"Goıng For Growth 2014": Türkiye Yüksek Asgari Ücrette Oecd Birincisi
Orhan Aysezen - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) büyümesi son dönemlerde yavaşlasa da Türkiye'nin finansal ve ekonomik kriz sırasında iyi bir direnç sergilediğini belirterek, "Politika zorlukları içinde altyapı yetersizliklerinin üzerine gitmek, nitelikli eğitime erişimi iyileştirmek ve iş ve kayıtlı sektörde istihdam yaratmak için sosyal korumada daha iyi bir denge sağlamak yer alıyor" dedi.
Orhan Aysezen - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) büyümesi son dönemlerde yavaşlasa da Türkiye'nin finansal ve ekonomik kriz sırasında iyi bir direnç sergilediğini belirterek, "Politika zorlukları içinde altyapı yetersizliklerinin üzerine gitmek, nitelikli eğitime erişimi iyileştirmek ve iş ve kayıtlı sektörde istihdam yaratmak için sosyal korumada daha iyi bir denge sağlamak yer alıyor" dedi. Türkiye'de eğitimde sağlanan gelişmelerin beşeri sermayenin daha iyi değerlendirilmesi yoluyla gelir eşitsizliklerini giderici etki yapacağını belirten OECD, asgari ücretin yüksekliğine dikkat çekti. Türkiye medyan ücrete oranla asgari ücret bağlamada OECD birincisi oldu.
OECD iki yıllık ekonomik performansların değerlendirdiği "amiral gemisi" yayını "Büyümeye Geçiş (Going for Growth) 2014" raporunu açıkladı.
-BANKALARDA POTANSİYEL KIRILGANLIK SİNYALİ-
Raporun "Nitelikli eğitime eşit olmayan erişim, altyapı darboğazları ve yaygın kayıtdışı ortama sahip ülkeler" başlıklı bölümünde Türkiye'nin de dahil olduğu yükselen piyasa ülkeleri için "Bazıları son dönemlerde hammadde fiyatlarındaki gelişmeler, ama aynı zamanda temellerindeki zayıflıklar nedeniyle yavaşlama göstermiş olsa da bu ülkeler genel olarak kriz sırasında iyi bir direnç sergiledi -kişi başına GSYH'ları 2006-2011 döneminde bir önceki beş yıla göre daha güçlü oldu-" denildi ve şöyle devam edildi:
"Bu ülkeler şimdi büyük ekonomilerde, yükselen piyasalar üzerinde kısmen destabilizasyon oluşturabilecek alışılmamış para politikalarından geri çekilme planlarından kaynaklanan önemli risklerle karşı karşıya. Bundan başka son yıllarda kredi artışında bir kabarma deneyimi yaşayanlardan (Brezilya, Çin, Rusya ve Türkiye) bazıları bankacılık sektöründe potansiyel kırılganlık sinyali gösteriyor" denildi.
-TÜRKİYE'DE KAMU EKONOMİDE ETKİLİ, KURULUŞLARDA ZAYIF YÖNETİM VAR-
Son iyileştirmelere rağmen Çin, Rusya, Güney Afrika ve Türkiye'nin rekabet önündeki en büyük düzenleyici engellere sahip ülkeler arasında yer aldıkları belirtilen raporda bunların kamu mülkiyeti ve devletin sahip olduğu girişimlerde zayıf yönetişim biçiminde görüldüğü savunuldu.
-TÜRKİYE ASGARİ ÜCRET ORANINDA OECD BİRİNCİSİ-
Rapora göre Türkiye medyan ücretin (Türkiye'de çalışan tüm kişilerin ortasında yer alan kişinin aldığı ücret) yüzde 70'ten fazlasına karşılık gelen asgari ücretle, OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor. Türkiye'yi Brezilya, Endonezya, Şili, Fransa, Yeni Zelanda, İsviçre, Portekiz, İsrail, Macaristan, Avusturya, Belçika izliyor. OECD ortalaması asgari ücret bağlama oranının medyan ücretin yüzde 50'sine karşılık geliyor.
Raporda kayıtdışı istihdamın Brezilya, Şili, Endonezya ve Türkiye'de görece yüksek asgari ücret nedeniyle yaygın olduğu belirtilirken, "Türkiye'de asgari ücret, medyan ücretin yüzde 70'inden fazla, bu verimlilikte bölgesel eşitsizlikler karşısında zorluk oluşturuyor" denildi.
-GELİR EŞİTSİZLİĞİNİN EN BÜYÜK OLDUĞU BEŞ ÜLKE ARASINDA TÜRKİYE DE GÖSTERİLDİ-
Raporda geçen yıl gelir eşitsizliğinin en büyük ölçüldüğü beş OECD ülkesi; Şili, İsrail, Meksika, Türkiye ile ABD ve ayrı olarak BRIICS ülkelerine yapılan tavsiyeler ve bu tavsiyelerin yerine getirilip getirilmediğiyle ilgili bir tablo yer aldı. Buna göre Türkiye OECD'nin "İşsizlik parası bağlama oranı ve kapsamının artırılması", "Düzenli ve geçici işçilerin sosyal korumaya tabi tutulması arasındaki farkı azaltma" tavsiyelerini yerine getirmedi. Türkiye tarım ve enerjide subvansiyonların azaltılması önerisine de uymadı.
"Eğitim hizmetlerinin etkinlik ve arzını artırma" tavsiyesi ise yerine getirildi.
-RAPORUN TÜRKİYE BÖLÜMÜ: KRİZE DİRENÇ GÖSTERDİ-
Raporun Türkiye'ye ayrılan bölümünde "Türkiye, her ne kadar büyüme daha sonraları yavaşlasa da finansal ve ekonomik kriz sırasında iyi bir direnç sergiledi. Politika zorlukları arasında; altyapı yetersizliklerinin üzerine gitmek, nitelikli eğitime erişimi iyileştirmek ve iş ve kayıtlı sektörde istihdam yaratmak için sosyal korumada daha iyi bir denge sağlamak bulunuyor" denildi.
Türkiye'nin 2012'de zorunlu eğitim süresini 12 yıla çıkararak eğitim hizmetlerinin karşılanmasında önemli reform yaptığı; "vasıfsız işçi istihdam maliyetlerinin azaltılması, eğitimde nitelik ve eşitliğin iyileştirilmesi, istihdam koruma mevzuatında reform yapılması, tarım ve ağ endüstrilerinde rekabetin iyileştirilmesi, erken emeklilik teşviklerinin azaltılması" konularında geçen iki yılda gelişmeler kaydedildiği belirtildi.
-TÜRKİYE: EĞİTİMDEKİ GELİŞMELER GELİR EŞİTSİZLİĞİNİ AZALTIR-
Türkiye'ye ayrılan bölümde, raporun aynı zamanda yapısal reformların mali konsolidasyon, cari işlemlerin dengelenmesi ve gelir eşitsizliği gibi diğer politika hedefleri üzerindeki olası etkilerini ele aldığı da hatırlatılarak "Türkiye'nin durumunda, eğitim hizmetlerinin artan şekilde karşılanması bütçe üzerine baskı yapabilir, fakat beşeri sermayenin daha adil birikimini sağlamak suretiyle gelir eşitsizliğinin azaltılmasına yardımcı olabilir" denildi.
İş, eğitim ya da öğretime katılmayan genç nüfusun gelişmekte olan ekonomilerde yüksek olduğu kaydedilen raporda, bunu özellikle Hindistan, Türkiye, Güney Afrika ve Meksika'da görüldüğünü, sonucun verimlilik beklentilerine zarar verecek olan beşeri sermaye kaybı potansiyeli taşıdığı belirtildi.
Raporda, "Şili, Endonezya, Güney Afrika ve Türkiye'de, işe alma ve işten çıkarma maliyetlerinin azaltılması, vasıfsız işçiliğin kayıtlı sektörde ücreti kontrol etmesinin engellenmesi için emek piyasası düzenlemesine ya da ücret pazarlık kurumlarına ihtiyaç var" denildi.
Brezilya, Çin, Şili, Endonezya, Hindistan, Meksika, Rusya, Türkiye ve Güney Afrika'da, nitelikli eğitime erişimin iyileşmesi, fiziki ve yasal altyapı darboğazlarının üzerine gidilmesi ve birçok durumda işçileri kayıtlı sektör istihdamına çekmek ana politika önceliklerini oluşturuyor.