Auschwitz nasıl Nazi Holokostu'nun merkezi haline geldi?
Sovyetler Birliği askerlerinin Auschwitz'i kurtardığı 27 Ocak günü Holokost Anma Günü olarak anılıyor.
Nazilerin kurduğu Auschwitz-Birkenau toplama kampının Sovyet askerleri tarafından kurtarılmasının üzerinden 80 yıl geçti. Kampta öldürülen 1.1 milyon kişiyi anmak için 27 Ocak'ta kamptan kurtulan kişilerden bazıları ile dünya liderleri bir araya geliyor.
Kamptan kurtulan kişilerden çoğu 90'lı yaşlarında ve bu yılki, birçoğunun katılabileceği son anma töreni olabilir.
Nazi Almanyası yalnızca dört buçuk yıl içinde, işgal ettikleri Polonya'nın güney Oswiecim kenti yakınına kurdukları Auschwitz'de en az 1.1 milyon kişiyi sistematik biçimde öldürdü.
Auschwitz Nazilerin Avrupa'daki Yahudi nüfusunu ortadan kaldırma kampanyasının merkezinde yer alırken, kampta ölen kişilerin neredeyse bir milyonu Yahudiydi.
Hayatını kaybeden diğer kişiler Polonyalılar, Romanlar veya Rus savaş tutsaklarıydı.
Kızıl Ordu 27 Ocak 1945 günü temkinli bir şekilde Auschwitz'e girdiğinde geride yalnızca ortalama 7 bin tutsak kalmıştı. Naziler batıya çekilirken onbinlerce başka tutsağı da "ölüm yürüyüşlerine" göndererek kampı terketmeye zorlamışlardı.
Sovyet kurtarıcılar geldiğinde İtalyan tutsak Primo Levi kızıl hastalığına yakalanmış şekilde kampın hastanesinde yatıyordu.
Sonradan yazdığı Holokost anıları kitabı Ateşkes'te (The Truce) Levi, adamlar "her yere dağılan cesetlere, harap olmuş kulübelere ve hayatta kalan birkaçımıza utanç dolu bakışlar attı" yazdı.
"Bize selam vermediler, gülümsemediler; yalnızca şefkatin değil…böyle bir suçun var olmasından duydukları suçluluk duygusunun altında ezilmiş gibiydiler."
Asker Ivan Martynushkin toplama kampını kurtarma deneyimine dair "Bir deri bir kemik kalmış, işkence edilmiş, yoksullaştırılmış insanlar gördük," dedi.
"Bu cehennemden kurtarılmaktan memnun olduklarını gözlerinden anlayabiliyorduk."
Holokost nedir?
Naziler 1933 yılında Almanya hükümetinin başına geldiklerinde Yahudilerin varlıklarını, özgürlüklerini ve yasal haklarını ellerinden almaya başladılar.
Polonya'nın 1939 yılındaki Alman işgalinin ardından Naziler, Yahudileri Üçüncü İmparatorluk'tan Polonya'nın çeşitli kısımlarına göndererek, toplumun geri kalanından ayrı yaşayacakları gettolara yerleştirmeye başladılar.
1941 yılında Almanya'nın Sovyetler Birliği'ni işgali sırasında ise Naziler açıkça imha politikalarına başladılar. Naziler işgalden, Almanya ile Yahudiler ve Slav nüfusu ile Romanlar arasındaki ırk savaşı olarak bahsediyorlardı.
Einsatzgruppen adı verilen Alman askeri birlikleri sivil halkı katletmek üzere Avrupa'nın doğusunda yeni işgal edilen topraklara seyahat ettiler.
1941 yılının sonuna kadar 500 bin kişiyi, 1945 yılının sonuna kadar ise 1.3 milyonu Yahudilerden oluşan neredeyse iki milyon kişiyi öldürmüşlerdi.
Cephenin gerisinde ise Nazi komutanları toplu öldürme yöntemlerini araştırıyorlardı. İnsanları silahla vurmanın askerleri için fazla stresli olacağını düşündükleri için daha farklı cinayet yöntemleri keşfettiler.
1939 kadar erken bir zamanda Polonya'da zihinsel engelli kişileri öldürmek için deneysel gaz karavanları kullanılıyordu.
Bu yöntemde, içindeki kişileri öldürmek için mühürlü bir hücreye zehirli gazlar pompalanıyordu. 1941 yılının kışında Naziler Auschwitz'deki ilk gaz odası ile krematoryumu kurmuştu.
Nazi liderleri endüstriyel öldürme taktiklerini görüşmek için Ocak 1942'de Wannsee Konferansı'nda buluştular.
Bu planı "Yahudi sorunununa nihai çözüm" olarak tasvir ederken, Avrupa'nın 11 milyon kişilik Yahudi nüfusunu katlederek ve zorla çalıştırarak öldürmeyi planlıyorlardı.
Auschwitz nedir?
Polonya'nın güneyindeki Auschwitz aslında Polonya ordusu kışlasıydı. Naziler Eylül 1939'da Polonya'yı işgal etti ve 1940 yılının Mayıs ayına kadar Auschwitz'i siyasi tutsaklar için bir hapishaneye çevirdiler.
Toplama kampının komutanı olarak görevlendirilen Nazi askeri Rudolf Höss "Çalışmak özgürleştirir" ("Arbeit Macht Frei") sloganını Almanya'nın Dachau kentinde çalıştığı başka bir kamptan getirdi.
Kötü şöhrete sahip bu cümle hala Auschwitz I olarak tanınan kampın girişinde sergileniyor.
Savaş ve Holokost devam ederken Nazi rejimi kampı çok genişletti.
Polonyalı ve Sovyet tutsaklardan oluşan bir grup Eylül 1941'de ilk kez gaz odasına sokulan kişiler oldu.
Bir sonraki ay da Auschwitz II-Birkenau isimli yeni bir kampın inşası başladı. 1944 yılının Kasım ayından önce yüzbinlerce kişinin öldürüldüğü devasa gaz odaları ile vücutlarının yakıldığı krematoryum bu kampta yer alıyor.
Birkenau altı Nazi ölüm kampının en büyüğü haline gelecekti. Belzec, Sobibor ve Treblinka'da kurulan üç diğer kamp da 1942 yılında tamamlandı.
Slovakyalı 999 kadın ve kız çocuk Mart 1942'de Auschwitz II-Birkenau'ya sevkedilen ilk Yahudiler oldu. Onların hemen ardından da Fransa'dan, sonra da Hollanda'dan ve Belçika'dan kişiler getirildi. 1944 yılına gelindiğinde her gün 12 bin Yahudi öldürülüyordu.
Alman kimyasal şirketi IG Farben, Auschwitz III-Monowitz kampında sentetik kauçuk fabrikası kurdu ve işletti.
Krupp ve Siemens-Schuckert gibi başka özel şirketler de kampın yakınında fabrikalar işleterek tutsakları köle işgücü olarak kullandı.
Primo Levi de, Nobel Ödülü sahibi Elie Wiesel de Monowitz toplama kampından kurtulmuştu.
Auschwitz kurtarıldığında 40 kamp ve alt kamptan oluşuyordu.
Auschwitz nasıl işliyordu?
Avrupa'nın dört bir yanından toplanan insanlar pencere, tuvalet, oturma yeri ya da gıda bulunmayan hayvan taşıma vagonlarına doldurulup Auschwitz'e sevkediliyordu.
Kampa geldiklerinde çalışabilecek kişiler ile derhal öldürülecek kişiler birbirinden ayrılıyordu.
İkinci gruptan soyunmaları ve "bit temizliği" için duşa gitmeleri isteniyordu; bu gaz odaları için kullanılan bir ifadeydi.
Ardından sözde "Hijyen Enstitüsü" görevlileri mühürlü odalara kuvvetli Zyklon-B gazı tabletleri atıp insanların ölmesini bekliyordu.
Bu yaklaşık 20 dakika sürüyordu. Gaz odalarının kalın duvarları, içeride boğulan kişilerin çığlıklarını saklayamıyordu.
Bir sonraki aşamada Sonderkommando adı verilen, öldürülmemek için gardiyanlara çalışmak zorunda bırakılan ve genelde Yahudi olan tutsaklar gaz odasına giriyordu.
Ölen kişilerin varsa yapay uzuvlarını, gözlüklerini, saçlarını ve dişlerini topladıktan sonra cesetleri yakma odasına götürüyorlardı. Cesetlerin külleri gömülüyor veya gübre olarak kullanılıyordu.
Gaz ile öldürülen kişiler ile çalışmaya gönderilen kişilerin eşyaları kampın "Kanada" adı verilen bir bölümünde ayrıştırılıyordu. Kanada bolluk içinde yaşayan bir ülke olarak görüldüğü için bu isim seçilmişti.
Kurbanlar kimdi?
Sovyet Birlikleri yaklaştıkça SS gardiyanları suçlarını saklamaya ve kapsamlı tutsak kayıtlarını yok etmeye çalıştıkları için kurbanların sayısını tam olarak belirlemek zor.
Auschwitz'e toplam 1.3 milyona yakın kişinin geldiği, yaklaşık 1.1 milyonunun da orada öldüğü konusunda akademik çalışmalar hemfikir.
Nazi kontrolündeki Avrupa'nın dört bir köşesinden gelen Yahudiler kurbanların büyük çoğunluğunu oluşturuyordu. Auschwitz'de yaklaşık bir milyon Yahudi öldürüldü.
Macaristan'daki Yahudi nüfus, bunun örneklerinden birini oluşturuyor.
1944 yılının Mayıs ile Haziran ayları arasında, yalnızca iki aylık bir sürede Macaristan 437 bin kişilik Yahudi nüfusunun 420 binini Auschwitz'e sevk etti.
Her gün on binlerce Macar Yahudi Auschwitz'e gönderiliyordu. Dörtte üçü kampa varır varmaz öldürülüyordu.
Alman hükümeti Auschwitz kampüsünde 75 bin Polonyalı sivili, 15 bin Sovyet savaş tutsağını, 25 bin Roman ile Manuşu, Yehova'nın Şahitlerini, eşcinselleri ve siyasi tutsakları öldürdü.
Auschwitz kurtarıldığında ne oldu?
1944 yılının sonuna doğru Sovyet birlikleri Batı'ya ilerlerken Alman yetkililer, gazlamanın durdurulması ve gaz odaları ile krematoryumun yok edilmesi emri verdi.
Kısa süre sonra kampın Kanada bölümündeki çalıntı kıymetli eşyalar yığını Almanya'ya sevk edildi.
Suçlarının kanıtlarını silmeye kararlı olan Naziler kalan 56,000 tutsağa batıdaki Bergen-Belsen, Dachau ve Sachsenhausen gibi diğer toplama kamplarına yürümeleri emri verdi.
Yürüyemeyecek kadar hasta olan tutsaklar geride bırakıldı, yürüyüş sırasında geride kalanlar da öldürüldü.
27 Ocak 1945'te kampa giren Sovyet güçleri hayatta kalan yalnızca birkaç bin kişi olduğunu gördü, yüzbinlerce kıyafet ve birkaç ton insan saçı buldu.
Askerler hayatta kalan bazı kişileri Nazilerin gerçekten kampı terk ettiğine ikna etmek zorunda kaldıklarını sonradan anlattılar.
Kampın kurtuluşunun 50. yılı için yaptığı konuşmada Elie Wiesel Auschwitz'deki Nazi suçlarının "kozmik seviyede mutasyona sebep olduğunu, insanların hayallerini ve çabalarını etkilediğini" söyledi.
"Auschwitz'in ardından insanlık artık aynı değil. Auschwitz'den sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak."