Haberler

Madem Öyle, İşte Böyle

Madem Öyle, İşte Böyle
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Okula Giderken Cep Telefonum Çaldı, Açtım…

Okula giderken cep telefonum çaldı, açtım…

Konuşan babamdı.  ‘Kızım bugün annenle evlilik yıldönümümüz ona sürpriz...'

Babam konuşmasını bitiremeden bileğimde bir acı hissetim. Arkamdan biri telefonumu adeta koparırcasına elimden alırken beni yere yuvarladı…

Düşerken arkasından baktım bir genç kalabalıkta kayboldu… Ağlamağa başladım…

Etrafımda toplananlar polise başvurmamı söyledi. Polise gittim ‘her gün yüzlerce kişinin telefonu çalınıyor, bir şey çıkmaz ama ifadenizi alalım’ dediler.

 Muammer ELVEREN MElveren@hurriyet.com.tr

ÖNCEKİ YAZILARI

*Osmanlı hoşgörüsü ve Ermeniler

*İnternet ve çamur atma demokrasisi

*Fransa'da liderler ve şarap

* Cinsel taciz ve Yurttaşlık stajı cezası

 

 

 

 Arkadaşımla yorgun argın metrodan çıkıyordum.

Birden bileğime takılı el çantamın arkamdan sertçe çekildiğini hissettim, elimde kulpu kaldı.

Blucinli zayıf biri elindeki  çantamla fişek gibi ortadan yok oldu.

İçinde benim için özel değeri olan görüntülerin olduğu fotoğraf makinem, ehliyetim, kimliklerim, kredi kartlarım vardı, arkadaşımla şaşkın şaşkın bakınırken karakola gitmemizi tavsiye ettiler. Karakola gittim bana ‘aynı yerde çantasını çaldıran aralarında 1 sivil polisinde olduğu 29 uncu kişisiniz şikayetinizi almak için sıranızı bekleyin ’ dediler.

Oğlum… ben 78 yaşında emekli yalnız bir kadınım, ekmek almağa çıktım eve dönerken kapının önünde iri yarı biri beni iterek yere yuvarladıktan sonra el çantamı alıp kaçtı… içinde 280 euro, emeklilik belgelerim,  maaş kağıdım ve kimlik kartım vardı… Girişteki polis beni size gönderdi…

Paris’in en işlek caddelerinden birindeki kitapçıda alacağım kitabı raflarda ararken, bir kadın beni iterek kolunu önümdeki kitaba uzattı, o sırada arkamdan bir adam çantama çarparak geçti, 3-4 dakika sonra kitabımı alıp kasaya geçtim, çantamı açtığımda içinde kredi kartlarım, kimliklerim, çek karnem, sağlık kartım ve 200 küsur euro olan cüzdanımın olmadığını gördüm. Kan beynime fırladı, ‘kapıları kapatın içerde hırsızlar var, cüzdanım çalındı’ diye bağırdım. Ben bunları söylerken arkada kitap alan kadın ve  çantama çarpan adam kasaya uğramadan yok olmuştu.

Baba… polis telefon etti, senin cep numaranı verdik, dedemin olduğu Yahudi mezarlığında bir çok mezar yerle bir edilmiş, bazılarının üzerine gamalı haçlar ve hakaret içeren yazılar yazılmış. Amirim, yaptığımız operasyonunda 59 kaçak işçi yakaladık, çoğu kuzey Afrikalı, aralarında 13 Türk var, onları sınır dışı gözetim merkezine koyduk.

Muammer bey bir dakika… Ertuğrul Özkök arıyor.

Muammer nasılsın... Bir arkadaşım yardımını rica etti, bir tanıdığının 17 yaşındaki oğlu ve arkadaşını Eyfel Kulesi alanında yapılan eğlence sırasında feci şekilde dövüp ellerinden kameralarını ve el çantalarını almışlar, birinin cebini alamamışlar, numarasını vereyim ilgilenebilirsen iyi olur.

Abi… arkadaşımla eğlenceyi izliyorduk, aralarında zencilerinde olduğu bir grup bize yaklaşıp saat sordu, saate bakarken elimdeki çantayı ve cep telefonunu kaparken tekme tokat giriştiler, polise gittik, bekleme salonuna geçin dediler en az yüz kişi vardı, gece yarısını çoktan geçmişti, sıra ne zaman gelir dedik, bekleyenlerin hepsi sizinle aynı şikayet için bekliyor sabaha doğru belki... İsterseniz yarın gelin dedi… Her şeyimizi çaldıkları için paramız olmadığından Eyfel’in yanındaki çimlerin üzerinde sabahladık.

Gece yarısı büyük bir gürültüyle uyandık…

Yaşları 12-18 arasında bir grup genç park eden araçların üzerine bidonla benzin dökerek yakıyordu,  ben yer bulamadığım için arka caddeye park etmiştim, yine de inip kontrol edeyim dedim, vardığımda orada da benim arabam dahil en az on araç daha yakılmıştı.

Kredi ile almıştım, daha beşinci taksitini yeni yatırabilmiştim…

Artık Paris banliyölerinde oturmak çok zor. Çocuklar okuldan eve dönünceye kadar bin kez ölüyoruz. Araç yakan, hırsızlık yapan, kızlara sarkıntılık yapan, yaşlıların elindeki çantayı çalan, Belediye otobüslerini ateşe veren, mağazalarda gasp yapan, haraç toplayan çetelerden bıktık, yıllardır çalışarak zar zor aldığım evi yok pahasına satıp buradan gidiyorum, zaten bir çok aile evini satıp kaçtı bile…

Marsilya’da içinde yolcu olan belediye otobüsünü ateşe vermişler, arkada oturan ve çıkmaya yetişemeyen 19 yaşındaki bir kız yanmış koma halinde hastaneye kaldırılmış.

Muammer… Clichy Sous Bois’dan bir vatandaşımız aradı, evlerinin önünde bir grup serseri araç yakıyormuş, cep telefonuyla çekmiş… Bir konuş istersen...

Muammer abi yine başladılar, arabaları yakıyorlar, şimdide polisle çatışmaya girdiler, bir de

duydun mu?. Bir Türk’ün evini kundaklamışlar... Adam perişan yıllardır birikimlerini bu eve yatırmış, telefonunu vereyim haber yapmak istersen konuş…

Hafta’da 35 saat çalışma bizi yaktı… Siparişleri zamanında yetiştiremiyoruz, müşteriler birer birer kaçtı, zarar etmeye başladım bu nedenle fabrikayı kapatma kararı aldım, en çok üzüldüğüm şeyde çalışanların işsiz kalacağı ama böyle devam ederse zaten iflasa gidiyorum. Bir çok fabrikatör kapıya kilit astı, bir kısmı ise ağır vergi yükünden merkezini minimum verginin olduğu İrlanda gibi ülkelere taşıdı.

Servet vergisi nedeniyle  Alain Delon, Charles Aznavour  ve diğer birçok tanınmış sanatçı gibi Fransa’nın dünyaca ünlü şarkıcısı Johnny Hallyday de İsviçre’ye yerleşti, böyle giderse Fransa’nın bütün ünlüleri kaçacak.

Her gün üç dört gösteri nedeniyle Paris’in trafiği felç oluyor, müşteriler de, biz taksiciler de bıktık, buna bir çare bulmak gerekir, artık neredeyse kediler niye yavrulamıyor diyenlere de gösteri izni verilecek. Tren ve metro işçileri yine grevde… Yarından sonra havalimanı çalışanları da Air France pilotlarıyla birlikte greve gidiyor, bu bir değil,  iki değil, üç değil, buramıza geldi... Tamam çalışanların haklarına saygılıyız ama… onlar da vatandaşların çalışmaya gitmek zorunda olduğunu unutmasın, bu ne bitmez istekler böyle? Kamu kurumu değil mi bunlar, bari minimum servis verseler ama kimin umurunda.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri gelip çattı, sağdan Sarkozy, soldan Segolene Royal ipi göğüsledi.

Sarkozy ‘Güvenlik, asayiş, kaçak göçe son, daha fazla çalışma, işverenlere vergi indirimi, fazla mesaiden vergi alınmaması, sürekli suç işleyenlere daha fazla ceza, servet vergisini azaltma, grev hakkına saygı ama çalışmak isteyenler için minimum servis” dedi.

Royal seçim arifesinde “Sarkozy tehlikeli bir adaydır, seçilirse ülke çatışma ortamına sürüklenir. Ülkenin her yerinde şiddet hakim olur” dedi. Herkes bunu ‘ kışkırtma’ olarak niteledi. Bütün bunlara  ‘Le nouvel Observateur’ dergisi Genel Yayın Yönetmeni Jean Daniel’in Sosyalistlerin adayı Segolene Royal’i destekleyen başyazısında dediği gibi “Royal, yarışı çok iyi götürdü ama Sarkozy ile televizyon tartışmasında çok saldırgandı, bir de seçim arifesinde Sarkozy’nin kazanması halinde çıkacak ayaklanmaları kutsallaştıran bir açıklama yaparak tartışılmaz bir hata yaptı”.

Veeeee…

Sarkozy Fransa Cumhurbaşkanı seçildi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Dünya
title
Close