Haberler

    Erdoğan'dan Işid İddialarına Tepki

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin IŞİD'e göz yumduğu haberlerine sert tepki gösterdi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pazartesi günü Amerikan The New York Times gazetesinde çıkan ve Türkiye'den Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütüne yoğun katılım olduğu iddialarına Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) 19. Olağan Genel Kurulu'nda yanıt verdi. O haberde, Ankara'nın Hacıbayram mahallesinin IŞİD'in eleman devşirme ve toplama merkezi haline geldiği öne sürülmüş, haberin fotoğrafında Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Hacı Bayram Veli Camii'nden çıkarken çekilmiş fotoğrafları kullanılmıştı. Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

    "Bazı basın kuruluşları içeride ve dışarıda, ABD'deki bazı kuruluşlar, malum medya kuruluşları koordinasyon içinde Türkiye'ye yönelik saldırı başlatmış durumdalar. Bir gazete, Hacı Bayram Veli Camisi'nden çıkarken benim ve Başbakanımızın fotoğrafımızı kullanıyor. Bu camiden bir örgütün terörist devşirdiğini yazıyor. Bu en hafif tabiriyle edepsizliktir, alçaklıktır, adiliktir. Türkiye'yi teröre destek veren, göz yuman bir ülke gibi göstermek densizliktir. Türkiye petrol alıyormuş, hastanelerde yaralı tedavi ediyormuş. Böyle bir şey asla, kesinlikle söz konusu değil. Bu haberlere nerelerden yalan malzeme üretildiğini de çok iyi biliyoruz. Türkiye bu algı operasyonlarına boyun eğmeyecek kadar da büyük bir ülkedir. İstikamet değiştirmeyecek, diz çökmeyecek kadar büyük bir ülkedir."

    "Konuşurken dikkatli olmak zorundayız"

    Erdoğan, IŞİD tarafından Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'ndan kaçırılan 49 rehineyi hatırlattı. Medya ve muhalefet partilerine çağrıda bulundu:

    "Musul'da kaçırılan 49 can her şeyden önemlidir. Konuşurken dikkatli olmak zorundayız. Çünkü mesuliyet makamındayız. Bu hassasiyetle hareket etmek zorundayız. İsteriz ki siyasi partilerde medya da aynı hassasiyeti taşısınlar. Üzülerek bunun olmadığını, ihanet şebekelerine su taşındığını görüyoruz. Bu ahlaksız saldırıların hepsini boşa çıkaracağız. Pazar BM genel Kurulu için New York'a gidiyoruz. Bu çirkin, ahlaksız algı operasyonlarını muhataplarına anlatacağız. Biz hep yaşatmanın yanında olduk, hep de öyle olacak. Cana kıyanların karşısında olduk, ebediyen de karşısında olacağız."

    "İslami terörü asla kabul etmedik"

    Erdoğan, Türkiye'nin her zaman terörün karşısında olduğunu da şu sözlerle dile getirdi:

    "Ortadoğu'da Suriye'de, Irak'ta bizim uyarılarımızı ciddiye almayanlar şimdi haklılığımızı görüyorlar. Nereden gelirse gelsin Türkiye her zaman terörün karşısında olan bir ülkedir. Ayrım yapmaksızın her türlü terörün ve terör örgütünün karşısında bir ülkedir. İslami terör diye bir kavramı asla kabul etmedik ve etmiyoruz. İslam kelime itibariyle, kavram itibariyle barış tanımından türemiştir. Barış dini olan İslam'a kimse kalkıp da terörü yakıştıramaz. Böyle bir şey dinimizde yok. Sünni terör, Şii terör diye bir kavramı asla kabul etmiyoruz. Mezhepçiliği reddeden bir dinin mensubuyuz. Bizim için aslolan İslam'dır. Dinimizin hükümleri bellidir. İnsan canına kasteden her türlü illegal yapı bizim nazarımızda aynıdır. Bir insanı katleden tüm insanlığı katletmiş gibidir diyen bir dinin mensuplarıyız. Biz cana kasteden bu örgütleri nasıl tasvip ederiz?"

    "Sabotajlara itibar etmeyeceğiz"

    Kürt sorununa çözüm sürecinin kararlılıkla sürdüğü mesajını veren Erdoğan konuşmasında bu konuya geniş yer ayırdı. Hem esnaftan destek istedi hem de Türkiye'nin bu sorunu çözmekten başka seçeneği olmadığının altını çizdi.

    "Terörün maddi boyutuyla en çok da esnaf ve sanatkarımıza zarar verdiğini biliyorsunuz, yaşıyorsunuz. Kepenk kapatmalar esnafımıza zarar verdi, yol kesmeler, güvensizlik atmosferi, yatırımlara yapılan saldırılar esnafımıza zarar verdi. Bu sorun çözüldüğünde inanın anneler, babalar, gençler kadar şehirlerimiz de ticaret de esnafımız da bu süreçten kazançlı çıkacaktır. Bir buçuk yıllık süreç Doğu ve Gündeydoğu'da ekonominin canlanmasına yol açtı. Nasıl ki anneler çocuklarının kaçırılmasına cesaretle karşı çıkıyorsa, esnaf da zorla kepenginin kapattırılmasına artık itiraz ediyor. Sabotajlara itibar etmeyeceğiz. Kimi illerimizde süreci tahrip etmek amacıyla sabotaj amaçlı kurulmuş tuzaklara asla düşmeyeceğiz. Gençlerin ölmediği, sokakların çatışma alanına dönüşmediği bir süreci yakaladık. İnşallah bunu hep birlikte muhafaza edeceğiz. İşitiyorum ki desteğinizi ileriye taşıyalım. Bakkalımız, berberimiz, marangoz müşterisine bunu anlatsın. Kardeşlik iklimini devamlı hatırlatsın. Çözüm süreci tek başına hükümetin ve siyasi partilerin meselesi değil 77 milyonun ortak derdidir. Terörün bedelini sadece Doğu ve Gündeydoğu'da yaşayanlar ödemedi. 81 vilayetimiz bu meselde bedel ödedi. İnşallah bu meseleyi de 77 milyon hep birlikte çözeceğiz, kardeşliğimizi güçlendireceğiz. Hiç kimse umutsuz olmasın. "Süreci sabote etmek, baltalamak, milletin zihnini bulandırmak için yapılan tahriklere kimse aldanmasın. Türkiye'nin önünde bu meseleyi çözmekten başka hiçbir seçenek yoktur ve inşallah nihayete erdirecektir. Esnaf ve sanatkarımızın daha fazla inisiyatif alacağına da yürekten inanıyorum."

    "Mücadelede bizimle ne kadar yer alacaklar?"

    Erdoğan uluslararası camianın Türkiye'yi terör konusunda yalnız bıraktığını söyleyip sitem etti.

    "Dünyada terörü en büyük bedeli ödemiş ülkelerden biriyiz. Son 30 yılda hem çok sayıda canı yitirdik hem de ekonomik olarak maliyet ödedik. Süreç içinde zaman zaman yanlışlar yapılsa da mücadeleyi sürdürdük. Türkiye 30 yılı aşkın bir süredir mücadelesinde her zaman yalnız bırakıldı. İşlenen cinayetler bazı ülkeler tarafından görmezden gelindi. Toplu katliamlara, bebeklerin katledilmesine, camide insanların kurşuna dizilmesine, çocukların eline silah verilmesine kadınların istismar edilmesine bazı ülkeler sessiz kaldılar. Bazıları Türkiye'ye yönelik teröre destek verdiler. Ne zaman ki terör kendilerini tehdit etmeye başladı işte o zaman harekete geçtiler. Kanlı terör örgütlerini gün gelip silahı bu ülkelere doğrultacağını geç de olsa gördüler. Terörün hedef ayrımı yapmayacağını defalarca söylediğimizde bize hak veriyor ama gizliden gizliye göz yummaya devam ediyorlardı. Haklılığımı görmüş durumdular ama yetmez. Ama mücadelede bizimle ne kadar yer alacaklar, bunu görmemiz lazım."

    "Kendilerini acaba ne sanıyorlar?"

    Türkiye ekonomisinin hedef alındığını da söyleyen Erdoğan, kredi derecelendirme kuruluşlarına tepkisini sürdürdü.

    "İstikrara yönelik içeriden ve dışarıdan yapılan algı operasyonlarının bir hedefi de ekonomi. Bunlara son 12 yılda başvuruldu, aynı bayat senaryo bugün de uygulanmak isteniyor. Uluslararası medya, kredi derecelendirme kuruluşları üzerinden olumsuz değerlendirmeler yapılıyor. Bu tuzaklara hamd olsun düşmedik. Bu tuzakların boşa çıkarılacağına gönülden inanıyorum. Dünyanın en güçlü ekonomilerinin dağıldığı ya da yerinde saydığı ortamda Türkiye ekonomisi büyüdü. Bu kredi derecelendirme kuruluşlarının iki tanesi kalkıyor Türkiye ile ilgili olumsuz değerlendirme gayretine giriyor. Avrupa'da batmış, çökmüş, ayakta tutulmaya çalışan ülkeye altı derece birden artış veren bu kuruluşların yaptıkları, siyaseten çökertemedikleri bir ülkeyi ekonomik olarak nasıl çökertiriz gayretidir. Kendilerini acaba ne sanıyorlar? Tüm algı operasyonlarına rağmen Türkiye ekonomisi büyümeye devam ediyor."

    Erdoğan sözlerini kutuplaşmaların son bulmasına yönelik çağrısıyla bitirdi. "Artık enerjimizi faydası olmayan gerilimlere, kutuplaşmalara, kamplaşmalara sarf etmeden geleceğe bakacağız, seferber olacağız. Kamplaşmanın, kutuplaşmanın, yasakların, kısıtlamaların bu ülkeye faydası yok. Aksine bunlar giderildikçe ekonominin de büyüdüğünü gördük. Ağır bedeller ödendi ama demokrasinin kimseye kaybettirmediğini tecrübe ettik. Demokrasi ve kardeşlikle büyüyeceğiz" dedi.

    Kaynak: Aljazeera / Güncel

    Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Işid Işid Politika Güncel Haberler

    500
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title