Haberler

Mediacat Dergisinin Son Sayısı

Mediacat Dergisinin Son Sayısı
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Uğur Dündar, Türk basınını ve geleceğini değerlendirdi!

Media Cat'in Mart sayısında televizyoncu Özlem Gürses'in Türk televizyon tarihinin mimarlarından Uğur Dündar ile yaptığı röportaj yer alıyor. Star TV'nin Doğuş Grubu'na satılmasından sonra kurumdan ayrılan gazeteci, Türk basınının son dönemde geçirdiği değişimler hakkındaki görüşlerini MediaCat ile paylaştı.

Mediacat dergisinin son sayısında, Türk televizyon tarihinin duayenlerinden olan Uğur Dündar Star TV'den ayrılığını ve Türkiye'de gazeteciliğin geldiği son noktayı değerlendirdi. Star TV'den ayrılığını "Hoş bir veda olmadığını itiraf etmeliyim. Veda etmek de çalışmak kadar doğal ama Star TV'de çalıştığım dönemde gösterdiğim kurumsal bağlılığın ve emeğin karşılığı olarak en azından bir teşekkürü hak ettiğime inanıyorum. Bu teşekkürün gecikmeli olsa dahi edileceğini düşünüyorum" sözleriyle anlattı.

MediaCat'in "Hangi ünlü kişinin tavsiyesi sizin marka tercihlerinizde etkili olur?" sorusuna yanıt arayan Celebrity Güven Endeksi listesinde uzun bir süredir ilk üçten inmemesiyle ilgili olarak ise şunları söyledi:"Hiçbir zaman kameralar karşısında başka biri olmadım. Günlük hayatımda nasıl biriysem, kimsem, ilkelerim ve önceliklerim neyse ekranda ve habercilikte de hep aynıydım. Sanırım izleyici bu samimiyeti ve gerçeklik duygusunu anlıyor ve ödüllendiriyor."

"Çağımızın hiçbir demokratik hukuk devletinde basın özgürlüğünden kaynaklanan sakıncaların giderilmesinin yolunun baskıdan geçtiği iddia edilemez" diyen Dündar, son zamanlarda gündemi oldukça meşgul eden sansür tartışmaları ilgili endişelerini de belirtti. Gazetecilerin tedirginliklerini vurgulayarak "Özellikle içinden geçtiğimiz süreç içerisinde 'Bu haberi yaparsam, çalıştığım kurumun sahipleri bundan nasıl etkilenir?' ya da 'Bu haberin yayınlanması ne gibi sonuçlar doğurur?' türü endişeleri kafasından geçirmeyen bir gazeteci olabileceğini düşünemiyorum.

Hangi iktidar döneminde olursa olsun liberal düşüncelerinden taviz vermeyen bir akademisyen-yazar olduğunu düşündüğüm Mehmet Altan'ın sansür konusuyla ilgili açıklamaları adeta bir ibret belgesi niteliğinde. Kendisi AKP'yi uzunca bir süre destekledi ama bana göre bunu yandaş olduğu için değil, iktidarın ilk yıllarında sergilediği reformcu yaklaşımları düşüncelerine uygun bulduğu için yaptı. Altan, yandaş medya kuruluşlarında çalışan yöneticilerin ve gazetecilerin bile belli bir otosansür duygusuyla hareket ettiklerini, bazı alanların tabulaştırılıp görünmez kılındığını söylüyor. Ankara'nın dostane eleştirilere bile tahammül edemediğini belirtiyor.

Örneğin, Van'daki vatandaşlarımızın yaşadığı deprem felaketiyle birlikte, deprem bölgesi olmasına karşın deprem yönetmeliklerinin düzgün bir biçimde uygulanmadığına tanık olduk. Bunun da ötesinde, ana deprem sonrasında oturulabilir ruhsatı verilen bazı binaların artçı sarsıntı sonucunda yıkılması ve bundan kaynaklanan can kayıpları büyük bir skandaldır. Bu raporları verenlerin yargılanması gerekir. Altan gazetecilerin bu büyük skandalın üzerine yaşadıkları korkudan dolayı gidemediklerini söylüyor."

Medya dünyasını yakından ilgilendiren bu röportajın tamamını MediaCat'in Mart sayısında okuyabilirsiniz.

Kaynak: Bültenler / Ekonomi
title
Close