Atila Sertel: Türkiye Şeker Fabrikaları, Sıcak Çaya Düşmüş Kesme Şeker Gibi Eriyor
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, 15 fabrikası özelleştirilen, faaliyetlerini kalan 15 fabrika ile sürdüren Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin 2019 ve 2020 yılları için 1 milyar liraya yakın zarar açıkladığını ve şirketin öz sermayesinin eksi 1 milyar 71 milyona düştüğünü söyledi. Sertel, "Türkiye Şeker Fabrikaları, sıcak çaya düşmüş kesme şeker gibi eriyor" dedi.
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, 15 fabrikası özelleştirilen, faaliyetlerini kalan 15 fabrika ile sürdüren Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin 2019 ve 2020 yılları için 1 milyar liraya yakın zarar açıkladığını ve şirketin öz sermayesinin eksi 1 milyar 71 milyona düştüğünü söyledi. Sertel, " Türkiye Şeker Fabrikaları, sıcak çaya düşmüş kesme şeker gibi eriyor" dedi.
TBMM KİT Üst Komisyonu'nda, Türkiye Şeker Fabrikaları'nın bilanço ve hesapları görüşüldü. Komisyon üyesi Atila Sertel, "Görünen o ki yapılan zamlar dahi durumu kurtarmaya elverişli değil. Sayıştay, şirketin borç sarmalında olduğunu, öz sermayesinin günden güne eridiğini ve gerekli sermaye artırımları yapılmazsa iflas durumuna sürükleneceğini çok açık ve net koyuyor. Türkiye Şeker Fabrikaları, sıcak çaya düşmüş kesme şeker gibi eriyor" diye konuştu.
"ADINDA TÜRKİYE OLAN BİR KURUM GÖZ GÖRE GÖRE ERİYOR"
Peş peşe gelen zamların ardından halkın şekeri acı olarak tattığını söyleyen Atila Sertel, şunları kaydetti:
"2020 yılı sonu itibarıyla Türkiye Şeker Fabrikaları varlıklarının toplamı 6 milyar 888 milyon TL. Yabancı kaynaklar 7 milyar 959 milyon TL, öz kaynaklar toplamı ise eksi 1 milyar 71 milyon TL tutarında. 2020 yılında 483 milyon TL'lik sermaye artışı dışında öz kaynak unsurlarında bir artış olmayan şirketin öz kaynakları, geçmiş yıl zararları ve 970 milyon TL tutarındaki 2020 yılı dönem zararıyla 1 milyar 71 milyon TL'ye düşüyor. Şirketin dönem zararlarından kaynaklanmış birikmiş zararlar, 2016 yılı sonunda 1,1 milyar TL, 2017 yılı sonunda 1,3 milyar TL. 2018 yılında özelleştirme kapsamında satışı yapılan fabrikaların kayıtlı net değerlerinin zarar kaydedilmesinin etkisiyle bir sıçrama göstererek 2,7 milyar TL'ye yükseliyor. 2019, 2020 yıllarında, işletme faaliyeti zararları ve finansman giderleri nedeniyle 3,7 milyar TL ve 4,6 milyar TL seviyesine ulaşıyor. Birikmiş zararların artışına paralel olarak öz kaynaklar düşüyor. 2020 yılı sonunda eksi 1,1 milyar TL seviyesine geriliyor. Öz kaynakların eksi 1,1 milyar TL olması demek, şirketin hiç öz kaynağının kalmadığı, birikmiş zararın da 1,1 milyar TL'lik kısmının yabancı kaynaklara sirayet ettiği ve 2020 yılı sonunda 7 milyar 959 milyon TL olan yabancı kaynakların 1,1 milyar TL'lik kısmının da birikmiş zararlar nedeniyle kaybedildiği anlamına geliyor.
Normal şartlarda bu şirketin ticari hayatta faaliyetlerine devam etmesinin mümkün olmadığı ortaya çıkıyor. Sayıştay da bu şekilde devam edilemeyeceğini, acil bir sermaye artırımı gerektiğini söylüyor. Siz ise diyorsunuz ki 'Biz Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na defalarca yazdık, bir daha yazdık, bir daha yazdık ama netice alamadık. 15 şeker fabrikası olan, adında Türkiye olan bir kurum göz göre göre eriyor ve ilgililer, yetkililer bunu seyrediyor."
" BU GİDİŞ, İYİ GİDİŞ DEĞİL"
Konuşmasında kısa bir süre önce açıklanan 400 bin ton şeker ithalatına da değinen Atila Sertel, şunları söyledi:
"Resmi Gazete'de yayımlandı, 400 bin ton şeker ithalatından gümrük vergisi alınmayacak. Biz, şeker pancarı üreten, şeker pancarıyla çok kaliteli şeker üreten, kendi fabrikalarımızda halkımızın bütün şeker ihtiyacını karşılayan, Türkiye'ye yeten bir ülke iken AKP iktidarı döneminde şeker fabrikalarını satan, pancar ekim alanlarını daraltan, pancar alanlarını yok eden, Türk çiftçisini tarımdan alıkoyan anlayış sonucunda gelinen nokta, 400 bin ton şeker ithalatıdır. ve şekere alabildiğine yapılan zamlardır. Bu gidiş, iyi gidiş değil. Türkiye, halk, artık şekersizlikten dolayı sıkıntıya düşecektir. Şekeri satın alacak ekonomik gücü de kalmamıştır. Bu gidiş, iyi gidiş değil; bu son, iyi bir son değil ve sonuçta Türkiye'de yaşayan bütün insanlar olarak, izlenilen siyasi politikanın ceremesini Türkiye'de halkımız çekiyor."