Haberler

F1 Pilotu Coulthard Bursa'da Konuştu

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

skoç Formula 1 pilotu David Coulthard, sürücüyü başarıya götüren unsurun, ekip çalışması olduğunu söyledi.

Bursa'da düzenlenen 'Ar-Ge Proje Pazarı ve Otomotiv Komponent Tasarım Yarışması' programına katılan dünyaca ünlü İskoç Formula 1 pilotu David Coulthard, sürücüyü başarıya götüren unsurun, ekip çalışması olduğunu söyledi. Coulthard, "Ailem kamyonlarla ilgileniyor. Kamyon kullanmak ilgimi çekmediği için bu alana yöneldim" diye konuştu.

Coulthard, Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından Ekonomi Bakanlığının desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) koordinatörlüğünde Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde bu yıl ikincisi düzenlenen 'Ar-Ge Proje Pazarı ve Otomotiv Komponent Tasarım Yarışması' programda konuştu, deneyimlerini anlattı. Coulthard, en iyi motor, en iyi vites kutusuyla şampiyon olamadığını söyledi. Coulthard, 1999'da şampiyon olan Mclaren'in en iyi aracı geliştiren ekibe sahip olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

"250 kilometreyle giderken direksiyondan elinizi çekmeden aracı kullanıyorsunuz. Bu yüzden tasarımcılar kendilerini kullanıcıların yerine koyuyor. F1 tasarımcılarının odasının ortasında bir araç bulunuyor. Böylece hem en iyi tasarımı yapıyorlar hem de sürücüleri anlıyorlar. Ben 11 yıl Mclaren'de yarıştım. Bir aracı sürekli iyileştirmek ve en yalın hale getirmek sizi en iyi yere getirir. Ben hiçbir zaman bir yarışı tek başıma kazanmadım. Her şeyin benim sayemde olduğunu düşünmedim. Bu bir ekip işi. Kendi ekibimde ben hızımı kesen şeyleri tasarımcılara bildiriyorum. Her şeyi gözden geçirip ekibime aktarıyorum. En önemli şey doğru veriler. Bir araya gelerek daha önce düşünülmeyen şekilde sorunları dönüştürebiliriz."

İNOVATİF TASARIMLAR ARTTI

Test sürücüsü olarak F1 pistlerinde yer aldığında yazılı notlarla çalıştıklarını anlatan David Coulthard, F1'in inovatif tasarımlarda önemli adımlar attığını söyledi. Kazalarda sürücülerin daha az etkilenmesi için baş ve boyun desteğini üretiminde kendisinin de katkılarının bulunduğunu anlatan Coulthard, F1 yarışlarında 600 kişilik ekip ve 200 şirketin hizmet sunduğunu kaydetti.

Ekip üyelerinin birbirine güveninin önemli olduğunu belirten Coulthard, "En ufak fabrikadan tutun da benim gibi sürücülere kadar hepimiz ekibiz. Yarışlar sırasında 750 milyon veri araçlardan kontrol merkezlerine aktarılıyor. Biz bu sorunları daha sonra tespit edip çözümü arıyoruz" dedi.

2005 yılında katıldığı İstanbul Park'taki yarış öncesi pisti similatörden öğrendiğini anlatan Coulthard, bu sistemlerin geliştirilmesi gerektiğini aktardı.

ŞARJ EDİLEBİLİR BATARYALAR ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ

Günümüzde hibrit araçlara talebin arttığını anlatan Coulthard, "F1 araçları 100 kilometrede 60 litre yakıt tüketiyor. Çok çevreci gözükmese de motor üreticilerine, küçük kapasitede üreticilere F1 araçları esin oluyor. Bizi eleştiren çevreciler F1'in çevreyi kirlettiğini söylüyor. Bir Trans Atlantik uçuşu daha çok yakıt tüketiyor. Biz Ar-Ge merkezlerimizde yeni teknolojiler üzerine çalışıyoruz. 800 php'lik bir hacimin üzerinde olan motorlarda yüzde 35- 40 yakıt tüketimini azaltmaya çalışıyoruz. Şarj edilebilen bataryalar üzerinde çalışıyoruz" diye konuştu. Ferrari, Mercedes ve Renault'un F1 yarışlarında üretilen teknolojiden çok şey öğrendiğini aktaran Coulthard, Türkiye'de de otomotiv üretiminin iyi bir yerde olduğunu, Avrupa'da üstlendiği rolden gurur duyduğunu söyledi.

2014 yılında 1.6'lık turbo şarj motorlara geçiş olacağına dikkat çeken David Coulthard, 800 beygir gücünü ikiye katlanacağını vurguladı. F1'de her yıl yeni gelişimlerin olduğunu söyleyen Coulthard, soruları cevapladı. Coulthard, Tom Kelly'in takım tanımını değerlendirerek şunları söyledi:

"Ferrari gibi bir ekipte binden fazla insan kazanan aracı yapmaya emek harcıyor. O parkurda tamirciler, tasarımcılar 80 kişi yer alıyor. Sizim en yakınınız da 3 kişi oluyor. Önde arkada bir şeyler gerektiğinde birkaç kişi oluyor. Bir de pitstop yapıyorsunuz. Durması yeni tekerlerin katılması 2.5 saniyede oluyor. Teknoloji insanlarla oluyor. Orada görünmeyen insanlarda tasarımı ortaya atıyor. Doğru kişiyi bulmalı. Lastiği takan insan güçlü olmalı. Hava tabancası kullananın o kadar güçlü olması gerekmiyor. Doğru kişiye doğru rolü vermelisiniz. Bu şekilde başarılı olabilirsiniz."

ROCK KONSERİNDE SES KISILSIN İSTEMEZSİN

F1 araçlarındaki motor sesinin azaltılıp azaltılmayacağının sorulması üzerine Coulthard, "Asıl soru şu F1 görsel bir spor mu? İşin ses boyutu da önemli midir? Bu motorların ağır bir sesi var. Rock konserinde müzik sessiz olsun istemezsiniz, bangır bangır olsun istersiniz. Rock havasını verebilmek enerjiyi aktarabilmek için çalışıyor. F1 hayranları da bunu biraz istiyor tabi" diye konuştu.

MAAŞIM EMEKLİ OLACAK KADAR YETİYOR

"F1 pilotu olmak nasıl bir duygu? Aldığınız para değiyor mu?" sorusuna Coulthard şöyle yanıt verdi:

"Ben çok ilgi duymuyorum açıkçası maaşlarına ilgi duyuyorum. Emekli olacak kadar yeter. 38'inde emekli oldum. Her sektörde o sektörün yöneticilerine önde gelen isimlerine baktığınızda çok yüksek rakamlar görüyorsunuz. Futbolcular, basketçiler, F1 pilotunda da. Alonso yılda 40 milyon Euro kazanıyor sponsorluklar da alıyor. İki kez dünya şampiyonu oldu. Ben o kadar olamadım ama biraz altında alıyorum. Eminim burada bunun üzerin de kazananlar vardır."

JOKEY GİBİ FORMUMUZA DİKKAT EDİYORUZ

Yarattığı fikirlerden ve kilosunu nasıl koruduğunda da bahseden Coulthard, "Fikri mülkiyet hakları hakikaten ekipler arasında fikir paylaşımı olmuyor. Tıpkı ortak parçalar paylaşılıyor. Enerji kontrol birimi standart. Renault buna kendi yönetmeliğini uygulamasını aktarıyor. Mercedes öyle. Görsel ve performans kazancı sağlayan bileşenlere o ekibe özgü olmalı. Her zaman çakışma olabiliyor. Ferrari'den ayrılan bir mühendis masanın altından Mcleren'e tasarımları sattı. Mcleren 100 milyon Dolar ödemek zorunda kaldı. Böyle bir satışın olduğunu haber verene 1 ile 2 milyon dolar veriliyor. Sürücülerin uzun mesafe koşucuları gibi olmalı. Bir yarış 90 dakika, 2 saate kadar sürebiliyor. Benim boyum uzun. Uzun boy sorun teşkil edebiliyor. Ama kısa olmaktansa uzun olmayı tercih ederim. 10 kilometre fark bile aracı saniyede 3 kat yavaşlatabiliyor. Seyis gibiyiz diyetimizi, kontrollerimizi, kardiyomuz yapılıyor. Ağırlık çalışmamız gerekiyor. Yarış öncesi çok sıvı alıyoruz" diye konuştu.

Bir aracın kendisi için işlevsel olması gerektiğini belirten Coulthard, günlük yaşamda spor araba asla tercih etmediğini söyledi.

YARIŞMAYI SEVİYORUM

Neden F1 pilotu olduğunu da anlatan Coulthard, "Yarışmayı, araçları çok seviyorum. İskoçya'da 11 yaşındayken carting ile başladım. Türkiye'de de 16- 17 yaşlarında yarıştım. Carting benim içini spor aracıydı. Dünyayı gezmeyi faklı insanlarla tanışmayı, kültürleri seviyorum. Spor farklı kültürleri biraraya getirir. Futbol bence çok güzel spor ama üst katmanı yok. Mühendislik, tasarım yok. F1 ilginçti. Ben tasarımcı değilim ama en iyi tasarımcılarla çalışma imkanım oldu. Onlara fikir verdim. F1 olimpiyatlar ve dünya kupalarından sonra en fazla izlenen spor alanı. Diğerleri 4 yılda bir oluyor. O yüzden ilgi duyuyorlar. Ailem kamyonlarla ilgileniyor. Kamyon kullanmak ilgimi çekmediği için bu alana yöneldim" diye konuştu.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Ekonomi
Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi feci şekilde can verdi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi 20. kattan düşerek can verdi

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

title