Haberler

28 Şubat Davası: Savcı Çetin, Sanıklar Orhon ve Kılınç'ın Tahliyesini İstedi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

28 Şubat sürecinde "darbeye teşebbüs ettikleri" iddiasıyla 36'si tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Ankara 13 28 Şubat sürecinde "darbeye teşebbüs ettikleri" iddiasıyla 36'si tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Ankara 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nde...

28 Şubat sürecinde "darbeye teşebbüs ettikleri" iddiasıyla 36'si tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Ankara 13 28 Şubat sürecinde "darbeye teşebbüs ettikleri" iddiasıyla 36'si tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor. Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, sanık Kamuran Orhon ve Hakkı Kılınç ile ilgili avukatlarının mahkemeye sağlık raporu sunduğunu belirterek, "Bu sanıkların rapor içeriklerine göre adli kontrol altında tahliyeleri konusunda mahkemenin takdirine bırakıyoruz" dedi.

28 Şubat sürecinde "darbeye teşebbüs ettikleri" iddiasıyla 36'si tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor. Sanık Avukatları tahliye taleplerine ilişkin değerlendirmelerini sundu. Sanık Oğuz Kalelioğlu da mahkeme huzurunda bulunmaktan üzüntü duyduğunu bildirerek, "Keşke şehit olsaydım da bugünleri görmeseydim" dedi. Tutuklanmasından itibaren suçunun ne olduğunu düşündüğünü ifade eden Kalelioğlu, Genelkurmay Psikojik Harp Dairesinin ismini görenlerin, kendilerini peşinen suçladığını öne sürdü. Kalelioğlu, Diyanet İşleri Başkanlığındaki görevinin BÇG ile ilgili olmadığını savundu. Sanık Ayhan Cansevgisi de tutuksuz yargılanmayı hak ettiğini düşündüğünü söyleyerek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini devirmeye teşebbüs suçunu işlemediğini, tutukluluğuna gerekçe gösterilen olgulardan hiçbiriyle ilgisi bulunmadığını ifade etti. Cansevgisi'nin avukatı Mehmet Avni Kirişçioğlu ise müvekkilinin 7 Nisan 1997 tarihli toplantıya katılmamasına karşın katıldığının ileri sürüldüğünü söyledi. Sanıklardan Orhan Yöney, Köksal Karabay ve Altaç Atılan'ın avukatı Çağrı Ayhan Şenel ve sanık Hüsnü Dağ'ın avukatı Metin Yıldızhan da müvekkillerinin tahliyelerini talep ettiler.

-"BÇG TOPLANTILARINA KATILMADIM"-

Sanık Şükrü Sarıışık delil niteliğinde olmayan bir belgeyle tutuklu olduğunu ifade ederek, "İfademin alınması sırasında savcının kendisine "aslında sizi bu soruşturma kapsamına dahil etmeyi düşünmüyorduk sizi buraya getirmeyecektik ancak elimizde bulunan toplantı tutanağında isminizi gördük konuşmanızdan dolayı sizi dahil ettik, gerçi konuşmanızda da pek bir şey yok' dediğini aktardı. BÇG belgelerinde adının geçmediğini ifade eden Sarıışık, suç tarihinde tümgeneral rütbesinde Hareket Dairesi Başkanı olduğunu, BÇG toplantılarının hiç birine katılmadığını ifade etti. Toplantılara katılması için kimseyi de görevlendirmediğini kaydeden Sarıışık, "Toplantıya katılsam 44 yıllık meslek hayatımın bana kazanımlarıyla bunu mertçe söylerdim. Delil niteliğinde olmayan belgeyi kabul etmiyorum" dedi. Sarıışık'ın tahliye talebinin ardından söz alan Refik Zeytinci ise BÇG belgelerini tutuklandığı zaman gördüğünü savundu. Sanık Yücel Özsır ise suç tarihinde Hava Kuvvetleri İstihbarat Daire Başkanlığı görevini yürüttüğünü belirterek, suçlamaları kabul etmedi ve tahliyesini talep etti.

-SANIKLAR SUÇLAMALARI REDDETTİ-

Sanık Aydın Erol, suç tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda Kurmay Başkanı olduğunu belirterek, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Kadir Kadir Sarmusak tarafından çalınan belgenin Hasan Celal Güzel tarafından televizyonlarda gösterildiğini ifade etti. Suçlamaları kabul etmeyen Erol, tahliyesini talep etti. Cengiz Çetinkaya'nın avukatı Müşteba Aydın müvekkilinin 15-20 gün süreyle 40-45 dakika süreyle BÇG toplantılarına katıldığını, ardından kendi görevine döndüğünü anlattı. Aydın, "Karargahta binbaşı rütbesindeki bir subayın basit konularda bile karar verme yetkisi yoktur. Komuta kademesindeki sıralı amirlerince verilen emirleri yerine getirmiştir" dedi. Tevfik Özkılıç'ın avukatı Haluk Pekşen, müvekkiline ait olduğu belirtilen ses kayıtlarının müvekkiline ait olduğunun nereden bilindiğini sorarak, "Bu ses kaydı hangi mahkeme kararıyla alınmış? Müvekkilimin de yargılanmasına konu olan 54-58 subayın TSK'dan çıkarılma, araştırdık, hiçbiri müvekkilimden şikayetçi değil" dedi. Pekşen, müvekkilinin tahliyesini istedi. Abdullah Kılıçarslan ve Hüsnü Dağ'ın avukatı Ömer Faruk Özeroğlu, Ruşen Bozkurt, Ünal Akbulut ve Cengiz Çetinkaya imzalı üç adet dilekçe verdi. Abdullah Kılıçarslan'ın BÇG'de çalışmadığına yönelik beyan ibraz etti. İzzettin İyigün'ün avukatı Turan Karataş, müvekkilinin tankların yürütülmesi eğitimine katılmakla suçlandığını belirtti.

-SAVCI İKİ SANIK HAKKINDA TAHLİYE İSTEDİ-

Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, avukatlarının sanıklar Kamuran Orhon ve Hakkı Kılınç ile ilgili mahkemeye rapor sunduğunu belirterek, "Bu sanıkların rapor içeriklerine göre adli kontrol altında tahliyeleri konusunda mahkemenin takdirine bırakıyoruz" dedi.

Diğer sanıklara atılı bulunan suç ile ilgili iddianamede ve eki klasörlerde yer alan Çalışma Grubu oluşturulması konulu, sanık Çevik Bir imzalı belge bulunduğunu ifade eden Savcı, diğer sanıkların tutukluluğu konusunda da kuvvetli delil sebebiyle tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi Savcı mütalaasında şöyle dedi:

"İrtica konusunda alınacak tedbirler başlıklı Genelkurmay Başkanlığından gönderilen belge, Batı Çalışma Grubu oluşturulması konulu belge, BÇG teşkilat yazısını gösteren belge, BÇG fiziki çalışma sahasını gösteren kroki, BÇG kurulmasına ilişkin BÇG'nin yapılanmasına dair şemayı gösteren belge, BÇG kriz masası kurulu başlıklı belge, BÇG'de görevlendirilen kişilere sürekli giriş kartı verilmesi konulu belge, BÇG çalışmaları devir teslim belge, BÇG rapor sistemi konulu belge, BÇG bilgi ihtiyaçları konulu imzalı belge ve Batı Harekat Konsepti konulu Çevik Bir, Çetin Doğan, Ayhan Erol, İdris Koralp ve Fevzi Türkeri imzalı belgeler ile emanette bulunan CD'ler ve içerikleri, diğer tüm delil ve belgelerden, BÇG'nin hükümeti açıkça hedef alındığına dair birçok delil bulunmaktadır. Bazı savunmalarda belirtildiği üzere bu faaliyetlerin hükümetin direktifiyle yapıldığının kabulü halinde, hükümetin kendi aleyhine faaliyette bulunması için emir ve talimat verdiği şeklinde mantık dışı bir sonucun ortaya çıkmaktadır. Sanıkların atılı suçu işlediklerine ilişkin kuvvetli suç şüphesi, sanıklara atılı suça ilişkin cezanın miktarı, sanıkların konumları gözönünde bulundurulduğunda, dava ile ilgili beyanda bulunacak kişiler üzerinde baskı yapma girişiminde bulunma ihtimalleri dikkate alınarak, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi mütalaa olunur." (ANKA/DEVAM)

(YE/OLÇ) - Ankara

Kaynak: ANKA / Güncel
title
Close