35 yıldır yaptığı seramik çiçeklerle yaşama bağlandı
ANTALYA'da yaşayan Gülşen İnandık (66), eklem romatizması hastalığına rağmen 35 yıldır yaptığı binlerce seramik çiçekle hayata tutunuyor.
ANTALYA'da yaşayan Gülşen İnandık (66), eklem romatizması hastalığına rağmen 35 yıldır yaptığı binlerce seramik çiçekle hayata tutunuyor. 2 dirseği ve dizlerinde protez taşıyan sanatçı, vücudunun tüm eklemlerini etkileyen hastalığını çiçeklerin dünyasına girerek ötelediğini belirtti.
Yaklaşık 35 yıl önce başlayan eklem romatizması nedeniyle her geçen gün hareket kabiliyeti etkilenen, iki diz ve iki dirseğinde protez bulunan, ev işlerini yapamayan, üzerindeki yorganı iterken bile büyük ağrı çeken Gülşen İnandık, yaptığı soğuk seramik çiçeklerle hastalığına meydan okuyor. Eklem romatizması nedeniyle ellerinde şekil bozukluğu olan, bir kavanozu bile açamayan sanatçı, yaptığı yüzlerce çiçekle hayata tutunuyor. Bugüne kadar 'Ellerimde Güller Açtı' sloganıyla 19 sergi açan, Expo 2016 Antalya'nın simgesi olan şakayık çiçeğini de soğuk seramik olarak tasarlayan sanatçı, hiçbir hastalığın başarıya engel olamayacağını belirtti.
'ÖNCE TASARIMI ÖĞRENDİM'
Soğuk seramik çiçekler yapmaya başladığında önce tasarımı öğrendiğini, hastalığını ötelemek için beynini bu konuya yönlendirdiğini anlatan Gülşen İnandık, "Hastalığım geçecek bir hastalık değildi ve iyileşme olmayacaktı. Ama hastalığı ilerletmemek adına bu işe yoğunlaştım. Yaptıkça da daha çok sevdim. Çiçekler yapmaya başladım çünkü çiçekler insanın ruhuna iyi geliyor. Rengarenkler" dedi.
'ÇİÇEK HAMURU YOĞURURKEN ZORLANIYORUM'
Çiçeklerin ana malzemesi olan hamuru yaparken zorlandığını, ancak daha kolayca yapabilmenin yolunu bulduğunu belirten İnandık, "Küçük parçalar olarak hazırlıyorum. Büyük hamur yoğuramıyorum" dedi. Bugüne kadar 19 sergi açtığını, çiçeklerin dünyasında olmanın kendisine çok iyi geldiğini anlatan İnandık, "Antalya Expo 2016'nın şakayık çiçeklerini, tablolarını, plaketlerini yaptım. Expo benim ruhuma çok iyi geldi" diye konuştu.
'İNSANLAR ŞAŞIRIYOR'
Hastalığı nedeniyle ev işi yapamadığını, üzerinden yorganı iterken bile zorlandığını anlatan sanatçı, "İnsanlar bunun için çok şaşırıyor. Ev işlerini yapamazken, ellerimle bu çiçekleri nasıl yapabildiğimi anlayamıyor. Tabi oturarak çalışıyorum. Yüreğinizi koyacaksınız yaptığınız işe" dedi. Kendisi gibi aynı hastalığa sahip olanlara "Ağrım var diye yatmasınlar. Yatarlarsa daha kötü olurlar" diyen İnandık, şunları söyledi:
"Bu hastalıkla hareket zorluğu çok fazla. Yemek yerken bile çeneniz tutulabilir. Benim hastalığım çok hızlı ilerledi. Aynı hastalığa sahip olanlar oturmasın, yatmasın, hastayım diye durmasın. Hiçbir hastalık, başarıyı engellemiyor. Bir şeyi başarmak istiyorsanız onun yolunu bir şekilde buluyorsunuz."
'TEYZEM BENCE ANTALYA'NIN FRİDA'SI'
Gülşen İnandık'ın yeğeni sanat tarihçi Esra Nurel ise teyzesini Antalya'nın Fridası olarak tanımladığını belirterek, "Teyzeme bunu söylediğimde Frida'yı tanımıyordu. Kendisine anlattım, gösterdim. Çok şaşırdı. Frida da çiçekleri seven ve kafasına takan bir sanatçıydı" dedi. Her zaman teyzesinin yanında olduğunu ve olacağını kaydeden Nurel, "Hastalığı hiç engel olamadı onun sanatla ilgilenmesine ve başardı" diye konuştu. Teyzesinin ilk sergisinde kullandığı 'Ellerimde Güller Açtı' sloganını birlikte bulduklarını belirten Nurel, "Ve bu sloganı her sergisinde kullandı" dedi.
- Antalya