350 Yıllık Yayla Davası
Antalya'nın Manavgat İlçesi Ahmetler Köyü ile sınırındaki Akseki İlçesi Çimi Köyü arasındaki yayla davası, 350 yılı aşkın süredir devam ediyor.
Antalya'nın Manavgat İlçesi Ahmetler Köyü ile sınırındaki Akseki İlçesi Çimi Köyü arasındaki yayla davası, 350 yılı aşkın süredir devam ediyor. Kanuni Sultan Süleyman'ın Ahmetler'e tahsis ettiği öne sürülen yayla nedeniyle iki köy arasında silahlı çatışma, yangınlar, hayvan öldürmeler, yol kesip kapatmalar, oba basmalar yaşandı. 17'nci Yüzyıl'da başlayan anlaşmazlık, 1929'da mahkemeye taşındı.
1520- 1566 yılları arasında Kanuni Sultan Süleyman tarafından hayvancılıkla uğraşan Yörük köyü Ahmetler'e tahsis edildiği öne sürülen 17 bin 553 dekarlık Aldürbe (Ahmetler) Platosu, Akseki'ye bağlı Çimi Köyü ile yüzyıllardır süren kavgalara neden oldu. Osmanlı döneminden bugünlere süren iki köy arasındaki yayla kavgası, Cumhuriyet döneminde ise mahkemelere taşındı. 13 Mayıs 1929 tarihinde Ahmetler, Çimi Köyü'ne karşı dava açtı. Dava, Akseki Asliye Hukuk Mahkemesi'nde halen devam ediyor.
Ahmetler Köyü'nden yeminli mali müşavir 64 yaşındaki Mehmet Arslan, iki köy arasında yüzyıllardır süren yayla kavgası ve davasını anlattı. Arslan, bu süreçte bürokratik oyunlar, sahte ya da tahrif edilmiş belgeler ve yorumlar, insan aklıyla alay eden yargısal kararlar, oba basmalar, silahlı çatışmalar, yangınlar, hayvan öldürmeler, yol kesip yol kapatmalar, haraç almalar, devlet içinde devlet olmalar, reddi hakimler, sanal nüfuslar gibi hukuk tarihine geçecek birçok ilginçlik yaşandığını kaydetti.
350 YIL ÖNCESİNE DAYANIYOR
Arslan, Osmanlı'da gelir sağlamanın yolunun vergi olduğuna dikkat çekerek, yerleşiklere çiftlik, bağ, bahçe, konar göçerlere de kışlak, yaylak, mera, su kenarı gibi yerler tahsis edildiğini ve vergi ödeyecek kişilerin Defteri Hakani'lere kaydedildiğini aktardı. Manavgat'ın Ahmetler Köyü ile Akseki'nin Çimi Köyü arasında 86 yıldır süren 17 bin 553 dönümlük Ahmetler Yaylası davası ile bu yaylanın 30 yıldır süren 40 bin 812 dönümlük mücavir alan davası olduğunu belirten Arslan, kavganın başlangıcının ise 300-350 yıl öncesine dayandığını söyledi.
ÇİMİ'NİN YAYLA GEREKSİNİMİ YOK
Ahmetler Köyü'nün yaylanın tahsisine ilişkin mahkemelere sunduğu deliller arasında yaylaya ilişkin çok sayıda kayıt olduğunu vurgulayan Arslan, Çimi'nin kayıtlı olduğu sayfalarda ise yayla tahsis kaydı olmadığını belirtti. Arslan, hizmet, zanaat ve ticaretle uğraşan Çimi Köyü'nün yayla gereksinimi olmadığının da tarihi kayıtlarda yer aldığını anlattı. Defteri Hakani'deki kayıtların en muteber ve başka karineye gerek duyulmayan delil olduğunu belirten Arslan, yaylakların orta malı, özel ve tüzel mülkiyete konu edilemeyeceği ve tapulanamayacağını dile getirdi.
VERGİ ARŞİVLERİ BULUNDU
Taraf köylerin ödedikleri vergilerin tutulduğu 172 Nolu Defteri Hakani kayıtlarının da delil gösterildiği davada Ahmetler'in Ödediği vergilerin 'Öşr-i alef: hayvan yemi vergisi', 'Resm-i Ganem: Koyun-keçi yaylak vergisi' ile 10 kalem Kışlak yani zirai mahsul vergilerinden oluştuğuna dikkat çeken Arslan, "Bu tablo Ahmetler'in bitkisel ve hayvansal tarımla uğraştığını göstermektedir" dedi. Arslan, Çimi'nin ödediği vergilerin ise 'Öşr-i galat: Hububat Mahsul Vergisi', 'Öşr-i kovan: Kovan Vergisi', 'Öşr-i hınta: Buğday Onda Biri', 'Öşr-i bostan: Kavun-karpuz vergisi' şeklinde zirai mahsul ve mesleki yerleşik vergiler olduğunu, yaylak gerektiren koyun- keçi vergisi bulunmadığını anlattı.
KONYA SALNAMESİ DE DELİL OLDU
Davada sunulan deliller arasında 1914 Konya Salnamesi (yıllığı) verilerini de gösteren Mehmet Arslan, Ahmetler Köyü'nün 65 at, 86 eşek, 159 sığır, 12 deve ve 4 bin 508 koyun ve keçi olmak üzere toplam 4 bin 830, Çimi'nin 30 at, 180 eşek, 165 sığır olmak üzere toplam 375 hayvan nüfusuna sahip olduğunu söyledi. Arslan, bu verilerden Çimi'nin tam yerleşik olduğunu, yaylak gereksinimi bulunmadığının görülebileceğini kaydetti.
HARİTALARDA AHMETLER YAYLASI
Memleket haritaları, askeri, turistik haritalarda ve Almanya'da yayımlanan Türkiye haritalarında 'Aldürbe Platosu'nun tarihi yer adı olarak 'Ahmetler Yaylası' adıyla görüldüğünü belirten Arslan, yayladaki tek kuyunun adının da Ahmetler Kuyusu olarak işaretlendiğini söyledi. Arslan, Anadolu'da tarihi yer adı olarak Çimi Yaylası diye bir yer adı ve yaylak bulunmadığını kaydetti.
YAYLAYA GİDEN YOLA DEMİR KAPI
Yörüklerin kadim zamandan beri Akdağ yaylaklarına çıkarken Çimi Köyü karşısında yer alan tarlalardaki patika yolu kullandığını, Çimi'nin bu patika yolu 1975'li yıllarda kapattığını, bu nedenle göçerlerin köyün içinden geçmek zorunda kaldığını ve bu göç yoluna demir kapı yapıldığını söyleyen Arslan, "Amaçları yol keserek yaylaya çıkan Yörüklerden otlakiye, vergi, haraç almak. Bunda başarılı da oldular. Haraç vermeyen Yörüklere yolu, demir kapıyı kapattılar, kervanları taşladılar. Onlarca arı kovanı yolda kalıp telef oldu. Ahmetler kervanları çok kötü ve uzun Gündoğmuş- Gökçukur- Korna Gediği- Ahmetler Kuyusu yolundan yaylaya çıkmak zorunda kaldı. Ahmetler'in girişimiyle 1997-98'li yıllarda demir kapıyı askerler yıktı. Çimililer 1999'da demir kapıyı gene yaptı. Demir kapı hala yerinde duruyor" diye konuştu.
KÖYLERİN DAVASI İLÇELERİN DAVASINA DÖNÜŞTÜ
Sözkonusu yaylaya ilişkin geçmişte Çimi Köyü lehine verilen birçok mahkeme kararı olduğunu belirten Çimi Köyü avukatı Ahmet Yılmaz ise bu davayı 20 yılı aşkın süredir takip ettiğini söyledi. Davanın Büyükşehir Kanunu nedeniyle Antalya'da köylerin mahalleye dönüştürülmesi sonrasında tarafların Ahmetler adına Manavgat Belediyesi ve Çimi adına Akseki Belediyesi olarak değiştiğini kaydetti.
Akseki Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yaylaya ilişkin kısmen Ahmetler, kısmen Çimi lehine verdiği kararı Çimi olarak Yargıtay'a temyiz ettiklerini belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
"Dava Yargıtay'daydı ve Büyükşehir Yasası nedeniyle bozdu. Kısmen Çimi lehine, kısmen Ahmetler lehine karar verildi. Saha genişliği 60 bin dönümlük yerdi. Dava sürecinde buradan kadastro geçti ve zaten bir kısmı orman, bir kısmı da mera alanı ilan edildi. Ancak önceki davalarda Ahmetler'in 17 bin 553 dönümlük alana girmesi men edilmişti. Burası tabi ki Çimi'nin. Daha önce 1973'te Beyşehir Mahkemesi'nin kararı var, 'Ahmetler yararlanıyor ama para verip yararlanıyor. Parasız çıkmalarının önlenmesi' şeklinde karar. O yıllarda Ahmetler dava açıyor, 'Biz buraya çıkıyoruz, kadim yararlanma hakkımız var' diye. Yine bunlar çıkmaya devam ederken Çimi, Akseki Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açıyor ve 2000'de men kararı veriyor Çimi'nin lehine. Men kararı verilen yerin dışında Ahmetler yeniden dava açıyor. Dava devam ederken orman, kadastro geçti. Bir kısmı ormana gitti, bir kısmı meraya dönüştürüldü." - Antalya