77'nci Yıldönümüde "Dersim Olayları"Na Anma
4 Mayıs 1937 tarihinde, düzenlenen askeri harekat sırasında Tunceli'de öldürülen binlerce kişi için düzenlenen ilk anma, 500 kişinin kurşuna dizildiği ve daha sonra kayalıklardan Munzur Suyu'na atıldığı Halbori Kayalıkları'nda yapıldı.
4 Mayıs 1937 tarihinde, düzenlenen askeri harekat sırasında Tunceli'de öldürülen binlerce kişi için düzenlenen ilk anma, 500 kişinin kurşuna dizildiği ve daha sonra kayalıklardan Munzur Suyu'na atıldığı Halbori Kayalıkları'nda yapıldı. Dersim olaylarının başladığı ve binlerce kişinin katlediği 4 Mayıs, Saat 12.00'da Halbori Kayalıkları'nda bir araya gelen ve 1937-38 olaylarında yaşamını yitirenlerin akrabalarının da bulunduğu yaklaşık 5 kişi, 2 dakikalık saygı duruşunda bulundu.
TÜRKİYE VE DÜNYA'DA EŞ ZAMANLI ANMA
Dersim Devrimci Güçbirliği tarafından düzenlenen anma toplantısına, BDP'li Tunceli Belediye Başkanı Mehmet Ali Bul, Başkanvekili Nurhayat Altun ile tuncelide faaliyet yürüten bir çok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi, o dönem hayatlarını kaybedenlerin yakınları, Erzincan Dersimliler Derneği yöneticileri ve üyeleri ile birlikte yaklaşık kişi katıldı. Türkiye'nin ve Dünya'nın birçok kentinde eş zamanlı olarak aynı tarih ve saatte düzenlenen anma etkinliği sırasında, o dönemde yaşanan trajik olaylar anlatılırken, hayatlarını kaybedenler için lokma dağıtımı yapıldı.
"ZULMEDEN BİR DEVLET TOPLUM İLE BARIŞIK OLAMAZ"
Dersim Devrimci İşbirliği Platformu sözcüsü Ergin Doğru, burada yaptığı konuşmada, oevletin "Dersim katliamı"nı artık kabul etmesi gerektiğini ve resmi olarak özür dilemesi gerektiğini belirterek "Türkiye'de toplumsal barışın sağlanmasının yegane yolu, kendi geçmişiyle barışık bir toplum yaratmaktır. Geçmişte yaşanan acıları inkar ederek ve insanlarına zulüm eden bir devlet, toplum ile barışık olamaz. Bu toplumda her zaman ayrışma yaratır. Bunun için geçmişiyle yüzleşmiş ve dersler çıkarmış bir devlet, geçmişte yaptığı hatalardan dolayı özür dilemesini de bilmelidir. Bugün dönüp Cumhuriyet dönemine baktığımız zaman, o dönemde yaşanan onlarca katliam, soykırıma rastlarız. Dolayısıyla böyle bir karanlık geçmişten, sağlıklı bir gelecek oluşturmak mümkün değildir. Dün 1938 Dersim soykırımını gerçekleştiren zihniyet, bugün de Dersim'de, Kürdistan'da ve Türkiye'de varlığını sürdürmeye devam etmektidir" dedi.
"YAŞANAN OLAYLAR ÜZERİNE SİYASET YAPIYORLAR"
Bir çok siyasetçinin, yaşanan olaylar üzerinde siyaset yapmaya devam ettiğini ifade eden Doğru, "Birçok siyasi, Dersim soykırımı üzerinde siyaset yapmaya devam ediyor. Dersim soykırımı, üzerinde siyaset yapılacak ve acımızın sömürüleceği bir alan değil. Bir yandan Kemalistler, soykırımın gerekçelerini yok sayarak, inkar politikalarını devam ettirip, gerekçelendirerek, bu soykırımı en basit deyimiyle ucuzlatmaya çalışıyorlar. Kendini Cumhuriyet ile özdeşleştirerek, Cumhuriyeti kurduğunu söyleyen bir parti, binlerce Dersimliyi öldürmenin gerekçesi olarak da, 'bu çoğrafyayı medenileştirdik' diyerek övünmektedir ve hala o parti içinde Dersimli milletvekilleri bulunmakta ve bu halkı temsil ettiklerini söylemekteler" diye konuştu.
"AYIPTAN KURTULMADIĞINIZ MÜDDETÇE DEMOKRASİ VE BARIŞ GELMEZ"
Soykırımın bir ayıp olduğunu, Türkiye'nin de bu ayıptan kurtulmadığı müddetçe ülkede demokrasinin gelişemeyeceğini, barışın da sağlanamayacağına dikkat çeken Doğru, şöyle konuştu:
Bu soykırımın 77'nci yılında buradan bir kez daha haykırıyoruz; devlet yetkililerine sesleniyoruz; Bu ayıptan kurtulun, bu ayıptan kurtulmadığınız müddetçe, bu ülkede barış sağlanamaz, bu ülkede özgürlükler ve demokrasi gelişemez. Bunun sağlanabilmesi ve barışın oluşması için bu soykırımın kabul edilmesi ve arşivlerin açılarak kimin ne sorumluluğu var, ortaya çıkarılması ve devletin resmi olarak özür dilemesi gerekmektedir. Başbakan'ın il başkanları toplantısında çıkıp, 'literatürde varsa böyle bir şey özür dilenir' demesi kabul edilemez. Yapılması gereken devletin resmi olarak Dersim halkından, Alevi Kızılbaşlar'dan özür dilemesidir ve soykırımı tanımasıdır. Toplumsal barış için gerekli olan budur."
KURŞUNA DİZİLİM MUNZUR'A ATILDIKLARI YERDEN KARANFİL ATTILAR
Yapılan konuşmalardan sonra olaylarda hayatlarını kaybedenler için lokma dağıtıldı ve son olarak 500 kişinin kurşuna dizildikten sonra uçurumdan Munzur Suyu'na atıldığı kayalıktan, Munzur Çayı'na karanfiller atıldı ve kayalıklarda mum yakıldı. 1937-38 yılında öldürülenlerin kefensiz toprağa verilmesini protesto eden ve sürekli beyaz kefen şeklinde elbise giyerek gezen Alevi Dedesi Veli Yıldız, 500 kişinin kurşuna dizildiği kayanın başında mum yaktıktan sonra, gözyaşları arasında Zazaca bir ağı yaktı. Bu ağıt, törene katılanlar arasında duygulu anların yaşanmasına yolaçtı.