlangıç yapmak için yardım istedi. Buluştuğumuza benden ev tutmasına yardımcı olmamı istedi. Ev aradık. Kiralık yazısı gördüğümüz bir evin önünde durduk. 'Tek başına yaşaman zor' deyince 'Çocukları ver' dedi. 'Hem çalışıp, hem çocuklara nasıl bakacaksın' dedim. 'Belki çalışmam' dedi. 'Niyetin ne anlamıyorum, çalışmam ne demek' diyerek tartıştık. Eşimi abisine götürmek için aracı çalıştırdım. Bana hakaret edince kontrolü kaybettim. Ben silaha, eşim direksiyona sarıldı. Arabanın yan dönmesiyle silah bir el patladı. O panikle babamın evine gittim. Sonra eşimi polikliniğe götürdüm. Polise teslim oldum. Pişmanım." dedi.

SORULARA BAŞKAN ENGELİ

A.Ş.'in ifadesinin okunmasının ardından aile avukatı sanığın eşine evlilikleri boyunca şiddet uygulayıp uygulamadığı yönünde sorular yöneltti. Ancak mahkeme başkanı sorulan soruların yargılama konusuyla ilgili olmadığını belirterek sanığın soruların cevaplamasına izin vermedi.

GÖZYAŞLARINA BOĞULAN MAKTÜL'ÜN ANNESİ: "CİĞERİMİ YAKTI"

Hayatını kaybeden Pınar Şahin'in annesi Ayşe İkiz mahkemede gözyaşlarına boğuldu. Ayşe İkiz sanığı kastederek "Ciğerimi yaktı. O yaşıyor ama kızım toprak altında çürüyor. Kızım evlendiğinde 14 yaşındaydı. 10 yıllık süreç içerisinde kızıma şiddet uyguladı. Hatta bu davranışları bize de yöneldi. Kızımı boşasaydı. Kızım sığınma evine de gitti, iki gün sonra gidip geri getirdi. Kızımın ölümünden dolayı acı çektim, onun annesinin de acı çekmesini istiyorum. Şikayetçiyim, kararı adalete bırakıyorum" dedi.

Maktülün kardeşi Hediye İkiz de sanığın kardeşini 2 kez kaçırdığını ve kardeşinin bu durumu kabullendiği için evlenmek zorunda kaldığını belirterek, "Bizi kardeşimi okutma vaadiyle kandırdılar ancak 5 sene boyunca hiç evden dışarı bırakmadı ve sürekli şiddet uyguladı. Bizim evine gidip gelmemizi bile istemedi." dedi.

SAVCI: "DAVA KADINA ŞİDDET DAVASI DEĞİL"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adına Avukat Gonca Alemdar'ın müşteki taraf yanında bulunarak, davaya katılma talebinde bulundu. Talebe ilişkin görüşü sorulan duruşma savcısı Tarık Bendez, "6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin önlenmesi yasasının 20. maddesinin 2. fıkrasında 'Bakanlık, gerekli görmesi halinde kadın, çocuk veya aile bireylerine uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan davalara katılabilir.' dese de söz konusu davanın bir şiddet davası olmayıp bir cinayet davası olduğu, kaldı ki Anaysanın 10. maddesinin eşitlik ve cinsiyet ayrımı maddesine söz konusu talebin aykırı olduğu, aksine düşüncenin kabulü halinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın mağduru kadın olan bütün davalara katılma durumunun yaşanacağı düşüncesiyle söz konusu talebin reddine karar verilmesi talep ve mütalaa olunur." dedi.

BAKANLIĞIN KATILMA TALEBİ REDDEDİLDİ

Mahkeme Heyeti, suçtan doğrudan zarar gören sıfatı bulunmayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın davaya katılma talebinin reddine karar verdi. Sanık A.Ş.'in tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti eksiklerin giderilmesi için duruşmayı 18 Eylül saat 11.45'e erteledi.

AVUKAT KARARLARI ELEŞTİRDİ

Davanın ardından adliye çıkışında konuşan Avukat Meriç Eyüboğlu maktülün ve ailesinin, sanık tarafından şiddet gördüğünü savunarak davanın kadın cinayeti davası olduğunu söyledi.

Eyüpoğlu, "Vekiller olarak biz sanığa soru sorduk. Sorularımızda daha önceki süreçlerde ve olay günü yaşanan şiddete ilişkindi. Mahkeme heyeti bunun davanın konusu ile doğrudan ilgili olmadığını beyan etti ve zapta da böyle geçti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın müdahillik talebi oldu. Savcı da mütalaasında bakanlığın şiddetle ilgili davalarda müdahil olabileceğini, oysa bunun bir şiddet davası olmadığını eğer böyle değerlendirilirse bir tarafı kadın olan bütün davalarda bakanlığın olması gerektiğini söyledi. Zaten kadına yönelik şiddetin, tacizin, tecavüzün ve cinayetlerinin bu kadar artması nedeniyle bu müdahillikle ilgili düzenlemenin yer aldığı kanun yürürlüğe girdi. Herkes tarafından biliniyor ancak savcılar tarafından bilinmiyor belli ki" dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title