Deprem Haftası
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, Türkiye'de hala 6 milyondan fazla konutun riskli durumda olduğunu belirterek, "Bunların yıkılıp yeniden yapılması lazım" ifadelerini kullandı.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, Türkiye'de hala 6 milyondan fazla konutun riskli durumda olduğunu belirterek, "Bunların yıkılıp yeniden yapılması lazım" ifadelerini kullandı.
Hinginar, Deprem Haftası kapsamında yaptığı açıklamada, beklenen büyük depreme karşı hazırlık sürecinde denetimin önemli olduğunu belirterek, "AB standartlarının Türkiye'ye getirilmesinde aksaklıklar yaşanıyor. Denetim konusundaki aksaklıkların giderilmesi depreme karşı daha dayanıklı yapılar için önemli bir adım olacaktır. Marmara depreminden bu yana inşaat sektörü büyük bir yükselişte, ekonomik büyüme çoğunlukla inşaat odaklı gerçekleşiyor. Bu süreçte inşaat malzemelerinden yapı izinlerine kadar pek çok aşamada kontrol mekanizmasının dikkatli ilerlemesi, inşaatlarda sağlam zemin, inşaat malzemelerinde sağlık ve güven unsurlarının ön planda tutulması gerekiyor. Kaliteli malzemelerle üretilmiş, tescillenmiş, standartlara uygun malzemelerle inşa edilmiş yapılarla depremden korunmak mümkün" ifadelerini kullandı.
"1999 depreminin 14'üncü yılı olan 2013'te kamuoyuna Türkiye Deprem Vakfı iş birliğiyle 'Risk Almayın, Dünyanızı Karartmayın' mesajıyla bir deprem manifestosu yayımladıklarını anımsatan Hinginar, önlem ve karar alma çağrısında bulunduklarını kaydetti.
Hinginar, Sivil Deprem Platformu oluşturmak, Deprem Stratejisi Eylem Planı konusundaki katılımcılığı artırmak, Bina Yönetmeliği Platformunu oluşturmak, eğitimli ve belgeli uygulamacılar yetiştirmek, kentsel dönüşümde tereddütlerin giderilmesini sağlamak, güvenli ve çağdaş binalar yapmak, deprem ve güvenli bina bilinci oluşturmak olarak 7 maddede sıraladıklarını hatırlatarak, bu doğrultuda ilgilileri birlikte çalışmaya davet etmeyi sorumluluk olarak üstlendiklerini aktardı.
Türkiye'de bina yapımı konusunda en büyük eksikliklerin başında gelen, tüm konuları içeren bütünsel bir bina yönetmeliğinin olması için ilk adımı attıklarına dikkati çeken Hinginar, şunları bildirdi:
"Beklenen büyük depreme karşı hazırlık sürecinde denetimin önemine de vurgu yapmak gerekir. Depreme dayanıklı yapılaşmada malzemelerin taşıdığı önem yadsınamaz. Ülkemizde binanın tasarımından yapımına kadar denetimin de içinde olduğu bütüncül bir sistem kurulmalı ve toplumda güvenli yapı bilinci oluşturulmalı. Türkiye'nin acilen yapı sektörünün bütününü kapsayan ve tüm yönetmelikleri bir çatı altına toplayacak bir Yapı Yasasına ihtiyacı var. Buradan hareketle, ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda bir Yapı Yasasının oluşturulabilmesi için Türkiye İMSAD olarak bizim öncülüğümüzde Ulusal Bina Yönetmeliği Platformunu (UBYP) oluşturduk. 30'un üzerinde kuruluş da bu platformda yer alıyor. UBYP ile depreme daha dayanıklı yapılar için ilgili tüm kurumları bir araya toplamayı hedefliyoruz."
"Güvenli ve çağdaş binalar yapılmalı"
Deprem bilincinin deprem anında ve sonrasında nasıl davranılacağını bilmenin ötesinde güvenli yapılara sahip olmanın gerektiğini ifade eden Hinginar, "Binaların sadece depreme dayanıklı değil, tüm anlamıyla çağdaş bina özelliklerini içeren binalar olmaları sağlanmalıdır. Güvenli, dayanıklı, enerji verimliliği yüksek ve sürdürülebilir binalar için standart, yönetmeliklere uygun tasarım ve uygulama ile birlikte kalite, teknolojik ve sertifikalı yapı malzemelerinin kullanımı sağlanmalıdır. Afet kayıplarını en aza indirmenin yolu olan güvenli yapının doğru tasarım, malzeme, üretim, uygulama ve denetimle sağlanabileceği toplumun her kesimine anlatılmalı, gerekirse eğitim programlarına dahil edilmeli böylece toplumun deprem ve güvenli yapı bilinci artırılmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Hinginar, depreme hazırlık sürecinde Türkiye'nin en önemli problemlerinden birinin kentsel dönüşüm olduğunu anlatarak, bu konuda atılması gereken büyük adımlar ve alınması gereken uzun yollar bulunduğunu kaydetti.
Düzensiz yapılaşma, düşük yapı kalitesi, plansız kentleşme, ulaşım ve altyapı alanlarının yetersizliği gibi sorunların kentsel dönüşümle çözüme ulaşacağını belirterek, şunları ifade etti:
"Bugüne kadar yaşadığımız deprem felaketleri bizim için birer acı tecrübedir. Yenilerini yaşamamak, olası zararları en aza indirgemek adına kentsel dönüşüme sadece yapısal bir iyileştirme olarak değil, beklenen Marmara depremi için alınan büyük bir önlem olarak bakılmalı. Kentsel dönüşüm konusunda adım atılırken, gelecek 100 yıl vizyonuyla hareket edilmeli. Ülkemizde hala 6 milyondan fazla konut riskli durumda, bunların yıkılıp yeniden yapılması lazım. Revizyon sürecinde denetimin de aynı ciddiyetle ele alınması ve kentsel dönüşümün rantsal dönüşüm boyutuna ulaşmasının engellenmesi gerekiyor."