Haberler

Istismarın Ardındaki Narsizm: Aşırılıklar ve Yoksunluklar

Sevgi Yaramış

Sevgi Yaramış

Uzman Psikolog / Kültür Psikoloji
26.04.2024 12:46

İstismara maruz bırakılan bireyler, yaşadıkları travmayı baş edebilmek adına çeşitli savunma mekanizmaları geliştirirler. Bazıları, bir daha benzer durumları yaşamamak için istismarcının manipülatif davranışlarını örnek alabilir, bu da onları ileriki yaşamlarında manipülatif bir tutum sergileyen bireyler haline getirebilir. Üstünlük duygusuyla dolu ve insanları kullanmaktan çekinmeyen bir narsist için, narsistik özellikler bir tür savunma mekanizması olabilir, çünkü bu özellikler bir daha kurban durumuna düşmelerini engellemeye yardımcı bir silah gibi işlev görebilir.

Ebeveynlikte sık yapılan hatalardan biri, çocuğunun başarılarını aşırı derecede abartmak ve onu gerçekçi olmayan bir şekilde idealize etmektir. Her anne ve baba, kendi çocuğunu özel görme eğilimindedir, ancak bazı ebeveynler bu övgüyü aşırıya kaçırır. Gerçeklikten uzak ve bolca dağıtılan övgüler, çocuğun gerçek dünyayı algılamasını engelleyebilir. Sürekli olarak aşırı şımartılan ve mükemmelleştirilen çocuklar, kendilerini her şeye hakları olan, kuralların dışında özel varlıklar olarak görmeye başlayabilirler. Bu aşırı şımartma, duygusal istismara yol açabilir. Çocuklar, her şeyi kolayca hak ettiklerini düşündükleri için, ileride ailelerinden aldıkları aşırı övgülerin ve şımartmanın gerçek dünyada eksik olduğunu fark ettiklerinde hayal kırıklığına uğrayabilirler ve çaresizlik hissedebilirler. Bu nedenle, ebeveynlerin çocuklarını desteklerken gerçekçi ve dengeli bir yaklaşım benimsemeleri önemlidir.

Narsistlerin çocukluklarındaki aşırılıklar üzerinde durduk, ancak narsizmin oluşumunda "yoksunluklar" da önemli bir rol oynayabilir. Özellikle duygusal yoksunluk, çocuğun duygusal ihtiyaçlarının yeterince karşılanmaması durumunda narsistik özelliklerin gelişimine zemin hazırlayabilir. Çocuk, duygusal olarak doyurulmadığında, bu yoksunluğu telafi etmek ve kendini korumak adına narsistik savunma mekanizmalarını kullanabilir.

Narsisizm, genellikle derinlemesine bir içsel boşluğun ve yetersizlik duygusunun bir yansımasıdır. Bu yüzden narsist bireyler, başkalarını kontrol etme ve üstün hissetme ihtiyacıyla bu boşluğu doldurmaya çalışabilirler. İstismara uğramış bir kişinin narsistik özellikler geliştirmesi, yaşadığı travmanın bir yansıması olabilir; bu birey, kontrolsüz ve zayıf hissettiği durumları manipüle ederek kendini korumaya çalışabilir.

Sonuç olarak, narsizmin kökenleri karmaşık ve çok yönlüdür. Aşırılıkların yanı sıra yoksunluklar da narsisizmin gelişiminde etkili olabilir, bu da bireyin içsel dünyasındaki boşluğu doldurma çabasının bir ifadesi olarak ortaya çıkabilir.

title