Abdal Müziğinin Son Temsilcileri Mekanikleşmeden Şikayetçi
Abdal geleneğinin son temsilcilerinden Metin Öge, mekanik müzik aletlerinin çıkmasıyla yaptıkları orijinal müziğin hükmünün kalmadığını, işlerinin tökezlediğini söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Kahvehanede türkü ve davul zurna- Metin Öge'nin konuşması- Kamil Öge'nin konuşması- Düğünden detay Abdal müziğinin son temsilcileri "mekanikleşme"den şikayetçi- İç Anadolu'da köy ve sokak düğünlerinin vazgeçilmezi "Abdal müziği" de kentleşme ve teknolojiye yenik düşmek üzere - Abdal geleneğinin son temsilcilerinden Metin Öge: - "Mekanik müzik aletlerinin çıkmasıyla bizim yaptığımız orijinal müziğin hükmü kalmadı, işlerimiz tökezledi"- Neşet Ertaş'ın öğrencisi Kamil Öge: - "Kentleşme nedeniyle şehirlerde düğünler kısıtlandı. Biz de Abdal müziğini daha çok köylerde, kırsal kesimlerde sürdürüyoruz" Muharrem Ertaş ve oğlu Neşet Ertaş gibi isimler ile tanınan, İç Anadolu'da köy ve sokak düğünlerinin vazgeçilmezi "Abdal müziği"nin son temsilcileri, kentleşme ve teknolojik gelişmelerin ortaya çıkardığı "mekanikleşme"nin bu geleneği de tehdit ettiğini öne sürdü. Kırıkkale'nin Keskin ilçesinde ülkenin önde gelen ustalarından öğrendikleri Abdal müziğini yaşatmak için gayret gösteren bu geleneğin son temsilcileri, iş bulamadıkları için başka işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını anlattı.Metin Öge (62) AA muhabirine yaptığı açıklamada, 53 yıldır zurna çaldığını söyledi. Saz ustası Muharrem Ertaş ile oğlu Neşet Ertaş'a birçok düğünde eşlik ettiğini belirten Öge, ABD, Almanya, İngiltere Fransa, Macaristan ve Suriye gibi birçok ülkede düğün ve organizasyonlara katıldığını, Ankara Seymenleri Kulübünde "Metin Öge Köşesi" bulunduğunu aktardı.-"Kendimiz çalıyor, kendimiz oynuyoruz" Eskiden düğünlerde davul, zurna, saz ve kemanın tercih edildiğini ifade eden Öge, şunları söyledi: "Mekanik müzik aletlerinin çıkmasıyla bizim yaptığımız orijinal müziğin hükmü kalmadı, işlerimiz tökezledi. Geçim şartlarımız zorlaştı. Burada önceden bu işi yapan bin kişiden fazla insan vardı. Şimdi ise bu işi yapan 20-25 kişi zor çıkar. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle ülkenin farklı illerine göçtüler. Bir çoğu düğün müzisyenliğini bırakarak farklı işlerde çalışıyor. Oysa ki bu iş, yapan kişi için insanın şah damarı kadar önemlidir. Önceden yılın büyük çoğunluğunda çalışıyor, düğün düğün geziyorduk, şimdi ise yılın 3 ayı çalışıyor geriye kalan sürecini boş geçiriyoruz. Eskiden düğünlerde davullar zurnalar olur halaylar çekilirdi. Şimdi davul zurna da kalmadı, halay da çeken yok. Şimdi kendimiz çalıyor, kendimiz oynuyoruz."Abdalların, söyledikleri türkülere duygularını yansıttığına dikkati çeken Öge, "Şimdi ise şarkılarda, türkülerde hiç duygu kalmadı. Bu işi gerçek anlamıyla yapan insanlar kalmadı. Sanat resmen ölmüş durumda. Bu işi gerçek anlamda icra edenler, gelişen teknoloji ve şehirleşmeden kaynaklanan sebeplerden iş bulamaz oldular ve demircilik, kaynakçılık, kapıcılık gibi geçinebilmek için buldukları işlerde çalışıyor" diye konuştu.-"Zenginlerin gözü Abdalları görmüyor" Neşet Ertaş'ın öğrencisi Kamil Öge ise düğünlerde saz çalıp türkü söylediğini belirterek, kentleşmenin işsizliğe neden olduğunu dile getirdi.Öge, "Kentleşmenin çok olması nedeniyle şehirlerde düğünler kısıtlandı. Düğünler bizim kültürümüzde önemli yer tutuyor. Biz de Abdal müziğini daha çok köylerde, kırsal kesimlerde sürdürüyoruz. Kentlerde artık hep salon düğünleri yapılıyor. Salonlarda da ihalelerle yer tutuluyor. Bizim de buna gücümüz yetmiyor. Zenginlerin de abdal sanatçıları gözleri görmüyor. Bizler de köy köy dolaşarak hem onların mutluluklarına ortak olur, hem de evimize ekmek götürürüz" dedi.Abdal müziğinin teknolojiye yenik düşmesinin Neşet Ertaş'ın da yakındığı konulardan olduğunu savunan Öge, "Hep 'ah' çekerdi ve 'teknoloji gelişti gelişeli sanatın çok basitleştiğini' söylerdi. Bu sanatın cefasını çeken Hacı Taşan, Muharrem Ertaş, Çekiç Ali, Salman Çöke, en son temsilcisi büyüğümüz Neşet ustamız yıllarca hayvan üzerinde köy köy gezerek geçimlerini temin etmişler. Şimdi ise teknolojinin gelişmesi, sanatın ayak altına düşmesi nedeniyle bizler geçinemiyoruz" diye konuştu. Saz sanatçısı Engin Geçkin de geçimini müzikle sağladığını belirterek, "Bu işlerin son demlerini yaşıyoruz. Şimdi sanatçılar bir gecede şarkı türkü yazıp, ünlü olup, bir ay sonra kaybolup, gidiyor. Bizim söylediğimiz türküler ise geçmişimize dayanıyor. İnsanımızın acısını, hüznünü ve sevincini içinde barındırıyor. O yüzden de bizim yaptığımız müzikler kayıp olmuyor ama insanlar rağbet göstermiyor" değerlendirmesinde bulundu.