Kuraklıkla Yaşamaya Alışmamız Gerekiyor"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : Tarlalardan görüntü Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu'nun açıklamaları "Kuraklıkla yaşamaya alışmamız gerekiyor" HRÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çullu: "Kuraklığı durdurmak mümkün olmadığına göre uygun tarım politikalarının belirlenmesi ve tarımsal üretimde kuraklığa uyum tedbirlerinin alınması en doğru yol olacaktır" "Hangi ürün nerede, nasıl olmalı bu önemli. Mesela GAP alanında ana ürünlerimiz buğday ve mısır çok su tüketiyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
Tarlalardan görüntü
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu'nun açıklamaları "Kuraklıkla yaşamaya alışmamız gerekiyor"
HRÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çullu:
"Kuraklığı durdurmak mümkün olmadığına göre uygun tarım politikalarının belirlenmesi ve tarımsal üretimde kuraklığa uyum tedbirlerinin alınması en doğru yol olacaktır"
"Hangi ürün nerede, nasıl olmalı bu önemli. Mesela GAP alanında ana ürünlerimiz buğday ve mısır çok su tüketiyor. Belki bazı ürünlerden vazgeçeceğiz"
"Durdurulması zor gibi görünen küresel ısınma ve kuraklıkla yaşamaya alışmamız gerekiyor"
HALİL FİDAN - Harran Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, "Kuraklığı durdurmak mümkün olmadığına göre, uygun tarım politikalarının belirlenmesi ve tarımsal üretimde kuraklığa uyum tedbirlerinin alınması en doğru yol olacaktır" dedi.
Çullu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de 2014 yılında yaşanan kuraklığın ardından 2015 yılının bol yağışlı geçtiğini ve bu durumun çiftçiyi mutlu ettiğini söyledi. Bu yıl ise Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde kurak bir dönem yaşandığını anlatan Çullu, bu durumun ülke ekonomisini olumsuz etkilediğini kaydetti.
Son yıllarda kuraklığın giderek arttığına dikkati çeken Çullu, şöyle konuştu:
"2016 yılına yağış yönünden yine sıkıntılı bir şekilde girildi. Mevsimsel dağılımı düzensiz olan yağışlar özellikle kırsal alanda ekilen tahıl bitkisi, meyve ve meralar için yetersiz oldu. Ülkenin önemli tarım merkezleri olan Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde buğday ve arpa bitkilerinde su stresi nedeniyle verim kayıpları oluştu. Bazı arazilerde bitkiler ekonomik değerini kaybetti. Yetersiz yağış nedeniyle zayıf olan ve erken sararan meralar nedeniyle göçerler daha erken yer değiştirmek zorunda kaldı. Sonuçta 2016 yılında tahıl rekoltesi bir önceki yıla göre daha düşük, yem fiyatları ve hayvansal ürünler daha yüksek olacak. Mevsimsel sıcaklıkların erken başlaması nedeniyle görülen yalancı bahar nedeniyle de bazı bölgelerde meyve ağaçları zarar gördü."
Kuraklığa alışılması ve buna göre tarım politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini anlatan Çullu, "Durdurulması zor gibi görünen küresel ısınma ve kuraklıkla yaşamaya alışmamız gerekiyor. Kuraklığı durdurmak mümkün olmadığına göre, uygun tarım politikalarının belirlenmesi ve tarımsal üretimde kuraklığa uyum tedbirlerinin alınması en doğru yol olacaktır. Etkin su kullanımı dışında, özellikle ürün deseninde bazı değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Belki çok su isteyen ürünlerden vazgeçmemiz gerekiyor." diye konuştu.
Daha az suyla daha çok protein üreten bitkilerin üretimine geçilmesi gerektiğini ifade eden Çullu, ayrıca bu alanda yetişen uzman sayısının da artırılmasının önemli olduğunu vurguladı.
"Gelecekte daha büyük sorunlarla karşılaşabiliriz"
Son yıllarda bilim dünyasında kuraklığa uyum konusunda çalışmalar başlatıldığını belirten Prof. Dr. Çullu, şöyle devam etti:
"Hangi ürün nerede, nasıl olmalı bu önemli. Mesela GAP alanında ana ürünlerimiz buğday ve mısır çok su tüketiyor. Belki bazı ürünlerden vazgeçeceğiz. Bu konuda üniversitelerin ve araştırma enstitülerinin konunun üzerinde durması gerekiyor. Bunlara dikkat etmediğimiz taktirde gelecekte daha büyük sorunlarla karşılaşabiliriz. Az su kullanan ve kuraklığa dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi ve teşvik edilmesi vazgeçilmez uygulamalar olmalıdır. Harran Ovası'nda kullanılan suyun en az yüzde 50'si boşa akıyor. Bunun için vahşi sulama yerine damla sulamanın özendirilmesi de son derece önemli."
-Antalya ve Karaman'da şiddetli kuraklık yaşanıyor
bu arada, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün son 3 aylık analizlerine göre, Türkiye genelinde Antalya ve Karaman'da şiddetli, Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay çevrelerinde orta şiddette kuraklık yaşanıyor.
Türkiye'de mart ayında yağış ortalaması 67,88 milimetre olarak ölçüldü. Buna göre yağış miktarı geçen yıla göre yüzde 19,7 azaldı.
Marmara ve Karadeniz bölgelerinde mart ayında geçen yılın aynı ayına göre yağışta artış oldu. Yağış miktarı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 41,1, Akdeniz'de yüzde 40,7, İç Anadolu'da yüzde 30,6, Doğu Anadolu'da yüzde 13,4, Ege Bölgesi'nde yüzde 2,6 azaldı.