Karslıoğlu: Müslümanların Bir Kısmı Kerbela'yı Anlayamadı

BERLİN Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, muharrem ayının Kerbela vahşetinin büyük bir hüzünle hatırlandığı ay olduğunu belirttiği konuşmasında, "Aralarında kadınların ve çocukların da bulunduğu ehli beyt mensubu ve yakını 72 kişi, önce günlerce susuz bırakılmış, sonra benzeri olmayan bir zulüm ve işkence ile katledilmişlerdir. Bu vahşet, aradan geçen yüzyıllara rağmen sanki daha dün yaşanmışçasına tüm Müslümanların yüreklerini dağlamakta. Özellikle Alevi kardeşlerimiz Hz. Hüseyin'in ve ehli beyt'in uğradığı zulmü ve işkenceyi kendi bedenlerinde yaşamakta, onların susuz bırakıldıkları günlerin anısına muharrem ayında oruç tutmakta, onların çektikleri acı ve sıkıntılara ortak olmaktadırlar" sözleriyle Kerbala'nın Aleviler için önemine değindi.

HER GÜN YENİLERİ YAŞANIYOR

Kerbela olayında dersler çıkarmak gerektiğini belirten Büyükelçi, şöyle dedi:

"Kerbela sadece tarihte yaşanmış bir acı olarak algılamamalıyız. Bu hadiseden dersler çıkarmamız gerekmektedir. Hz. Hüseyin'den sonra yeni Kerbelaların yaşanmaması en büyük gayemiz olmalı. Bize düşen vazifelerden biri de Kerbela'dan bir ayrılık-gayrılık değil, bir birlik, beraberlik ve kardeşlik anlamı çıkarmaktır. Kerbela'yı anlamak; Hakk'a, hakikate, adalete, ahlaka, erdeme, fazilete, izzete, onura ve şerefe sevdalı olmaktır. Yürek sızlatan Kerbela'dan, bize yeni bir can ve yeni bir nefes üflemektir. Bir sevgi, bir muhabbet devşirmektir. Kerbela'da yaşananlar aynı zamanda mazlumun zalime karşı duruşunun simgesidir. Hz. Hüseyin canı pahasına da olsa haksızlık karşısında susulmayacağını göstermek için şehit olmuş ve bu duruşla asırlarca insanların gönlünde taht kurmuştur. Hepimize düşen Hz. Hüseyin'i doğru anlamak ve onun gibi yaşayabilmektir. Ancak bugün maalesef Müslümanların bir kısmının Kerbela'yı anlayamadığı görülmektedir. Suriye ve Irak başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde yeni Kerbelalar yaşanmaya, Müslümanların kanı akmaya devam etmektedir."

ALEVİLERİN SORUNLARINI BİLİYORUM

Büyükelçi, Alevi toplumunun sorunlarını bildiğini belirttiği konuşmasında, "Alevi kardeşlerimizin bazı sorunlarının ve buna bağlı olarak beklentilerinin olduğunu biliyoruz. Bu beklentileri dikkate almak ve imkanlar çerçevesinde çözüm üretmek devletimizin görevidir. Ankara'ya döndüğümde her vesileyle bu konuların takipçisi olacağıma söz veriyorum. Toplumumuzda hiç kimsenin kimseye üstünlüğü bulunmamaktadır. Çeşitliliklerimiz bizleri ayrı değil, zengin kılmaktadır. Yeter ki birbirimizi tanıyalım ve birbirimizi sevelim. Et ve tırnak nasıl birbirinden ayrılamaz ise biz de birbirimizi o şekilde tamamlıyoruz" dedi.