Haberler
Netanyahu'dan ateşkes sonrası ilk açıklama: Hizbullah anlaşmayı bozarsa onları vururuz

Netanyahu'dan ateşkes sonrası ilk açıklama: Hizbullah anlaşmayı bozarsa onları vururuz

İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler: Suç kılıç çatmak değil, kasıtlı organize disiplinsizliktir

Milli Savunma Bakanı Güler: Suç kılıç çatmak değil, kasıtlı organize disiplinsizliktir

Rusya bir kez daha ABD füzeleriyle vuruldu, Savunma Bakanlığı 'Yanıt verilecek' dedi

ABD füzeleriyle bir kez daha vurulan Rusya'dan dünyayı korkutan açıklama

Müsiad Paris Açılışında Önemli Değerlendirmeler

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Paris’in açılışı gerçekleştirildi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Paris'in açılışı gerçekleştirildi. Açılışta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve MÜSİAD Başkanı Nail Olpak önemli açıklamalarda bulundu.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Paris'in açılışı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nükhet Hotar, Ak Parti Ağrı Milletvekili Fatma Salman, Paris Büyükelçisi Hakkı Akıl, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Kemal Yamankaradeniz, MÜSİAD Yurtdışı Teşkilatlanma Komisyonu Başkanı Alper Esen, MÜSİAD Paris Başkanı Hakan Kalaycı, MÜSİAD Üyesi İşadamları ve vatandaşların katılımlarıyla gerçekleştirildi.

MÜSİAD Paris'in açılışı dolayısıyla katılımcılara teşekkür konuşması yapan MÜSİAD Paris Başkanı Hakan Kalaycı "İnşallah MÜSİAD Paris, MÜSİAD Ailesi'nin yeni bir şubesi olacak. Biz de burada hep birlikte çok hayırlı çalışmalar yapacağız. Bunun için gayret edeceğiz" dedi.

OLPAK: "YARIM KALMIŞ ŞARKI TAMAMLANDI"

MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak açılış dolayısıyla yaptığı konuşmasında yarım kalmış bir şarkıyı tamamladıklarını belirterek şunları söyledi: "Biz her açılışımızı bir bayram olarak değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu noktan bakıldığında da sık bayram yaptığımızı ifade etmeye başladılar. Neredeyse ayda bir iki defa bu açılışları gerçekleştirmenin gururu ve sizlerin desteği ile onurunu yaşıyoruz. Bizim Paris'le ilgili, Fransa'yla ilgili yarım kalan bir şarkımız vardı MÜSİAD olarak. Önceden başlatmış olduğumuz teşkilatlanma çalışmamızda temsilcilik noktasında faaliyetlerimizi sürdürüyorduk ama şubeleşme aşamasına gelememiştik. Yurtiçinde aşağı yukarı şubeleşmenin sonuna geldiğimizi söyleyebileceğimiz bir aşamaya gelindiğinden herhalde faaliyetlerimizi daha da dışarıda yoğunlaştıralım diye bir düşüncemiz vardı. Bugün onun bir neticesi olarak Paris MÜSİAD'ımızın açılışı için bir aradayız. Burada söylemek istediğim bir husus var. Biz bu açılışları sadece burada yaşayan elbette baştacımız olan dostlarımız, bizim soydaşlarımızın bir dernekleri ve onların anavatanlarına bir bağlantıları şeklinde görmek istemiyoruz. Burada açılan MÜSİAD, Fransa'da faaliyet gösteren bir Fransız Derneği ve MÜSİAD'ın Dünya üzerindeki 60 ülkedeki networkunu birbirine bağlayan, bunun dışında da bu networku diğer işadamları kuruluşlarıyla bağlayan bir yapı içerisinde olduğu zaman asıl başarısını ve bizim amacımızı haketmiş olacak diyorum.

HOTAR: EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR EDERİM

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Nükhet Hotar'da törende yaptığı konuşmasında, "Bugün burada Türkiye'de yaşayan birisi olarak bir anlamda gurbette, siz değerli vatandaşlarımızla bu kadar güzel bir etkinlikte birlikte olmanın gururunu yaşıyorum. Bize bu gururu yaşatan değerli MÜSİAD Yöneticilerine, üyelerine, emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Bize bir Türk olarak gittiğimiz her yerde saygın bir birey olarak, saygı görmenin, karşılanmanın da onurunu yaşatıyorsunuz. Dolayısıyla bu anlamda da çok mutluyuz, gururluyuz" şeklinde konuştu.

DIŞİŞLERİ BAKANI ÇAVUŞOĞLU'NDAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) Paris bürosunun açılış töreninde yaptığı konuşmasında gündemdeki sıcak gelişmelere değinerek şunları kaydetti: "Sadece ikili meseleleri değil, bölgesel konuları da değerlendirme fırsatı bulduk. Özellikle Suriye e Irak'taki IŞİD tehdidi başta olmak üzere bölgenin güvenliğini ve istikrarını tehdit eden unsurları birlikte değerlendirmiş olduk. Şunu memnuiyetle söylemek isterim ki, Fransa ve Fransa'nın Dışişleri Bakanı Laurent Fabius'la bölgedeki konular konusunda, yani Türkiye ve Fransa olarak aynı düşünüyoruz. Gerek soruların gerçekçi bir şekilde tespiti, bu yaşanan sorunların gerçek sebeplerinin ne olduğu konusunda özellikle Esat Rejimini kastediyorum ve daha önceki Maliki rejimini Irak'ta. ve sorunların çözülebilmesi için, bu tehditten kurtulabilmesi için bölgenin, istikrarın gelmesi için de kapsamlı bir strateji konusunda da aynı düşündüğümüzü görmekten memnuniyetle büyük bir mutluluk duydum. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'da iki gün önce Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile telefonla görüştüler. Özellikle uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge konusunda da Fransa'nın desteğini görmekten mutluluk duyuyoruz.

Bugün Kobani'de yaşanan olaylar aslında yıllardır Suriye'nin her yanında yaşanan olaylardan bir tanesidir. Biz Kobani'den ülkemize gelen insanları hiç ayrım yapmadan kapılarımızı açık tutarak ülkemizde misafir olarak aldık ve ağırlıyoruz. Sadece son 3 haftada Suriye'den gelen kardeşlerimizi değil, Suriye'den gelen Ermenileri de Süryanileri de Sünni, Şii, Hristiyan, Müslüman, Arap, Türkmen hiç ayrım yapmadan hepsini bu açık kapı politikasıyla aldık. ve şu anda 1 milyon 600 binin üzerinde Suriyeli ve 40 binden fazla Irak'tan gelen Yezidi misafirlerimizi Türkiye'de ağırlıyoruz. Tabi ki bu önemli bir yük 4.3 milyar dolar civarında bir para harcamışız. Dün akşam arkadaşlarımdan son rakamı istedim. 4 Milyar 300 küsur milyon dolardan bahsediyoruz. Tabi Türkiye'nin Birleşmiş Milletler gibi ömür boyu hareket edemeyeceğini, bu yükü herkesin paylaşması gerektiğini söylüyoruz. Zaten güvenli bölge istememizin sebeplerinden birisi de budur.

Durum böyle devam ederse bir o kadar daha hatta iki katı insanın Suriye'den sınırlarımıza dayanması söz konusudur. Çünkü terör örgütleri bir taraftan rejim hepsi birden en çok sivil insanlara zarar veriyor. Düşünün bir rejim 200 binden fazla kendi insanını öldürmüş. ve bunun yaklaşık 20 bini çocuk, 20 bini kadın. Kimyasal silahlarla, havadan saldırılarla varil bombalarıyla ve klorin gazlarıyla. Yani insanı öldürmek için her yöntemi kullanmaktan çekinmeyen bir rejim. ve diğer taraftan insanları vahşice öldüren İŞİD ve terör örgütleri. Şimdi bunlardan hangisini tercih edeceksiniz. Hangisini yokettiğin zaman diğeri onun yerini alacak. Biri diğerinden daha mı az tehlikeli hayır. Maalesef olan sivil insanlara masum insanlara, kadınlara ve çocuklara oluyor.

Biz bu sorunların çözümü için öncelikle sorunları tespit edip bunu ortadan kaldırmamızı vurguluyoruz. ve Esat rejiminin gitmesi konusunda da Fransa ile hemfikiriz bunu da görmüş olduk. En kısa zamanda müttefikler arasında ortak akıl ortaya çıkacağını umuyoruz. Kapsamlı bir stratejiyle bölgeye, barış, istikrar getirecektir. Bölgedeki tehdit doğrudan Türkiye'ye yöneldi, güvenliğin sağlanması için her türlü tedbiri almaya Türkiye olarak hazırız.

Konuşmasına MÜSİAD'ın Türkiye için önemine vurgu yaparak devam eden Çavuşoğlu "MÜSİAD'ın Türkiye ekonomisine nasıl katkı sağladığını biliyoruz. Türkiye ekonomisine sağladığı katkıyla beraber toplumsal konularda, kültürel konularda nasıl aktif olduğunu; siyasi konularda da işi siyasallaştırmadan Türkiye'nin önemli meselelerinde görüşünü açık ve net bir şekilde prensipli bir şekilde ortaya koyan MÜSİAD'ın Türkiye'nin gelişiminde çok önemli bir rol oynadığını buradan söylemek durumundayım. Bugün Türkiye'ye karşı maalesef bir algı operasyonu var. ve bunu ciddi bir şekilde görüyorsunuz. Medyadan başlayarak Bazen İngiltere'de Fransa'da Almanya'da bir algı operasyonunu görüyoruz. Her konuda tamamen zıt görüşler belirten medya kuruluşlarının Türkiye söz konusu olduğu zaman aynı başlık aynı sözcüklerle manşetler atması veya manipülasyon yapması tesadüf değildir. Bunu dostlarımıza da çok açıkça söylüyoruz. Burada bir algı operasyonu var. Gerek hükümetimize karşı gerekse Türkiye'ye karşı. Türkiye'den bilgilerin de doğru bir şekilde bu ülkelere aktarılması gerekiyor. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ayrıca Türkiye'nin dünya kamuoyundaki algısının doğru yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Türkiye'den gelen bilgilerin diğer ülkelere doğru bir şekilde aktarılması gerekiyor. Biz siyasiler bunu yapıyoruz, görevimiz. Bizim yaptığımız resmi görüşü yansıtıyor karşı tarafa göre. O nedenle İş Dünyasının ve Sivil Toplum Kuruluşlarının, Derneklerin çok önemli rolü vardır ve MÜSİAD bu anlamda objektif bilgileri çok iyi aktarıyor" dedi.

OLPAK: TERÖR ANLAMI BARIŞ OLAN BİR DİNİN İSMİ İLE ANILAMAZ

Açılışın ardından MÜSİAD Paris gala programında konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, Avro Bölgesi'nde yaşanan ekonomik sorunlar ile Türkiye ile Fransa arasındaki ticari ilişkilere de değindi. MÜSİAD Başkanı Olpak ayrıca, ülke gündemine ilişkin açıklamalarda da bulundu. Olpak şunları söyledi: "Avro Bölgesi'nin son dönem ekonomisine bakıldığında; geçtiğimiz dönemlerdeki toparlanmanın yavaşladığını görüyoruz. Bölgedeki son gelişmelere baktığımızda; 12 aydır süren düşük büyüme rakamlarının ardından, 2. Çeyrekte ekonomik büyümenin sağlanamamış olduğunu, Ağustos 2014 verilerine göre işsizliğin %11,5 seviyesinde olduğunu görmekteyiz. Ayrıca Avrupa Merkez Bankası'nın deflasyon tehlikesine yönelik aldığı tedbirlere rağmen, tüketici fiyatları artışında düşüş gerçekleşmesi (enflasyon Ağustosta ayında %0,4 iken Eylül ayında %0,3) ve Avronun Dolar karşısındaki değerinin son 2 yılın en düşük seviyesine ulaşması; Avro Bölgesi'nin son durumunu yansıtan önemli sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bölgenin en güçlü ekonomisine sahip Almanya'da GSYH'nin 1. Çeyreğe kıyasla %0,2 azalması, en büyük ikinci ekonomiye sahip olan Fransa'nın ise 1. Çeyrekte olduğu gibi 2. Çeyrekte de büyüyememesi; bölgedeki ekonomik durgunluğun bariz sonuçlarındandır.'

Olpak, 'Türkiye Fransa arasındaki ticari ilişkilerin son yıllardaki seyrine göz attığımızda ise, olumlu ilerlemeler kaydedildiğini görmekteyiz. 2001 yılında Türkiye'nin Fransa'ya ihracatı 1,9 milyar dolar iken, 2013 yılında bu rakamın 3,4 kat artarak 6,4 milyar dolara yükselmiştir. Benzer şekilde ama aleyhinizde bir gelişmeyle 2001 yılında Türkiye'nin Fransa'dan ithalatı 2,3 milyar dolar iken, 2013 yılında bu rakamın da 3,5 kat artarak 8,1 milyar dolar olduğunu görüyoruz.

İki ülke arasındaki doğrudan yatırımların son 10 yılını değerlendirdiğimizde de, benzer bir olumlu tablo ile karşılaşmaktayız. Fransa'dan Türkiye'ye yapılan doğrudan yatırımlar; 2002 yılında sadece 22 milyon dolar iken, 2013 yılında 222 milyon dolara yükselmiştir. Türkiye'den Fransa'ya yapılan doğrudan yatırımlar ise; 2002 yılında yalnızca 1 milyon dolar iken, 2013 yılında 15 milyon dolar yükselmiştir.

Türkiye ekonomisinin son durumuna göz attığımızda ise, 19 çeyrekten beri (2009 yılının 4. çeyreğinden itibaren) büyümenin devam ettiğini görüyoruz. Türkiye, 2014 yılında da bu eğilimini devam ettiriyor. Yılın ilk 6 ayının büyümesinin de %3,3 olduğunu hatırlatmak isterim.

Dış talebimiz, geçen yılın ilk yarıyılında %0,3 düşmüşken, 2014 yılı ilk 6 ayında %8,1 artış göstermiş ve büyümeye olumlu katkıda bulunmuştur. Buna karşılık, ithalat geçen yılın ilk yarıyılında %9 artış göstermişken; bu yıl %2,1 azalmıştır. Bu değişim cari açık noktasından olumlu olmakla birlikte, ihracatımızın ve büyümemizin kaynağı olan ara malı ithalatının düşüyor olması bu anlamda büyümeyi olumsuz etkilemek noktasında sinyaller vermektedir.

Türkiye ekonomisinin en büyük sorunu olarak gösterilen cari açığın da, 2014 yılında düşme eğilimine girdiğini görmekteyiz. 2014 Ocak-Temmuz döneminde cari açık, yaklaşık 14 milyar dolar düşerek, 48,4 milyar dolar olmuştur. 2014 yılı Ocak-Temmuz ihracatının bir önceki yılın aynı dönemine göre %6,1 artarak 93,5 milyar dolara çıkması ve buna karşılık ithalatın %6,2 düşerek 139,6 milyar dolara gerilemesi, cari açığın düşmesine yaklaşık 14,5 milyar dolarlık katkı sağlamıştır.

Suriye ve Irak'ta asla hak etmediği bir isim kullanan IŞİD ve benzeri örgütler, maalesef bölgemiz için çok ciddi bir sorun olarak büyümektedir. Terörün, anlamı barış olan bir dinin ismi ile anılmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Terör, hangi din, ideoloji ve felsefe, kurum veya devletten gelirse gelsin, yanlıştır, yok edilmelidir. Ülkemiz, maalesef terörden büyük zararlar görmüş ağır bedeller ödemiş olduğu halde, son günlerde Türkiye'nin terörist unsurlar ile yan yana getirilme çabası da, çok büyük bir yanlıştır, kabul edilemez. Meclisimizin çıkarttığı tezkere kararı doğrudur, yapılacak harekatı destekliyoruz. Ancak çok dikkatli olunması gerektiğini ve tek bir Mehmetçiğimizin kılına zarar gelmeden sürecin yürümesi gerektiği, herşeye rağmen diplomasi imkanların kullanılmasının altını bir kez daha çiziyorum.

Bu hafta Kobani'nin işgal edilmesini bahane ederek başta Doğu ve Güneydoğu illerimizin bazılarında ve ülkemizin farklı il ve ilçelerinde güvenlik güçleriyle çatışan can ve mal kayıplarına neden olan çatışmaların aktörleri de büyük bir yanlışın içindedirler. Bilmeliler ki, en başta kendi gelecekleri olmak üzere tüm ülkenin geleceğiyle oynuyorlar. Şiddet ve terör yıllarca ülkemizin her yurttaşına doğrudan ve dolaylı olarak büyük bedeller ödetmiştir. Büyük barış projesi olan çözüm sürecinin arifesinde gerçekleşen bu provokasyonlara geçit vermemek, sağduyu çağrısında bulunmak hepimizin tarihi sorumluluğundadır. Çözüm sürecinin tamamlanması noktasında kararlı olan hükümetimize destek olan kamuoyu sağduyu ve iyi niyetlerini hiçbir zaman kaybetmemelidirler." - İSTANBUL

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi
title