Erdoğan, "Yeni Türkiye Hayalleriydi" Deyip 5 İsim Saydı

Memur - Sen sempozyumunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki büyüme rakamlarını hatırlatarak "Büyük Türkiye Mustafa Kemal'in, Menderes'in, Erbakan'ın, Necip Fazıl'ın, Akif İnan'ın hayaliydi. Yeni Türkiye için yapılan o mücadele şimdi meyvelerini veriyor. Türkiye ekonomisi yüzde 5 büyüyerek yoluna devam ediyor" dedi.

Konuşmasında cemaate yönelik sert ifadeler kullanan Erdoğan "Saldırının nereden geleceğini tahmin edemezsiniz, ihanetin nerden geleceğini kestiremezsiniz, sırtınızdan kimin hançerleyeceğini göremezsiniz. Yiğit ne diyor, 'Karşımdan gelerek beni vursa gam yemeyeceğim ve ona diyeceğim ki erkekçe geldi beni öldürdü. Ama arkadan hançerleyerek vurduğu zaman işte o alçağı hazmedemiyorum' diyor. Siz dost zannedesiniz ama dost bildiğinizin idrakin, vatanını, milletini karanlık odaklara pazarladığını bilemeyebilirsiniz. Önemli olan her ihtimal karşısında sebat edebilmek. Açık konuşayım. Özeleştiri… Bizde yanıldık, yanıltıldık. Şuanda biraz da daha erken netice alabilecekken gecikmemizin sebebi bu olmuştur" şeklinde konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;

"Gençleri bu dava sancağı asla asla yere düşmeyecek. Bu sancağı taşıyacak yiğitler her zaman olacaktır. Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış vatanımıza kast ettiler. Bu aziz mücadeleyi, bu sancağı silmek istediler. Sarıkamış'ta, Çanakkale'de, Kurtul Amare'de direndi. Direndi ve o sancağı yere düşürmedi.

"YENİ TÜRKİYE HAYALLERİYDİ"

23 Nisan 1920'deki o büyük ittifak devam ettirelemedi. Dinimize, ezanımıza, dilimize saldırıldı. Bu zor zamanlarda bile hak davasının sancağı yere düşürülmedi. Yeniden büyük Türkiye Mustafa Kemal'in, Menderes'in, Erbakan'ın, Necip Fazıl'ın, Akif İnan'ın hayaliydi.

Yeni Türkiye için yapılan o mücadele şimdi meyvelerini veriyor. Türkiye ekonomisi yüzde 5 büyüyerek yoluna devam ediyor.Özgürlükler her alanda yeni Türkiye'nin önünü açmıştır. Devletle millet kucaklaşmıştır. İnançların, değerlerin üzerindeki baskılar tek tek kaldırılmıştır.

"YİĞİT NE DİYOR..."

Terör ve darbe girişimleri eski Türkiye'yi diriltme çabasıdır. Saldırının nereden geleceğini tahmin edemezsiniz, ihanetin nerden geleceğini kestiremezsiniz, sırtınızdan kimin hançerleyeceğini göremezsiniz. Yiğit ne diyor, 'Karşımdan gelerek beni vursa gam yemeyeceğim ve ona diyeceğim ki erkekçe geldi beni öldürdü. Ama arkadan hançerleyerek vurduğu zaman işte o alçağı hazmedemiyorum' diyor.

"BİZ YANILDIK, YANILTILDIK"

Siz dost zannedesiniz ama dost bildiğinizin idrakin, vatanını, milletini karanlık odaklara pazarladığını bilemeyebilirsiniz. Önemli olan her ihtimal karşısında sebat edebilmek. Açık konuşayım. Özeleştiri… Bizde yanıldık, yanıltıldık. Şuanda biraz da daha erken netice alabilecekken gecikmemizin sebebi bu olmuştur

"DÖNEMİN HAŞHAŞİLERİ OLDULAR"

Dönemin başbakanı diye fezleke hazırlayanlar şu anda dönemin haşhaşileri oldu. Şu anda hala beddua seansları düzenliyorlar. Bu defa artık Pensilvanya'da düzenliyorlar. Bu beddua seanslarında akla hayale gelmez sıfatlar yakıştırmaya çalışıyorlar. Ne yakıştırırsanız yakıştırın, biliniz ki sizin tuzaklarınız üzerinde Allah'ın tuzağı vardır. Bunu böyle bilin.

"40 YILLIK TEZGAH"

Bu sahtekarlıkları aydınlığa kavuşturmak için daha çok çalışacağız. 40 yıllık tezgahı bir yılda bitirmek kolay değil. Sabırla çalışacağız. Memur olmak için yıllarca çalışan ama çalınan sorular sebebiyle hayalleri gaspedilen çocukların hakları için daha çok çalışacağız. Himmetleri zekatları kurbanları bağışları çalınan esnaf için, sanayici için daha çok çalışacağız.

"İNLERİNE GİRİLİNCE..."

Paralel yapıyı bir maşa olarak kullanan üst akıl, kullandığı maşa beceriksiz çıkınca başka yollara sapacaktır. Yeni kuklalar arayacaktır. Uyanık olacağız. İnlerine girilince, hesap sorulmaya başlanınca ortalığı gürültüye vurmaya başladılar. Bu konuda çok başarılılar
Gidiyor ağlama duvarlarında mazlum edasıyla gözyaşı döküyorlar.

"GAZETECİ SADECE KALEM TUTMUYOR Kİ"

Bir grup eli kalem tutanlar ilan vermişler. Gazeteciler tutuklanmış, içeri atılmış vs. Bizim cezaevlerimizde 7 tane mahkum gazeteci vardır. Bu önemli toplantıda açıklamam lazım. Bunların bir grubu terörle ilişkilidir. Bir kısmı öldürme suçuyla ilişkilidir. Son operasyonda gözaltına alınan gazeteci illegal bir gruba destek olmaktan alındı. Ey eli kalem tutanlar gazeteciler suç işlemez mi? Suç işliyorsa bedelini ödemek zorundadır. Gazeteci sadece kalem tutmuyor ki, yeri gelir silah tutar.

"ABD'DE BİLE BUNU YAPAMAZLAR"

Cezaevlerinde olanların sayısını hesap kitap yapıp baksınlar. Türkiye aleyhine propaganda yapıyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde medya Türkiye'deki kadar serbest değildir. İddialı konuşuyorum. O kadar serbesttir ki demokratik ülkelerde bile müsaade edilmeyen hakaretler yapılıyor. Bunu şahsımda yaşıyorum, ailemle yaşıyorum. Onlara yapılan hakareti dünyanın hiçbir yerinde yapamazsınız. Yerden tavana sınır yok hakaretlerin. ABD'de bile bunu yapamazlar.

"BİZ AB'NİN GÜNAH KEÇİSİ DEĞİLİZ"

Bu manşetleri AB içinde atamazlar. Amerika'da daha geçen hafta gazeteciler gözaltına alındı. Anadolu Ajansı'ndan arkadaşımız yerlerde sürüklendi ama bunu görmediler. Kendileri yapınca, başkaları yapınca susuyorlar ama Türkiye'de gazetecilik faaliyeti dışında gözaltına alınanları bize karşı kullanıyorlar. Biz AB'nin günah keçisi değiliz, parmak sallayacağı, azarlayamaya kalkışacağı bir ülke hiç değiliz…Eski Türkiye yok artık yeni Türkiye var. O günler geçti. O günler eski Türkiye'de kaldı.

Avrupa bizi eleştireceğine gitsin AB içindeki faili meçhul cinayetleri aydınlatsın. Avrupa bizi eleştireceğine gitsin Irkçılığa çare bulsun. Yeniden Büyük Türkiye'yi beraber kurduk, kuruyoruz. Hiç bitmeyecek bir mücadele sürecini inşallah gençlere emanet edeceğiz.
Sizler gibi yol arkadaşlarım olduğu içib Rabbim'e ham ediyorum. Çözüm süreci ve yeni anayasa süreci kapsamında bu işin mücadelesini sürdürmekte kararlıyız. Daha çok çalışmamız lazım."