Türkiye'de İş Ortamı" Toplantısı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yerli otomobil ile ilgili, "İnşallah yarın akşam Sanayi Bakanımızla tekrar bir araya gelerek buradaki yol haritasını çıkaracağız." dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yerli otomobil ile ilgili, "İnşallah yarın akşam Sanayi Bakanımızla tekrar bir araya gelerek buradaki yol haritasını çıkaracağız." dedi.
Hisarcıklıoğlu, Dünya Bankası İş Ortamı Raporu'nun değerlendirildiği " Türkiye'de İş Ortamı" toplantısında yaptığı konuşmada,? küresel ekonomide dalgalı denizlerde yol alındığını, bölge coğrafyasının zor bir dönemden geçtiğini dile getirdi.
Son 2 yılda zor günler yaşandığını anımsatan Hisarcıklıoğlu, "Ama açıkçası ben bardağın boş tarafına fazla odaklandığımız kanaatindeyim. Bu durum, maalesef ekonomimizin dinamizmini, girişimcilerimizin gücünü, son yıllarda atılan yatırımcı dostu reformları görmemizi engelliyor." dedi.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin küresel rekabette daha iyi yerlerde olması gerektiğini, burada da küresel ölçekte kullanılan göstergelerden en önemlilerinden birinin Dünya Bankası'nın Doing Business sıralaması olduğunu kaydetti.
Bu sıralamada Türkiye'nin istenilen noktada olmadığını anlatan Hisarcıklıoğlu, "190 ülke arasında 69'uncu sıradayız. Alt kırılımlarda 22. sırada olduğumuz gösterge de var, 128. sırada olduğumuz gösterge de var. Hedefimiz de çok net. Madem dünyanın en güçlü 20 ekonomisi arasındayız ve ilk 10'u hedefliyoruz, o zaman tüm göstergelerde ilk 20 içinde olmalıyız." diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, bunun için de 2 şey yapılması gerektiğine işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti:
"Birincisi reform ateşini canlı tutmalıyız. Yatırımcı güvenini yeniden tesis etmek için çok hızlı ve kararlı adımlar atmamız lazım. 'Türkiye artık içine kapanır, kendine gelemez' diyenlere inat, daha yükseğe sıçramamız lazım. Aslında son dönemde çok güzel işler de yapıldı. Hükümetimiz çok önemli adımlar attı."
-"Yaptıklarımızı daha iyi anlatmamız gerekiyor"
Rifat Hisarcıklıoğlu, son dönemde yapılan reformlardan bahsederek, "Bunlar yatırımcılara devletin sahip çıktığının en önemli göstergesi. Türk devletinin reform iştahının da kanıtıdır. Bu tür reformlara hız kesmeden devam etmemiz gerekiyor." dedi.
Ama yapılması gereken bir şeyin daha olduğunu ve yapılanların daha iyi anlatılması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, reformların bir iletişim stratejisi çerçevesinde kamuoyuyla ve yatırımcılarla düzenli şekilde paylaşılması gerektiğini dile getirdi.
Hisarcıklıoğlu, "Çünkü aslında yatırım ortamı dediğimiz konu bir algı meselesi. Sizin ne kadar iyi veya kötü olduğunuz kadar, nasıl algılandığınız da önemli bir faktör." ifadelerini kullandı.
Konuşmasından sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Hisarcıklıoğlu, yerli otomobil konusunda son gelişmelerin sorulması üzerine, "İnşallah yarın akşam Sanayi Bakanımızla tekrar bir araya gelerek buradaki yol haritasını çıkaracağız. Ben Türkiye'nin bunu yapabilme kapasitesi ve potansiyeli olduğunu bilen biriyim. Çünkü sanayinin içinden geliyorum, iş dünyasının başkanıyım. Bu konuda yeter ki irade olsun. Yeni teknolojiler var, bunların hepsini değerlendirip ortaya koyacağız." ifadelerini kullandı.
Hisarcıklıoğlu, yerli otomobilin Erzurum'da üretilmesi için imza toplandığının hatırlatılması ve üretim tesisinin nerede olacağının sorulması üzerine, "81 vilayetin hepsi ister ki tesis kendi bölgesinde olsun. Bu sonuçta siyasi bir karar. İşin en son noktası orası. Bütün hedef 2019'a kadar Türkiye'nin kendi markasıyla bir otomobilini ortaya çıkartabilmek…" yanıtını verdi.
Yerli otomobilde kamu özel sektör ortaklığı payının ne olacağı ile ilgili de konuşan Hisarcıklıoğlu, "Bunlar için erken. Ama burada kamunun da yeni teşvik yasasında yüzde 49'a kadar ortak olabilmesi söz konusu. Bunları değerlendirdikten sonra sizlere gerekli açıklamaları yaparız." diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, kıdem tazminatı ile ilgili görüşlerinin sorulması üzerine şunları kaydetti:
"Mutabakat sağlandıktan sonra kıdem tazminatı reform tasarısının gündeme gelmesini istiyoruz. Taslak konusunda fikir sahibi değiliz, görmedik. Ama kamuoyuna yapılan açıklamalarda genel itibariyle işçiler ve işverenlerin birlikte hareket ettiğini görüyorum."
- "Algının olguya yaklaşmasını bekliyoruz"
Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel ise Türkiye'de yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik çalışmalarının mahiyetini doğru tanımlamak bakımından Dünya Bankası İş Ortamı Raporu'nda yer alan değerlendirmelerin ve bu kapsamdaki çalışmaların, özel sektörün daha verimli şekilde çalışması için tasarladıkları ve uygulamaya koydukları çok sayıda düzenleme dikkate alındığında oldukça dar ve sınırlı bir alan ihtiva ettiğini söyledi.
İş Ortamı Raporu'nun oldukça sınırlayıcı varsayımlarla az sayıda göstergeye bakarak bir yatırım ortamı değerlendirmesi ortaya koyduğunu ifade eden Şenel, şunları kaydetti:
"Ülkemizde yatırım ortamını iyileştirilmesine yönelik yürüttüğümüz çalışmaların çok daha kapsamlı olduğunu, bu ölçüm metodu içinde elde edilen sıralamalara yansımadığını vurgulamakta fayda var. Her ne kadar sınırlayıcı varsayımları ölçümleme yöntemi olsa da çok sayıda ilkeyi sembolik iş ortamı göstergeleri üzerinden kıyaslayabiliyor olması sebebiyle Dünya Bankası'nın bu çalışması, yatırım ortamını iyileştirme çalışmalarımızın, diğer ülkelere kıyasla uluslararası rekabet gücümüzün, sürdürülebilirlik açısından hangi alanlarda nasıl bir tempoda yürütülmesi gerektiği konusunda bize önemli bir referans sağlamaktadır."
Şenel, Dünya Bankası İş Ortamı raporlarının Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) tarafından takip edildiğini anlattı.
Hükümetin yatırımların artırılması, uluslararası sermayenin Türkiye'ye gelmesi bakımından önemli teşvik enstrümanları ortaya koyduğunu anımsatan Şenel, tüm bu desteklerden çok daha önemlisinin yatırım ortamında sağlanacak iyileşme olduğunu söyledi.
Şenel, geçen yılki Dünya Bankası Raporu'nda gördükleri bir hususa değinmek istediğini aktararak, "Bu da ülkemizin hak ettiğine inandığımız değerlendirmenin rapora yeterince yansımadığıdır. Burada esas olan ülkemizde faaliyet gösteren uluslararası şirketlerin metodoloji gereği kendilerine gönderilen anketlere verdikleri cevabın değerlendirilmesiyle ortaya çıkan bir sonuç. Burada algı ile olgu arasında makasın hayli açık olduğunu görmekteyiz. Biz bu algının olguya yaklaşmasını bekliyoruz. Türkiye'nin gerçek durumu neyse bunun rapora yansımasını bekliyoruz." şeklinde konuştu. ?