Antik hipodrom, 'Arkeo Spor Park'a dönüştürülecek
HATAY'ın Antakya ilçesindeki hipodrom, kazı çalışmalarının tamamlanmasının ardından 'Arkeo Spor Park' konsepti ile yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açılacak.
HATAY'ın Antakya ilçesindeki hipodrom, kazı çalışmalarının tamamlanmasının ardından 'Arkeo Spor Park' konsepti ile yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açılacak. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hatice Pamir, "Hedefimiz, bu yapıyı görünür hale getirip kente kazandırmak ve iç-dış turizm hareketliliğine katkı sunmak" dedi.
Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Antakya'da, Roma döneminde 1'inci yüzyıl ortalarında inşa edilen hipodromda, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hatice Pamir başkanlığında kurulan ekip ile kazı çalışmaları yürütülüyor. Antik hipodromun kalbi sayılan, atların dönüş yaptıkları spina duvarının ortaya çıktığı kazılarda, 80 bin kişilik kapasiteye sahip tribünlerin temel kazıları yapılıyor. 2013 yılında Bakanlar Kurulu Kararlı Kazı statüsüne alınan ve halen Kültür Bakanlığı ile Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi'ne bağlı olarak sürdürülen kazı çalışmaları, 17 kişilik ekiple devam ediyor.
'ARKEOLOJİK DEĞERLERİ ORTAYA ÇIKARMAK İSTİYORUZ'2013 yılında başlayan kazı çalışmalarının 12 aylık kazı statüsüne alındığını ve çalışmaların aralıksız devam ettiğini söyleyen MKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hatice Pamir, şunları söyledi: "Burada 1932-1939 yılları arasında kazı çalışması yapılmış, bir kısım arkeolojik materyal çıkmış ama o zaman Fransız manda dönemi olduğu için yurt dışına götürülmüş. 2013 yılında biz burada kazı başlattık ve bu çalışmalar bağlamında Antakya'nın arkeolojik değerlerini ortaya çıkarmak istiyoruz. Antik kentin en önemli yapısı olan hipodromun kalıntılarını ortaya çıkarmayı hedefliyoruz. Antik hipodrom çok önemli bir yap,ı çünkü 2 bin yıl öncesinde yaklaşık olarak 350 yıl kadar Antik Çağ'ın en önemli spor oyunlarının, olimpiyat oyunlarının düzenlendiği bir mekandır. Burada her dört yılda bir yapılan yarışmalara, doğu Akdeniz'in en önemli kentlerinden herkes katılıyordu. Şu anda günümüzde Tokyo olimpiyatları var ve bütün dünya onu izliyor. Antik Çağ'da da aynı şekilde Antakya'da da yapılan olimpiyat oyunları çok ilgi çekmişti ve burada 80 bin kişilik bir spor yapısından bahsediyoruz, ne kadar çok insanın geldiğini bize gösteriyor. Hedefimiz, bu yapıyı görünür hale getirip, bir Aarkeo Spor Park konsepti içinde, kente kazandırmak ve iç-dış turizm hareketliliğine katkı sunmak."Antik hipodromun çevresindeki yapılar ile büyük bir alanı kapladığını ve antik kentin en canlı merkezi olduğunu belirten Pamir, kazı çalışmalarının hipodromun yanı sıra çevresindeki yapıların ortaya çıkarılmasına yönelik de sürdürüldüğünü söyledi.Antakya Hipodromu'nun yapı olarak eşsiz olduğunu söyleyen Prof. Dr. Pamir, " Hipodrom, kuzey- güney doğrultusundaki uzunluğu yaklaşık 500 metredir, genişliği ise dıştan dışa 100 metreye yakındır. İki katlı tribünü var ve U şekilde bütün bu alanı kuşatıyor. 80 bin kişilik bir kapasiteye sahip ve şu an bu boyutlara sahip Türkiye'de spor yapısı yok. Tabi diğer antik kentlerde de stadyumlar var, hipodromlar var, gladyatör oyunlarının oynandığı amfi tiyatrolar var ama burası hem büyüklüğü hem kapasitesi, hem çok yönlü kullanılabilirliği açısında çok özel bir yapı, tek ve en büyüğü diyebiliriz" diye konuştu.'BEN-HUR FİLMİNE KONU OLDU'Kazı çalışmalarda antik hipodromda atların dönüş yaptıkları spina duvarı bulunduğunu söyleyen kazı başkanı yardımcısı Arkeolog Sevingül Bilgin Kopçuk ise, "Bu yapının üzerinde heykeller ve fıskiye düzenekleri olduğundan haberdarız. Bu spina kısmı, at yarışlarının yapıldığı hipodromda, atların 5 veya 7 kez çevresini döndüğü bir yapı sırasıdır. Hatta 1959 senesindeki Ben-Hur filminin burayı konu alarak çekildiğini biliyoruz" dedi.'TEMELLERİ ORTAYA ÇIKARIYORUZ'Hipodromun doğu tribün alanında kazı çalışmasını sürdürdüklerini söyleyen kazı ekibi üyesi Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) Sanat Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Büşra Kocaman Sakin de şunları söyledi:"Buradaki amacımız hipodromun doğu tarafındaki alanın temellerini kazarak açığa çıkarmak. Görülen alanlar aslında iki katlı tribünün ikinci katına çıkan merdivenlere ait olup, aslında bu mevcut kalıntılar kesme blok taşlarla kaplıydı ve çok daha görkemliydiler. Buradaki blok taşlar zaman içinde taşınmış başka yapılarda kullanılmıştır. Şu an doğu tribün alanındaki çalışmalarımızda, toprak eğimine bağlı olarak 1 metre yakınında yüzey toprağından aşağı iniyoruz, temelleri ortaya çıkarıyoruz."