Haberler

CHP'li Oran'dan Suç Duyurusu

CHP İstanbul Milletvekili Oran, IŞİD’in 11 Haziran 2014'te Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğunu basarak, 49 vatandaşı rehin almasıyla ilgili Erdoğan, Davutoğlu Önhon hakkında "görevlerini kötüye kullandıkları" gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.

CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, IŞİD'in 11 Haziran 2014'te Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğunu basarak, 49 vatandaşı rehin almasıyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve olay tarihinde Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu ve Asya Pasifik İşleri Müsteşar Yardımcılığı görevinde bulunan Ömer Önhon hakkında "görevlerini kötüye kullandıkları" gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.

Oran, rehin alınan konsolosluk görevlileri arasında kız kardeşi Nermin Taşdelen Yıldız, eniştesi Hakan Yıldız ve henüz bebek olan yeğeni Kuzey Deniz Yıldız da bulunan Muammer Taşdelen ile birlikte Ankara Adliyesine geldi. Oran ve Taşdelen, suç duyurusu dilekçelerini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdi.

Oran, daha sonra adliye önündeki gazetecilere yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan'ın zaman zaman Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerini okuduğunu hatırlattı. Ersoy'un Safahat'ındaki "Kocakarı ve Ömer" şiirinde, Dicle'nin kenarında bir kurdun aşırdığı koyunun hakkının dahi Hz. Ömer'den sorulacağının yazıldığını belirten Oran, "Türkiye'de bir akıl tutulması yaşanıyor. Yaklaşık 2 ay oldu. Bırakın koyunu, 49 yurttaşımız şu anda rehin" diye konuştu.

Rehinelerin ailelerinin perişan olduğunu, dikkate alınmadıklarını ve bilgilendirilmediklerini anlatan Oran, "Türkiye Cumhuriyeti böyle bir aymazlık, böyle bir vurdumduymazlık, böyle bir ihmal görmedi" dedi.

Konsolosluk için yılbaşından beri tahliye talebi bulunduğunu bildiren Oran, MİT'in uyarıları, başkonsolosa yönelik saldırı girişimleri ve başkonsolosluğa yönelik tehditlere rağmen, tahliye kararı alınmadığı için felaketin göz göre göre geldiğini söyledi.

Oran, şunları kaydetti:

"Erdoğan 'Cumhurun 'başı olacağım' diyor. Sen bir kere hükümetin başı olarak sorumluluklarını yerine getir. 49 yurttaşımızın can ve mal güvenliğinden sorumlusun. Bu sorumluluğundan kaçamazsın. Bırak şimdi Cumhurbaşkanlığını. 49 yurttaşımızın ne olduğu belli değil. IŞİD'e sesini bile çıkaramıyor Erdoğan, kınayamıyor bile. Ne ekersen onu biçersin. Rüzgar ekersen fırtına biçersin. Kargayı beslersen, karga da senin gözünü oyar. Bütün bu dış politika, siyaset anlayışımızın sorunu bu."

Oran, suç duyurusunun ekinde, sorumluların yargılanması konusunda sosyal medya üzerinden topladıkları on bin imzanın da bulunduğunu bildirdi ve rehin alınan vatandaşların bir an önce ülkeye gelmelerinin sağlanmasını istedi.

Rehine yakını Muammer Taşdelen ise artık bıçağın kemiğe dayandığını ifade ederek, "55 günlük süreçte, rehineleri kurtarmak için Dışişleri Bakanlığı ve hükümet nezdinde somut adım atılmamasından ciddi endişe duyduklarını" kaydetti.

Bakanlığın, 11 Haziran'dan bu yana suskunluk içinde olduğunu, eleştirilerden kaçınmak için "basın yasağı" getirildiğini kaydeden Taşdelen, "sürecin aşiretlere, arabuluculara, kanaat önderlerine terk edildiğini", hükümet ve bakanlığın ise kendini konunun dışında bıraktığını savundu.

Taşdelen, rehineler ve yakınlarının adeta kendi kaderlerine terk edildiğini söyleyerek, olayda ihmal ve sorumluluğu bulunanlar hakkında soruşturma açılmasını istediklerini bildirdi.

-Suç duyurusu

Suç duyurusu dilekçesinde, başkonsolosluğa tehditlerin Eylül 2013'ten itibaren yoğunlaşmaya başladığının Dışişleri Bakanlığınca bilindiği, Ocak 2014'te Musul'da görevli Özel Harekat polislerinin "olumsuz gelişmelerin devam etmesi halinde konsolosluğun tahliye planın yapılmasını" talep ettiği, ancak Davutoğlu ve bakanlık bürokratlarının konuya duyarsız kaldığı savunuldu. Başkonsolosluğun 10 Mayıs 2014'teki tahliye talebinin de kabul edilmediği aktarılan dilekçede, şu görüşlere yer verildi:

"Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile Irak Büyükelçiliği ve Musul Başkonsolosluğunun bağlı olduğu Müsteşar Yardımcısı Önhon, rehin alma olayı ve sorunun çözülmeyerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibarının rencide edilmesine, devlet alametinin küçümsenmesine, aşağılanmasına yol açmışlardır. Şüpheliler zincirleme şekilde görevlerini ihmal edip, kötüye kullanmışlardır.

IŞİD terör örgütü ile hükümetimiz arasındaki ilişkiye dair zaman zaman çeşitli haberler ulusal, uluslararası basına yansımıştır. Erdoğan yönetimindeki hükümetin IŞİD'e lojistik destek sağladığı iddiası yaygınlık kazanmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde IŞİD ile işbirliği yapıldığı seçim kampanyası kapsamında rehinelerimizin uygun bir şov zamanında salıverileceği öne sürülmektedir. Tüm bu ilişkiler TCK 305. madde kapsamındaki ulusal yararlarımıza karşı yapılan girişimler kapsamında değerlendirilmektedir." - Ankara

Kaynak: AA / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Ahmet Davutoğlu Umut Oran Musul Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title