Avrupa Siber Güvenlik Koruma İttifakı Türkiye Toplantısı
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, siber saldırıların dünyada geldiği boyuta dikkati çekerek, "Yılda 556 milyon, günde 1,5 milyon, her saniye 18 kişi siber saldırı kurbanı oluyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, siber saldırıların dünyada geldiği boyuta dikkati çekerek, "Yılda 556 milyon, günde 1,5 milyon, her saniye 18 kişi siber saldırı kurbanı oluyor. Son 1 yıl içinde akıllı telefon ve tabletlerde tespit edilen virüs sayısı yüzde 216 arttı. Altyapılarımızın güvenliği ülke ve toplum güvenliğine eşdeğer hale geldi. Yarının savaşları, siber ortamda olacak ve bunun bedeli de çok daha yüksek olacak" dedi.
Avrupa Siber Güvenlik Koruma İttifakı Türkiye Toplantısı'na çok sayıda dijital güvenlik uzmanı katıldı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı Elektronik Harp ve Radar Sistemleri Daire Başkanı Mustafa Şeker, burada yaptığı konuşmada, güvenlik ihtiyacının insanlar için kaçınılmaz konulardan birisi olduğunu söyledi. Gelişen teknolojiyle güvenliğin farklı boyutlar kazandığına işaret eden Şeker, "Sınırınızı, evinizi koruyorsunuz ama saldırıları yapacak kişiler kalbinizde tabiri caizse. Hackerlar belki Çin'de, başka bir yerde ama Amerika'daki bir bankayı hackleyebiliyor. Güvenlik kavramını artık alışık olduğumuz şeylerden farklı değerlendirmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Bilgi güvenliğine önem verilmesi gerektiğini dile getiren Şeker, kurumların bu konuda kaçınılmaz olarak çalışması gerektiğini ifade etti.
"Beşinci savaş alanı olarak değerlendiriyoruz"
İnternet erişimi olan her şeyin bilgi güvenliği riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Şeker, tehditlerin bireysel olmanın ötesinde ülkeleri tehdit eder hale geldiğini kaydetti.
Alınan tedbirlerin henüz yeterli olmadığını, yeni tehditlere karşı sürekli önlem almak gerektiğini dile getiren Şeker, müsteşarlık olarak bu yöndeki faaliyetleri desteklediklerini söyledi. Şeker, "Müsteşarlık olarak hayati öneme sahip olduğu için bu konuya eğiliyoruz. Siber alanı beşinci savaş alanı olarak değerlendiriyoruz. Bu konuda Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, kamu kuruluşlarının ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik projeler başlatıp, yürütüyoruz" dedi.
"Ne kaybettiğinizi bilemeyebilirsiniz"
İttifakın Türkiye'den üyesi Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ'nin Genel Müdürü Davut Yılmaz da bu alandaki asıl tehlikenin devlet destekli siber suç örgütlerinin organize saldırıları olduğunu ifade etti. Yılmaz, şöyle konuştu:
"Bu saldırılar, gerçek bir terör eylemi kadar yıkıcı ve zararlı olabilir. İnternet aynı zamanda yeni savaş meydanı haline geldi. Bu savaş meydanındaki düşman bize, ülkemize, geleceğimize zarar vermek istiyor. Bu savaş, klasik savaşlardan çok farklı. Çünkü bu savaş meydanında, yani siber uzayda sınırlar o kadar geniş ki kimsenin sınırı belli değil. Düşmanın nereden geldiğini, nasıl saldırdığını, hangi yöntemleri kullandığını ya da kimlerle saldırdığını o anda bilme imkanınız yok. İşin daha da kötüsü bu savaştan sonra ne kaybettiğinizi hiç bilemeyebilirsiniz."
Devlet destekli siber suç örgütlerinin saldırısının gerçek saldırılar kadar önemli olduğunu belirten Yılmaz, "Bu saldırılar başka bir ülkenin kritik altyapılarına, telekom ağlarına, enerji santrallerine, ulaşım sistemlerine, e-devlet sistemlerine yönelik olursa sonuç gerçekten bir felaket olabilir. Siber suçlar ve tehditler, gerçek savaşlar ve suçlar kadar önemlidir ve önlem alınmalıdır" dedi.
"Yerli üretim desteklenmeli"
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanı İbrahim Hakkı Polat da kurul olarak bu alanda yaptıkları çalışmalara ilişkin bilgiler verdi. Polat, "Bir mali istihbarat birimi kendi veri tabanında mali olsun olmasın bütün olayların mali haritasını görebiliyorsa etkin demektir. Birçok olayda bunu yaşadık gördük. Bu alanda iyi ülkelerle rekabet halindeyiz" diye konuştu.
Siber güvenlik açasından yapılması gereken çok şey olduğunu vurgulayan Polat, şunları kaydetti:
"Bildiğimiz şeylerle, kontrol edebildiğimiz risklerle önlemlerimizi alıyoruz, orada bir açığımız yok. Milli güvenlik açısından, ekonomik güvenlik açısından kritik açık hem hardwareda hem softwareda özellikle stratejik öneme sahip noktalarda yerel üretimimizin olması gerekiyor. Bir güvenlik programı alıyorsunuz, kapalı kutu. O konular işin açıkçası kontrol edemediğimiz, merakımızı gideremediğimiz riskler taşıyor. Özellikle tasarlanmış birşey olabilir mi, olabilir. Bilgi işlem dışında istihbaratın farklı güdüleri ve şüphelerinin olması çok doğal."
Polat, bu alanlarda yerli üretimin desteklenmesine yönelik olarak sadace parasal teşviklerle sınırlı olmayan özel teşvikler verilmesine ihtiyaç olduğunu kaydetti.
"Birkaç yüz dolarlık virüs..."
BTK Başkanı Tayfun Acarer de geçen yıl bilişim sektörünün cirosunun 71 milyar lirayı aştığını söyledi.
Türkiye'ye her yıl yaklaşık 17 milyon telefonun yurtdışından getirildiğini ve yıllık maliyetin 5 milyar doları bulduğunu ifade eden Acarer, geçen yıldan itibaren Türkiye'de üretilen telefonların oranının arttığını belirtti.
Siber güvenlik riskinin de internetin yaygılaşmasıyla arttığını ifade eden Acarer, şöyle konuştu:
"Yılda 556 milyon, günde 1,5 milyon, her saniye 18 kişi siber saldırı kurbanı oluyor. Bunun için eğitim düzeyi, bulunduğunuz konum fark etmiyor. Son 1 yıl içinde akıllı telefon ve tabletlerde tespit edilen virüs sayısı yüzde 216 arttı. Altyapılarımızın güvenliği ülke ve toplum güvenliğine eşdeğer hale geldi. Yarının savaşları siber ortamda olacak ve bunun bedeli de çok daha yüksek olacak. Birkaç yüz dolarlık bir virüs, on milyonlarca dolarlık bir savaş uçağından daha fazla zarar verebilecek bir ülkeye."
Acarer, son yıllarda bu konuda Türkiye'de oluşan farkındalığı çok olumlu karşıladığını dile getirdi.