Ekonomi Bakanı Zeybekci Londra'da Açıklaması

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile ilişkili şirketlerle ilgili üretilen tüm rakamların spekülatif olduğunu belirterek, "Bu anlamda Maliye Bakanlığımızın ve ilgili kurum ve kuruluşlarımızın yaptığı çalışmalar bütün hassasiyetiyle devam ediyor." dedi.

Zeybekci, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında ve sonrasında yaşananları aktarmak üzere geldiği Londra'da, "İş adamları, Ekonomi ve Ticaret" başlıklı toplantının, ardından basın toplantısı düzenledi.

İngiltere Uluslararası Ticaret Bakanı Liam Fox ile yaptığı görüşmeye ilişkin bilgi veren Zeybekci, "Bir terör örgütünün darbe girişiminin nasıl bir demokrasi ve halk zaferi haline dönüştüğünü ve sonrasındaki ekonomik gelişmelerle ilgili de dünyanın başka noktalarında gerek TL'nin değeri, gerek faiz, gerekse diğer nakit finansal hareketlerle ilgili beklentilerin tam tersine, Türk ekonomisinin nasıl tepkiler verdiğini anlattım." dedi.

Zeybekci, İngiltere'nin AB'den ayrılma kararının ardından Türkiye ile bu ülke arasında bir Serbest Ticaret Anlaşması yapılmasına yönelik çalışmalara başlama konusunda Fox ile anlaştıkları bilgisini yineledi.

Fox ile görüşmesinin olumlu bir havada geçtiğini belirten Zeybekci, İngiliz bakanı Türkiye'ye davet ettiğini söyledi.

İngiltere ile Ortak Ekonomi ve Ticaret Komisyonu toplantısının bu yıl içinde, muhtemelen kasım ayında Londra'da yapılacağını bildiren Zeybekci, bu kapsamda Türk ve İngiliz iş adamlarını bir araya getirecek bir iş forumu da düzenleneceğini ifade etti.

FETÖ soruşturması kapsamındaki şirketler

Bakan Zeybekci, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturmalar kapsamında operasyon yapılan şirketlerle ilgili soru üzerine, terör örgütüne yardım ve yataklık eden şirketlerin ekonomiye potansiyel tehdit oluşturmayacağını dile getirdi. Zeybekci, "Bu şirketlerin, ekonomimizi, 3. tarafları, ekonomimizin diğer aktörlerini olumsuz etkilemesine izin vermeyeceğiz. TMSF'nin bu anlamda devreye girmesinin altında yatan gerekçe de budur." dedi.

"Terör örgütüyle ilişkide olan şirketlerle ilgili üretilen tüm rakamlar spekülatiftir." ifadesini kullanan Zeybekci, şöyle devam etti:

"Bu anlamda Maliye Bakanlığımızın ve ilgili kurum ve kuruluşlarımızın yaptığı çalışmalar bütün hassasiyetiyle devam ediyor. Şirketlerin ortaklarının terör örgütüyle ilişkili olması, Türkiye'nin envanterinde aktif değer olarak yer alan şirketlerin de cezalandırılmasına veya zarar görmesine asla ve asla sebep olmamalıdır. Bunda çok büyük hassasiyet gösteriyoruz. Kişiler işledikleri suçlar varsa, yargı önünde yargılanarak bu cezalarını çekmeliler. Şirketlerle ilgili son derece hassas davranıyoruz, olabildiğince en dar seviyede kalmasına çalışıyoruz."

Bazı şirketlerin ise "tepeden tırnağa, bütün hücreleriyle pislik yuvası haline geldiğini" belirten Zeybekci, bunların sayısının iki elin parmağını geçmeyeceğini söyledi.

Zeybekci bu şirketlerle ilgili olarak, "Nasıl terör örgütüne silahlarını yok et, göm, üzerine de beton dök diyorsak, bunlar da terör örgütünün önemli silahlarıdır, bir şekilde aynı mantıkla yok edilmesinin sağlanması lazım." diye konuştu.

Nihat Zeybekci, Türkiye'de bir erken seçim ihtimali olup olmadığının sorulmasına karşılık da "Gerek parlamentonun, gerek siyasetin, gerek hükümetin, gerekse partimizin gündeminde erken seçim diye bir şey kesinlikle yoktur." dedi.

"STA kapsamında iş gücünün serbest dolaşımı olmayacak"

İngiltere ile yapılacak Serbest Ticaret Anlaşması'nın iş gücünün serbest dolaşımını içerip içermeyeceğiyle ilgili soruya da Zeybekci, bu anlaşma kapsamında iş gücünün serbest dolaşımının olmayacağı yanıtını verdi.

Sığınmacılarla ilgili anlaşma kapsamında gündemde olan vize muafiyeti konusuna da değinen Zeybekci, "Türkiye'nin vize serbestisine kavuşmasının bir adım öncesinde ben Türkiye'nin ekonomik olarak AB ile entegrasyonu anlamına gelen Gümrük Birliğinin güncellenmesini ve bizim istediğimiz şekilde güncellenmesini daha öncelikli olarak görüyorum." diye konuştu.

İngiltere'nin AB'den ayrılma kararıyla ilgili değerlendirmesi sorulan Zeybekci, karara, "İngiltere'nin AB'yi yüzüstü bırakması" olarak değil, "AB'nin İngiltere'yi tutamaması" şeklinde bakmak gerektiğini söyledi.

İngiltere'nin yüzyıllardır dünyada önemli bir ekonomik aktör olduğunu dile getiren Zeybekci, bu ülkenin ayrılmasının AB için bir kayıp olduğunu ifade etti.

Zeybekci, İngiltere temasları sırasında kendisine eşlik eden AK Parti, CHP ve MHP milletvekillerine de teşekkür etti. Zeybekci, 15 Temmuz sonrası dönemin önemli kazançlarından birinin "siyasetteki birlikte hareket edebilme kabiliyeti" olduğunu vurguladı.

Milletvekillerinin değerlendirmeleri

Zeybekci'den sonra söz alan MHP Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya da ziyarete katılma gerekçesini, "darbe girişiminin dünyaya daha doğru anlatılması noktasında katkı vermek" olarak açıkladı. Karakaya, "Bugün burada yapılan toplantılarda, buradaki iş çevrelerinin, ekonomi çevrelerinin 15 Temmuz akşamı yaşanan darbe girişimiyle ilgili olumsuz bir izlenimlerinin olmadığını, öyle bir sorun görmediklerini ifade edebilirim." diye konuştu.

AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç de "15 Temmuz sonrası Türkiye ve Brexit sonrası İngiltere'nin önümüzdeki süreçte ekonomik ve siyasi ilişkilerini daha da güçlendirerek sürdüreceklerine inanıyorum." dedi.

CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Gökdağ da parti olarak hedeflerinin özgürlükçü demokrasiyi Türkiye'de kalıcı kılmak olduğunu belirterek, "CHP'nin 15 Temmuz'a bakışı nettir. 15 Temmuz hukuka, parlamenter demokrasiye yapılmış bir darbe girişimidir ve tarihin en kanlı darbe girişimlerinden biridir. Biz darbe girişimine karşı demokrasiyi savunduğumuzu net bir şekilde ortaya koyduk ve koymaya devam ediyoruz." ifadesini kullandı.

Parti olarak Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasına sıcak bakmadıklarını dile getiren Gökdağ, "Ama sıcak bakmama nedenimiz ülkemizin olağanüstü koşulların içinde olmadığı düşüncesinden değil. Biz olağanüstü koşulları, birlikte darbeye karşı duran, darbeye karşı duruşunu net bir şekilde ifade eden parlamentoda aşarız anlayışıyla OHAL'e sıcak bakmadık. Bundan sonraki dönemde amacımız OHAL uygulamasının, darbeye karşı duruşumuzun ortak gerekçesi olan demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, cumhuriyete bağlı anlamda yürütülmesidir." dedi.

Gökdağ, "Çıkacak, çıkan aksaklıkları hükümetle paylaşıyoruz, uyarılarımızı yapıyoruz, değerlendirmelerimizi yapıyoruz, bunu yapmanın ülkenin demokrasisine, hukukun üstülüğüne katkı yapacağını düşündüğümüzden yapıyoruz." şeklinde konuştu.