Haberler
Yenidoğan Çetesi davasında Başhekim Fetin Rüştü Yıldız, Fırat Sarı'ya para ödediklerini itiraf etti

Sanık sandalyesine oturan başhekimden Fırat Sarı'yı zora sokacak itiraf

Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

Bakan Kurum, gazete ve televizyon temsilcilerinin sorularını yanıtladı: (2)

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, kira artışları konusunda "Borçlar Kanunu çerçevesinde yapılan sözleşmede kira artış oranı maksimum açıklanan TÜFE oranına göre yapılmak zorundadır" dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, kira artışları konusunda "Borçlar Kanunu çerçevesinde yapılan sözleşmede kira artış oranı maksimum açıklanan TÜFE oranına göre yapılmak zorundadır" dedi.

Bakan Kurum, Başkent Millet Bahçesi'nde, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldiği toplantının açılış konuşmasının ardından kapalı bölümde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Pandemiden sonra artarak devam eden kira ve ev satışlarında yaşanan fiyat artışlarına ilişkin sorulan bir soruya cevap veren Kurum, "Devlet olarak TOKİ'nin payını artırmamız gerektiğini düşündük, Sayın Cumhurbaşkanı'mız bu yönde talimat verdiler, yıllık ortalama yüzde 7-8-9 olan TOKİ payını yüzde 14'e çıkardık. İlk defa bir yılda 100 bin konut projesini TOKİ yapmıştır, normalde 40-50 bin yapardı. 100 bin konut projesi yaparak TOKİ'deki konut payını yüzde 14'e çıkarmış olduk." ifadelerini kullandı.

Vatandaşların artışlardan etkilenmemesi ve alt gelir grubu vatandaşların ev sahibi olabilmeleri için böyle bir çalışma yaptıklarını vurgulayan Kurum, "Bugün geldiğimiz rakam 1 milyon 137 bin. Dünyanın hiçbir yerinde, 20 yılda hiçbir ülke, bir devlet 1 milyon 137 bin konut yapıp vatandaşına teslim etmemiştir, bu konutları yapıp 15-20 yıl vadeyle TÜFE'ye endeksli ki TÜFE'yi yüzde 10'u aşmayacak şekilde, satışını gerçekleştirmemiştir. Bu projeyi de biz aynı şekilde bu yıl yapacağız. Bu sene Sayın Cumhurbaşkanı'mız ağustosta bu projeyi milletimizle paylaşacak, 81 ilde vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda konut fiyatı artışının daha fazla görüldüğü illerimizde gerçekleştireceğiz, vatandaşlarımız yine aidat öder gibi çok düşük taksitlerle ev sahibi olabilecek." diye konuştu.

"Konut maliyetlerinde yüzde 60'a varan desteği sağlamış olacağız"

Bakan Kurum, konut fiyatlarının düşürülmesine ilişkin çalışmalar hakkında yöneltilen bir soruya yanıt verirken "Hazine mülkiyetindeki arazileri, örneğin Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de, konut fiyatının artışının çok fazla olduğu alanlarda şehrin çeperlerindeki hazine arazilerini, arkadaşlarımız 2 aydır çalışıyorlar, planlama sürecini yaparak şehrin çeperindeki, hazine mülkiyetindeki arazileri altyapısıyla birlikte hazırlayıp planlayacağız ve evi olmayan vatandaşlarımızın ev sahibi olabilmelerini temin edeceğiz. Pandemi süreci ile birlikte biliyorsunuz herkes şehrin çeperinde tek katlı veya daha az katlı ev yapayım, yeşil alan içerisinde yaşayayım taleplerini hep birlikte görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Vatandaşların taleplerini karşılamak ve konut fiyatlarını arsa bedeliyle birlikte düşürebilmek için yapılan çalışmalara ilişkin bilgi veren Kurum, şunları söyledi:

"Bugün (arsa maliyeti) büyük şehirlerde baktığınızda konut fiyatının neredeyse yüzde 30 ila 40'ıyla başlayıp mevkisine ve konumuna göre yüzde 50-60'lara çıkar. Yani konut fiyatı bugün 10 birim ise bunun 4 birimi, 5 birimi, 6 birimi konumuna ve yerine göre arsa maliyetidir. Dolayısıyla biz hazineye ait arsalarda vatandaşlarımızın yine aynı sosyal konut uygulamasında olduğu gibi uzun vadede temin edebilecekleri bir projeyi hayata geçireceğiz. Bu alanları vatandaşlarımıza, planlarını yaparak, alt yapılarını hazırlayarak uygun bedellerde, evi olmayan vatandaşlarımızın almasını temin etmiş olacağız ki bu sayede de aslında konut maliyetlerinde yüzde 50'ye 60'a varan bir desteği aslında sağlamış olacağız ve hem de şehirlerimizi yatay şehirleşme ile yeşil alanla, çevreyle, doğayla iç içe bir şehirleşmeyi de bu manada ortaya koymuş olacağız."

"Piyasada kira artışlarını TÜFE'ye endeksli yapmak zorundayız"

Bakan Kurum, özellikle büyükşehirlerde artan kiralarla ilgili yöneltilen bir soruyu, "Normalde piyasada kira artışlarını TÜFE'ye endeksli yapmak zorundayız yani bir yıllık TÜFE neyse bu açıklanıyor. Devlet İstatistik Enstitüsü bunu açıklıyor ve kira artışlarında konut sahibi ile kiracı arasındaki Borçlar Kanunu bu sözleşmeyi tarif ediyor. Borçlar Kanunu çerçevesinde yapılan sözleşmede kira artış oranı maksimum açıklanan TÜFE oranına göre yapılmak zorundadır." şeklinde yanıtladı.

Bakan Kurum, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ancak piyasada gördüğümüz, izlediğimiz, tüm vatandaşlarımızı da tenzih ederek söylemek istiyorum, birçok ev sahibimiz bu maksimum oranda da yapmıyor. Bunun altında kira artışı yapan vatandaşlarımız da var ama maalesef bu konut piyasasındaki darlıktan veya tüm dünyadaki yaşanan enflasyon krizinden, tedarik zincirindeki problemden hareket edip fırsatçılık yapan ve açıklanan fiyatların üstünde zam yapan kişiler var. Bunların yapmış olduğu zamlar mevcut kanuna, Borçlar Kanunu'na aykırıdır. Borçlar Kanunu çerçevesinde yapılacak kiracı-ev sahibi sözleşmesine aykırıdır, bu konuda yapılan artış varsa vatandaşlarımız mahkemelere başvurabilirler ve mahkemelerimiz de bu kanun çerçevesinde karar almak zorundadır. Bunun dışında bir karar alamaz çünkü bu ülkede kanun var, yönetmelik var, kanuna ve yönetmeliğe uymak zorundayız. Bu, tüm vatandaşlarımızın sorumluluğudur. Bunun dışındaki artışları vatandaşlarımız bize duyurabilirler, bildirebilirler. Biz de gerekli incelemeleri yapmak zorundayız, gerek Ticaret Bakanlığımız gerek Hazine Maliye Bakanlığımız gerek bizim bakanlığımız."

Ankara'daki Ankapark ile ilgili bir soruyu cevaplayan Bakan Kurum, reklam ve algı siyasetinin devam ettiğini belirterek, "Hizmet nerede derseniz, hizmet yok. Proje nerede derseniz proje yok. Bu projelerin ve hizmetlerin de yapılmadığını milletimiz görüyor artık. Yani bunu tüm iller de yakinen izliyor. Vatandaşımız da bu konuda bence tecrübeli, kimin ne yapacağını, hedeflerinin, amaçlarının ne olduğunu net bir şekilde görüyor. Ankara'da da aslında durum çok farklı değil. Seçim esnasında Ankara'yı yeşillendireceğiz, trafik sorununu halledeceğiz, Ankara'daki kentsel dönüşüm sorunlarını halledeceğiz, problemleri halledeceğiz, vatandaşımızın neye ihtiyacı varsa gidereceğiz, '-ceğiz -ceğizler' maalesef hala '-ecekli, -acaklı' şekliyle duruyor." değerlendirmesinde bulundu.

Kurum, şöyle devam etti:

"Bir kavşak projesinin 6 aydır, TRT-Oran kavşağının 6-7 aydır orada beklediğini, niye beklediğini açıkçası ne biz biliyoruz, ne vatandaşımız biliyor. Yani bir kavşağı bile yapmaktan maalesef aciz. İşte Ankapark gibi öyle veya böyle yapılmış hayata geçirilmiş yani bir değerdir, doğrudur yanlıştır, büyüktür küçüktür, tartışırız ama yapılmış. Yapılmış bir değeri, Ankara'ya vizyon katacak, katma değer sağlayacak, çocuklarımızın eğleneceği, burada vakit geçireceği bir alanı niye atıl hale getirirsiniz, niye bırakırsınız, niye çürümeye terk edersiniz? Hani siz kaçak yapılara izin vermeyecektiniz, yıkacaktınız? Hani yüksek yapılarla ilgili gerekeni yapacaktınız? Hani işte Ankapark'ta efendim peşkeş çekilmişti, bu konuda hesap soracaktınız? Sorun. Ne bekliyorsunuz? Yani niye burayı atıl halde bırakıyorsunuz? Açın vatandaşa. Doğru, yanlış. Beklemenin kime ne faydası var?"

Algı üzerinden yapılan siyasetle bir yere kadar gidilebileceğini ifade eden Kurum, "Hiçbir söylemde bulunmayarak güzeli, iyiyi oynayarak bir yere kadar gidersiniz. Ama vatandaş size 'Efendim, Demirtaş çıkacak mı?' diye sorduğunda 'Evet, çıkacak, bekliyoruz.' diye söylediğiniz zaman da tüm maskeniz düşer. Bir perde arkasında hareket etmeye gerek yok, gerçekler üzerinden hareket edeceğiz, neyse gerçekleri ortaya koyacağız. Yanlışsa, yanlış. Yanlışsa gideceksin, yıkacaksın. Doğruysa sahip çıkacaksın. Kullanılır hale getireceksin, atıl bırakmayacaksın. Bunlar bir değerdir ve bugün bize diyorsunuz ki siz, 'Efendim Atatürk Havalimanı'nda, orada devletin varlığı var. Efendim devletin masrafı var. Oradaki her bir değere, her bir kuruşa sahip çık.' Biz sahip çıkıyoruz, diyoruz ki 'Bak, bunları koruyacağız, bunları yaşatacağız. Ne varsa oradaki bütün değerleri koruyacağız.' Orada bir proje yapılmış, tut bir tarafından. Yanlış doğru, büyük küçük, böyle atıl bırakarak ne olacak? Asıl kamu malına zarar vermek ve milletin malına zarar vermek böyle beklemektir. Böyle bir anlayış olabilir mi? Yani 'Ben yaptırmam, ettirmem, ben yapacağım, edeceğim.' Yap o zaman." şeklinde konuştu.

"Ben 1,5 yılda yaptım, 2 yılda yaptım, sen ne yaptın?"

İzmir'de de aynı durumun geçerli olduğunu, gecekonduda yaşayan vatandaşlar bulunduğunu ve bunların çaresizce beklediklerini anlatan Kurum, "Biz gittik, depremde İzmir tarihin en büyük dönüşümünü 5 bin konutla gerçekleştirdik." dedi.

Kurum, sözlerini şöyle tamamladı:

"Artık emin olun her söylediklerimizden 'ne çıkarabiliriz' çabası içindeler. Böyle bir muhalefet anlayışı olmaz. Biz gittik, depremde kimseyi ötekileştirmedik, kimseyi ayırt etmedik, kimseyi birbirinden ayırmadık. Gittik, Bayraklı'da Cumhuriyet Halk Partisi'nin yıllarca yönettiği İzmir Büyükşehir Belediyesinde, Bayraklı Belediyesinde vatandaşa millete hizmet adına yapılması gereken her şeyi Sayın Cumhurbaşkanı'mızın talimatı çerçevesinde ortaya koyduk. ve bu yıl diyoruz ki tüm depremzede kardeşlerimiz evlerine girecek. Bir yıl içerisinde konutlarımızı teslim etmeye başladık. Bu yıl da hepsi içeriye girecek diyoruz. Bugün yine bir gazetede aynı muhalefet, efendim konteynırda yaşıyor... Arkadaş, ben bu yıl girecek diyorum sana. Peki ben 1,5 yılda yaptım, 2 yılda yaptım. Sen ne yaptın? Sen 2 yıl içerisinde İzmir'de kentsel dönüşüm adına depremzede adına bir çivi çaktın mı? Ankara'da, İstanbul'da, kentsel dönüşüm adına, yeşil alanda bir tane ağaç diktin mi? Bir tane kentsel dönüşüm projesi başlattın mı? Neyi bitirdin de teslim ettin? Yok. İşte maalesef bu döngü problemini her alanda yaşıyoruz. Yaşamaya da devam edeceğiz. Biz onları dinleyerek bir şey elde edemeyiz, vatandaşımız elde edemez. Biz hizmeti yapacağız, vatandaşımızın sesini dinleyeceğiz."

(Bitti)

Kaynak: AA / Güncel
title