Muhammed Mursi kimdir? 'Mısır'ın halkoyuyla seçilip darbeyle devrilen eski cumhurbaşkanı'
Muhammed Mursi, Mısır'ın eski cumhurbaşkanı casuslukla suçlanarak yargılandığı davanın duruşmasında mahkeme salonunda hayatını kaybetti.
Mısır'ın eski cumhurbaşkanı Muhammed Mursi casuslukla suçlanarak yargılandığı davanın duruşmasında mahkeme salonunda hayatını kaybetti. Mursi 2012'de Mısır'da halkoyuyla seçilmiş, ertesi yıl darbeyle devrilmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mursi için "Emrihak vaki olmak suretiyle şehit oldu" dedi.
67 yaşında yaşamını yitiren Muhammed Mursi, 1951 yılında Nil Deltası'nın Şarkiya bölgesindeki El-Advah köyünde dünyaya geldi.
Mursi, 1970'li yıllarda Kahire Üniversitesi'nde mühendislik okudu ve sonrasında ABD'ye giderek doktora yaptı. Mısır'a dönüşünde Zagazig Üniversitesi'nin mühendislik bölümünün başına geçti.
Bilim kariyeri ile paralel olarak hızla Müslüman Kardeşler hareketinde de yükseldi.
2000-2005 döneminde harekete bağlı bağımsız milletvekili olarak Mısır Meclisi'nde görev yaptı.
Sonrasında tekrarlanan bir seçim sonucu milletvekilliği kaybetti. Mursi, o seçimde sandıkta hile yapıldığını iddia etti.
Hitabet kabiliyetiyle dikkat çekti
Muhammed Mursi milletvekili olarak, özellikle hitabet kabiliyeti ile dikkat çekti. 2002 yılında bir tren kazasında, yetkilileri eleştiren açıklamaları ile öne çıktı.
Mursi 2012'de Müslüman Kardeşler'in cumhurbaşkanı adayı olarak belirlendi.
Aynı hareket içinde önemli bir konumda olan milyoner işadamı Hayrat El-Şatır, baskılar sonucu yarıştan çekilmek zorunda bırakılmıştı.
Mursi ise seçim kampanyasında, kendisini devrik cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in yeniden doğma olasılığına karşı "siper" olarak tanıttı.
2012'de yakın bir sonuçla seçimleri kazandığında, "tüm Mısırlıların cumhurbaşkanı" olacağı sözünü verdi.
Ekonomi ve anayasa çalışması tepki topladı
Cumhurbaşkanlığındaki çalkantılı yılını değerlendirenler, "tüm Mısırlıların cumhurbaşkanı" olma sözünü yerini getirme konusunda başarılı olamadığı görüşünü savunuyor.
Muhammed Mursi'ye eleştiriler, İslamcıların siyasi olarak gücü tekeline almasına sebep verdiği ve iktidarı Müslüman Kardeşler hareketi çevresinde topladığı üzerinde yoğunlaşıyor.
Mursi, bunun yanında, iktidara gelmesine olanak sağlayan isyanın sebeplerinden olan Mısır ekonomisini yönetişi konusunda da eleştiriliyordu.
Mısır'da 2012 yılının Kasım ayında Muhammed Mursi'ye karşı muhalif sesler yükselmeye başladı.
Mursi'nin üzerinde çalıştığı ve muhaliflerin 'şeriat getirmekle' eleştirdiği anayasa çalışması sırasında Mursi, cumhurbaşkanına daha çok yetki veren bir kararnameyi imzaladı.
Günler süren protestolar sonrası bu kararnamenin kapsamını daraltmayı kabul etti.
Ordu kışlaya döndü, ama çatışmalar şiddetlendi
Ancak çoğunu İslamcıların oluşturduğu Anayasa Komisyonu'nun, aceleyle hazırlanan bir taslağı, aynı ayın sonunda onaylaması sonrası ülke yeniden gerildi.
Liberaller, laikler ve Kıpti Kilisesi çalışmaları boykot etti.
Mursi, yükselen toplumsal huzursuzluk karşısında, silahlı kuvvetlere, taslak anayasanın referanduma sunulacağı 15 Aralık 2012'ye kadar devlet kurumlarını koruma yetkisi veren bir kararname imzaladı.
Muhalifler bunun olağanüstü hal ilanı olduğunu savundu.
Ordu bir süre sonra kışlaya geri döndü ama devamındaki birkaç hafta içinde Mursi yanlıları ve muhalifleri arasında çıkan çatışmalarda 50'den fazla kişi öldü.
29 Ocak 2013'te, halen Mısır Cumhurbaşkanı olan dönemin Genelkurmay Başkanı Abdülfettah es-Sisi, siyasi krizin "devletin çöküşüne neden olabileceği" uyarısında bulundu.
Nisan ayında, muhalif aktivistlerden oluşan Temerrüt hareti, Mursi'nin güvenliği sağlayamadığı ve ekonomiyi düzeltmediği gerekçesiyle imza kampanyasına başladı. Hareketin amacı Mısır'ı yeniden bir seçime götürmekti.
Temerrüt, Mursi'nin Mısır Cumhurbaşkanı olarak yemin ettiği günün yıldönümünde, 30 Haziran 2013'te milyonlarca kişinin katıldığı bir protesto gösterisi düzenledi.
'Çok fazla hata yaptım, bunların düzeltilmesi gerek' demişti
Mursi, seçim zaferinin yıldönümünden bir gün önce yaptığı konuşmada, uzlaşmacı bir ton kullanmış ve "Çok fazla hata yaptığını, bunların düzeltilmesi gerektiğini" söylemişti.
Ordu, 1 Temmuz'da Mursi'ye ultimatom vererek, eğer toplumsal talepleri tatmin edecek bir "yol haritası" ortaya koyamazsa, müdahale edebileceği uyarısı yaptı.
Mursi, ultimatom tarihi yaklaşırken, Mısır'ın meşru lideri olduğunu ve kendisini görevden almak için atılacak her adımın ülkeyi kaosa sokacağını savundu. Bir konuşmasında, "Meşruiyet, ülkenin dirliğinin korunması ve kan gölüne dönüşmesinin önlenmesi ve sonrasın yeni bir aşamaya geçilmesi için tek yoldur" dedi.
3 Temmuz 2013'te ordu yönetime müdahale etti ve anayasayı askıya aldığını açıkladı. Ülkeyi seçimlere götürecek bir teknokrat geçiş hükümetinin kurulacağını duyurdu.
Mursi bu açıklamayı "darbe" olarak tanımladı ve kınadı.
Ordu tarafından gizli bir yere götürülülen Mursi'den haftalarca haber alınamadı.
Onun yokluğunda Kahire'de taraftarları sokağa çıktı ve serbest bırakılarak göreve iade edilmesi talep edildi.
Haftalar süren bu eylemler sonrası, ordu 14 Ağustos günü başkent Kahire'deki iki ayrı protestocu kampına müdahale etti ve kilit konumdaki Müslüman Kardeşler üyelerini tutukladı.
Protestolara yapılan silahlı müdahalelerde, 1000 kadar Mısırlı hayatını kaybetti. Geçiş hükümeti yaşananları "terörle mücadele" olarak tanımladı.
Mursi ise 2015 yılında "Aralık 2012'de göstericilerin gözaltına alınması ve onlara işkence yapılması talimatı vermek" suçundan 20 yıl hapis cezası aldı.
2011 yılında İslamcı militanların bir cezaevinden firarında rol oynadığı iddiasıyla yargılandığı davada ise idam cezasına çarptırıldı. Yüksek Mahkeme, 2016'da Mursi hakkında verilen idam kararını bozdu.
Mursi aynı yıl Katar için casusluk yaptığı gerekçesiyle yargılandığı davada suçlu bulundu ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Mısır'ın eski cumhurbaşkanı mahkeme salonunda hayatını kaybettiğinde ise "Hamas'la temaslarına yönelik bir diğer casusluk davasında" yargılanıyordu.