Haberler

2. Akademik Bağlama Günleri" Başladı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen "2. Akademik Bağlama Günleri" başladı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen "2. Akademik Bağlama Günleri" başladı.

Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki etkinlik kapsamında, Prof. Adnan Koç'un moderatörlüğünde "Bağlama Eğitimi-Yöntem ve Yaklaşımlar" konulu panel düzenlendi.

Koç, bağlamanın önemine değindiği konuşmasında, "Muazzam bir akord şekli, muazzam eser yorumlamaları var." dedi.

Geleneksel çalgı eğitimlerinin sayılı kurumlarda verildiğinin altını çizen Koç, "Biz İstanbul Teknik Üniversitesi Konservatuvarı olarak ortaokul seviyesinden alıyoruz öğrencileri ve bu sayede geleneksel çalgılara başlamış oluyorlar. Ondan sonra liseler var. Güzel sanat liseleri bambaşka bir anlayışta. Lisans tarafına bakıyorsunuz. Sanata dair örgün eğitimde birkaç alan var. Konservatuvarlar dışında da kurumlar var. Elliye yakın konservatuvar var. Aslında yelpaze çok geniş. Bir o kadar da karmaşık bir yapıdayız. Eğitim bireysel odaklı gidiyor." diye konuştu.

"Dünya çalgı eğitimini nasıl veriyorsa, biz de öyle vermeliyiz"

Dr. Savaş Ekici de bağlama eğitimlerinin eksik yanları olduğunu ifade ederek, "Türk müziğinin ne kadar zengin olduğunu, halk türkülerinin ne kadar geniş olduğunu, halk çalgılarının ne kadar zengin olduğunu, icra tekniklerini, ağızlar, çalış biçimleri ve üslupları her zaman konuşuyoruz ama bir gerçek var ki ülkemiz Batı müziği başladıktan 150 sene sonra Türk müziği eğitimi vermeye başladı. Yaşanan sıkıntı ve problemlerin bugüne taşınmasının sebebinin bu olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Bağlamayla ilgili metot çalışmalarının ilkinin Şemsi Yastıman tarafından 1959'da başladığını aktaran Ekici, şunları kaydetti:

"O tarihten sonra Güray Taptık, 'Büyük Bağlama Metodu' adında bir çalışma yapıyor. O dönemde bu eser çok önemli görünüyor olmalı ki Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulunun 1972 tarihli kararı ile ilgililere duyurulması kararlaştırılıyor. Taptık, bu kitapların devamı niteliğinde 'Notalar ve Tavırlar' adlı bir çalışma yapıyor. Bu çalışmalar, daha Türk müziği okulları olmadığı dönemler dahil, bağlama eğitiminin metotla yapılması gerektiğinin anlaşılmış olması bakımından oldukça önemli çalışmalar."

Ekici, 2005-2006 yıllarında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda okutulan müzik kitaplarında Türk müziği ve bağlamayla ilgili yanlış bilgilerin yer aldığını söyleyerek, "Hatadan daha çok kasıtlı yapılmış. Yani o kadar akıl almaz şeyler anlatılmış ki... Mesela, 'bağlama elektronik bir çalgıdır' gibi şeyler. Bağlamanın elektronik bir çalgı olmadığı herkes tarafından bilinir ama kasıtlı bir şekilde bu kitapların büyük çoğunluğunda bağlamanın elektronik bir çalgı olduğu anlatılmış." diye konuştu.

Geçmişten bugüne usta-çırak ilişkisi içerisinde çok iyi saz, ses sanatçıları ve icracıların yetiştiğini vurgulayan Ekici, "Bence bu başarının sırlarından biri öğrencilerin istekli olması, ikincisi ise küçük yaşta eğitime başlaması. Günümüzde bağlama ve saz eğitimi çağa uygun nasıl verilmelidir? Bunu tartışıyoruz. Bunun cevabı, dünya çalgı eğitimini nasıl veriyorsa, biz de öyle vermeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

"Bağlama bu coğrafyalarda binlerce yıldır var olan bir kültür"

Doç. Dr. Attila Özdek ise bağlamanın birçok ülkede var olduğuna işaret ederek, "Farklı ülkelerde çalınıyor ama bağlama bu coğrafyalarda binlerce yıldır var olan bir kültür. Özellikle Cumhuriyet öncesiyle birlikte düşünüldüğünde, aşıklık, ozanlık geleneği ve usta çıraklık yöntemiyle bugüne aktarılmış." dedi.

Özdek, 1940'lı yıllarda yapılan radyo çalışmalarının bağlama eğitimleri açısından önemli olduğunu dile getirerek, şu bilgileri verdi:

"Radyo içerisinde yapılan çalışmalar, kendisinden sonraki süreci de etkilediği için önemli bir milat olarak düşünülebilir. Çünkü o dönem radyo, tek iletişim ve eğitim aracı. Hem büyük kitlelere ulaşabilmesi açısından, hem de özellikle radyo içerisindeki topluluklar anlamında. Özellikle de Yurttan Sesler Topluluğu... Bir eğitim, öğretim yuvası şeklinde biçimlenmiş ve oralarda öğretilenler, oradan bu işleri yürüten icracılar ve sanatçılar tarafından ülkenin değişik yerlerine yayılmışlar. Bu yönüyle olumlu düşünebiliyoruz radyoyu ama bir taraftan da tek tipliliğe, monoton bir icraya ve seslendirmeye dönük bir ortam hazırladığı için eleştirel yaklaşımlar getirmek lazım. Çünkü ülkedeki zengin icra farklılıkları ve yerel farklar, radyonun içerisinde tek tip bir seslendirme ve icraya hapsedilmiş. Bu da zaman içerisinde önemli farklılıkların, zenginliklerin yok olmasına sebep olmuştur."

Etkinlik kapsamında, Erhan Uslu, Tuğçe Akyıldız, Ozan Baysal ve Cem Doğan mini konser verdi.

Akademik Bağlama Günleri, yarın gerçekleşecek ustalık sınıfı eğitimi, "Geçmişten Geleceğe Bağlama" konulu panel ve konserlerin ardından sona erecek.

Kaynak: AA / Güncel
title
Close