Haberler

TBMM Başkanı Çiçek Polonya'da

Çiçek: ‘’Ziyaretim sırasında Polonya ile Türkiye arasında dostluğun ne kadar güçlü olduğunu, ilişkilerin de ne denli yoğun olduğunu bir kez daha müşahede etme imkanı buldum’’ ‘’Savaş koşullarında yaşanan acılar nedeniyle bir milletin soykırım ile suçlanması kabul edilebilir bir şey değildir.

Polonya'nın başkenti Varşova'da temaslarını sürdüren TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Polonya ile Türkiye arasındaki dostluğun ne kadar güçlü olduğunu müşahede ettiğini söyledi.

Polonya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde (PISM) konuşan Çiçek, Polonya-Türkiye ilişkilerinin yanı sıra Türkiye-AB ilişkileri ve uluslararası konulara değindi.

Karşılıklı yapılan üst düzey ziyaretlerin katkısıyla son dönemde Türkiye-Polonya ilişkilerinin önemli ivme kazandığını belirten Çiçek, "Ziyaretim sırasında Polonya ile Türkiye arasında dostluğun ne kadar güçlü olduğunu, ilişkilerin de ne denli yoğun olduğunu bir kez daha müşahede etme imkanı buldum" dedi.

Türkiye ile Polonya arasındaki 600 yıllık dostluk ilişkilerinin bir kez daha teyit edilmesi amacıyla dün Polonya Meclisi'nde (Sejm) oybirliği ile kabul edilen tarihi karar dolayısıyla Meclis Başkanı Ewa Kopacz ve tüm milletvekillerine teşekkür eden Çiçek, bu kararda belirtildiği gibi 600 yıllık dostluğun her alanda daha da güçlenerek ebediyete kadar devam etmesi konusunda gerek Türkiye gerek Polonya tarafında iradenin tam olduğun kaydetti.

TBMM Başkanı Çiçek, Osmanlı İmparatorluğu ile Lehistan Krallığı arasında diplomatik ilişiklerin tesis edilmesinin 600. yıl dönümünün iki ülkede de çok sayda etkinlikle kutlandığını, 600 yıllık ilişkilerin Türkiye ile Polonya arasındaki bağların ne kadar güçlü olduğunu gösterdiğini belirtti.

Polonya'nın, Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğine işaret eden Çiçek, bu destekten dolayı dost ve müttefik Polonya'ya teşekkür ederek, bu desteğin gelecek dönemde de görünür ve güçlü bir şekilde devamını beklediğini dile getirdi.

İki ülke arasında ekonomik alandaki işbirliğini daha da derinleştirmek ve çeşitlendirmek için büyük bir potansiyelin mevcut olduğuna inandığını ifade eden Çiçek, bu bağlamda iki ülkenin karşılıklı cazip yatırım olanakları sunduğunu söyledi.

Çiçek, Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerde 22. faslın açıldığını, gelecek dönemde de yeni fasılların açılmasıyla Türkiye-AB müzakerelerinin hızla ilerlemesi ve objektif kriterler temelinde Türkiye'nin üyeliğinin bir an önce gerçekleşmesini arzu ettiğini belirtti.

Ermeni iddialarının Polonya Meclisi'nde kabul edilmesi

Sejm'de 2005 yılında kabul edilen, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarıyla ilgili kararın 600 yılı aşkın süredir Polonya halkına karşı büyük dostluk besleyen Türk halkında üzüntüye neden olduğunu vurgulayan Çiçek, Birinci Dünya Savaşı'nda zalim savaş koşulları nedeniyle pek çok halkın büyük acılar çektiğine, Türk halkının da büyük acılar çektiğine dikkati çekerek, "Savaş koşullarında yaşanan acılar nedeniyle bir milletin soykırım ile suçlanması kabul edilebilir bir şey değildir. Bunun ötesinde, görevleri tarih yazmak olmayan yasama organları tarafından bu yönde karar alınması bir millete karşı yapılabilecek en büyük haksızlıktır" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin 2005 yılında tüm dünyaya bu konuyu tarihçilerin ve uzmanların ele alması ve ortaya çıkacak sonuçlara tüm tarafların saygı göstermesi çağrısında bulunduğunu hatırlatan Çiçek, "Gelecek dönemde iki ülke ilişkilerinde konu olmaması gereken bu hususun Türkiye ve Polonya arasındaki 600 yıllık dostluğu ve her alandaki yüksek işbirliği potansiyelini gölgelemesine izin verilmemesi gerektiğini ifade etmek isterim" diye konuştu.

Kıbrıs ve Yukarı Karabağ sorunu

Kıbrıs konusuna da değinen Çiçek, KKTC ve Rum liderlerinin şubat ayında BM gözetiminde kapsamlı çözüm müzakerelerine yeniden başlamış olmalarından memnuniyet duyduğunu, bu  müzakere sürecinin sonuç alıcı olması ve en kısa sürede Ada'nın ortak sahibi olan iki halkın asli kurucu iradeleri ve siyasi eşitlik temelinde adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüme varılmasını arzuladıklarını kaydetti.

Yukarı Karabağ ihtilafına da değinen Çiçek, Azerbaycan topraklarının beşte birinin 1992 yılından beri Ermenistan işgali altında olduğuna işaret etti.

Bir milyon Azeri'nin Yukarı Karabağ ve etrafındaki bölgelerden zorla göç ettirildiğini anımsatan Çiçek, Ermeni işgalinin en kısa zamanda son bulmasının, Azerbaycanlı mültecilerin huzur içinde evlerine dönmelerinin ve Yukarı Karabağ sorununun tüm boyutlarıyla ele alınmaya devam edilmesinin büyük önem arz ettiğini vurguladı.

Suriye'deki trajedi

Kafkaslar'da bu durumun çözülmediğine, günde 50 kişinin hayatını kaybettiği Irak'taki durumun da dünyanın gündeminde olmadığına dikkati çeken Çiçek, "Kuzey Kutbu'nda sıkışan iki balina için dünya ayağı kalkıyor, Türkiye'nin güneyinde her gün yüzlerce insan ölüyor, herkes oturduğu yerden beyanat vererek, vicdanlarını rahatlamaya çalışıyor. Kimsenin kılını kıpırdattığı yok" dedi.

Suriye'den yüz binlerce mültecinin Türkiye, Ürdün ve Lübnan'a sığınmak zorunda kaldığını belirten Çiçek, bu insanların, uluslararası camianın ilgi göstermesini ve bir an evvel ateşin durmasını istediğini söyledi.

Cenevre konferanslarının yapıldığını ancak herhangi bir neticeye varılmadığını ifade eden Çiçek, sözlerine şöyle devam etti:

"Uluslararası toplumun da şöyle bir ayıbı var. 'Kimyasal silah kullanma, nasıl öldürürsen öldür, ben karışmam' dercesine büyük bir aymazlık içerisinde sırtını dönmüş ve bu kadar insan, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, özgürlük adına bu kadar lafın, beyanatın verildiği dünyada insan haklarından mahrum, özgürlüklerden mahrum, hayat hakkı her an tehlikede."

Çiçek, bütün bunların büyük ölçüde sıkıntısını Türkiye'nin çektiğini belirtti.

Kırım krizi

Ukrayna'daki kriz konusunda da Çiçek, Kırım'da Türk kültürünün mirasçıları ve soydaş olan Tatarların yaşadığına dikkati çekerek, Tatarların İkinci Dünya Savaşı'nda acılar çektiğini ve yerlerinden yurtlarından edildiğini, uluslararası camianın o dönemde de bu Kırım meselesine yeteri kadar ilgi göstermediğini kaydetti.

"Kırım meselesi söz konusu olduğunda belki başka ülkelere nazaran biraz daha farklı açıdan bakarak bu sorunun çözülmesini istiyoruz. Emrivakileri doğru bulmuyoruz. Uluslararası toplum ne yapacaksa bu konudaki kararsızlıklarını ortadan kaldırması lazım" ifadesini kullanan Çiçek, "Biz uluslararası camianın bazı konularda 'hadi varız' dedikten sonra nasıl sonra viraj aldıklarını çok gördük. Onun için biz başkalarının yürüyüşünü de görmek isteriz" dedi.

Türkiye-AB ilişkileri

Türkiye'de halkın AB'ye ilgisinin azaldığı yönündeki soruya Çiçek, "Türkiye'nin AB'ye üye olma yönündeki hedefi konjonktürel, mevsimlik, gelip geçici bir karar değil" yanıtını verdi.

Türkiye'nin 51 senedir stratejik tercih olarak AB ile bütünleşmek istediğini ifade eden Çiçek, Türkiye'nin tam üye olma noktasında kararlılığını her sefer ortaya koyduğunu belirtti.

"Müzakere edecek başlık kalmadı"

AB üyesi ülkelerin önde gelen devlet ve siyaset adamlarının, Türkiye'yi rahatsız edici tam üyeliğin dışında başka üyelikler teklif eden açıklamaları sebebiyle Türk halkında da zaman zaman "biz ne yaparsak yapalım bizi AB'ye tam üye olarak almayacaklar" tarzında bir kanaatin oluştuğunun görüldüğünü ifade eden Çiçek, "Dolayısıyla iki taraflı bakmak gerekiyor. Türkiye belli bir tarihten beri müzakere yapan ülke konumundadır ancak şu an müzakere edeceği başlık kalmadı" diye konuştu.

"Açılmış başlıkların kapanış kriterleri bize bildirilmedi. Açılacak başlıkların da açılış kriterleri halen bize bildirilmedi. Yani tabiri caizse biz imtihana girmişiz AB hala soruyu göndermemiş. Biz neyi cevaplayacağımızı bilmiyoruz. Biz cevapları bulabiliriz, bu ayrı bir mesele. Bu kendi yeteneğimiz kendi ferasetimiz" diyen Çiçek, 2005'ten beri halen kalan başlıklarla ilgili açılış kriterlerinin bildirilmediğine dikkati çekti.

Güney Kıbrıs Rum kesimi ve Fransa'nın blokajlarından dolayı zaten bazı başlıkları müzakere etme imkanının fiilen bulunmadığını belirten Çiçek, Türkiye'nin müstakil Avrupa Birliği Bakanlığı kurarak tercihini ve kararlılığını ortaya koyduğunu ifade etti.

Kriterler bilindiğinde gereğinin yapılacağını vurgulayan Çiçek, Almanya'yı eleştirerek, "Zaman zaman önde gelen AB ülkelerden ahde vefasızlık görüyoruz. İmtiyazlı ortaklık diye asla kabul etmeyeceğimiz bir kısım teklifler geldi. Bu teklifler de bizi rahatsız eder. Biz başlangıçta bu işe girerken tam üye olacağız dedik. Maçın yarısında önde gelen ülkelerin bazıları kural değiştirmeye çalışıyor" dedi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, PISM'deki toplantının ardından Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliğinde Türk toplumu ve Türk iş adamlarıyla bir araya geldi.

Çiçek burada Türk vatandaşlarının sorunlarını dinledi.

TBMM Başkanı Çiçek, yarın Krakov kentine geçerek Türk Şehitliğini ziyaret edecek, akşam saatlerinde de Türkiye'ye dönecek. - Varşova

Kaynak: AA / Güncel

Avrupa Birliği Cemil Çiçek Türkiye Polonya Politika Güncel Haberler

title