Haberler
İstanbul'daki aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedeni bulundu

Aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

Olay iddia: 7 kişiyi öldürüp intihar eden cani 'Karım beni aldatıyor' demiş

7 kişiyi öldüren cani tek bir cümle sarf edip silahına sarılmış

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na yeni dava

Erdoğan, mahkemedeki o sözleri affetmedi

İmamoğlu ve Kurum aylar sonra yeniden karşı karşıya: Hadi gel de kapat

Aylar sonra yeniden karşı karşıya geldiler: Hadi gel de kapat

46 Yıldır Şapkasından Tavşan Çıkartıyor

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Çocukluk döneminde ünlü illüzyonist Zati Sungur'dan etkilenerek bu sanatı yapmaya başlayan Sermet Erkin, 46 yıldır sahnede hünerlerini sergiliyor.

ERGÜN HAKTANIYAN - Çocukluk döneminde ünlü illüzyonist Zati Sungur'dan etkilenerek bu sanatı yapmaya başlayan Sermet Erkin, 46 yıldır sahnede hünerlerini sergiliyor.

Kocaeli'nin Karamürsel ilçesinde yaşarken 1964'te ailesiyle İstanbul'a taşınan Sermet Erkin, dönemin ünlü illüzyonistlerinden Zati Sungur ile tanışma fırsatı buldu. Çocukluk döneminde komşu oldukları Sungur'dan etkilenerek illüzyon sanatının inceliklerini öğrenen Erkin, zamanla kendini geliştirerek bu sanatın öncü isimlerinden biri oldu.

Türkiye'nin dört bir yanında gösteri yapan ve daha sonra farklı ülkelerde hünerlerini sergileyerek dünyada adını duyuran 61 yaşındaki Erkin, sanat hayatında 46'ncı yılı tamamlamanın heyecanını yaşıyor.

Kayseri'deki bir programda çocukların karşısına çıkan Sermet Erkin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaptığı işi, el çabukluğunu birtakım aletlerle birleştirerek göz yanılması sağlayan sahne sanatı olarak adlandırdı. Yaptığı işin ne hokkabazlık ne sihirbazlık olduğunu ifade eden Erkin, şöyle konuştu:

"İllüzyona başlama sebebim İstanbul'a gelişimiz. Taşındığımız ev Zati Sungur'a aitti. Zati Sungur dünya illüzyon tarihinin gördüğü, Türkiye'nin yetiştirdiği ilk uluslararası illüzyon sanatçısı. David Copperfield nasılsa Zati Sungur da öyle ünlü birisi. Üç katlı evde onunla aynı hayatı paylaşıyorduk. Ördekler, tavşanlar, uçan kızlar, çeşitli aletler ve çeşitli illüzyon kutuları olan o dünyanın içerisinde yetiştim. Daha sonra tiyatroya başladım. Sadece 'Boş mudur? Dolu mudur? Hokus pokus.' demiyorum. Bunu bir oyun içerisinde, aksiyon içerisinde gösteriyorum. Ben Kavuklu oluyorum, çocukların hepsi Pişekar oluyor. Türkiye'nin bütün illerini gezdim. Bulgaristan, İngiltere, Avusturya, Macaristan, Belçika, Hollanda, Finlandiya, İsrail, Tacikistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Amerika gibi ülkelerde sahne aldım. Krallara, kraliçelere, cumhurbaşkanına, işçilere de gösteri yaptım. Cezaevinde de gösteri yaptım. Benim için seyircinin Ahmet, Mehmet olması, bilgili, görgülü olması önemli değil. Herkesi eğlendirmeye çalışıyorum. Ben seyirciye oynarım."

Gösterilerini sergilemekten mutlu olduğunu ve para için sahneye çıkmadığını anlatan Erkin, gücünün yettiği kadar sahnede kalmak istediğini dile getirdi.

Erkin, illüzyon ve koleksiyona yatırım yaptığını, Türkiye'nin en büyük tiyatro piyes koleksiyonuna sahip olduğunu kaydetti.

Kaynak: AA / Güncel
title